Aydın
19 Kasım, 2024, Salı
  • DOLAR
    33.58
  • EURO
    36.76
  • ALTIN
    2577.6
  • BIST
    9881.23
  • BTC
    56398.2$

Tuğla…

Tuğla…
Aziz Türk Milleti!.. Bir Belediye Başkanı, kamu gücünü kullanıp çeteleşmeye giden rant çarkını yıkıp, kamu menfaatini korudu diye adeta vatan haini ilan edilmeye kalkışılır mı? İşte Ömer Günel’in başına bu geldi…

Kuşadası’nda Ömer Günel’e kurulan kumpas ters tepti.

Fakat bazı odaklar hala akıllanmıyor…

Zar attılar hep yek geldi…

Yaşananlar, traji-komedya…

Ergün Poyraz denen meczup-provakatör arkasına saklanıp kimi ticari kimi siyasi şahsi menfaat peşinde koşanlar bir bir ortaya çıkıyor, toz duman dağıldıkça kumpaslar zinciri açıklığa kavuşuyor.

İşin garibi, bir birine düşman odakların, Ömer Günel kumpasında paslaşmaları…

Filmi başa saralım…

Bu olaylar ne zaman başladı?

Ömer Günel, Fatma Çanakçı isimli Fen İşleri Müdürü bayanı görevden alınca.

Bayan geçmişinde Karayollarından ayrılma zorunda bırakılmış, Ergün Poyraz’ı darp edenlerin sahibi oldukları şirketlerin, sonraki sahipleri olmuşlar.

Bakın şu yazıyı bir daha okuyun…

İşin sırrı burada;

Şu anda Ergün Poyraz ile hareket edenlerin, kendi kaleme aldıkları yazı bu…

https://m.facebook.com/story.php?story_fbid=10158080757876045&substory_index=0&id=128429301044

Fatma Çanakçı isimli Trabzonlu bayan, Kuşadası Belediyesi’ne Devletlü bir büyüğümüz tarafından refere ediliyor.

Devletlü büyüğe onu refere edenler ise, bir yapı malzemeleri firması.

Ergün Poyraz’a saldıranlarsa, Fatma Çanakçı’yı Devletlü büyüğe ricacı olarak o makama atatan firmanın, elemanları…

Gelelim şu habere…

Kıyamet kopmadan önce yaşananlara…

https://slkhaber.com/kusadasi-nda-bomba-operasyon/

Fatma Çanakçı’nın, Ömer Günel tarafından görevden alınması…

Çünkü bu Trabzonlu bayan arkası güçlü diye, bildiğiniz Belediye Başkanı Ömer Günel’i dahi hiçe sayıp, kafasına göre ihale ve eylemlere girişiyor.

Tabi ki asıl talimatı aldıkları, onu o makama atatanlar…

Ömer Günel durumu fark edip Fatma Çanakçı’yı görevden aldıktan sonra, Kuşadası bildiğiniz Teksasa dönüyor.

Oklarsa sürekli Ömer Günel’e yönlendiriliyor.

Anlayacağınız Ömer Günel Kuşadası’nda kendini devlet zannedenlerin, devlete sırtını dayadığı rant zincirinin altındaki tuğlayı çekiyor, domino taşı gibi kurdukları tüm düzen yıkılıyor.

Sonra bir anda piyasaya Ergün Poyraz isimli meczup çıktı…

Elinde belgeler olduğunu söyleyip, kapı kapı medya pazarlamacılığına başladı.

Bu kumpas içinde kumpas çarkında, üç grup vardı…

Fatma Çanakçı’yı oraya atatıp onun üstünden rant çarkı kurmaya çalışan grup. Çanakçı, Ömer Günel tarafından görevden alınınca, Ergün Poyraz’ı dereden su gelene kadar döven grubun da, asli patronları… Ergün Poyraz’ı darp edenler, sadece o şirketlerde göstermelik sahip, perde gerisinde komisyoncu idiler. Ergün Poyraz’ın darp edilip suçun Ömer Günel’e yıkılma çabasında, bu şahıslar rol oynadılar. Bu oyunu kuran firmanın bir kardeşleri de, AK Parti’de yöneticiydi.

Kumpasları kenardan seyredip ellerini ovuşturan diğer büyük grup, CHP içindendi. Tuğlayı çeken Ömer Günel’in bir an önce gitmesi, kendi iç çekirdeklerinden bir ismin o koltuğa gelmesini hedefliyordu. Çünkü o ÇALLI FASÜLYESİ gibi her tezgahta yer alan grup, aynı zamanda Fatma Çanakçı üzerinden kurulan rant tezgahında zaten alacağını alıyordu.

Onlara göre de tepede kurulan çok hassas dengenin bozulmaması için, ‘Rant çarkındaki tuğlayı çeken asi çocuk Ömer Günel’ gitmeli, yerine kendi elemanları gelmeli, sistem devam etmeliydi.

Oyundaki küçük grup ise kamu gücünü elinde bulunduran ve bunu Kuşadası’nda rant çarkı kurmak için kullanan iki gruptan bağımsızdı.

Küçük grubun hedefleri Ömer Günel’i masaya çekmek, görevden alınırsa yerine kendilerine yakın bir ismi getirmek ve biraz da şahsi husumet hesaplarına dayalıydı.

Bu küçük grup diğerlerinden bağımsız ve habersiz şekilde kendi hesaplarını hayata geçirmeye çalışırken, Ergün Poyraz denen meczup provakatöre medyada alan açtılar.

Zaten yazılmış olanlar, zaten söylenmiş olanlar yeniden alevlendirildi. Harala gürele ortamda Ergün Poyraz’ın darbıyla beraber her üç grup da ortak koro halinde Ömer Günel’in görevden alınması için vaveylaya başladı.

Dikkat edin bu gruplardan hiç biri, Ergün Poyraz’ın kendisi dahil saldırıyı yapanların sahibi gözüktüğü firmanın karayolları dahil pek çok diğer belediyede iş aldığını yazmadı. Hepsi tek ve ortak hedef olarak Ömer Günel’i linçe kalktılar.

Hesaplayamadıkları, okeye dördüncü lazımdı Aydın Şafak Gazetesi olarak biz teşrif ettik.

O günden bu yana ha bre okey dışarı yiyorlar, hala bazıları akıllanmadı… Bu işin kökleri derin, hepinizin boyunu aşar, oturun köşede serin serin…

Aziz Türk Milleti!..

Bir Belediye Başkanı, kamu gücünü kullanıp çeteleşmeye giden rant çarkını yıkıp, kamu menfaatini korudu diye adeta vatan haini ilan edilmeye kalkışılır mı?

İşte Ömer Günel’in başına bu geldi…

Bir daha söyleyelim… Düşeş hayaliyle yaşadınız, hep yek geldi… Avcıyken av oldunuz… Rant çarkını her riski alıp kıran Ömer Günel’in kafasına çuval geçirmeye kalktınız, şimdi o çuval sizlerin kafasında… Valla çok sayıda çuval stokladım, kaşınana bayram hediyesi vereceğim, haberiniz olsun… Siz haram çarkından kemik kapacaksınız diye bir şehrin, bir ülkenin altı üstüne getirilir mi? 

İKİ KUMPASÇI ÖZDAĞ VE POYRAZ

Bizler yaşananlara müdahil olup gerçekleri perde perde halka ve devlet kurumlarına açıklamaya başladıktan sonra, işin rengi değişti.

Aslında bizler, doğru olanı yaptık.

Olayın biraz perde gerisini yazdık, beş benzemez olan rantçıların nasıl Ömer Günel’i kumpas ile linç ettirip gelecek olan kaos düzeninden nemalanmaya çalıştıklarını ortaya koyduk.

Ve dedik ki;

‘Emniyet çalışıyor. Mülkiye Teftiş Kurulu çalışıyor. Savcılıklar çalışıyor. Hepimize düşen çıkacak sonuçları beklemek, kamu düzeni ve güvenliğini tehdit edecek davranışlardan kaçınmak. Değerlendirme yapılacaksa, bizler dahil çıkacak devlet raporları ardından fikr-i beyanda bulunmak…’

Nerde kardeşim nerde… Ergün Poyraz denen meczup provakatör ne mezardaki analarımızı bıraktı sövmedik, ne çoluk çocuğumuza dil uzatmadığı kaldı…

Bu meczuba gaz veren hava gazcıları da uyarayım. Bakın bu EVRİM MAĞDURU ŞAHIS bizlerin mezardaki analarımızdan, çocuklarımıza kadar dil uzattı diyorum, umurunuzda olmuyor. Demek ki bizlerin namusuna şerefine dil uzatılması, sizleri hiç rahatsız etmiyor. Ona destek olarak, bize yapılanlara da yol vermiş oluyorsunuz. O zaman bizlerin de sizlere Ergün Poyraz tarifesi çekmesinde, bir sorun yoktur sanırım.

Şu meczuptan, şu aklı eksik bakiye, genetiği belirsiz canlıdan medet umuyorsunuz ya, yazık düştüğünüz acınacak hallere…

Şahıs zaten antika halı gibi. Dövdükçe tozuyor, bi daha bi daha türünden mazoşist tepkimeler gösteriyor.

Herkes ekmeğini taştan çıkarır, bu meczup Yeşilçam figüranları gibi dayak yemekten.

Arkasındakiler de bu meczuba gaz verdikçe, paranoid-şizofren hayallerle aynı yolda gidiyor.

Şunu bilin ki tezeğin kainata faydası vardır, bu şahsın yoktur.

Yaşa, başa, taşa oturma diyorum diyorum, dinlemiyor…

En son kendi modelinden, yani 28 Şubat artığı Ümit Özdağ’ı getirdi.

Ne yapacaklarını, ne konuşacaklarını, bir gece önceden planlıyorlar otelde…

Gördünüz mü kumpası?

Bildiğiniz provokasyon planlıyorlar provokasyon!...

Yahu Ümit Özdağ!...Tabeladan da olsa bir parti genel başkanının, bir ilçe belediye başkanını hem de elinde tek delil yok iken hedef alması, hedef göstermesi nerede görülmüş?

Böyle bir acziyet, böyle bir rezalet siyasi tarihimizde senden başkasında görüldü mü acep?

Bir siyasetçinin görevi, hele hele Türk Milliyetçisi ise kapsayıcı olmaktır. Türk vatanının evlatlarını bir birine kırdırmak değil, onları tek yürek, tek bilek yapmaktır.

Ya sen ne yaptın Ümit Özdağ!...

‘Kuşadası’nda sonuna kadar savaşacağız. Dökülen kanın hesabını soracağız’ dedin…

Yavaş gel mübarek yavaş gel…

Yaptığın anayasal suç… Halkı kin ve nefrete tahrik. Kamu düzeni ve güvenliğini, aleni şekilde tehlikeye atmak…

Neymiş adı, Zafer Partisi lideri.. Senden siyasette ne cacık olur, ne Şili Biberi…

Hadi aldık kabul ettik, tehditlerini… Yap bakalım ne yapacaksın…

İnsanın aklı, hafsalası almaz şu Ümit Özdağ’ı… Çıkar temini amaçlı her türlü yalan beyan, ifitra-hakaret, kumpası mübah sayan bir meczup, aynı zamanda provakatör, aynı zamanda herkesin piyonu müptezele piyon olmuş, gidip belediye önünde savaş naraları atıyor, halkı tahrik ediyor…

Bir birine benzer kuşlar, beraber uçar demiş atalar. Ergün Poyraz ne ki ona hamilik yapan Ümit Özdağ ne olsun…

Bir önceki yazımdaki vurguyu, aynen tekrar ederim;

“Tanrı Türk’ü Ümit Özdağ’dan korusun!...”

Videolar için YouTube kanalımıza abone olmayı unutmayın!

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.

Başka haber bulunmuyor!