Aydın
20 Eylül, 2024, Cuma
  • DOLAR
    33.58
  • EURO
    36.76
  • ALTIN
    2577.6
  • BIST
    9881.23
  • BTC
    56398.2$

Sürdürülebilir kent içi ulaşım sistemleri kurmanın önemi

Sürdürülebilir kent içi ulaşım sistemleri kurmanın önemi

Yerel yönetimlerde baş etmekte zorlanılan sorunların başında “Sürdürülebilir Kent İçi Ulaşım Sistemleri” kurmak gelmektedir.

Profesyonel anlamda kent içi ulaşımla tanışma serüvenimi kısaca şu şekilde izah edebilirim.

İlk olarak Ankara’da EGO Genel Müdürlüğü’nde toplu ulaşım sistemleri ile ilgili çalışmalar yaptım. Sonra Adana’da raylı sistemin rehabilitasyonu üzerine stratejik planlama çalışmaları içinde değerlendirmelerde bulundum.

Sonra Mersin’de bir ulaşım şirketi olmamasının açtığı sorunları gidermek ve kent içi ulaşımın verimliliğinin artırılmasını sağlamak için MERULAŞ isminde bir şirketin kurulmasına ön ayak oldum. Başkan, Sayın Ahmet Turgut’u yönetim kurulu başkanı, Sayın Ülkü Çataklı ve beni de yönetim kurulu üyesi olarak atamıştı. Orada bir yıl kadar kaldım. Yönetim kurulu üyeliğim sırasında hakkımızda açılan bir dava nedeniyle de tam 4 kez beraat ettim. O yargılamayı da bir gün yazmak isterim zira rahmetlik Kemal Sunal’ın Davacı filmi dahi yaşananların yanında anlamsız kalacaktır.

Sonra Aydın İMAR A.Ş.’nin kurulması ve yönetilmesi süreçlerinin içinde bulundum. Orada bulunduğum yönetim kurulu üyeliğim sırasında da (sanırım birkaç aydır) şirketin zarar etmesinden bahisle hakkımızda bir soruşturma yapıldı, tabi ki sonucunda takipsizlik kararı verildi.

Öncelikle kısaca “Sürdürülebilir Kent İçi Ulaşım” literatüründen bahsetmek gerekirse;

Kentler, fikir ve düşüncenin, ticaretin, kültürün, bilimin, üretimin, sosyal ve ekonomik gelişmenin merkezleri konumundadır. Kentlerde gerçekleştirilen aktivitelerin devam ettirilebilmesi için en temel ihtiyaçlardan biri de hareket ve erişim ihtiyacıdır. Bu doğrultuda, kent içi ulaşım, kent sakinlerinin iş, eğitim, alışveriş ve benzeri aktivitelerini gerçekleştirmek amacıyla konumlarını değiştirme ihtiyacının bir sonucu olarak oluşan dinamik bir sistem olarak tanımlanabilir.

Kentlerin nüfus ve alan olarak büyümesiyle artan ekonomik faaliyetler kentlerin ekonomiye olan katkısını da artırmaktadır. Ekonomik faaliyetlerdeki gelişime paralel olarak kent içi ulaşım talebi de hızlı bir şekilde artış göstermiştir. Ancak, dünyanın birçok kentinde hızla artan talebe cevap verecek düzeyde ulaşım altyapısı tesis edilememektedir.

Sürdürülebilir toplu ulaşım sisteminin kurulamaması sonucu hızla otomobile dayalı bir ulaşım yapısı ortaya çıkmakta ve bunun sonucunda da yüksek altyapı yatırım gideri, trafik sıkışıklığı, aşırı yakıt tüketimi, gürültü ve hava kirliliği, kentsel yayılma, sosyal ayrışma ve kentsel alanların verimsiz kullanımı gibi sorunlar baş göstermektedir.

Aydın’da yaptığımız çalışmalar, diğer tüm illerde olduğu üzere, bir mevcut durum analizine dayanır. 2014 yılında Aydın’da temel sorunların başında kent içi ulaşım sisteminden kaynaklı bir dizi husus yer almaktaydı. Belediyenin bir ulaşım şirketi olmadığı gibi, toplu ulaşıma yönelik tek bir aracı dahi yoktu. Yolcu sayıları ve yolcu hareketleri ölçülmemiş, hat ve durakların verimliliği, performansı da bilinmemekteydi.

Bir eylem planı oluşturuldu.

Bu kapsamda;

  • Ulaşım şirketi kuruldu.
  • Belediye Başkanı, son derece cesur bir yaklaşımla tek bir kalemde herhangi bir kredi v.b. kullanmadan, fabrikaların en düşük bedelle satış yaptıklarını taahhüt ettikleri fiyatlarla, birkaç ay içinde belediyeye 100’ü geçkin araç kazandırdı.
  • Hatlar bilimsel yöntemlerle tespit edildi ve hat oluşumları tamamlandı.
  • Ulaşım kart sistemi kuruldu ve Türkiye’de ki o dönem için en düşük komisyon oranı ile (şu anda da Türkiye’de toplu ulaşım için en düşük komisyonu Aydın BŞB ödediğini tahmin ediyorum) kart sistemi hızlıca halka maledildi.
  • Şoförler işe alındı, ilave bir istihdam alanı oluşturuldu, şoför eğitimleri yapıldı, kaliteli, konforlu, ucuz bir toplu ulaşım sistemi başlatıldı.

Kısa zamanda büyük bir devrim yapılmış oldu.

Ancak Ulaşım Eylem Planı bir bütündü ve devamında yapılacak işler vardı.

Neler yapılması gerekiyordu.

1- Aykart ismi ile kurulan toplu ulaşım kartını kent içi ulaşımda tek bir kart haline getirecek proje hayata geçirilerek, tüm özel halk otobüslerinden taksilere kadar ulaşımda tek bir kart kullanılacaktı. Hatta bu kart kentin de tek kartı olacaktı. Bu sayede hem yolcu istatistikleri düzenli olarak takip edilecek, hem özel halk otobüsleri gibi kent içi toplu ulaşım araçlarının saat, güzergâh, hız bilgileri gibi tüm bilgileri denetlenebilecekti. Kayıt dışılık önlenecek, fiyat istikrarı getirilecek ve tüketici korunacaktı.

Bu konuda çeşitli toplantılar yapılmış tüm tarafların mutabakatı sağlanmıştı.

Sayın Başkanın talebi ve yönlendirmesi ile bizatihi ben Aydın Şoförler Odası Başkanı Sayın Semih Özmeriç ile defalarca konuşmuş ve bu sistemin kurulmasında mutabık kalmıştık. Projenin hayata geçişi için 3 aylık bir takvim yapmıştık. Sonrasında ne oldu takip etmedim. Üzerinden 8 koca yıl geçti. Aydın’da tek bir kart ile özel halk otobüsleri dahil tüm araçlara binilebiliyorsa projenin bu ayağı da tamamlanmış demektir.

2- Kent içinde gürültü kirliğinden hava kirliliğine kadar olan çevresel sorunlara çözüm üreten ayrıca yakıt maliyetlerini sıfırlayan 100 adet elektrikli otobüs alımı konusunda tüm eylem planı tamamlanmıştı.

Sayın Başkanın vizyonu ile ortaya çıkan bu proje ile Türkiye’de o dönem için Aydın en büyük elektrikli toplu taşım filosunun sahibi olacaktı. Projenin hayata geçmesi için bir kısmı hibe olmak üzere uzun vadeli kredi çevreci projelerin desteklenmesi kapsamında İller Bankası tarafından karşılanacaktı. Bu konuda İller Bankası yönetim kurulu başkanı ile İzmir’de bizzat ben görüştüm.

Araçları sağlayacak Otokoç bir reklam projesi olarak bu projeye bakıyor ve zararına satış yapmayı taahhüt ediyordu. Araçların alımı DMO kanalı ile yapılacaktı ve DMO Genel Müdürü böylesi bir projenin tarafı olmak istiyordu. IBRD Türkiye Başkanı Garaj üzeri Güneş Enerji Panelleri ile araç yıkama ve bakım ünitesinin hibe olarak yapılması konusunda tam desteğini açıklamıştı. Muhteşem bir proje idi, maliyetsiz bir ulaşım sistemi tasarımıydı, sanıyorum akim kaldı.

3- Eylem Planına göre 2. Parti 100 otobüs alımı daha yapılarak 2019 yerel seçimlerinden önce ulaşım filosunun 100 elektrikli 200 normal toplam 300 otobüse ulaşması hedeflenmişti. Şu anda belediyede kaç otobüs var bilmiyorum. Ama en hızlı büyüyen belediye toplu ulaşım araç filosunu kurmak ve Aydın’da hızlı, ucuz, güvenli, kaliteli toplu ulaşım ile bireysel ulaşımı yok edecek seviyelere düşürmek ve trafik sorunlarına çözüm bulmak şeklindeki Aydın Büyükşehir Belediye Başkanı Sayın Özlem Çerçioğlu’nun vizyonu umarım gerçekleşmiştir. Zira son derece iddialı bir o kadar da doğru olan bu vizyon için Sayın Başkan benim bildiğim epeyce emek verdi.

4- “Ölçemediğinizi yönetemezsiniz” demişler bu vizyonla yolcu sayımlarını yapmak, hatların verimliliğini ölçtürmek ve yeni hat ihtiyaçlarını bilimsel olarak belirlemek, durak yerlerini belirlemek ve gerekenleri değiştirmek gibi bir hizmet satın alması yapılması gerekliliği ortaya çıkmıştı. Yanlış hatırlamıyorsam şu anda EGO Genel Müdürü olan kıymetli bir ulaşımcının proje koordinasyonunda çalışması planlanıyordu. O iş sonucunda, amaçlanan raporlar yazıldı mı? Sonuçlarına göre hat tesisleri, gerekli rehabilitasyon çalışmaları yapıldı mı? şimdi bilemiyorum.

Ez cümle, burada çok küçük bir özetini anlatmaya çalıştığım, Aydın’da gerçekleştirilen ve sonrasında gerçekleştirilmesi planlanan toplu ulaşım sistemi eylem planı “Sürdürülebilir Kent İçi Ulaşım Sistemi” kurmanın en güzel örneklerinden biridir. Bunları başarmışsa belediye, Kent olma gereklerine ulaşım açısından bir adım atmış; başaramamışsa harika bir eylem planına ve olağanüstü bir başlangıca rağmen toplu ulaşım açısından büyük bir köy olarak kalmış demektir.

Havalar çok sıcak, bugün ki yazımızı bu kadarla keselim, haftaya atık su yönetimi ile devam edelim, kalın sağlıcakla…

Videolar için YouTube kanalımıza abone olmayı unutmayın!

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.

Başka haber bulunmuyor!