- METİN CAN YAZDI
Ergün Poyrazbildiğiniz gibi... Seçimlerde kimse yüzüne bakmayınca yine başlamış köşesindenönüne gelene ağız dolusu hakaret, itham ve iftiralara.
Ben de “Nerde kaldı Ergün'üm.Hasretinden müzdaribim” diye kendimi dağ bayır vurmuşken yeni sövgüleriniokuduktan sonra, “Şükür bir şeyi yokmuş.Afyon’dan sipariş kaymakları yedikçe kendine gelmiş” şeklinde şükrettim.
Ergünüme kaç kez dediydim; “Gel senle bir canlı yayına çıkalım...”
Her nedense sürekli kaçıyor...
Oysa sen bir sövdün mü dokuz dağı titretensin.
Sen ki şu kadar kitap bastım deyip, küfürlerini bile ancabir kaç kelimeyle dile getirensin.
Az oku Ergünün az oku... Hep aynı sövgüler...
O kadar kitabım var diyen insan anca bir kaç kelimeyle misöver?
Evde benim papağan var... Adı, “Dingilli...” Ha bre sağa sola döndüğü için o adı koydum.
Günlerden yine bir gün senin sövgülerini yüksek sesle onaokuyorum; “Babaaa. Babaaaa. Söyleşunaaa. Ben bile 30 kelimeyle konuşuyorum. Bu hala üç kelimeyle sövüyor”şeklinde sitem etti. Senin yüzünden evdeki papağandan bile fırça yiyoruz artık.
Neyse 25 Mayıs tarihinde seninle duruşmamız var.
Hani bana sövgülerin yüzünden.
Diğerlerini de vereceğim.
Hakim Bey, “Uzlaşmakister misiniz” diye sorunca, ne cevap vereceğimi düşünüyorum. “Metin abimden özür dilerim. Saygıda kusurettim, büyüğümüzdür elini bile öperim” dersen, belki bir şeylerdüşünürüz... Ama resmi olarak kayıtlara geçmeli. Malum sen ceza aldığındavaları bile, “Beraat ettim” diyemedyaya servis eden bir üsluptasın...
Bu arada teklifim hala geçerli Ergünüm...
Kardeşlerinle miras malı bir araba için kavga etmeyedeğmez...
Gidelim servisine, ederi neyse vereyim tiko para. Boşunakardeşlerinle kötü olma. Araba da yabancıya gitmesin kardeşim benim...
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.