Son günlerin ana gündem maddesi, polislerimize ağza gelmeyecek hakaretlerde bulunan, AK Partili bayan vekil. Hepimiz kınadık, lanetledik. Ama bazı CHP'li siyasilerin kınamaları kabul değil, Allah katında da, kul yanında da.
Mübarekler kendi Didim Belediye Başkanı denen eşkıyalığa soyunmuş elemanları Kaymakamlık konutu bastı, polislere sövdü, siydi ona tek kelime etmediler. Üzerine Çin ipeğine sarılmış nadide eser gibi korumaya aldılar.
Ülke sanki Lut Kavmi... Emin olun birazdan yazacaklarımı okuyunca, ülkeyi kimlerin Lut Kavmine nasıl dönüştürdüklerini anlaycaksınız.
Özellikle siyaset ve devlet mekanizması o kadar iğrenç hale gelmiş ki, resmen ülkeyi adım adım felakete sürükleyen cerahat türü yapılanmalar, etkin konumda.
CHP’de bazı çeteleşmiş kliklerin propoganda durumu, tam “boklu, sidikliyi kınar” hikâyesi. İçinde bulundukları yönetim anlayışı, kadınları kızılderirilerden kurtar, sonra sen tecavüz et mantığı.
Şimdi şu CHP ve Devlet - Siyaset - Medya içindeki yüz karası ahlak yoksunlarının korumak için seferber oldukarı Ahmet Deniz Atabay ile ilgili, geçmişte yazıp cevap bile verilemeyen olayları ve iddiaları tek tek tekrar gözden geçirelim.
Kimdi bu kamu kurumlarını basmaktan çekinmeyen eşkıya bozmalarının başı şahıs?
Papaz Bronson ve eski ABD Büyükelçisini otelinde ağırlayacak kadar guguk kuşu...
O zaman FETÖ’cüler ABD piyonu da bu şahıs Tapduk Emre mi?
Mahkemece toplu tecavüzden Ağır Ceza’da yargılanma yolu açılan ve hala yargı içindeki korunmaya çalışılıp dosyaları sümenaltı edilip duran bu şahsın ahlâk anlayışı nasıldı?
Kendi eşinin ve çocuklarının evinde grup zinası yapar, kayda geçirirdi. Bunu da önce inkâr eder, sonra mahkemede itiraf eden biriydi.
Ahlakı kendisini ilgilendirir. Halka bildiğiniz yalan söyledi kuyruklu yalan.
“İftira” dedi, “kumpas” dedi, “montoj” dedi, “rant çetesi” dedi, her haltı yedi, halka bildiğiniz yalanların daniskasını söyledi. Bu şahsa sahip çıkan, olsa olsa aynı ahlâki anlayışa sahiptir. Kimse bize laga luga yapmasın. Bir birine benzeyen kuşlar, beraber uçarlar. Böylelerini koruyanlar, sahip çıkanlar, aynı kavağın kaşığıdırlar.
Devam edelim mi CHP'nin kutsal kasesi gibi koruma altına alınan Atabay denen şahsın icraatlarına.
Bu şahsın yargılandığı davalardan biri neydi?
Kasten ölüme sebebiyet.
Olay nasıl gelişmişti?
Atabay denen şahıs seçim, kazanınca ilk işi selefi Mümin Kamacı'ya destek veren kim varsa, onları ezme operasyonu oldu. Bunu da kasıtlı yaptı. Kurulacak rüşvet ve zulüm düzeni için herkese gözdağı vermek amaçlıydı bu icraatları.
İşte o amaçla ortada ne bir mahkeme ne bir meclis kararı olmadan, hiç bir yasal temele dayanmadan bir belediye meclis üyesinin kaçak olduğu gerekçesiyle binasının yıkılması için ekiplerini yolladı. Zoraki yolladığı çocuklara hiç bir güvenlik önlemi alınmadı, yıkım sırasında Levent Bakay hayatını kaybetti.
Tüm deliller ortada, tüm tanık beyanları ortada, yedi yıldır bu Atabay denen eşkıya bozmalarının liderini hem adli, hem mülki kurumlardaki iş birlikçileri koruma altına aldılar. Davalar bir türlü bitmiyor.
Bu şahıs şu anda otelinin su paralarını sildirme dosyasından yargılanıyor.
İki kez verilen bilirkişi raporlarına rağmen dava yıllardır sürüyor.
Vergi kaçakçılığı yaptı, devlet kurumları açığa çıkardı, pişkin pişkin yerinde oturuyor ve de tutuluyor.
İhaleye fesat ve edimin ifasına fesat davaları yıllardır sürüncemede. En büyük vurgun alanları imar vurgunları. Yüzlerce milyon rüşvetin döndüğü yer. Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü dahil işlem yok. Orada da koruma altında.
Toplu tecavüz davasından yargılanacak, doğalmış gibi görmezden geliniyor.
Çetenin diğer üyelerinin özellikle yakınları üzerinde milyonlarca liralık mal varlığı patlaması var, hesap veremiyorlar.
Yanındaki bayan başkan yardımcısı ile adı çıkmış, olay gecesi o da suç ortağı, albay ile beraber kaymakamlık konutu baskınında yer alıyor, metresi olduğu, ondan gayri meşru çocuk veya çocukları olduğu söyleniyor, cevap veremiyor.
Acı olan sanki adam Hacca gitmiş, ibadet düşkünü muamelesi görüyor.
Kaymakama, polislere sövüyor, hakaret ediyor, Kaymakamlık Konutunu basıyor, adliyeler önüne adamlarını yığıyor, yine koruma altında.
Nerde yaşıyoruz biz hemşerim nerde?
Belli ki adaletin tecavüze uğradığı yerde...
AK Partili - HDP’li vekilin polislere hakaretlerini herkes kınar lânetlerken, bu eşkıyalığa soyunmuş şahsın tıpkı onlar gibi polislere, kaymakama hakaretine neden sessiz kalınıyor? Neden PKK - FETÖ gibi kamu kurumlarını basması görmezden geliniyor?
Kim bu işlere suskun ise, kim kapatmak için çırpınıyorsa, kim sümenaltı ediyorsa, bu ahlâk yoksunlarının tümü aynı rüşvet - yolsuzluk ve sapkınlık çarkının üyeleridir.
REZALET REZALET ÜZERİNE...
Şimdi PKK - FETÖ gibi kamu binaları basan, polislere tehdit, hakaret ve saldırıda bulunan Atabay isimli şahsın o isyan gecesi suçları ve kepazelikleri nasıl kapatıldı? İbretlik olmaları için kayıtlara geçirip, tarihe not düşeceğiz...
Bu şahsın içinde bulunduğu Devlet - Siyaset - İş Dünyası - Medya bünyesinde Meksika Karteli gibi örgütlenen yapı, o gece çok çalışmış çokkk...
Son olarak, siyaset ve devletin karanlık dehlizlerinde, gölge adamcılık oynayan bir CHP'li çıktı karşımıza. Eski CHP Parti Meclisi Üyesi, Mehmet Yula... Didim’de çiftliği var. CHP Genel Merkezi'nde yaptığım araştırmalarda, özellikle aday belirleme süreçlerinde çok etkin olduğu söyleniyor. Hani çok medya kurumunda çıkan, para karşılığı adaylıkların alınıp satılması haberleri var ya, o işlerde adı geçiyor dediler. Günahı sevabı diyenlerin boynuna.
İşte PKK - FETÖ gibi kamu kurumlarını basıp polislere hakaret, tehdit, saldırılarda bulunan Atabay denen şahsı kurtarmak için o gece neler yaşanıyor, onun cevabına geçiyoruz.
Sağda solda “mezardaki anneme sövdüler” diye ağlayan eski Kaymakam, polisi ve adliyeyi arayıp acil eşkıya sürüsünün toplanmasını isteyeceğine, Atabay'ın manevi abisi ve de hamisi Akif Hamzaçebi'yi arıyor. Hamzaçebi bu işte yanlız değil. O da Mehmet Yula'yı devreye sokuyor. Çünkü Mehmet Yula hem Kaymakam Halil Avşar, hem de Atabay denen şahsın ortak dostu. Akif Hamzaçebi, Kaymakam Avşar ve Atabay, Mehmet Yula'nın çiftliğinde buluşuyorlar. Artık orada sözler mi verildi, başka şeyler mi gerçekleşti neler geçti bilinmez,
Kaymakam Avşar şikâyetçi olmuyor. Medya ve siyaset kurumu ise, Kaymakam şikâyetçi oldu diye uyutuluyor.
Durun daha bitmedi.
Sayın Aydın Valimizin de Kaymakama şikâyetçi olmaması için telkinde bulunduğu öne sürülüyor. Görüştüğümüz ilk fırsatta, kamu adına kendisine bu iddiayı soracağım. Yalansa hakkını teslim edeceğim, doğru ise de kamu ve devlet çıkarlarını korumak adına, sonuna kadar işin peşini bırakmayacağız.
İş burada sona ermiyor. Giden Didim Kaymakamı, Devlet Bahçeli'nin Danışmanı ve Adana BŞB Eski Başkanı Hüseyin Sözlü'nün yeğeni diyorlar. İyi Parti Didim İlçe Başkanı Vefa Berk Tezsezener'in eşi de, Kaymakamın yeğeniymiş. O da kaymakama aracı olup, şikâyetçi olmaması için yalvaranlardan çıktı iyi mi... Belediye Şirketinde bir Yönetim Kurulu Üyeliğine, tüm İYİ Partilileri ve davasını satmış oldu böylece. Perşembenin gelişi Çarşambadan belli olur demişler. Çaya çorbaya limon gibi her şeye dalan Vefa Berk, gelecekte siyaseti ticaret amaçlı kullanacağının ipuçlarını şimdiden vermiş oldu.
Ucuza gitme evladım ucuza gitme.
Bak Atabay'ın HDP kanadından başkan yardımcıları ve danışmanları bile müteahhitlerden elden dünyanın nemasını topluyor. Sen bir belediye şirketi yöneticiliği için nelere alet oluyor, partini ve değerlerini kimlere pazarlıyorsun? Oy verdik, kuruluşunda yer aldık o partinin. Her oyumuzun, her mücadelemizin hesabını sadece kendimiz için değil, tüm Türk Milleti adına sorarız adama. Atabay denen şahsa hizmet için onun emrinde olacaksan, İYİ Parti Başkanlığını bırakacaksın. İyi Parti’de başkanlık yapacaksan da, o belediye şirketi yönetiminden ayrılacaksın. Çünkü sıradan bir partili değilsin. Şu an kendi çıkarların için partini pazarlık masasına sürüyorsun, zor izin veririz o işlere. Geçen defa elli kişiyi soktun araya, bu defa kimseye aratma. İnsanların fedakârlık yapıp, risk alıp kurduğu partiyi Atabay gibi eşkıya zihniyetlilere peşkeş çekeceksen, o koltuğu işgal etmeyeksin.
Aziz Türk Milleti...
Gördünüz dimi rezaletler zincirini...
Kimin eli kimin cebinde belli değil. Rüşvette olsa, uyuşturucu ticaretinden de gelse, soygundan da elde edilse ortada para varsa, kirlenmiş kişi ve yapılar hemen orada. Hak - Hukuk - Adalet - Vicdan nasıl ayaklar altında. Hem de Cumhur ittifakında olunca yeri göğü inletip, kendinde olunca susan CHP içindeki çeteleşmiş klikler içinde. Milyonlarca CHP'li mücadele veriyor, bunlar onları kullanıp her türlü sapkınlık, yolsuzluk, gayri ahlâkilik kınadığımız ne varsa, misliyle onu yapıyor.
Devam ediyoruz Atabay denen eşkıya bozmalarının başının isyan gecesinde olanlara.
Bu şahsı o gece başka kim koruyordu?
Emniyet Genel Müdür Yardımcısı Erham Gülveren.
O Didim İlçe Emniyet Müdürüne talimat veriyor, o da polisleri şikâyetlerinden vaz geçirmeye çalışıyordu. Bununla da bitmiyordu işler. Ham görüntüler kırpılıp, Atabay denen şahıs hakkındaki polis kayıtlarındaki deliller karartılıyordu.
Garnizon Komutanı Deniz Kıdemli Albay da Kaymakamlık konutu baskınına katılanlar arasındaydı. Çantacı avukatları, Yüksek Yargıya bile sirayet eden rezaletlerin aracısı Avukat Nizamettin Bulut da yargı ayağını hallediyordu. Demek ki arkası sağlam olunca, Atabay denen şahsın kurduğu Meksika Karteline gün doğdu.
Boşuna demiyoruz Lut Kavmi halt etmiş buların yanında.
Allah bizi helak etmesin de kimi helâk eylesin.
Helâktan kurtulacaksınız, böyleleriyle sonuna kadar mücadele edeceksiniz.
Yazacak çok şey var da, şu giden Kaymakam Halil Avşar'a, düştüğü halleri anlatayım.
Hani önce “Devlette biziz, hükümette” deyip polislere saldıran, Kaymakamlık konutu basan, adliyeler önüne elemanlar yığan, sonra davacı olma diye araya onca kişileri koyup, korkudan sus pus olan Atabay denen şahıs ile senin başını yiyenlerden biri Akif Hamzaçebi var ya, hemen sattılar seni. Görevden tayinin çıktığı gün, belediye içinde ve Didim’de, “Gördünüz mü Akif Hamzaçebi ile Deniz Atabay'ın gücünü. Kaymakamın hemen tayinini çıkarttı” dediler.
Oysa rezaletlere sessiz kalıp devletin itibarını iki paralık ettiğin için gönderilmiştin. Gideceğini de sana ilk yazılarımızda ifade etmiştik. Ama senin boyun büküp el pençe divan durup kurtarmaya çalıştığın bu şahıslar, gittiğin günün akşamına Balıkçı Usta denen restordanda buluşup, rakı - roka - balık seni nasıl sattıklarını kutladılar. Gör düştüğün ve devleti düşürdüğün acı dolu, utanç dolu durumu.
Sen devleti temsil ediyordun güzel kardeşim, devleti. Basılan konut senin konutun değil, devletin konutuydu. Çiğnenen devletin itibarıydı. Edilen küfürler sana değil devleteydi. Sana ister sövsünler, ister darp etsinler, şikâyetçi olup olmamak sana kalmıştı. Ama sen devletin ilçede en yüksek mülki idare amiriydin. Devlet adına şikâyetçi olacaktın.
Şuraya bakın... Elbisesi sıyrılıp, rütbesi sökülmesi gereken kim varsa, Atabay denen şahsın haram sofrasında bağdaş kurmuşlar. Ha bre gırtlağına kadar sapkınlık, rüşvete, yolsuzluk, zulüm dosyalarına batmış bir şahsı, kollayacağız diye debeleniyorlar.
Aziz Türk Milleti!...
Böyle biri için kendini paralayan bir şahıs sizce kendileri de nelere batmışlardır ve de bu şahıslara aman verilirse gelecekte devlet - millet adına nasıl daha büyük tehdit oluşturacaklardır. Burasını da sizlerin takdiri ve de vivcdani kanaatlerinize bırakıyoruz.
Bu şahsın arkasında kim duruyorsa, bilin çoluk çocuklarına da utanç miras bırakacaklar...
* * *
AHVALİMİZ DEMİŞ SÖYLEMİŞ KOCA AKİF...
(Buradaki Akif, Akif Hamzaçebi değil haa, Mehmet Akif Ersoy...)
Müslümanlık nerde bizden geçmiş insanlık bile
Alem aldatmaksa maksat aldanan yok nafile
Kaç hakiki müslüman gördümse hep makberdedir
Müslümanlık bilmem ama galiba göklerdedir
Varsa şayet söyleyin bir parçık insafınız
Böyle kansızmıydı haşa kahraman eslafınız
Böyle düşmüşmüydü herkes ayrılık sevdasına
Benzeyip şirasesiz bir mushafın eczasına
Hiç görülmüşmüydü olsun kayd-ı vahdet tarumar
Böyle olmuşmuydu millet can evinden rahnedar
Böyle açlıktan bogazlarmıydı kardeş kardeşi
Böyle adetmiydi bi perva yemek insan leşi
Irzımızdır çiğnenen evladımızdır doğranan
Hey sıkılmaz ağlamassan bari gülmekten utan
Kurt uzaklardan bakar dalgın görürmüş merkebi
Saldırırmış ansızın yaydan boşanmış ok gibi
Lakin aşk olsun ki aldırmazda otllarmış eşek
Sanki tavşanmış gelen yahud kılıksız köstebek
Kar sayarmış bir tutam fazla olsun yutmayı
Hasmı derken çullanırmış yutmadsan son lokmayı
Bir hakikattır bu bildiğin usluba sok
Halimiz merkeple kurdun aynı asla farkı yok
Burnumuzdan tuttu düşman biz boğaz kaynındayız
Bir bakın halamı hala ihriras ardındayız
Saygısızlık elverir bir parça olsun arlanın
Vakti çoktan geldi hem geçmektedir arlanmanın
Davranın haykırmadan nakus-u izmihlaliniz
Öyle bir buhrana sapmıştır ki zira haliniz
Zevke dalmak şöyle dursun vaktiniz yok mateme
Davranın zira gülünç olduk aleme
Bekleşirken gökte yüzbinlerce ervah intikam
Yerde kalmış naşa benzer kavm için durmak haram
Kahraman ecdadınızdan sizde bir kan yok mudur
Yoksa istikbalinizden korkulur pek korkulur
(MEHMET AKİF ERSOY)
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.