Yine avuçlarını yalayacaklar…

Aydın yerel medyasının Loerl ile Hardy’si Serhan Seyhan ile Emin Aydın, yine mangalda kül bıraktılar... Kimsenin haberciliğine karışma hakkımız olmasa da, illâ ki yanıt verme gereği doğuyor bazen. Aldılar döndüler yine Erkan Karaarslan yine 1. Ağır Ceza Mahkemesi, birleştirilmiş dosyalar, baş yalanları FETÖ muhabbeti.

Eskiden 4. Asliye Ceza Mahkemesi diyorlardı, oradaki bütün bilirkişi raporları temiz geldi, Yalçın Yıldırım yayınlayınca sustular.

Şimdi umutları kaldı, 1. Ağır Ceza birleştirilmiş dosyalara.

Orada da dumura uğrayacaklar.

Neden mi?

Sayıştay 1. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki içi boş dosyalar için, “Kamu zararı yoktur” kararı verdi. Bu raporlar mahkemeye ulaştığı an, oradaki ve benzer tüm davaları bitirir. Aslında aynı tip dosyalar için, Yargıtay’da kesinleşmiş iki tane beraat kararı var. Bunlar da kes kopyala yapıştır, baskıyla açılan davalar.

Anlayacağınız Serhan ile Emin, yine avuçlarını yalayacaklar.

Neymiş 1. Ağır Ceza Mahkemesi dosyalarını, yeniden açacaklarmış.

Güzel kardeşlerim...

Deyip, söyleyip, yazıp nato mermer nato kafalarının hala anlamadığı, algılayamadığı, medya bülbüllerimiz. Size ne 4. Asliye Ceza, ne 1. Ağır Ceza ne de FETÖ kumpaslarından iş çıkmaz, hala kesmiyor mu kafanız...

Serhan ne yapmış?

Mersin-Aydın hattındaki Erkan Karaarslan’a kurulan FETÖ kumpasıyla ilgili dosya vermiş.

İfadesi neymiş?

Bu işin arkasında FETÖ olmasa, bu kadar bu işler büyüyemezmiş.

Daha önce Mehmet Özışık ile programında, Erkan Karaarslan hakkında Sabah Gazetesi’nin yalanlarını tekrarlamıştı.

Neymiş eski parayla 1 katrilyon götürmüş.

MİT-EMNİYET-MASAK “FETÖ yok”diyor, operasyonu sahte evrakla yapmaya kalkışan görevliler ceza alıyor, ortada para pul da yok, FETÖ’ye aktarılan tek kuruş da. “Bulun yarısını size verdireceğim” dedim, tık yok.

Serhan eski parayla o 1 katrilyonu bul, 500 trilyon senin abim...

Burada boş boş mahkemelerle uğraşacağınıza, Maldiv Adaları’nda tatil yaparsınız...

Bu yetmedi, Hüseyin Aksu denen şahsı çıkarıp, “Erkan Kararaslan FETÖ’cüydü, Afrika'ya çantalarla para taşıyordu” dedirttiler.

Mahkeme dosyalarına baktık, adam Afrika'nın bin mil yakınından geçmemiş.

Emin de “FETÖ Belediyeler İmamı” diyordu, MİT-EMNİYET-MASAK onu da yalanladı.

Bunlarda yüz yok ki astar olsun.

Küresel Yüzsüzlükte Sınır Tanımayan Gazeteci Kılıklılar Derneği kurulsa, yönetimi komple bunlardan oluşur.

Yalan beyanlarınız ortaya çıktığında, az adam olsanız bize öyle gelmişti fakat öyle değil, gerçek buymuş deyip, özür dilerdiniz.

Hep derim... Bunlarda yüz tane yüz olsa, biri kızarmaz...

Güzel kardeşim mahkemeler sizin istediğiniz kararları mı verecek?!.. Usül ve Esas’dan yargılamayı dahi bilmeyen sizler mi bu şehirde, bu ülkede ahlâk ve hukuktan bahsediyorsunuz?

Be mübarekler!...

Yalan beyanlarınız ortaya çıktıkça bir kez bile özür dilemediniz...

Serhan sana tekrar soruyorum Abim!...

Erkan Karaarslan buydu, neden “beraber şirket kuralım belediyelere girelim” teklifinde bulundun?

Bir de diyorsun “AY-BEL şirketini ben kurdum, Aydın BŞB’ye devrettim...” Allah allah, niye ki? Demek ki ortada bir tezgâh, bir dümen varsa, tam göbeğindeydin... Bunlar her işin içinde olacaklar, sonra “biz yapmadık onlar yaptı” deyip, ellerini yüzlerini yıkayıp veryansın önüne gelene saydıracaklar...

Şimdi biz de bunları yazınca ya trol oluyoruz, ya satılık, ya bunları itibarsızlaştıran kiralık kalem...

Be Allahın kulları!..

Sizin itibarınız itibar da, başkalarının değil mi?

4. Asliye Ceza, FETÖ kumpası gibi yalan beyanlarınızda nasıl rezil olduysanız, bilirkişi raporları nasıl temiz çıktıysa, 1. Ağır Ceza davalarında da Sayıştay’ın “kamu zararı yoktur” kararı mahkemeye geldiğinde, yine rezil-i rüsva olacaksınız. Oradan da Özlem Çerçioğlu'na ceza aldırma hevesiniz kursağınızda kalacak.

Bunlar nasıl nalıncı keseri gibi gazetecilik yapıyor, iyi görün.

Hakan Olgaç aleyhine çıkan bilirkişi raporlarını ballandıra ballandıra anlatıyorlar, 4. Asliye Ceza, 1. Ağır Ceza için verilen temiz raporları ile MİT-EMNİYET-MASAK tarafından verilen ve Mersin kumpasını deşifre eden FETÖ raporlarına hiç değinmiyorlar...

Saksağana üç ayda konuşmayı öğretirsiniz, bunlara 33 yılda ne gazeteciliği, ne adam gibi yalan beyanları ortaya çıktığında özür dilemeyi öğretemezsiniz...

Hem Erkan Karaarslan’ın yazılarını referans alıp aynı ekranlardan paylaşıyorlar, hem de şaşkın ördek gibi ha bre suya tersten dalıyorlar, 1. Ağır Ceza daki içi boş davalardan medet umuyorlar.

Sayıştay'ın “kamu zararı yoktur” raporu mahkemeye ulaştığında, bakalım o zaman rüzgâr gülü gibi nereye döneceksiniz?

Bu üç yerden size ekmek çıkmaz, haydi başka kapıya...