Son yazımızda, ‘Kumpasçıların Virtüözü’Haşmet Aysan ile onun eski ekürisi ‘Buçuk Kumpasçı’Servet Töz’e,‘Kumpasın diğer ayağı EMAN’cı ‘Levent Onuk’u da alın, gelin ekranlarda herkes elindekini döksün’ dedik, mezarlıktan geçerken korkudan ıslık çalanlar gibi havalara bakıyorlar.
Bu üçlüye bir kıyak daha yapacağım… Konuk iftiracı olarak, Mustafa Arı’yı da takviye alsınlar.
Nerdeeee….
Sevgili okurlarımız…
Hatırlarsınız…’Bunlar gerçekler ortaya çıkacağı için kaçarlar. Haşmet Aysan da sosyal medyadan isim vermeden atar tutar, meydana gelemez’ dedik.
Dediğimizi gibi davrandı…
Son paylaşımı, ‘Yiğidin kavgası kanun, itin kavgası yalayacağı kemik içindir’ demiş… Küçükken yürek yedirmedikleri için, isim zikredememiş…
Haşmet Beyciğim...
Sen ki eskiden kükredin mi mangalda kül bırakmazdın.
Sen ki, kumpaslarına alet olmayan hakim - savcılar için, ‘İt-Kopuk-FETÖCÜ’ diyecek, kurulacak mahkemelere isim belirlemek için siyasilere talimat verecek kadar mangal yürekliydin… Şimdilerde bütün küllerin mangalda… Üfleme yeteneğini mi kaybettin?
Sen ki bir davada 303 yalan beyanı tespit edilen, dünya hukuk tarihinin gelmiş geçmiş en büyük yalan beyancısı olarak tarih yazmış birisin.
Sen ki buçuk kumpasçı kalfan Servet Töz ile birlikte, Mersin ve Aydın kumpaslarında Şaban Demirtaş gibi bir yalancı tanığı eğitip piyasaya süren, uzman bir ‘Yalancı Tanık İmalatçısı’sın…
Sen ki bir, ‘FETÖ Belediyeler İmamı yalanı’ türetip, ülkenin İçişleri Bakanı ve Cumhurbaşkanı’na bu yalanlarınızı Meclis Kürsüsü’nden söyletecek kadar kabiliyetli biriydin.
Sen ki, ‘Olmadı Mesut Beyyy’ diye Efeler Belediyesi Eski Başkanı Mesut Özakcan hakkında yolsuzluk iddialarını kaleme alıp, suç duyurusu yapıp, düzenlediğiniz Selçuk toplantısı ardından, ‘Mesut Abeeee… Mesut Abeeee’ övgülerini düzensin. Yetmeyip eşini onun Meclis listesine yazdıran da sensin…
Sen ki kumpaslarında siyasi avantaj sağlamak adına AK Parti’den vekil adayı olup, işini gördükten sonra iktidara verip veriştirensin. Sen ki DEVA Partisi’ne İl Başkanı olmak için çabalayıp, eşini bu kez DEVA Partisi yönetimine sokan, başkan olamayınca verip veriştiren, düzgünlük ve dürüstlük abidesi bir tarihi şahsiyetsin.
Sen ki, ‘Karizma Otelin şurası kaçak, burası kaçak’ diye bağırıp, çağırıp, sonra kulak üstü yatansın. Sen ki, ‘Mıcırrr, mıcırrr’ naraları atıp, sonra büyük alicenaplık ile yazdıklarını kaldıransın. Sen ki, Ergün Poyraz denen şahısla karşılıklı sövüşüp sövüşüp akabinde yazdıklarını yutansın.
Sen ki EMAN hakkında her şeyi yazıp çizen, medya ve toplumu yönlendiren, ilerleyen süreçte, ‘O EMAN bu EMAN değillll’ sözleriyle, kendini dağlara taşlara vuransın…
Sen ki kumpasın diğer ayağı Levent Onuk ile birlikte Kuşadası görüşmesini takiben yeğenini köprü irtibat elemanı olarak şirkete yerleştirensin. Sen ki anlaşma sonrası Erkan Karaarslan aleyhine adeta kelle avına çıkansın…
Sen ki SABAH - A TV - A HABER - BEYAZ TV’yi kafa kola alıp, “Belediyeler İmamı” yalanını her platforma taşıyansın.
Sen ki, ‘Ben emekli maaşıyla zar zor geçinen bir gariban adamım’ dedikten sonra, yatlarda gezen, yurt dışı turlarına gidebilen, 7 ileri vitesli BMW binebilen, onu beğenmeyip FORD SUV edinen, milyonlarca liralık gayrimenkul sahibi sıradan bir emeklisin.
Sen ki gariban bir emekli olarak, bu malları nasıl edindiğini açıklama cesaretinden mahrum biri değilsindir dimi Haşmet Bey?
Haşmet Beyciğim…
Sayın, ‘Kumpasçıların Virtüözü’, ‘Yalancı Tanık İmalatçısı’, bir davada 303 yalan beyanıyla, ‘Milenyumun Pinokyo Dedesi’ madalyalarına sahip, çok değerli büyüğümüz…
Hadi üzme bizleri…
Bak Emin Aydın TVDEN’de, ‘Haşmet Bey yat almış’ dedi, seni de benimle programa davet etti.
Aldıysan nerden bulup aldığını, almadıysan kimin olduğunu söylersin. Senin ve aile bireylerinizin yıllara sarih mal varlıkları artışlarınız ile hesap hareketlerinizi belgeleriyle ortaya koyup, ‘Ben bunları helal emekli maaşımla kazandım’ diye mahcup et bizleri Haşmet Beyciğim…
Bak paylaşımın sonrası arkandan, ‘Kendi deveyi hamuduyla götürmüş yiğit kanun adamı ayaklarına yatıyor, onun kumpaslarını ve yalan beyanlarını ortaya çıkaranları itlikle suçluyor’ şeklinde boş boş konuşanlar var. Senin adına emin ol çok üzülüyorum. Gel ekranlarda ver şunlara ağzının payını. Korktu kaçtı dedirtmezsin dimi kendine bu yaştan sonra…
Gel de Aziz Türk Milleti ve Kadim Türk Devleti yetkililer, ‘Kim İt’miş Kim Yiğit’miş’ kendi gözleriyle görsünler…
HAŞMET BEY’İN KENDİ KALEMİNDEN GAY’LİK DAHİL HAKKINDA DİLE GETİRİLENLER
(Haşmet Aysan'ın Gündem 35'teki köşe yazısından alınmıştır )
"HUKUK YOLU İLE SUSTURAMAYINCA YÖNTEM DEĞİŞTİRDİLER”
Asılsız ve iftira nitelikli haberler yaptırarak sosyal medyada açtıkları fek hesaplardan paylaşıma başladılar.
Gün geldi, “hem evli, hem nişanlı hem de sevgilisi var, üçü bir arada” dediler,
Gün geldi, “Haşmet tatmin olamıyormuş” diye yazdırdılar.
Gün geldi “Gey” dediler.
Gün geldi “arkadaşının karısını ayarttı, kendi karısını boşadı onunla evlendi” dediler.
Gün geldi, “boşanırken karısının malını, malı yoksa parasını aldı” dediler,
Gün geldi, “boşanırken, karısının kardeşleri dövdü” dediler.
Gün Geldi, “Çine’de dayak attılar” dediler,
Gün geldi, “Fantasia Otel’de alem yaptı” dediler,
Gün geldi “rüşvetçi ve komisyoncu” dediler.
Gün geldi, “parayla silah ruhsatı sattı” dediler,
Gün geldi, “Bakanın arkadaşından 2 milyon dolar rüşvet istedi bakanlıktan kovuldu” dediler,
Gün geldi, “ASKİ’ye Genel Müdür olmak istedi” dediler.
Gün geldi, “Aydın Büyükşehir Belediyesi’ne Genel Sekreter olmak istedi” dediler.
Gün geldi “sevgilisini belediyeye işe aldırdı” dediler.
Gün geldi, “sevgilisini belediyeye işe alınmayınca bu karalamaları yapıyor” dediler.
Gün geldi “belediyeden kovuldu” dediler,
Gün geldi, “FETÖ’den tutuklu Emniyet Müdürleri ile şifreli konuştu” dediler.
Gün geldi, “FETÖ’nün parası ile ev, araba, yazlık aldı” dediler.
Gün geldi, “FETÖ’nün Aydın Emniyet İmamı” dediler,
Gün geldi, “siyasetin fırıldağı” dediler.
Gün geldi “Dev Yolcu” dediler.
Gün geldi, “Kumpasçı” dediler.
Gün geldi, “Özlem ve Erkan düşmanı” dediler.
Gün geldi evimizi izlediler.
Gün geldi işyerimizin karşısında her gün 2 adam diktiler, geleni gideni fişlediler.
Gün geldi, kim selam veriyor ve konuşuyorsa onlara “ilişkinizi kesin” dediler,
Gün geldi, gittiğim cafe ve restaurantlarda fotoğrafımı çektirdiler.
Gün geldi iftira içerikli haberleri gazetede bastırarak köy köy AYBA personeli ile dağıttırdılar.
Gün geldi Hürriyet’te Yalçın Bayer’e hakkımda yazılar yazdırdılar.
Gün geldi, Durmuş Tuna, Nezir Çetin, Cem Celil Lale, Erdal Karakavukoğlu’na yazı yazdırdılar.
Gün geldi taşeron çalışanlara “işten çıkarmak tehdidi” ile aşağılık yazıları paylaştırdılar.
Gün geldi, her gün Osmanlı Torunu isimli aşağılık twitter hesabından her türlü iftirayı attırdılar.
Gün geldi, bu işler için belediye şirketlerinden müptezellere paralar akıttılar.
Gün geldi, bu işleri yaptırmak için ihaleler verdiler.
Bunlar içinde suç duyurusu dilekçesi hazırladım “ADALETE” teslim ettim
“HAŞMET AYSAN’IN KUMPASLARDAKİ ROLÜNÜN, KÖŞE YAZARLIĞI YAPTIĞI SİTENİN SAHİBİ TARAFINDAN, ‘HAŞMET BEY’İN SUÇ İKRARI’ BAŞLIKLI YAZISINDA İFŞASISINA AİT BÖLÜMLER..”
Eski köşe yazarımız Haşmet Aysan Beyi, ikinci kez çok sinirli görüyorum!
İlk sinirlenip bana saldırmaya başladığı gün, köşe yazarımız Dr. Erkan Karaarslan’ın MİT ve Emniyet tarafından "FETÖ Belediyeler İmamı değildir" raporlarını yayınlamamız sonrası başladı...
O günden beri ben ve Dr. Erkan Karaarslan, Mösyö Haşmet'in hedefindeyiz.
Ben MİT miyim?
Emniyet miyim?
Devlet miyim?
Devletin FETÖ'cü değil dediği bir insana nasıl FETÖ’cü diyeceğim, Haşmet Beyciğim?
İşte o gün bu gündür eski köşe yazarımız Haşmet Bey, bizi düşman ilan etti!
Dr. Erkan Karaarslan ve Antalya-Muratpaşa Belediyesi’ndeki FETÖ-PDY ihale dosyalarından, İçişleri Bakanlığının imzasıyla aklandığının haberlerini verdik! (Çok güleceksiniz ama, bakın Mösyö Haşmet Aysan Gündem 35'te ilk yazısında bile neler yazmış!)
Haşmet Bey bize saldırırken, aslında kendi suçunu itiraf etti. Evet Haşmet Bey haklıdır. Yazdıkları doğrudur ve kendi suçunun ifşasıdır. Bana diyor ki, ‘O suç duyurusunu sen yazdın. 7 Mart 2017 tarihinde Antalya Başsavcılığı’na verdin.”Adliyede olan bir dilekçeyi benim verdiğimi biliyor, içeriğini biliyor, hangi tarihte verdiğimi bile biliyor. Çünkü o dilekçeyi hazırlayan, yazan bizzat kendisidir. Bize vatan-millet-devlet deyip, imzalattırıp verdiren de kendisidir.
Peki şimdi Haşmet Bey’e biz soruyoruz. Ne oldu da sen değiştin?
Elinde dosyalarla adliye, emniyet, valilik, iç işleri bakanlığı, adalet bakanlığı kapı kapı gezip Özlem Çerçioğlu’nu hapse attırmaya çalışan sen değil miydin? (BAS BAS PARALARI BALDIZA!) Bu haberleri kim yaptırıyordu?
EMAN dosyası dahil ne kadar dosya varsa yolsuzluk var diye hem sosyal medyadan, hem medyadan yazan, suç duyuruları yapan siz değil miydiniz?
AK Parti’den milletvekili aday adayı olup, yine bir siyasiyle bakanlıklarda kapı kapı gezip, Dr. Erkan Karaarslan’ı tahliye ettirmemek için koşturan siz değil miydiniz? Didimli iş insanı Naci Şenses Ak Parti aday adaylığınız içinde şunları söylüyor: "Geldi Didim'e rica etti aday adayı olma, ben aday adayı olacağım. Benim önümü kesti!"
Sen yazdın, sen söyledin, biz baş kaynağımız ve köşe yazarımız olarak yazdıklarını kaleme aldık, onları yayınladık. Ben ne bilirdim Dr. Erkan Karaarslan’ı, Muratpaşa Belediyesi’ni, ihaleleri, ihale kanunlarını. Tek tek sen kaleme aldın, paylaştın, gazetemizde de yayınladık, face hesabından da Muratpaşa’yı sen yayınladın. Dilekçeyi de sen hazırladın, Vatan-Millet-Sakarya deyip, imza atmaya bizi yolladın.
Hepimize nasıl kumpas kurduğunu tane tane anlatayım istersen Haşmet Beyciğim. Bana şikayet dilekçesi verdirdin, sitemizde köşe yazarlığı yaptın, haberlerimizin baş kaynağıydın. Bizi kumpasında böyle kullandın. Daha sonra yazdım suç duyurusu yaptığım dediğin dosyalarla birlikte İçişleri ve Adalet Bakanlıkları'nda kapı kapı gezdin.
İçişleri Bakanımız Sayın Süleyman Soylu ile Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan da, hem de meclis kürsüsünden, ‘Daha Erkan Karaarslan dosyalarına gelmedik’ açıklaması yapmışlardı. Bu açıklamaları da, senin kapı kapı Mustafa Savaş ile birlikte taşıdığın dosyalara inanarak yaptıklarını düşünüyoruz!
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.