Aydın
20 Eylül, 2024, Cuma
  • DOLAR
    33.58
  • EURO
    36.76
  • ALTIN
    2577.6
  • BIST
    9881.23
  • BTC
    56398.2$

Romatizmalı Aslan…

Romatizmalı Aslan…
Haşmet Aysan şu anda Baba Tahir modundan, Romatizmalı Aslan Moduna geçmiş durumda. Başta Şaban Demirtaş, diğer kumpas paydaşları konuşmasın diye hop oturup hop kalkıyor. Sosyal medya hesabından ha bre “Erkan hööööle ceza alcek, böööle ceza alcek” diye, yalan beyan vermeye sevk ettiği Şaban Demirtaş ve diğerlerine cesaret aşılama sevdasında.

Bir davada söylediği 303 yalan beyanla rekorlar kitabına en büyük aday olan Haldun Haşmet Aysan, yazdıklarımızın tekine yanıt verememiş..

Söylediği; “Aslan ayağa kalkarsa çakallar kaçacak delik arar...”

Hani Kurt Klanına gözdağı vermiş.

Dendi gari Haşmet Bey.

Romatizmalı Aslan gibi bi kalkamadın ayağa.

Sana çocukken hiç yürek yedirmediler mi, isim vermeden mektuplarına devam ediyorsun? Sen ayağa kalkınca, biz kimiz ki karşında el pençe divan durmayalım Romatizmalı Aslan Ağam... Sen ki bir davada tespitli 303 yalan beyanı madalya gibi göğsünde taşıyansın. Bari azını diğer kumpas davalarına saklasaydın.

Ama gerek yok dimi Romatizmalı Aslan Ağam.

Nasılsa sen bülbül gibi yalan beyan üretme uzmanısın.

Devlet kurumları ve yargı organlarından tespitli hemide...

Ama şu sıralar sizleri pek ortalıkta göremiyoruz Romatizmalı Aslan Ağam.

Eskiden derin devletin en derin adamlarından edasıyla, Valilikler, Adliyeler, Karakollar, Bakanlıklar, Meclis koridorlarında gezerdin. Koltuğunun altında tedavülden bile kalkmış yasalardan derlediğin dosyalar ile Televizyon Televizyon, Gazete Gazete gezer röportajlar verirdin.

Ne oldu Romatizmalı Aslan Ağam ne oldu sana böyle.

Sana yan gözle bakan varsa lütfen bize söyle.

BABA TAHİR...

Haşmet Ağam...

Sen ki günümüzün Tahir Baba'larından, en baba olanlardansın.

Tahir Baba kim midir?

Yaklaşık 100 yıl kadar önce Babıali'de yani İstanbul medyasının ünlü gazetecilerindendir.

Dönemin namlı gazetecisi Baba Tahir, Sular İdaresi'nden avanta ister.

Verilmeyince yazıyı döşenir: “Terkos'a domuz ölüsü düştü. Suları kullanmayın.”

İstanbul'da panik başlayınca Baba Tahir'e hemen bir "indirme" yapılır. Üç gün sonra Baba Tahir şöyle yazar:

"Telaş etmeyiniz, Terkos Gölü'ne düşen ahu gözlü bir ceylanmış."

Baba Tahir'in ruhu, bizim Romatizmalı Aslan Ağamız Haşmet Beyimizde yeniden hayat bulmuş anlaşılan.

Efeler Belediyesi önceki Başkanı Mesut Özakcan hakkında yazdı, çizdi, “Şu ihalede hu var, bu ihalede bu var, höle götürdü, böle indirdi” dedi, ortalığı kırdı geçirdi. Hatta bizlere, “Biz BŞB ile uğraşırken bunlar malı hamuduyla götürüyor” diye de bol bol gazı verdi. Biz de bir daldık, pir daldık.

İşin ilginç yanı yolsuzluk-usulsüzlük iddialarına ilişkin dosyaları da ben iletmiş, incelemesini istemiştim.

Sonra ne mi oldu?                  

Bildiğiniz Baba Tahir Moduna geçmiş arkadaş. “Mesut Abem” dedi, başka bir şey demedi. Eşini de götürdü, CHP’den aday gösterilmeyince DP’den aday olan Mesut Abesinin listesinden aday yaptı. Sizce neden canlarım?

Bizler biraz araştırdık. Mesut Abesi ve damadıyla özel bir yemek yemişler. Kükreyen Romatizmalı Aslan Haşmet Bey'in kalbinde, bir anda Mesut Abesine karşı sevgi yumağı oluşmuş.

Bu kadarla kalır mı günümüzün Baba Tahir'i.

Sonra daldık hep beraber EMAN dosyasına.

Haberler, karşılıklı suç duyuruları, ortalık toz duman.

Bir süre sonra yine Dejavu yaşadık.

Bizim Romatizmalı Aslan Ağamız tekrar Baba Tahir Moduna geçmiş, baktık, “O EMAN BU EMAN DEĞİLLLL” naralarıyla ortalığı inletiyor.

Az deştik, firmaya haber salmış.

Onlarla da bir görüşme.

Sonra Kuşadası baş başa yemek.

Ardından yine sevgi yumağına dönüşmüş bir Haşmet Aysan profili.

“Kamuoyunda zan altında kalmayınız. Kendiniz ve ailenizin mal varlığını açıklar mısınız Haşmet Bey” dediğinizde havalara falan bakması, kulak iltihabı olmuş gibi davranması, işte buna bağlanır.

Çok maharetli Haşmet Beyimiz, bazı gazetecilere 2 bin lira emekli maaşı aldığını söyleyip, tek evini bir buçuk milyon TL’ye satışa çıkaran, zar zor geçinen bir memur emeklisi olduğunu söyler.

Eskiden 7 ileri vitesli son model BMW binerdi.

Sonra 4 çarpı 4 Ford'a düştü.

Ne acımıştık garibin haline.

Ayın sonunu zor getiren, bir buçuk milyonluk evde oturan, 7 ileri son model BMW binen Haşmet Bey'in geçirdiği o zor günler, hiç aklımızdan çıkmaz.

Bu arada ne zaman hakkında Baba Tahir olayları çıksa, hemen bankadan kredi çektiğini, borcu çok olduğu için evini, arabasını sattığını, hatta arabasız kaldığını falan söyler.

Aslında profilinde danışman yazar. Emekli olduğu konum her halde 7 ila 10 bin lira arası aylık emekli maaşı getiriyor. Onu bile arayan bazı gazetecilere, “2 bin lira emekli maaşı alıyorum” şeklinde beyan ediyor.

Anlaşılan rakam takıntısı var. Mahkemece tespit edilen 303 yalan beyanını, 333’e tamamlamak istiyor.

Ha gayret Haşmet Bey.

Sizin için o rakamlar ne ki... Denizde kum...

Daha çok var da, şimdilik bunlarla kalsın. Zaten bizim iftiradan sabıkalı, mesleğini yapmaktan Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nca men edilmiş Romatizmalı Aslan Ağamız höööle bi kükreyip yerinden kalksın, “İt-kopuk-Fetö’cü” dediği, “Sabrımız taşıyor” diye tehdit ettiği, atamalarına müdahale etmeye kalkıştığı hakim-savcılara bizleri şikâyet etsin diye ellerimizde dosyalar, kayıtlar bekliyoruz.

Dendi gari Haşmet Bey.

Biz de seni beklemekten siyatik olcaz bu gidişle.

Senin marifetlerini ülkede duymayan kalmadı, belki yeni gelen hakim-savcılar vardır. Bilenler de bilmeyenlere anlatsın.

PARÇA TESİRLİ BOMBA...

Aziz Türk Milleti!..

Ülkeyi paranoya gibi saran, devleti felç, ulusumuzu pert eden bir “Belediyeler İmamı” yalanının, memlekete nelere mal olduğunu kanıtlarıyla ortaya koyduk. Kamuoyu da hem beynen hem vicdanen gerçeklikleri kabullendi.

Kamu düzeni ve güvenliği açısından, Türk Devlet Geleneği çizgisinde, ne kadar dikkatli gittiğimizin farkındasınızdır. Çünkü geçen defa, 15 Temmuz ihanetinin de kor aleviyle suikastçi Scariolar gibi daldık, ortalıkta canlı tavuk bırakmadık.

Sonradan gördük ki sözüne inandığımız, vatan için omuz omuza mücadele ettiğimizi sandığımız insanlar ve devlet içerisindeki iş birlikçilerinin, mala-dala çökmek için kurgulayıp, teşkilatlayıp, icra ettikleri bir kumpas operasyonun parçaları olmuşuz.

İşte bu nedenle devletimizin içerisindeki namuslu ve satın alınmayan vatan evlatları ile omuz omuza bu beyinleri zehirleyen, sosyal soykırıma yol açan cerahati temizliyoruz.

Beyinler, vicdanlar özellikle medya kanalıyla zerk edilen zehirden yavaş yavaş arınıp, gerçekleri sorguladı ve kabullendi.

Erkan Karaslanile Mersin'deki kumpas mağdurlarının masum, onlara pusu kuranların nasıl vicdan, iman, izandan yoksun oldukları artık netleşti.

Derin devlet edasıyla gezenler bir anda serin devlete dönüştü.

Kusursuz Fırtına sonrası daldan düşen yapraklar gibi her biri bir yere dağıldı. Çaresizce kamu vicdanı ve hukukun kendilerine hesap soracağı günleri bekliyorlar.

Yine kendilerince ataklar yapacaklar.

Nasılsa kurdukları harami sofrasından akan yetim hakları var.

Göremedikleri, anlamadıkları, kabullenmek istemedikleri, bu kez onların ne haram servetleri, ne siyasi güçleri, ne devlet içerisinde, ne siyasette sırtlarını dayayacakları kimse kalmadı.

Şu an bildiğiniz Mutant Coronalı gibiler ve herkes onlardan kaçıyor.

Fark ettiyseniz ne kadar tepeden, keskin ve net vuruşlar yapıyoruz, ellerinden bir şey gelmiyor. Çünkü devlette herkes satılık değil.

Devletimizin harcı hala sağlam.

Bir şey oldu ama ne oldu diye kendilerine soruyorlar, cevap bulamıyorlar.

Bulma şansları da yok.

Şu an yaşadıkları, daha yaşayacaklarının küçük bir parçası.

Eldeki dosyalar, suça yönelik eylemleri o kadar çok ki, eğer dikkatli gidilmezse parça tesirli bomba gibi her yere sıçrayacak.

ASLİ VE TALİ FAİLLER

İşte bu yüzden zincirleme kumpas paydaşlarını kullananlar ve kullanılanlar olarak ikiye ayırdık. Bir Haşmet Aysan-Levent Onuk ile devlet içindeki iş birlikçilerinin kumpas sonrası kazanımları. Diğer yandan sadece bu işlerden nemalanma gibi hiç bir düşüncesi olmayanlar.

Onların derdi sadece Aydın BŞB’deki amirleri Nermin Canyurt ile olan husumetleri. Nermin Canyurt'un yönetim anlayışının onları kullanıp atılan birer piyon konumuna düşürmüş olması.

İşte bunun için hesaplaşmaya kalktılar, aslında hiç bilgileri olmadığı halde Mersin Ana Kumpası'na alet oldular.

Aydın'daki düzmece evraka dayalı 1. Ağır Ceza’daki davada da yer alan Şaban Demirtaş'ın başta Haşmet Aysan tarafından kurgulanıp, Mersin'e nasıl götürüldüğünü, nasıl asılsız-temelsiz-delilsiz bir yalan beyan vermeye teşvik edildiğini, daha önce kaleme almıştık.

Şaban Demirtaş'ı Mersin Fetö Kumpasına götüren, vereceği ifadeyi hazırlayıp, belletenin Haşmet Aysan olduğunu cümle alem bilir. Zaten önümüzdeki süreçte HTS kayıtları başta, her şey ortaya çıkacak.

Kaldı ki İçişleri Bakanlığı Mülkiye Müfettişleri tanıkların yalan beyan verdiklerini, delil denilen evrakların düzmece olduğunu açıkça tespit etmiş, sorumluların cezalandırılmasını istemiş.

Hele TEM yani Terörle Mücadele Dairesi, tüm kurumlar ile ortaklaşa hazırladığı rapor sonrası, zehir zemberekten de öte tespitleri, mahkemeye iletmiş.

Devletin diğer ilgili organları da öyle.

Yetmemiş davanın sürdüğü Mersin 7. Ağır Ceza'da Haşmet Aysan'ın 70 sayfadan oluşan, 303 tespitli yalan beyanı kayda geçmiş.

Bu kadar yalan beyan verirken hiç yorulmadın mı be birader...

Bir de mahkemede, “Yalnızca doğruyu söyleyeceğime yemin ederim” beyanı verdiği halde durumu bu. Yemin ederken tek ayağını çaktırmadan kaldırmış her halde.

Haşmet Aysan şu anda Baba Tahir modundan, Romatizmalı Aslan Moduna geçmiş durumda.

Başta Şaban Demirtaş, diğer kumpas paydaşları konuşmasın diye hop oturup hop kalkıyor. Sosyal medya hesabından ha bre “Erkan hööööle ceza alcek, böööle ceza alcek” diye, yalan beyan vermeye sevk ettiği Şaban Demirtaş ve diğerlerine cesaret aşılama sevdasında.

Yani Haşmet Bey aynı zamanda pek çok suçun azmettiricisi. Bu kullanılan arkadaşlara, Haşmet Bey'in gaz pedallarının aslında nasıl kesik olduğunu kanıtlamak için, aşağıda linki bulunan, yayınladığımız delil dosyalarına iyi bakmalarını tavsiye ediyoruz. http://www.aydinsafak.com/mersin-kumpasini-cokerten-deliller-h4159.htm

Bakın buradaki devlet kurumların incelemelerinde, ihaleler, edimler, para hareketleri hepsi incelenmiş. Süren davalardaki ihaleler dahil, tek bir kusur bulunamamış, temiz raporu verilmiş. 10. sıra MASAK Raporları 20. sıra Uzman Mütalaası 59. sıra Sayıştay raporları..

Kullanılan arkadaşlar!...

Bunlar neyin delilidir biliyor musunuz?

Haşmet Aysan'ın ihalelerden “şöyle ceza alacak böyle ceza alacak” yalan beyanlarına devlet tarafından verilmiş, tokat gibi yanıttır.

Sayıştay dahi tek tek her şeyi incelemiş, tek suç yok demiş.

Mahkemeler de elbet delillere göre karar verecek.

Anlayacağınız Haşmet Aysan'ın ihalelerle ilgili beyanları, her zamanki gibi koca bir balondan ibaret.

Daha önce verdiğim, belli ki sizler tarafından iyi anlaşılmamış şu haberi de okursanız, Haşmet Aysan'ın Mersin davasından ceza alacak şeklinde sizlere masal okuduğu durumları, daha iyi kavrarsınız. Ve Romatizmalı Aslan Haşmet Bey'in yalan beyanları hakkında daha iyi aydınlanırsınız.

https://odatv4.com/nurcularin-bizdendir-diye-adam-kurtardigi-davada-neler-oldu-07112003.html

https://odatv4.com/ara.php?q=serdar+kas%C4%B1rga

Burada ne var biliyor musunuz?

Aynı Erkan Karaarslan'a kurulan kumpas gibi bir FETÖ kumpası. Oradaki kumpas paydaşlarının ya adli mekanizmada iş birlikçi kolları vardı ya da 15 Temmuz sıcaklığıyla ve sahip oldukları güçle adamlara ceza bile aldırmışlar.

Fakat Yargıtay ne yapmış?

“Durun bakalım, siz nereye gidiyorsunuz. Bunların hiç biri delil değil, düzmece evraklar. Bu bir kumpastan ibaret” vurgusu yapmış, işin sonunda bir Emniyet Müdürü tutuklanmış.

Haşmet Bey, sizler gerçekleri anlatmayın diye hangi masalları okuyor; Süren davalarla ilgili ihaleler falan filan.

Sayıştay Haşmet bey'in o yalan beyanlarını tepeden kesmiş.

Haşmet Bey'in, “Bu kadar yatırdılar, ceza vermeden bırakmazlar” yalan beyanını kim çürütmüş; “Yargıtay...”

Adamlar içeride yattığı, ilk ve ikinci derece mahkemede ceza aldırıldığı halde, hepsini bozmuş, adamlar beraat etmiş.

Anlayacağınız Romatizmalı Aslan Ağanız Haşmet Aysan, sizler-bizler dahil çok kişiyi kullandı. Kumpas paydaşları ile birlikte kurdukları harami sofrasından nemalandılar.

Peki sizlerin elinde ne var?

Sadece ileride Kemal Sunal'ın Davacı filmi gibi ömür boyu muhatap olacağınız davalar, tazminatlar.

Siz bu işe karşılıklı husumet nedeniyle girdiniz, nemalanmak için değil.

O yüzden sizlerin ileride kamu vicdanı ve hukuk karşısında düşeceğiniz durumlar, bizleri çok mutlu etmez. İşinizden olsanız, tazminatlara mahkûm olsanız, bizler mutluluk duyacak insanlar değiliz. O nedenle başta Şaban Demirtaş yanına avukatını alıp, süreci itiraf etmeli. Sizden istediğimiz, bizlerin zaten bildiği, tanık olduğu ve mahkemelere müdahil olup anlatacağımız olaylar. Devlet kurumları da HTS kayıtları, müfettiş ve mahkemelerce tespit edilen yalan beyanlar dahil, hepsini tek tek delillendirir zaten.

Yapacağınız iş yasal ve vicdanı açıdan basit...

Elinize kalem kağıdı alacaksınız, o süreçteki gerçeklikleri alt alta sıralayacaksınız.

Sizi kim kurguladı? Haşmet Aysan... Verilecek yalan beyanları kim anlattı, ezberletti? Haşmet Aysan...

Devletin kayıtlarına giren gerçekler zaten bunlar ve bunları bilmeyen yok.

Sizin yalan beyanlarınızla insanlar sosyal soykırıma uğradı ve onlara bizim sizlere tanıdığımız şansı, tanıyan olmadı.

Bazılarınız namaz kılıyor, secdeye varıyor. Yalan beyanlarla insanların hayatını yok ettiğinizi, devleti felç, toplumu pert ettiğinizi göre göre niye hatada ısrarcı oluyorsunuz ki...

Size bu olaylar parça tesirli bomba gibi diye boşuna demiyoruz.

Çünkü olaylar ilerledikçe pek çok isme daha sıçrayacak, altında siz kalacaksınız.

Bir de eski dostlarınız, koruyucularınızla papaz olacaksınız.

Gördüğünüz gibi bizler sizleri, sizin kendinizi düşündüğünüzden daha çok düşünüyoruz. Burada asli sorumlu sizler değilsiniz, gerçekleri anlatıp devlet aygıtından ve millet vicdanından bu cerahatin bir an önce temizlenmesine yardımcı olmak, zaten yapmakla yükümlü olduğunuz doğrular. Biraz da Yaradandan mağrifet dilemiş olacaksınız.

Aziz Türk Milleti...

Yukarıda Yüce Yaradanın, aşağıda sizlerin de tanık olduğunuz üzere bizler gerçekleri ortaya koyduk, hepinizle paylaştık, çok sayıda tali mağdur doğmaması için gerekli ikazlarımızı yaptık.

Yarın doğacaklardan hiç bir vicdan azabı çekmeyeceğimizi de vurgulamak, artık en doğal hakkımızdır.

Bu arkadaşlar da unutmasın;

Şu an panikle bir birlerini satanlar, yarın sizleri haydi haydi hem de ayak üstü satarlar. Yaşananlardan ders almıyorsanız, bari derin devletin en derinlerinden kabul ettiğiniz, gözünüzde dev gibi büyüttüğünüz Haşmet Bey'in düştüğü durumdan ders alın.

Artık koltuğunun altında alayı yalan beyan ve kumpas içeren, bunlar da devlet tarafından tespit edilen dosyalarla bakanlıklar, meclis koridorlarında gezemiyor.

Selam veren siyasetçisi kalmadı. Valilikler, Adliyelere adım atmaya korkuyor.

Gördüğünüz gibi gel beraber gidelim diyoruz, tık yok.

Eskiden bulunduğu her yerde medya ordusu olurdu, şimdi selam vereni yok.

Düne kadar kullandığı medya, onun hesap vereceği günlere hazırlanıyor, bundan da kaçış yok... Dev zannettiğiniz Haşmet Aysan kamu vicdanı ve hukuk karşısında bu duruma düştüyse, siz de onun bu durumunu biraz sorgulayıp, ders çıkarın isterseniz.

Bir ağabeyiniz olarak uyarayım;

İşin sonunda demedi demen...

Videolar için YouTube kanalımıza abone olmayı unutmayın!

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.

Başka haber bulunmuyor!