Kendini Yazar olarak tanıtan, aslında iki kelimeyi bir araya getirmekten aciz Ergün Poyraz’ın Kuşadası Belediye Başkanı Ömer Günel’e karşı “Kumpas girişimi” gerçekleri ve perde gerisi gelişmeler Aydın Şafak Gazetesi’nde yayınlanan yazılarla gün yüzüne çıkarıldı.
“Bak haa elimde belgeler var, hakkında kitap basarım” şantaj ve tehditleriyle son olarak Kuşadası Belediye Başkanı Ömer Günel’e karşı kurulmak istenen “Kumpas”ta “Piyon” rolünü üstlenen Ergün Poyraz, sosyal medya hesaplarından bizlere de ana avrat küfreden zavallı biridir. Şafak Gazetesi olarak piyasada yazar geçinen bu şahsın gerçek yüzünü zaman zaman yayınladığımız haber ve yazılarla kamuoyuna açıkladığımız için hakkımızda savcılığa şikayetçi olmuşluğu da vardır.
En son Kuşadası’nda açılan Kitap Fuarı’nda foyaları, boyaları yine Aydın Şafak Gazetesi tarafından dökülen Ergün Poyraz’ın son olarak yediği dayaktan Belediye Başkanı Ömer Günel’i sorumlu tutması karşısında kaleme aldığımız yazılar kamuoyunda ilgi odağı oldu.
Küçücük beyni ile aklınca Kuşadası Belediye Başkanı Ömer Günel’i köşeye sıkıştırıp para sızdırmaktı amacı. Ancak bu oyunu tarafımızdan bozuldu.
Bizler Ergün Poyraz hakkında gerçekleri ortaya koydukça kamuoyu da bu kişinin gerçek yüzünü artık net biçimde gördü. Yazarımız Metin Can, Ergün Poyraz’ın ne kumaş olduğunu yazdıkça ve Kumpasın perde arkasını ortaya döktükçe kamuoyu vicdanı ve aklı netleşmeye başladı. Hatta, Ömer Günel’e gerek siyasi, gerekse kamusal destekler de peşpeşe geldi.
“ERGÜN POYRAZ’IN GERÇEK YÜZÜNÜ KAMUOYU GÖRSÜN..”
Ergün Poyraz hakkındaki yazılarımız “Gülün Dikeni” kitabı ile ünlenen Yazar Gül Sara Özpak’ın da dikkatini çekmiş olmalı ki, “Bu adamın gerçek yüzünü kamuoyu görsün” diye bize kadar ulaştı..
Konu ile ilgili dün haberini yaptık.
(http://www.aydinsafak.com/isi-gucu-santaj-yapmak-h4827.htm)
Yazar Sara Gül Özpak’a, “Elimde belgeler mevcut. Sen Tayyip’in yalakasısın, git kendisi ile görüş elimde İYİ Parti ve CHP’yi bitirecek belgeler var, bana 5 bin dolar versin ben de belgeleri vereyim..” diyen Ergün Poyraz’ın söyledikleri nasıl şantajcı ve rüşvetçi biri olduğunu tek başına ortaya koyacak bir delil niteliğindedir.
Şimdi de Yazar Sara Gül Özpak’ın, “Bu şahsın gerçek yüzünü kamuoyu bilmelidir” diyerek anlattıklarını okuyucularımızla paylaşıyoruz.
“1990'lı yılların başında rahmetli babam Ergün Poyraz isimli bir şahsı yanıma getirdi ve ‘kızım, bu adam yazar olmak istiyor, yanına al, hem sana yardım etsin hem de buna kitap yazmayı öğret’ dedi. O sıralar başı Milli Görüş Teşkilatı ile derde giren bu şahsın durumu pek iç açıcı değildi. Ben Almanya'dayken babamdan yardım istemiş. Babam da sorunlarını çözmek için yardımcı olmuş.
O sıralar bu şahıs Kartal'da küçük bir tuhafiye dükkanı çalıştırıyormuş.
Bu dükkanı ve evlerini bir şekilde Milli Görüş Teşkilatı'na kaptırmışlar. Babam da durumuna üzülerek,elinden gelen her türlü yardımı yapmış.
Ben de Almanya'dan dönünce babamı kıramayıp onu yanıma aldım.
O günden sonra Ergün Poyraz tam 3 yıl çalışarak, getir götür işlerimi yaptı.
O sıralar ben de Siyasal İslamcıları araştırmak için Türkiye'ye geri dönmüştüm.
Bu konuda birçok belge ve kaset topladım ve kitabımı yazmaya başladım.
Ergün Poyraz'a oturması için bodrum katında küçük bir daire verdim. Bütün belge ve kasetlerimi onun dairesinde sakladık.
Kitap bittiği zaman 32. Gün Programı'na çıkmak için sunucu Deniz Arman'dan randevu aldım. Gitmeden önce de bu şahsa, 'bütün belgeleri ve kasetleri yukarı getir ve sen de benimle beraber gel' dedim.
Beklemediği bir durumla karşılaştığı her halinden belli olan Ergün Poyraz, 'belgeleri oturduğum yer emin olmadığı için bir arkadaşımın evinde saklıyorum, hemen gider alır ve stüdyoya gelirim' dedi.
Üç yıldır yanımda çalışan bir insanın yanlış yapmayacağını düşünerek 'tamam o zaman, hemen al ve gel' dedikten sonra stüdyoya gittim.
Deniz Arman belgeler gelmeden programa başlamak istemedi ve biz tam iki saat Ergün Poyraz'ı bekledik. Artık gelmeyeceğini anlayınca, Deniz Arman 'Sara abla sen bu belgelerin ve kasetlerin üzerine bir bardak su iç' dedi. Deniz Arman haklı çıktı ve o günden sonra sırra kadem basan Ergün Poyraz'ı boşuna bekledim.
Ben stüdyodayken bütün eşyalarını, belgeleri ve kasetleri toplayıp gitmiş.
Daha sonra kasetlerimi televizyonlarda izledim. Oralara telefon açıp o kasetlerin bana ait olduğunu söylediğim halde bana 'hanımefendi bize kasetleri bu şahıs getirdiği için ona inanmak zorundayız' dediler.
Daha sonra da kitabımı kendi adına bastırdığını duydum.
O sıralar Uşak Milletvekili Kadir Özpak ile evlenmiştim. Eşim bana zarar veren bu şahısla uğraşmama izin vermediği için açtığım mahkemeyi takip edemedim. Hem Atatürkçü hem de yazar olarak geçinen bu kişi bana köstek olup çok zarar verdi. Ergün Poyraz’ın gerçek yüzünü kamuoyu bilsin istedim, bu adamı herkes iyi tanısın..”
Yazar Sara Gül Özpak’ın açıklamaları böyle..
Daha fazla söze gerek var mı?
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.