“İyice düşünelim. İstikbalimiz karanlıktır, ümitsizdir, fakat henüz vakit geç değildir. Eğer yine küçük manialar önünde geriler ve duraksarsak bizim için başka diyar, başka vatan aramak kalıyor.
İstermisiniz ki ecdadımızın kanları pahasına bize miras bıraktıkları bu aziz toprakları terk edip kaçalım? Hayır değil mi? O halde geliniz, el ele verelim ve haklarımızı en yüksek makam nezdinde arayalım”. 1942 Dr. Fazıl KÜÇÜK
Tarihsel süreçte Tokat’ın değişik isimlerle anılması son derece doğaldır. İl olarak 14 devletle çok sayıda beyliği içerisinde barındırarak ev sahipliğini yapmış olmak kolay bir olgu olmasa gerek. Tarihe bire bir tanıklık etmektir. Bu nedenle Tokat Valiliği İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü’nün öncülüğünde “900 Adımda 900 Yıl” projesi başlatılmıştır. Tokat Valisi Sayın Cevdet Can ile yaptığımız görüşmede projeyi daha ileri boyutlara taşıyacaklarının ipuçlarını verdi. Biz de kendisine ve ekibine kolay gelsin diyoruz.
Genelde tatil denildiği zaman akıllara deniz ve güneş geliyor. Turizmle uğraşanlar da olayın bu yönünü sürekli olarak pompaladıkları için böyle bir olgunun oluştuğunu paylaşmak istiyoruz. Bu nedenle kültürel ve tarihsel mekanlara gitmek hep ikinci planda kalıyor. Konuya ilişkin olarak tur şirketleri kadar yerel yöneticilere de görevler düştüğünü kaydetmek istiyoruz. Belirli zaman aralıklarında Anadolu illerinin Ankara – İstanbul gibi büyük merkezlerde tanıtımları yapılıyor. Anılan bu merkezlerde illerin sınırlı özelliklerinin tanıtılması yapılabiliyor. Tanıtımları izlemek için gelenlerin de büyük çoğunluğu yöreye ait yiyeceklere içeceklere ilgi gösterdikleri gerçeği ise başka bir olgudur.
Kültürel tanıtımlar konusunda ilin işadamları kadar devlete de büyük görevler düşmektedir. İl dışından gelecek yabancıların kalabilecekleri, rahat edebilecekleri mekanların yapılması gerekiyor. Bunların yapılması sonrasında yeni iş alanları açılacağından göç veren il sayısı da azalmış olacaktır. Tanıtım yapılırken yanlış olguların da oluşması engellenecektir. Örneğin Kıbrıs dediğiniz zaman herkesin aklına kumarhaneler gelmektedir. Buna koşut diğer hususu yazmak istemiyoruz. Bundan daha kötü bir algının oluşabileceğini düşünemiyoruz. Bu olgunun oluşmasının elbirliği ile sağlandığı bilinmelidir.
Tokat’a geldiğimizde yalnızca il merkezinde değil ilin bütün ilçelerindeki kültürel varlıkların olduğunu ve bu mekanların tanıtımının ne yazık ki tam olarak anlatılamadığına tanık olmuş bulunuyoruz. Yüce Atatürk, Ulusal Kurtuluş Savaşı hazırlıklarını bir süre Tokat’ta kalarak sürdürmüştür. Yakın silah arkadaşı Piyade Yüzbaşı Mustafa Vasfi Süsoy’a ait olan konak şimdilerde “Atatürk Evi” olarak ziyaretçilerini beklemektedir. Tokat’tan Sivas ve Erzurum’a gitmek üzere ayrılırken kendisini uğurlamaya gelen Tokat’lılara hitaben yaptığı konuşmasında Yüce Atatürk, “Tarih bize vatan uğruna canını malını esirgemeyen milletlerin asla ölmeyeceğini, hala yaşadıklarını göstermektedir. Ben hayatımı hiçbir zaman milletin üstünde görmedim ve görmeyeceğim. Her an memleket için şerefimle ölmeye hazırım” diye sesleniyordu.
Tokat’ta bulunduğumuz süre içerisinde karşılaştığımız bir başka güzellik, il sınırları içerisinde nerede ise metre kare başına birden fazla şair ve halk ozanı düştüğü gerçeği ile yüzleşmiş bulunuyoruz. Tokat Kültür Derneği ile Kümbet Altında dergisini yayınlayan arkadaşlarımızla konuştuğumuz zaman yukarıdaki yargıya vardığımızı sizlerle paylaşıyoruz. Arkadaşlarımız her Cuma akşamı il genelindeki şair ve ozanlarla bir araya gelerek sohbetler yaptıklarını anlattılar. Türkiye’nin yazın yaşamına kısaca baktığımızda pek çok ünlü sanatçının Tokat’lı olduğu gerçeği ile de yüzleşiyoruz.
Evliya Çelebi Tokat’lıları tanımlarken, “Halk zevk ehlidir, gariplerle dostturlar, kin tutmaz, hile bilmez, derya gönüllü halim selim insanlardır. Her kese iyi zanda bulunurlar, iyi geçinirler” diye tanımladığı belleklerde kayıtlıdır. Aradan geçen uzun yıllara koşut Tokat insanının dünyada yaşanmakta olan yozlaşmadan etkilenmediğini gözlemlemiş bulunuyoruz. Hacı Bektaş-i Veli ise Tokat’ı “Alimler konağı, fazıllar yurdu ve şairler yatağıdır” diye anlatıyor.
Tokat Kültür ve Sanat Günlerini bu nedenle önemsiyoruz. Katıldığımız toplantılarda kendimiz çalıp kendimiz oynamadık. Gittiğimiz her yerde halkın yoğun katılımı ile karşılaştık. Konuşup tanıştığımız kişiler bizleri arıyorlar. Hepsine yürekten sevgilerimizi sunuyoruz. Teşekkürün en büyüğünü ise Tokat’ın güzel insanlarına yapmak istiyorum. Onların katılımı olmasa idi bu kadar güzel duygularla Tokat’tan ayrılmamız olanaklı olmazdı. Sayın Vali başta olmak üzere bu çorbada bizim de tuzumuz olsun diyerek karınca gibi çalışanlara yürek dolusu sevgilerimizi ve teşekkürlerimizi sunuyoruz.
Bu güzelliklerin yaşatılması için özveri ile çalışan Tokat Kültür Derneği Başkanı sevgili dostum İrfan Yıldız’a, bal arısı gibi çalışarak hazırlıkların eksiksiz uygulanması için gündüzünü gecesine katan güzel olduğu kadar dost insan sevgili Ünal Kar’a ve Derneğin diğer bütün yönetim kurulu üyelerine teşekkür etmeyi yerine getirilmesi gereken bir görev olarak alıyoruz. Ne mutlu onlara.
Anadolunun ortasında bulunan kültür, sanat ve tarih kentini, Hazreti Mevlana “Tokat’a gitmek lazım” diye anlatıyordu. Gerçekten güzelliklerle dolu olan bu kenti herkesin zamanını ayırarak görmesi gerekiyor mu ne...
SEVGİ ile kalınız...
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.