Aydın
20 Eylül, 2024, Cuma
  • DOLAR
    33.58
  • EURO
    36.76
  • ALTIN
    2577.6
  • BIST
    9881.23
  • BTC
    56398.2$

Ortalama bir kıyamet bu…

Ortalama bir kıyamet bu…

Alo iyi günler, Serap Hanımla mı görüşüyorum?

- İyi günler… evet benim.

Hanfendi benim adım da Serap Terzi. Sizi tanıdıklarınız aracılığı ile Aydın dan arıyorum. Tanıştığıma memnun oldum Serap Hanım. Yakınlarınız 11 yaşında kızınızla Maraş’da deprem mağduru olup, Aydın’a yakınlarınızın yanına gelmek istediğinizİ söyledi. Doğrumudur?

- Evet, nolur beni alın buradan. Burada kalmak istemiyorum.

Tamam yardımcı olmaya çalışacağım.

Serap Hanım, neredesiniz ve ne durumdasınız? Sağlık durumunuz nasıl.

- Depremden sonra bir kafeterya ya sığındık. Orası çok soğuktu ve bizi bir okula aldılar, daha iyi durumdayız.

Serap Hanım gıda yardımı yapıldı mı? Açmışınız-tokmusunuz? Bu konuda da birşeyler yapmaya çalışalım.

Serap Hanım dayanamadı ve boğulmaya benzer bir sesle, hıçkırarak…

- Tok değilim de yiyemiyorum... diyebildi.

Neden?

- İki gündür yardım yoktu aç kaldık, bu gün yemek yardımı geldi ama… (hıçkırarak) boğazımdan geçmiyor. Her yer yıkılmış evlerle dolu, her yerde ceset ve ceset kokusu var. Nasıl yiyeyim.

Adaşımla sohbete ara verdik… bir süre sora…

* * *

Serap Hanım hazırlanın 2 saate kadar sizi okuldan alacaklar.

- Tamam… Sadece bir torbam var zaten, hazırlanacak bir şey yok. Hep böyle duruyoruz.

Bir süre sonra Serap Hanımdan bir arama geldi (endişeli bir sesle)…

- Serap Hanım elimdeki torbamda sadece kızıma ait kıyafetler var. “torbayı otobüse alamayız” derlerse ben napıcam?

- Etrafımızdaki bütün evler yıkıldı, bizim evin sadece kolonları patladı. Kedimiz var, onun için eve girdim ve kızım için biraz eşya alabildim. Bunlar onlar.

Serap Hanım size torbanızı alamayacağınız söylenirse hiç düşünmeden olduğunuz yere bırakın. Size söz veriyorum daha güzellerini kızınıza ben alacağım, hem de daha fazlasını.

* * *

“Her yer enkaz, her yer ceset ve ceset kokuyor” sözü ve gerçeği hepimiz için ortalama bir kıyamet. Suratımıza çarpan bir sorun. Ama benim kıyametim (elimdeki poşette kızımın eşyaları var, otobüs onu alamayız derlerse naparım) oldu.

Fiziksel acı ve duygusal acı evrensel duygulardır. Bütün canlılarda acıyı görebilirsiniz.

Bitki sevenler bilir ki çiçekler küser ve de açmayabilirler; yanına açan bir başka çiçek koyarsanız ya da sözlü ilgiyi arttırırsanız yakınlarında dolaştığınız için ısı ve enerjinizi alan çiçek, eğer ısı ve enerjiniz ona uygunsa coşkuyla açmaya başlar. Yeter ki o çiçeğe kendinizde yer açın. Ayrıca depremi de sayarsak doğanın devinimini devam ettiren bir canlı olduğunu görebiliriz.

Hayvanların da aklı var fikri yok. Bazı insanlarda bile göremediğimiz aklı ile acılarını bize gösteriyorlar.

Duygusal acı eşiğim düşük olup, yaralar çok olunca bunun bendeki adı da kıyamet oluyor.

Bir gün kopacağı öğretilen ve senaryosu bize anlatılarak var olduğu iddia edilip korkutulduğumuz bu kıyamet senaryosu bana hiç korkunç gelmedi, gelmiyor; ne de olsa herkes orada olacak, geride kalan ve önde giden yok. Hatta çok enteresan ve heyecanlı bir ortamda olacağımı düşünüp heyecanlanıyorum; görsel şölen! Ama bu deprem benim için kıyamet üstüne kıyametlerle dolu.

Ortalama bir kıyamet için ilk bölümdeki sonuç yeterli, ama varlıktan birdenbire her şeyini kaybedip bir de sokakta kalıp evladını sarmalayacak bez parçalarını kaybetme korkusuna şahit olmak benim için de başlıbaşına kıyamet oldu.

Eğer kıyamet bize öğretildiği gibi fiziksel acı ise evladımın aç kalması, üşümesi, her şeyden yoksun olması etimde hissettiğim acıdan daha çok canımı yakar.

Sevgiyle kalın dostlar…

* Depremzedemizin Kahraman Maraş’tan gelmesine yardımcı olan dostlarıma beni kırmadıkları için teşekkürü borç bilirim.

Videolar için YouTube kanalımıza abone olmayı unutmayın!

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.

Başka haber bulunmuyor!