Kirletilen, solan Adalet...

Yargı bağımsız olmalıdır elbette. Ancak bağımsızlık kendi başına bir amaç değil, tarafsızlığı sağlamak için bir araçtır. Bağımsız olmayan yargının tarafsızlığı her zaman şüphe altındadır.
<p><strong><span>Çağdaş insan toplum ve devlet değerlerine yönelik saldırıları izledikçe, bunlar kim yahu, nerden geldiler, bu toplumun insanları değil mi diye sorası geliyor.</span></strong></p>
<p><span><span style="color: #000000;">Bir de demezler mi ki <strong>millet adına hareket ediyoruz, millet böyle istiyor</strong></span><span style="color: #000000;">, insan iyice şaşırıyor. Kendilerini milletin temsilcisi zannediyorlar. Y</span><strong><span style="color: #000000;">a oy vermeyenler </span></strong><span style="color: #000000;">onlar millet değil mi?</span></span></p>
<p><span><span style="color: #000000;">Kendilerini ümmet, İbrahim milleti, İslam milleti diye tanımlıyorlar. Ancak soysuzlar, Arap çöllerinden beslenen sinsi kendi toplumuna ihanet içinde olanlar bu kavramları kullanır.</span></span></p>
<p><span><span style="color: #000000;">Adalet anlayışları da aynı. Kendilerinden olmayanlara, biat etmeyenlere yönelik hak hukuk adalet anlayışları yok. Her türlü iftirayı pişkinlikle atar, yalan söyler, kumpas tuzak kurar, hile yaparlar.</span></span></p>
<p><strong><span>Bir toplum ne zaman çürür, adaleti solduğu zaman.</span></strong></p>
<p><span><span style="color: #000000;">Peki, <strong>adalet nereden solar</strong></span><span style="color: #000000;">? Pek çok yerden! Lakin adaletin bir de kurumu vardır, adına </span><strong><span style="color: #000000;">yargı </span></strong><span style="color: #000000;">denir, öncelikle ve özellikle oradan solar. Adaletin tecelli ettiği ve tevdi edildiği yerdir yargı. </span><strong><span style="color: #000000;">Adalet</span></strong><span style="color: #000000;">, yargının varlık nedenidir. Halk arasında, bu ikisi çoğu zaman eşanlamda kullanılır. Nitekim mahkemelerin bulunduğu binalar da, </span><strong><span style="color: #000000;">adalet sarayı </span></strong><span style="color: #000000;">olarak adlandırılır.</span></span></p>
<p><strong><span><span style="color: #000000;">Adalet</span></span></strong><span><span style="color: #000000;">, yüce bir değer; <strong>adillik de</strong></span><span style="color: #000000;">, neredeyse kutsal bir haslettir. Türkiye’de hâkimleri </span><strong><span style="color: #000000;">peygamber postunda oturan insan </span></strong><span style="color: #000000;">olarak niteleyen özdeyiş, bunun apaçık göstergesidir.</span></span></p>
<p><strong><span><span style="color: #000000;">Yargı’nın bu mertebeye layık görülmesi</span></span></strong><span><span style="color: #000000;">, tarafsızlığına duyulan inanca dayanır. Bu nedenle, tarafsızlık, yargının bir özelliği değil, adeta<strong>özü</strong></span><span style="color: #000000;">dür. Tarafsızlığını kaybetmiş bir makam, </span><strong><span style="color: #000000;">yargı </span></strong><span style="color: #000000;">olarak nitelenemez.</span></span></p>
<p><span><span style="color: #000000;">Mesela yargı eleştirisinin keskin kalemi <strong>Kurt Tucholsky</strong></span><span style="color: #000000;">, mahkemenin açıkça taraflı davrandığı bir yargılama üzerine, şu satırları yazar: </span><strong><span style="color: #000000;">Bu, kötü bir yargı değil. Bu, eksik bir yargı da değil. Bu, kesinlikle yargı değil.</span></strong></span></p>
<p><strong><span><span style="color: #000000;">Yargı </span></span></strong><span><span style="color: #000000;">bağımsız olmalıdır elbette. Ancak bağımsızlık kendi başına bir amaç değil, tarafsızlığı sağlamak için bir araçtır. Bağımsız olmayan yargının tarafsızlığı her zaman <strong>şüphe </strong></span><span style="color: #000000;">altındadır.</span></span></p>
<p><span style="color: #000000;"><strong><span>Bu nedenle;</span></strong><span> bağımsızlık, tarafsızlığı kendiliğinden sağlamaz, tek başına garanti etmez. Şu halde, tarafsızlığı daha iyi tartışabilmek için, önce bağımsızlık sorununu çözmek lazımdır.</span></span></p>
<p><strong><span><span style="color: #000000;">Türkiye’de yargı</span></span></strong><span><span style="color: #000000;"> uzun süredir <strong>tartışmaların </strong></span><span style="color: #000000;">odağında yer alıyor. Bunun hayırlı bir şey olduğunu düşünüyorum. Her şeyden evvel bir tabu kırılıyor. Bunun sonucunda, yargıya dair pek çok sorun gündeme taşınıyor; bunların bir kısmını çözmek için adımlar atılıyor.</span></span></p>
<p><span style="color: #000000;"><strong><span>Askerî yargı;</span></strong><span> yapısı ve işlevi değişime uğratılarak devre dışı bırakılmıştır.</span></span></p>
<p><span><span style="color: #000000;">Bağımsızlık açısından <strong>sivil yargıda </strong></span><span style="color: #000000;">da büyük sıkıntılar olduğu, kimsenin meçhulü değil. Bu yönde evrensel demokratik normlara uygun düzenlemeler yapma mecburiyeti her geçen gün kendini biraz daha dayatıyor.</span></span></p>
<p><span><span style="color: #000000;">Lakin <strong>yargı tabusunun </strong></span><span style="color: #000000;">henüz yeterince tartışılmayan, hatta görmezden gelinen bir boyutu vardır, o da </span><strong><span style="color: #000000;">tarafsızlık</span></strong><span style="color: #000000;">tır. Yargı içtihatlarında uzun bir geçmişi olan çelişkili kararlar, aynı hevesle sorgulanmıyor.</span></span></p>
<p><span><span style="color: #000000;">Yargı’da <strong>çelişkili zihniyetin </strong></span><span style="color: #000000;">yaygınlığını ve yerleşikliğini gösteren çok sayıda örnek var.</span></span></p>
<p><span><span style="color: #000000;">Kamuoyunda bilinen davaların seyriyle o kadar çok kişi ve çevre ilgileniyor ki! Hemen herkes hukukçu kesilmiş durumda.</span></span></p>
<p><span><span style="color: #000000;">Görevli memura <strong>sen kim oluyorsun </strong></span><span style="color: #000000;">demeyi bile sövme sayan; </span><strong><span style="color: #000000;">ulan</span></strong><span style="color: #000000;">, </span><strong><span style="color: #000000;">terbiyesiz</span></strong><span style="color: #000000;">, </span><strong><span style="color: #000000;">adam olmamışsın </span></strong><span style="color: #000000;">sözlerini hakaret kabul eden Yargıtay hedef tahtasında. Tabii mahkemelerin ve Yargıtay’ın </span><strong><span style="color: #000000;">hangi ifadeleri düşünce özgürlüğü kapsamında gördüğü hangisini görmediği</span></strong><span style="color: #000000;"> da ayrı bir sorundur.</span></span></p>
<p><span><span style="color: #000000;">İşin acı tarafı, yargının bu tutumunun genel bir kabul görmesi ve bu tür kararların mağduru olanlara, <strong>bunu hak etmişler</strong></span><span style="color: #000000;"> gibi muamele yapılmasıdır. Hukuk devleti ve adil yargıdan söz eden herkes için, en hakiki içten sınavının burada yattığına inanıyorum.</span></span></p>
<p><span><span style="color: #000000;">Yargının itibarına yönelik en ciddi tehdit, yine bizzat yargının kendisinden gelebilir. Italo Calvino, <strong>Bir Yargıcın İdamı </strong></span><span style="color: #000000;">adlı öyküsünde, üzerine söz söylemeyi hepten gereksiz kılacak çarpıcılıkta anlatır bu durumu.</span></span></p>
<p><strong><span><span style="color: #000000;">Adalet yargı bağımsızlığı ve demokratikleşme sürecinde </span></span></strong><span><span style="color: #000000;">farklı görüşler var. Ama bana göre <strong>adaletin solması </strong></span><span style="color: #000000;">ihtimali gittikçe büyüyor.</span></span></p>
<p><span><span style="color: #000000;">Halkın yargıya düşmanlığı önemli değil. Bana göre, <strong>halkın yargıya güvensizliği </strong></span><span style="color: #000000;">önemlidir. Eğer güvensizlik doğarsa, işte asıl felaket o zaman başlamıştır.</span></span></p>
<div><strong><span>Günün Sözü</span></strong><span>:</span><span><span style="color: #000000;"> <strong>Adalet solduğu zaman toplum çürür, devlet çözülür.</strong></span></span></div>
Videolar için YouTube kanalımıza abone olmayı unutmayın!
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.