0.542. 537 86 70

Maklubeci çok bozulmuş..

Kasıtlı iftira ve gıybet uzmanı Emin Aydın bir paylaşım yapmış ve ‘Oğlu BŞB’de çalışan Metin Can, programa çıkmaktan kaçtı’ cinsinden ifadelerde kullanmış.

2022-03-07

Hep derim; ‘Bu çocuğun ya fıtratında ya çapında sorun var…’

Birincisi Aydın BŞB kamu kurumudur… Özlem Çerçioğlu gelir gider, yerine başkaları gelir gider, çalışanlar bakidir.

Aydın BŞB’de çalışmak suç ise, bir zamanlar Serhan’ın bütün yakınları oradaydı. Kendisi inkâr etmez, açıkça söyler zaten. Diğeri Server TözEmin Aydın’ın, buçuk kumpasçı programcılarından.

Servet Töz’ün de ailesi külliyen Aydın BŞB de idi… Şimdi Efeler de çalışıyorlar. Koca koca üniversitelere girmiş, dallarında uluslar arası ödül bile almış çocuklar aç mı kalsın? Emeklerini kazanma peşindeler. Hesaplaşmalarda çocukların suçu ne?  Peki şimdi Servet Töz için, ‘Ailecek önce Aydın BŞB’ye kapı atan, sonra Efeler Belediyesi’ne taşınan Servet Töz bu nedenle Emin Aydın’lara tetikçilik mi yapıyor?’ diyeceğiz?

Biz ısrarla milletin çoluk çocuğu işin işine karışmasın diye uzak dururken, sen kaşındın Emin… Sen bilmezsin Servet Töz’ün kız çocuklarına alçakça yapılan saldırıları. Hem de namuslarına leke sürmek amaçlı sahte hesaplardan yapılan şerefsizliklere en sert tepkiyi veren benim… Servet Töz, Özlem Çerçioğlu’nu kast ederek ve de Haşmet Aysan’ın yönlendirmesiyle, ‘Ulan o…pu’ diye yazı yazdığında, bu kez ona karşı çıktım. Çünkü Özlem Çerçioğlu’nun da çocukları vardı. Gördüğün gibi bizler mümkün olduğunca adalete bakıyoruz Emincim, senin gibi husumete değil…

Ey Ahali!... Bu Emin Aydın var ya Emin Aydın… Bizim dilbaz Emin. Yani sadece ağzı laf yapan demek. Öyle gazetecilikteki veri toplama-analiz-sonuçlandırma evrelerinin tek birinden dahi haberi olmayan Dilbaz Emin, bakın geçmişte ne işler çevirmiş?

Bir zamanlar Özlem Hanım’ın bildiğiniz Ajan-Muhbirliğini yapardı. Hatırladığım kadarıyla Haşmet Aysan,Emin Aydın bizim gizlice resimlerimizi çekip, Aydın BŞB’ye verdi, trollere yayınlattı’ cinsinden bir ihbar ya da şikâyette bulunmuştu galiba.

Şimdi hem fıtrat hem çapında hayli eksiklik olan Emin Aydın’a başlayalım mı derslere…

Canikom ben sana ne çağrı yapmışım; ‘Haldun Haşmet Aysan-Servet Töz- Levent Onuk’ da gelsin, istediğiniz zaman oradayım…’  Israrla onlara davet çıkarmıyorsun ya da yarım ağız bir kez kem küm ile çağrı yapıyor kulak üstüne yatıyorsun. Ondan sonra, ‘Metin Abi gel, program yapalım…

Onun da zamanı gelecek emin ol Emin… Ama şunu bil ki üç dakikada kroki, dördüncü dakikada nakavt, beşinci dakikada maç biter…

Şimdi bak sendeki fıtrat ve çap sorunlarını, nasıl tek tek sıralayacağım şekerparem;

1-  Özlem Çerçioğlu ile can ciğer kuzu sarması iken, Erkan Karaarslan’a, ‘Erkan Bey-Üstad’ diyordunuz… Özlem Hanım ile yollarınız ayrılınca adam belediyeler imamı oldu bir anda.

Bu sorun fıtratından mı çapından mı kaynaklanıyor Eminciğim?

2- Erkan Karaarslan beraat etmesine ve siz bu haberi vermenize rağmen ısrarla, ‘FETÖ Belediyeler İmamı olarak bilinen’ ifadesiyle, kara propagandanıza devam ettiniz. Bu yalanı kasıtlı şekilde konuklarınıza da söylettiniz… Bu sorun da hem fıtrat hem çapından kaynaklı galiba bal bademim…

3- Hiçbir programınızda, ‘Erkan Karaarslan’a bu kumpası kimler neden kurmuş? Bu kumpastan kimler kazançlı çıkmış, Aydın’ın bağrına nasıl hançer gibi saplanmış?’ sorularına yanıt aramadınız… Çünkü Özlem Çerçioğlu ile olan hesaplaşmanızda insanların suçlu ya da masum olmaları önemli değildi. Önemli olan adı çıkacağına canı çıksın misali gelsin Erkan Karaarslan muhabbeti, gitsin Erkan Karaarslan muhabbeti. Bohçacılar gibi sadece bir yıl Aydın’da kalan adamı, Aydın’daki her taşın altından çıkan kişi olarak, peşinen suçlu ilan ettiniz… Adam beraat etti, iftira ve gıybetinizden dönmediniz. Kumpasları tek tek açıkladık, kendi bildiğiniz yalanlarda direttiniz… Bu da fıtratınızdan mı yoksa çapınızdan mı kaynaklanıyor Emincim…

4-  Erkan Karaarslan 6 yıl ve 64 dava boyunca Mersin kumpasında yargılandı. Hem de devletin tüm kurumlarının aklamasına ve aleyhinde tek delil olmamasına rağmen. Devletin, Erkan Karaarslan’a kumpas kurulduğunu tescillemesine rağmen.

Emincim… Size bir haksızlık olduğunda bağırıyorsunuz. Peki orada sosyal soykırıma uğrayan Erkan Karaarslan ile diğerlerinin lekelenmeme hakkını gaspetme yetkisini size kim verdi? Sizin masanızın müdavimi Servet Töz de Haldun Haşmet Aysan tarafından kumpaslarda kullanılan birisidir. Onunla ilgili yalancı tanık ve düzmece evraklar üretilmesi noktasında çok yazılar yazdım. Neden dönüp, ‘Servet Abi. Metin Abi bunları söylüyor. Haşmet Aysan ve Şaban Demirtaş hakkındaki iddialarına ne diyorsun’ sorusunu yöneltmedin? Çapın eksikti aklın mı yetmedi? Yoksa fıtratında arıza vardı da işine gelmeyenleri pas mı geçtin?

5- 1. Ağır Cezadaki kumpas dosyasında düzmece evrak sahiplerinden aynı zamanda Mersin kumpasının yalancı tanığı Şaban Demirtaş da yargılanıyor. Ne demiş ifadesinde; ‘Valla benim de imzam var. Ama bana zorla attırdılar…’ Gördün mü Haşmet Efendi ile Servet Abinizin kankası kendi suçunu ve kumpası nasıl itiraf ediyor? Ortada madem suç varmış, neden imzalamış. O imza atarken suç yokmuş da onun yerine Aygün Keçeci’yi getirdiklerinde mi suç oluşmuş? Şaban Demirtaş neden Mersin de, Erkan Karaarslan her hafta geliyordu dedikten sonra Aydın’a dönüp gelmedi diye düzmece evrak tanziminde rol almış? Peki bunları yanındaki Servet Abine niye sormuyorsun Emincim. Fıtrat meselesi mi çap meselesi mi?

6- 1. Ağır Ceza’daki dosyayla ilgili yıllardır kıyametleri kopardınız. Erkan Karaarslan gelmeden, iş yapmadan para aldı dediniz. Sonra ne oldu; Servet Töz-Emin Aydın-Serhan Seyhan olarak sürekli geldiğini, kendinizin de Erkan Karaarslan ve Özlem Çerçioğlu ile sürekli toplantılara katıldığınızı itiraf ettiniz. Gördüğün gibi Eminciğim, sende hem fıtrat hem çap sorunu mevcut.

7- Bitmedi daha Eminim bitmedi… Erkan Karaarslan’ın hiç ilgisinin olmadığı, dosyanın hiçbir yerinde bulunmadığı İzmir FETÖ Borsası davasına adamı sürekli hem de ismini zikrederek bulaştırmaya kalkıştınız? Fıtratından mı, çapından mı, yoksa hasis, kinci, gıybetçi ve iftiracı olmandan mı?

Bizim kitabımızda insanlar cürümleriyle yargılanır Emincim. Ne eksik ne fazlasıyla. Sen hangi kitabı okuyor ve Hocan kimse, yüklüce kişilik bozukluğundan muzdaripsiniz demektir…

8- FETÖ ile hiçbir ilişkisi olmayanlara sen dil uzatırken sorun yok da, bizler sizin mazinizdeki FETÖ ilişkilerini yazınca mı sorun oluyor? Gururunuza mı dokunuyor? Aileleriniz mi inciniyor? Yakınlarınız mı zarar görüyor? Maddi manevi kayıplara mı uğruyorsunuz? Eşiniz kuaföre gitse, FETÖ’cünün karısı, çocuğunuz okula gitse FETÖ’cünün kızı mı deniyor? Ve bunu her gün, her saat, her dakika yaşamak zorunda mı kalıyorsunuz?

Be kini vicdanını hapsetmiş Emin…  Senin ısrarla iftira atıp attırdığın insanlar, çoluk çocuk ailecek yıllardır bunları yaşadı. Ölenlerinin gözü açık gitti. Çocukları travma üzerine travma yaşadılar. O travmalar, yarınlarda onların çocuklarına kadar genetik hafıza yoluyla taşınacak… Hepsi beraat etse de, yanlarına yaşadıkları ve yaşayacakları cehennemi azaplar kalacak… Bunları hiç düşünmüyor musun ısrarla yalanlarını söylerken?

Sizin aileniz aile de, sizin çocuklarınız çocuk da, onların aileleri, çocukları, ana babaları gazoz kapağı mı be mübarek vicdan yoksunu Emin!...

9- Emincim… Nar tanem, nur tanem, bir tanem… Şimdi sana senin kendi yazdıklarınla nasıl iftira ve gıybetçi olduğunu, yalan beyancıların liderliğine soyunduğunu ispatlayayım mı?

Benimle ilgili paylaşımında, alkolik- sarhoş göndermesi yapmışsın. Ayıkken arattık gelmedi diye. İşte çapın, çupun, fıtratın, meşrebin bu kadar… Bak Emincim… Ömrümün sadece birkaç yılında içki içtim. 10 yıl önce bir bıraktım, o günden bu yana içkili mekanlara gitmem… İçkili düğün, dernek, cemiyetlere de katılmam. Milletvekili olsun, iş insanı olsun, bürokrat olsun yakın dostlarım arada arar, yemek yiyelim der, onlarla bile oturmam. Oturursam kahvehanede veya insan içinde normal ortamlarda otururum. Adabıyla içki içene saygı duyarım. Bana dokunuyor, dokunmayana bin yarasın… Sonuçta herkesin kendi özel yaşamı… Seni, ‘Metin Abi içki içmez’ şeklinde uyardılar, buna rağmen bana alkolik-sarhoş göndermesi yaptın.

İftira, gıybet, araştırmadan-soruşturmadan sağır duymaz yakıştırır misali yazılar, paylaşımlar, programlar ile sadece kendini küçültürsün. Elli kere dedim sana. İftira-gıybete girmeyin, doğru söyledikleriniz de inanılırlığını kaybeder diye.

Herkes benim içki içmediğimi bilirken senin bana adeta ayyaş yakıştırması yapman kimi rezil etti bal badem ezmesi Emincim? Yalan beyanından, iftira ve gıybetinden dolayı seni…

İşte sen busun… Seninle programa çıkmaktan korkan zaten senin gibi olsun. Önce şartıma uyup, Haşmet Aysan-Levent Onuk’a, her programında davet çıkaracaksın. Bak teki bile gelse anında oradayım. Yoksa sen çerez gibi kalırsın…

Şunu da bil bal bademden yoğrulma Dilbaz Eminim… Seni sütunlarda kelime manyağı yapan Metin Abin, ekranda şamar oğlanına çevirmekten de hiç çekinmez…

Sepetim