Aydın
23 Ekim, 2024, Çarşamba
  • DOLAR
    33.58
  • EURO
    36.76
  • ALTIN
    2577.6
  • BIST
    9881.23
  • BTC
    56398.2$

Geldik finale…

Geldik finale…
Didim'in Belediye Başkanı etiketli eşkıya başı Ahmet Deniz Atabay serimizin, en can alıcı bölümüne geldik.

Serimizin önceki yazılarında Kadıköylü Atabay'ın Belediye Başkanı olma sürecinde yaşananları ve CHP içindeki hangi klikten türediğini aktarmıştık.

Yani “Guguk Kuşları Projesi”nin başlangıcı.

Yıl 2013, ABD Eski Büyükelçisi Riccardione'yi ağırlamıştı. Ardından CHP'nin marka ve başarılı Belediye Başkanı Mümin Kamacı yeniden aday iken listeler bir anda değişmiş, onun yerine Kadıköylü Atabay açıklanmış, yüzde 25 oy ile kılı kılına seçimi almıştı.

Yıl 2014 Horizon Otel toplantısında kimler vardı?

Yine ABD Eski Büyükelçisi Ricardionne, Rahip Bronson, bizim Kadıköylü ve şimdilerin Emniyet Genel Müdür Yardımcısı, Didim İlçe Eski Emniyet Müdür Erhan Gülveren.

Zaten inşasında bile büyük sıkıntılar yaşanan Horizon Otel, Erhan Gülveren'in vefat eden kayınpederine aitti. Sonrasında Kadıköylü asker tayin işini bile ABD eski elçisine yaptırdı, Erhan Gülveren ise Teftiş Kurulu Başkan Yardımcılığı’ndan, mülki ve idari tabirle kızak görevden Gaziantep İl Emniyet Müdürü, sonrasında Emniyet Genel Müdür Yardımcılığı'na kadar yükselmişti.

Ve o toplantıda Kadıköylü eşkıyabaşına mealen; “Yürü ya kulum, sana kanun, nizam işlemez, istediğin haltı ye” dendi.

Kadıköylü mazbatayı alınca ilk iş eski Belediye Başkanı Kamacı'ya yakın belediye meclis üyesinin yerini, tüm emirleri ve uygulaması yasa dışı şekilde yıktırmaya kalktı, bildiğiniz eşkiya gibi.

Yıkıntıların altında kalan belediye işçisi, üç çocuk babası Levent Bakay hayata veda etmişti. Aslında o bir mafyavari gözdağıydı; “Herkes bana tabi olacak, yoksa kıpraşanı yerle bir ederim...”

Takip eden süreçte kazanılmış haklarına rağmen, Nehirsan Firması'nın projesini iptal etmeye kalkıştı. Başlangıç o günün rayici 700 bin lira rüşvet istendi, adamlar vermeyince “rant çetesi” ilan edildi. Onların üzerinden de herkese yeni bir gözdağı operasyonu yapıldı.

Fakat herkesin gözden kaçırdığı bir durum vardı. Yıl 2015, ANITUR Şirketine ait devasa bir turizm yatırımı olan Aurum Otelleri, tam da sezon ortasında mühürlendi. D-Marine Otel ile aynı yöntem. Bakın adamların tüm yasal başvuruları yapılmış, Kadıköylü eşkıyabaşı başvurulara cevap vermiyor, gidip tam sezon ortası süperlüks bir oteli mühürlüyor.

(İlgili haber; http://www.egedesonsoz.com/haber/didim-de-belediyeden-5-yildizli-otele-muhur/895922)

Şu an rant çetesi dedikleri Nehirsan Firması'na ait D-Marine Otel'e de aynısını yaptı.

Adamlar projelerini bakanlıktan onaylatmış bakanlık bile takmıyor, belediyeye yaptıkları başvurulara tek cevap yok, su bile bağlanmasına engel oluyor, sonra da ruhsatsız diye gidip mühürlüyor. Yine sezon başlangıcı.

Bitmedi, bir de Didim Maxeria Otel şu anda aynı durumda.

Didim’de tespitli kaçak 3 bin 800 ve yıkım kararı olan 1680 yapı varken, hatta hazine arazileri yağmasından yargılanan kendi çetesinin muhbiri ordu - orman ve milli emlağa ait yaklaşık 5 dönüm araziyi sahte evraklarla üzerine geçirmeye kalkarken, içine yüzme havuzlu lüks villa yapıp 5 milyonluk havadan servet elde ederken ona tek kelime etmiyor.

İlla ki yüzlerce milyon yatırımla hayata geçirilmiş oteller.

Sizce garip bir tesadüf değil mi?

Şimdi anlayacaksınız bu eşkıyanın belediye başı değil, neden çete başı olduğunu.

SEDAT PEKER İLE ANLAŞMA VE PARAMOUNTH OTEL TAKTİĞİ

Kadıköylü hakkında onca gerçekliği ortaya koyduk sustular, dün hakkında terör soruşturması açıldı dedik zıpladılar. Sedat Peker ile olan ilişkilerini yazınca hop hop hopluyorlar.

Zaten işin sırrı da burada.

Kadıköylü'nün asli planı, “Paramount Otel” taktiği.

Yani büyük yatırımlara belediye gücüyle bahaneler bulup kapılarına kilit vuruyor, zarar eden adamlara iki seçenek kalıyor. Ya yüklüce bayılacaklar, ya da otelleri haraç mezat bunların istediği kişilere gidecek.

Asıl istedikleri de ikincisi.

Çökme plânları büyük olduğu için, arkalarını sağlama almaları gerek.

2016 yılında Sedat Peker ile Bodrum buluşması gerçekleşiyor.

Onun tavsiyesiyle Peker Ailesine yakın bir isim olan Trabzonlu Murat Hacıfettahoğlu ordudan ayrılıp, Didim Belediyesi Zabıta Müdürü olarak, hem de başkan yardımcısı kadrosundan maaşla işe başlıyor. Bu kişi Peker'in sağladığı koruma - bağlantı ve kontrol elemanı.

Erhan Gülveren ise eski bir Özel Harekatçı, Ahmet Büyükaslan'ı Kültür Müdürü olarak yollamıştı. O da Gülveren'in sağladığı koruma - bağlantı ve kontrol elemanıydı.

Çok tepki olunca -ki haberlerin bir çoğunu biz yapmıştık-, görevinden ayrılmak zorunda kaldı..

Giderken bir arkadaşım ile haber salmıştı.

Özeti; “Her şey bana yıkıldı. Ben büyük bir oyunun sadece küçük bir parçasıyım...”

Gördünüz mü Kadıköylü eşkıyabaşı büyük plânı yani otellere çöküş ve rüşvet-yolsuzluk çarkını kurmak için alt bağlantı kadrosunu nasıl kuruyor.

Burada bir olay ortaya çıkıyor.

Sedat Pekerbizim Kadıköylü’ye gelmiyor. Kadıköylü Sedat Peker'e gidiyor.

Zaten Sedat Peker'leri yaratan siyaset - devlet - medya - iş dünyası içindeki organizasyonlardır. Bu sırada başta Aurum Otel’de sorunlar yaşanıp karşılarına başka güçlü grup çıkınca otele çökme projeleri hayata geçmiyor. Sadece engellemelerle şirket sahiplerine büyük zararlar yazdırıyorlar, çalışan emekçiler mağdur, ülkenin milli serveti heba oluyor.

Sedat Peker'in kardeşi Atilla Peker'in 6 kez Didim'e gelmesi de, Kadıköylü’nün yeraltında sıkıştığı zamanlara rast geliyor.

Sen neymişsin be Kadıköylü?

Bir yanın Papaz Bronson, bir yanın Sedat Peker, bir yanın HDP içindeki naylon faturacılar, bir yanın CHP içindeki az Ulusalcılık az Karadenizlilik sosuna bürünmüş klik, bir yanın MHP'li geçinip tabanca kabzalarında üç hilalle gezen Zabıta - Kültür Müdürlerin, bir yanın Devlet içindeki iş birlikçiler bir yanın medyadaki yalamalar...

Anladınız dimi bu güne kadar bu eşkiyabaşı nasıl ve neden korunmuş?

Herkes neden, neleri saklamaya çalışıyor?

Videolar için YouTube kanalımıza abone olmayı unutmayın!

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.

Başka haber bulunmuyor!