İstanbul’a ‘Kayyım’ın perde arkası

Yıllar boyu süren davalar sonucu tüm devlet kurumları tarafından FETÖ ile irtibat ve iltisakı aklanan Erkan Karaarslan, Mersin'de yargılandığı davadan yaklaşık dört yıl önce beraat etmişti. Aydın Şafak Gazetesi ise Karaarslan hakkında süren mali yargılanmalar konusunda yargı kararına saygılı olduklarını fakat tüm CHP’yi zan altında bırakacak “FETÖ Belediyeler İmamı” şeklindeki kara propogandanın gerçeklikten uzak bir yalanlar serisi olduğunu vurgulamıştı. 

Bu süreç içerisinde Ekrem İmamoğlu aleyhine Erkan Karaarslan'ın tanıklık yapması teklif edilmiş, Karaarslan ise bunu kabul etmemişti. İmamoğlu ve Karaarslan hakkındaki Beylikdüzü ihale davası da beraatle sonuçlanmış, Yargıtay da beraat hükmünü onaylamıştı.

Fakat Erkan Karaarslan ile birlikte Aydın'da hala çok sayıda dosyadan yargılanmakta olan Özlem Çerçioğlu'nun kendisini kurtarmak için hem AK Parti ile görüşmeler yaptığı, “Beni almayın, Ekrem'i alın” dediği, on yıllık sır ortağı Gazeteci Durmuş Tuna tarafından açıklanmıştı. Ayrıca Çerçioğlu'nun kendi partisi CHP’ye, “Arkamda durmazsanız İmamoğlu'nu yakarım” mesajı vermek adına yine yargısal yollardan baskı yaptığı iddiaları, aşağıda yayınladığımız haber linki içerisinde yer alan diğer haberlere de konu olmuştu.

İMAMOĞLU’NA İLK İHANET ÇERÇİOĞLUNDAN GELMİŞTİ

Gazeteci Durmuş Tuna'nın en can alıcı açıklaması ise, Özlem Çerçioğlu tarafından AK Parti Genel Merkezi'ne gönderildiği, Erkan Karaarslan'ın Ekrem İmamoğlu aleyhine ifade vermesi karşılığında beraat alması, Özlem Çerçioğlu'na dokunulmaması teklifini ilettiği de yer alıyordu.

İşte o haber linki;

https://www.aydinsafak.com/ozlem-cercioglunu-artik-chp-de-tasiyamiyor-7530

Durmuş Tuna açıklamalarında Özlem Çerçioğlu'nun kendisini iki kez AK Parti Genel Merkezi'ne elinde dosyalarla gönderdiğini, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Erkan Kandemir ve Erkan Karaarslan arasında bağlantı kurup, “Beni almayın Ekrem'i alın” dediğini özellikle vurgulamıştı. 

Tuna ayrıca Çerçioğlu'nun hakkında çok sayıda yolsuzluğa yönelik operasyonel dosya iddiaları, suç duyuruları ve davaları olmasına rağmen İçişleri Eski Bakanı Süleyman Soylu ile birlikte MİT İzmir Bölge Müdürlüğü'ne içlerinde kamu görevlileri, iş insanları dahil çok sayıda kişiye kurulan kumpasların yer aldığı, Özlem Çerçioğlu tarafından hedef gösterilen isimlerden oluşan dosyaları götürdüğünü de kamuoyuyla paylaşmıştı. Hatta Tuna; “AK parti Genel Merkezi önünden kendisini görüntülü aradım. Oraya gittiğimi ispat etmek için. Nerede olduğundan, kiminle ne konuştuğundan haberim var. Zaten oralara gitmeden önce Çakırbeyli'deki evlerinde kalıyor, dosyaları bizzat Özlem ve Ercan Çerçioğlu'nun elinden alıyordum” ifadelerini kullanmıştı. 

Özlem Çerçioğlu'nun bu kumpasları sonrası son dönemde yine son dakikaya kadar FETÖ iddialarından beraat ettiği halde Erkan Karaarslan üzerinden gidilmeye çalışıldığı fakat dosyalarda açık bulunamayınca KCK içinden bulunan itirafçılar üzerinden soruşturmanın sürdürüldüğü, ulaşılan bilgiler arasında yer alıyor. 

ÇERÇİOĞLU TİR TİR TİTRİYOR

Öte yandan tüm siyasi yaşamı boyunca hakkındaki pek çok örgütlü suça yönelik iddialara, davalara ve soruşturmalara rağmen bu günlere kadar adamının adamını bulma ve soruşturmaları öteleme-örseleme, davaları uzatma ve kadük etmeyi başaran Özlem Çerçioğlu için, kum saati hızla akıyor. 

Özellikle halkın ve devletin gözünün içine baka baka hayali ihalelerle Asfalt - Aydın Tekstil – Klor - Yağmur hattı sistemleri ve pek çok görevi kötüye kullanma - ihaleye fesat - edimin ifasına fesata yönelik on milyarlarca liralık örgütlü yolsuzlukları adeta suçüstü ortaya çıkan Özlem Çerçioğlu'nun korku kapanında zor günler geçirdiği kaydediliyor.

Kenti adeta siyasi derebeylik gibi yöneten Çerçioğlu ailesi ve yapılanmalarının kurdukları harami düzeni nedeniyle vatandaşlar iki kez Efeler Belediyesi'ni de basmış, “Her odada ayrı rüşvet vermekten bıktık” isyanında bulunmuştu. Çerçioğlu yapılanmasının adı bunun yanında çok sayıda izleme, saldırı, medya ve sosyal medya üzerinden hedef gösterilenlerin itibarsızlaştırılması gibi ayrıca örgütlü faaliyetlerde geçiyordu.

BİR KADININ KASITLI PAVYONA DÜŞÜRÜLMESİ İDDİALARI

Çerçioğlu ailesi ve yapılanmalarının karıştığı olaylar arasında, sahiplendikleri küçük bir çocuk ve ailesiyle ilgili insanlık suçu derecesinde iddialarla da gündeme gelmişti. Toplumu derinden sarsan iddialara göre, Çerçioğlu ailesi üç yaşındaki çocuğu sahiplenmişlerdi. Çocuğun mirasta hak iddia etmemesi için sahiplenilme yöntemine gidildiği öne sürülüyordu. Bu sahiplenmenin insanlık suçu boyutundaki en can alıcı noktasında çocuğun annesi yer alıyordu.

Annesinin çocuğu görmemesi için Isparta'da bir pavyona gönderildiği, burada çekilen resimlerle ve devlet içindeki iş birlikçileriyle o fotoğrafların dosyaya konularak, çocuğun annesi tarafından görülmesi ve geri alınmasının engellendiği belirtiliyordu.

Çocuğun annesinin Isparta'daki pavyona zorla gönderilmesi sırasında başta Özlem Çerçioğlu'nun sekreterinin eli ve sağ kolu Ozan Çavuşoğlu'nun içinde bulunduğu Aydın BŞB personellerinin yer aldığı, ayrıca insanlarda travma yaşatan ayrı iddialar arasında yer alıyordu. 

Suçüstü haldeki bunca gayri hukuki ve gayri ahlaki dosyalara rağmen hala CHP Kurultayı'nda kendisine etkin bir pozisyon edinmeye çalışan ve bu suretle tsunami gibi gelen on milyarlarca liralık örgütlü yolsuzluk ve diğer dosyalar nedeniyle yaşanacak hukuki süreçlerin siyasetle hiç bir ilişkisinin olmadığını hem CHP, hem Aydınlılar, hem Türkiye kamuoyuna duyurmayı kamu görevi olarak tarihe not düşüyoruz.

Ekrem İmamoğlu başta pek çok CHP’li diğer belediye başkanlarına dahi her türlü menfi saldırıda aynı zamanda kumpaslarda bir sakınca görmeyen Özlem Çerçioğlu ve yapılanmasının CHP ilkeleriyle her hangi bir ilişkisi bulunmadığı açıktır.

Bu nedenle halkımızın bu örgütlü rezaletler ortaya çıktığında olayların siyasi bir boyutu olmadığının, önümüzdeki süreçte ortaya çıkacağının bilinmesini, Yüce Türk Milleti ve CHP kurumsal kimliğiyle paylaşıyoruz.