Tesadüf diye bir şey yok, her şey bir olasılıktan ibaret…
Olasılık tecrübe ile yaşanmış olaylar olunca, tesadüfler mazeretlere kılıf olmamalı.
Bu günlerde yaşadığım olaylara şaşırmama sebebim, size anlatacaklarımın bir olasılık olduğunu düşünmemden kaynaklanıyor.
Ama Denizli Valisi şehir dışından corona sebebi ile gelebilecek misafirlerini olasılık olarak görmemiş olacak ki, bana da birçok tecrübe yaşattı.
Geçtiğimiz günlerde acil bir durum için kuzenime refakat etmek için ambulans ile gece yarısı Aydın'dan Denizli'ye geldik ve Pamukkale Üniversitesi Hastanesi’ne yerleştik.
Varışımızın ertesi günü covit testi pozitif çıkan bir hasta servisten alındı ve önlem olarak diğer hasta ve hasta yakınlarına covit testi yapıldı.
İki hafta önce önlem için yaptırdığım ve negatif çıkan covit testim, Denizli Pamukkale Üniversitesi Hastanesi’ndeki test sonucu pozitif çıkmış ve bundan ne hastanenin ne de servisin haberi bile yok.
* * *
Hastane servisinde telefonum alındığı için (refakatçının telefonu niye alınır onu da anlamış değilim), bana ulaşamayan Sağlık Bakanlığı ekibi İstanbul’da ikamet eden ablama ve onun aracılığı ile oğluma, oğlum ile de bana ulaştı. Vatandaşlık görevimi yaparak servise gidip test sonucumu sordum, bilgilerinin olmadığını söylediler...
Ben de “Ben size bilgi vereyim covit test sonucum pozitif, lütfen gereğini yapın” deyip, odama gitmeden kenara çekilip, ilk karantinamı kendim gerçekleştirdim.
Buraya kadar anormallikler hayati boyutta, pozitif hastası olduğu için bütün servisi test yaptıran servis sorumluları, test sonucunu takip etmiyor!
* * *
Kendimi karantinaya aldırdıktan sonra, bir buçuk saat bir odada aç, susuz bekletildim ve isyan ettikten sonra, kapı aralığından bir el uzandı, elindeki plastik bardağı gösterip, musluktan su içebileceğimi söyledi.
Musluk suyunun temiz olmayabileceğini, bardağa hazır su doldurmalarını rica etmeme rağmen, o el musluktan başka bir yerden su veremeyeceğini söyledi. Bende suyumu musluktan içmek zorunda kaldım…
Teşekkürler Pamukkale Üniversitesi!
Şimdi aklım, geride yalnız bıraktığım, birinci derece temaslı olduğu için, yanına başka refakatçi kabul edilmeyen hastamda!
Şimdi oda mı musluktan şu içiyor acaba!?
* * *
Gelelim apartopar sevk edildiğim Devlet Kız Öğrenci Yurduna...
Kapıdan girince ilk verdikleri bilgilerde, bir daha dışarı çıkamayacağımı hatta görüşün yasak olduğunu söylediler.
Ben de şehir dışından geldiğimi ve hiç bir hazırlığım olmadığını, hatta karnımın aç ve susuz olduğunu söyledim. Ertesi günü sokağa çıkma yasağı olduğu için bana yardımcı olmalarını rica ettim.
Bana su dışında hiç bir şey veremeyeceklerini, dışarıdan da sadece internet üzerinden yemek temin edebileceğimi söylediler.
Durumumu farkeden görevli, kendi yemeğini bana verdi ve insanlığın hâlâ olduğuna dair ümidim beslendi.
* * *
Yerleştirildiğim yurt odasına girince tuvaletin hiç temizlenmediğini farkettim ve çözüm istedim.
Saat geç olduğu için personelin olmadığını, koridorda temizlik malzemeleri olduğunu, kendimin temizleyebileceğini söylediler.
Ve tuvalet temizliği için bir daha görevli gelmedi.
İnce ve küçük bir kalorifer peteği ile ısıtılmaya çalışılan 50 metrekarelik odada, hepsi kullanılmış yarım, yani hijyen olmayan kağıt havlu, tuvalet kağıdı, tam 6’lı su, steril sıvı, şampuan mı, sabun mu?! olduğunu kendilerinin dahi bilmediği bir başka sıvı ve pis bir tuvaletle, elimde bana bahşedilen yemek ile soğuk yurt odasında kalakaldım!
Ve batıda, Denizli gibi bir şehrin ortasındaydım!
* * *
Şimdiiii!..
Kapımın önündeki sandalyeye üç öğün yemeğim bırakılıp, kapım tıklatılarak haber veriliyor...
Koridorda, hayvanların önüne konurcasına sular bırakılıyor ve buradan almam söyleniyor…
İki günlük sokağa çıkma yasağı sebebi ile günlük alışverişim yapılmıyor, kimse ile görüştürülmediğimden ve oğlum da bana ulaşamadığından tedarik sağlayamıyorum...
* * *
İsyan edip hakkımı arayınca, odamı aynı durumlarla karşılaşmamak için eldiven ve çamaşır suyu isteyerek tuvaleti kendim, eldivenli ellerim ile bir sünger dahi olmadan temizledim...
“Bu devlet covit karantinasındaki hastasına bir bardak sıcak su ikram edemeyecek kadar aciz mi?” dedikten sonra minik bir su ısıtıcısı ve birkaç paket çaya ulaşabildim...
Bu yazıyı yazdığım gün Cumartesi ve ben bu soğuk yurt odasında tutuklu bir mahkûm gibi mahsurum.
* * *
Şimdi sizlere bir sorum olacak.
BEN KOVİT OLDUĞUM İÇİN KARANTİNADA MIYIM?
YOKSA...
KOVİT OLDUĞUM İÇİN CEZALANDIRILIYOR MUYUM?
DENİZLİ VALİSİ ALİ FUAT ATİK VE SAĞLIK BAKANI FAHRETTİN KOCA’NIN DİKKATLERİNE SUNARIM…
SİZ YİNE DE SEVGİYLE KALMAYA DEVAM EDİN DOSTLAR...
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.