Kulağınız Ankara'dan gelecek haberlerde olsun…

Her şey Aydın Valiliği’nin Didim’in cennet köşelerinden biri olan, paha biçilmez değerdeki hazineye ait araziyi Amfitiyatro yapımı için Didim Belediyesi’ne tahsisi ile başladı. Bu tahsis işlemi yapılmamış olsaydı bu gün ne Amfitiyatro’yu, ne 21/B ihaleyi, ne SGK arsanının CHP Genel Başkan Yardımcısı Veli Ağbaba’nın ağabeyi Hür Ağbaba’nın ortağı olduğu Trio adlı şirkete önce verilen sonra iptal edilen ihalesini, ne de Belediye’nin SGK arazisine çöküp orada 21/B ihale ile 7 milyon liralık çevre düzenlemesi yaparak kamu zararı oluşturmasından söz ediyor olmayacaktık.

Demek ki filmin senaryosu baştan kurgulanmış..

* * *

SGK DİDİM AMFİTİYATRO'YU ÖLÇTÜ...

Bilindiği üzere gerek yerel, gerekse ulusal basında 4 tane 21/B ihale ile Aydın'da hatta Ege'de müteahhit kalmamış gibi, Diyarbakır Ergani’de bulunan Tunçlar'a yaptırılan Amfitiyatro tartışmaları hiç dinmeyecek gibi görünüyor.

Bunun yanında parçalayıp böldüğü ihaleler yüzünden! adı “Parçala Atabay”a çıkan Belediye Başkanı, derebeyi misali mafyöz bir tavırla Amfitiyatro’nun denize doğru bitişiğindeki (denize sıfır) SGK'ya ait 5 bin 800 metrekare emsalsiz yere hem de 21/B ihale ile 7 milyon lira para harcayarak rekreasyon alanı yaptı.

Sayın Aydın Valisi..

Bu harcamanın tamamı kamu zararıdır.

4734 sayılı ihale kanunun 62. Maddesini iyi okuyun.

“Mülkiyet ve imar problemi çözülmemiş hiçbir yerde ihale yapılamaz..”

Sayın Valiye soruyoruz;

Parçala Atabay, kanunu hiçe sayarak SGK arazisini nasıl gasp etti ve 21/B ile ihale yöntemi ile bu alanda 7 milyon lira harcayarak çevre düzenlemesi yaptı? Kimlere güvendi?

Mavi gözlü bu adam nasıl oldu da gözünü karartarak 7 milyon kamu zararı oluşturdu?

Bu kadar riski neden aldı?

Hiç mi uyaran olmadı?

Elbette olmuştur.

Ancak “Didim’de devlet benim” diyen Kadıköylü, bir dahaki dönem adaylığını garanti etmek adına bu riski de almalıydı.

“SGK'ya ait bu alanı belediye olarak biz alacağız, inanmıyorsanız gelin görün, yeşil alan rekreasyon alanı olarak düzenledik bile” algısı yaratıp, gerekli temasları da bizzat yaparak, ihaleye gireceklerin önünü kesti ve Didim Belediyesi olarak ihaleye de katılmadı. Peki ne oldu.. Taaa Malatya'da istihareye yatan CHP Genel Başkan Yardımcısı Veli Ağbaba'nın kardeşi Hür Ağbaba’nın şirketi 20 Mayıs'ta Ankara’da yapılan ihaleye tek başına girdi ve 150 milyon lira değerindeki arsanın ihalesini 18 milyona kazandı.

Ne güzel değil mi?

Senaryonun kalitesine kurgusuna bakar mısınız sanki Sherlock Holmes dizisi..

Buraya kadar senaryo kusursuz işledi..

Ne zamana kadar?

Tabi ki yetimin, garip gurebbanın, kamunun bekçiliğini yapan bizlere çarpılıp eşekten düşmüş karpuza dönene kadar.

Bütün bunlar olurken, Kadıköylü Atabay Amfitiyatro’nun görsellerini paylaşıp dururken Didim Kaymakamı, Aydın Valisi, SGK İl Müdürü’nün hiçbir şeyden haberleri yok muydu? Aksini düşünmek tecrübe ve devlet adamlıklarına halel getirir.

* * *

Her şey ortadayken yaşananlara baştan beri sessiz kalan AK Parti Didim İlçe Başkanı Maşallah Subaşı çıktı, bizim yazdıklarımıza paralel açıklamalar yaptı.

İyi de çok sayın Subaşı, o alanda aylardır inşaat sürerken, devlete ait 5 bin 800 metrekare alan gasp edilirken, Atabay, 3’ncü dönem adaylığını devletin malı ile hovardalık yaparak kapmaya çalışırken sen nerdeydin? Çokoprens almaya mı gittin?

Açıklamalarınla bile hiç gerçekçi ve inandırıcı değilsin Sayın Subaşı.. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın İlçedeki temsilcisi olarak Didim’de kötü bir sınav veriyorsun.

Sayın Subaşı, sordun mu peki Didim Kaymakamı’na..

“Bu adam derebeyi mi, nasıl çöktü bu alana?” diye.

Sordun mu peki, "Sayın Valim, bu Atabay hakkında adli idari bir soruşturma açtınız mı" diye?

Sordun mu SGK İl Müdürü Zeynep hanıma “bu gasp olayı ile ilgili Cumhuriyet Savcılığına suç duyurusu yaptınız mı?” diye

Tabi ki onların amiri değilsiniz ancak, bırakın AK Parti İlçe Başkanı olmayı Didim’de yaşayan Vatandaş Maşallah olarak bile bunları sormaya hakkınız vardı. Eğer siz, bunları yapmış olsaydınız biz de sana kocaman bir Maşallah! çekerdik.

* * *

Bu gasp ve peşkeş olayı ile ilgili, hakkını teslim edeceğimiz iki kişi vardır.

Birincisi, takdirlerine mazhar olduğumuz Sayın Bakan Vedat Bilgin,

Diğeri ise SGK Başkanı Cevdet Ceylan'dır.

Ankara ve Didim kaynaklarımızdan teyit ettiğimiz bilgi,

Kılıçdaroğlu'nun açılışını yaptığı Didim Amfitiyatro’nun açılışından 2 gün önce Ankara’den gönderilen SGK uzmanları tarafından Atabay’ın gasp ettiği yerde her türlü ölçüm, fotoğraf ve video kayıtlarının alındığıdır. Hatta Didim Belediyesi’nden talimatlı çalışanların, bu ölçümlerden rahatsız olduğu ancak, heyetin “Ankara SGK'dan geliyoruz” demeleri üzerine kendilerine müdahale edilmediği bilgisi de tarafımıza ulaştı.

SGK heyetinin Didim'e gelişinden Aydın Valisi, Didim Kaymakamı ve SGK İl Müdürü’ne de haber verilmediği yönünde duyumları da aldık. Devletin malının bu kadar fütursuzca gasp edilmesine sessiz kalanlara sanırız Sayın Bakan Vedat Bilgin de bu şekilde tepki göstermiş olmalı..

Bu gasp ve peşkeşi, “hülleli ihaleyi” Aydın Şafak Gazetesi’nden öğrenir öğrenmez gereğini yapan ve ihaleyi iptal eden Sayın Bakan Vedat Bilgin'in, gasp olayına Aydın'da sessiz ve seyirci kalan yetkili kadroyu devre dışı bıraktığını da tahmin ediyoruz.

* * *

Bir sözümüz de Didim Amfitiyatro’yu 4 adet kanuna aykırı şekilde aynı zamanda da 21/B ile ihale eden Didim Belediyesi’nin Fen İşleri ile Park ve Bahçeler müdür ve bürokratlarına..

Demedi demeyin, zamanı geldiğinde Atabay üç aşağı beş yukarı aynen şöyle diyecek:

“Benim imzam yok ki, ben amfitiyatro yapın dedim, kanuna uygun yapılması müdürlerin sorumluluğunda..”

“Tek seferde açık ihale yapacağız, dediler de ben mi karşı çıktım. SGK alanının Didim Belediyesi’ne ait olup olamadığını ben mi bileceğim, Park ve Bahçeler Müdürü’nün aplikasyon yaparken görmemesi benim suçum değil..”

Kadıköylü Atabay, bunları söyleyip işin içinden sıyrılmaya çalışacak. Ya siz siz ne diyeceksiniz sevgili müdürler? Buna şimdiden kafa yorsanız iyi olur..

* * *

Bu ülke “arkamda şu kişi var, bu kişi var” dedikten sonra demir parmaklıkların arkasına giren nice insanlarla dolu.

Kamuoyu gündemine yansıyan söylemler odur ki!

“Arkamda Süleyman Soylu var. Dokulmazlık aldım. Arkamda Karadeniz lobisi var. Arkamda Akif Hamzaçebi var. Akif Hamzaçebi ile Aydın Valisi Hüseyin Aksoy'u ziyaret ettik görmediniz mi? Kısa bir süre önce  Mehmet Ağar'la Didim Marina’da teknede yemek yedik. Tolga Ağar’da vardı. Korkut Eken’de vardı. Aydın Valisi hemşerim beni sever. Didim Başsavcısı ile samimiyetimi iyi bilirsiniz. Derin devlet yanımda...” gibisinden sözler sarf ettiği dillendirilen ve iddia edilen Kadıköylü Atabay’ın güvendiği dağlara karlar yağacağı günlerin fazla uzak olmadığı tezi de ortaya atılanlar arasında. Hatta Didim Adliyesi’ne Atabay dosyalarını incelemeye gelen HSK Müfettişi’nin ince eleyip sık dokuduğu gerçeği de bu tezi doğrular nitelikte.

Bizden söylemesi.. Yukarıdaki sözlerin hiçbiri Atabay’ı kurtarmaz, rahmetli Erbakan'ın dediği gibi bunlar pansuman tedbirlerdir. Plasebo etki yapar, geçici rahatlama sağlar.

İkibin yıllık Türk Devlet geleneğinde hiç kimse Türk Devletinden ve Türkiye Cumhuriyeti yasalarından üstün olmamıştır, üstün de tutulmamıştır.

Zaman zaman dönemsel bu tip ilişkiler ortaya çıksa ve bazı idari ve adi süreçler yavaşlasa da  Kadim Türk Devleti, “Zamanı gelince iti bağlamayı da, atı nallamayı da, bunu yapan hainleri han kapısının önünde sallandırmayı da iyi bilir.”

O yüzden Atabay ve şürekasına tavsiyemiz.

Siz bırakın mezarlıktan geçerken türkü söylemeyi de;

Kulağınız Ankara'dan gelecek haberlerde olsun…

Saygılarımızla…

AYDIN ŞAFAK