AK Parti Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayip Erdoğan’ın CHP’li belediyeler için operasyon sinyali verip, “Sokağa çıkacak yüzleri kalmayacak” açıklamasının ardından Didim Belediyesi’ni büyük bir telâşın aldığı gazetemize gelen haberler arasında.
Nasıl telâş almasın ki, Levent Bakay’ın iş cinayetine kurban gitmesine, Belediye Başkanı Ahmet Deniz Atabay’ın “toplu tecavüz” soruşturması başta olmak üzere, su hırsızlığının tam üç kez müfettişler tarafından onaylanmasına, imar yolsuzluklarının, ayyuka çıkmasına kadar devletin savcılarının önünde onlarca dosyası olan her belediyede telâş da başlar panik de.
Şimdiden adam satmalar başlamış bile.
Düne kadar “niçin Belediye Başkan Yardımcısı olamıyorum” diye hayıflananlar, bu gün “iyi ki olmamışım” keyfinde.
En büyük sıkıntı, uygun olmayan projelere onay vererek “Bağış”ları cebellezi edip, bir anda son model arabalara binen, eski dairelerden çıkıp, lüks villalara kurulan zevatta olacak gibi.
En rahat olan da, hiçbir resmi görevi olmadığı halde belediye içinde başkan edası ile gezip, rantsal işlemlerde sorun çıkaran personele mobing uygulayan, gerektiğinde ceza verip, gerektiğinde sürgün eden, başta “Yamaç Evleri” projesi olmak üzere ne kadar problemli imar yolsuzluğu varsa “İş güvenliği işinin kendisine verilmesi karşılığında” hepsini halleden Ali Coşkun.
Hatta “Atabay’dan yeterince beslendim, yakında beni kapının önüne koyabilir, o yüzden kahrolsun eski kral, yaşasın yeni kral” deyip, perde arkasında Atabay aleyhine çalışabilir de. Kendisini belediyeye sokan Hilmi Erbaş’a rutin bilgi aktaran biri için bu dediğimiz çok da uzak ihtimal değil elbette.
Kanuni olarak 2 metreyi geçmemesi gereken istinat duvarlarının, “Yamaç Evleri”projesinin iş güvenliği ihalesini Ali Coşkun’un almasının ardından nasıl oluyor da 10-15 metre yüksekliklere kadar çıktığının cevabını verecek olan Kadıköylü Atabayve projenin perde arkasındaki sahibi Meclis Üyesi Sevinç Karataş’tır.
Bu durumdan cesaret alan Sevinç Karataş’ın yeni imar yolsuzluğuna yol açacak projesinin imar komisyonuna takılmış olması aslında en başta Atabay olmak üzere meclis üyeleri için hayırlı olmuş diyebiliriz. Düşünsenize meclis üyesisiniz, Sevinç Karataş ve Ali Coşkun haksız yere milyonlar kazansın diye önünüze gelen evrağa imza atıyorsunuz ve bu yüzden yarın adliye kapılarında hesap veriyorsunuz. Akıllı adamın yapacağı şey mi bu?
Sadece Sevinç Karataş mı?
Ahmet Yılmaz’ın her ay aldığı onlarca imar ruhsatından sadece “ONAY BAĞIŞI” olarak aldığı milyonları tek başına mı götürdüğü, yoksa lütfedip bir kısmını paylaşıp paylaşmadığı, Cumhurbaşkanı’nın işaret ettiği operasyonlardan sonra elbette ortaya çıkacak.
Daha şimdiden müfettiş önünde birbirlerini satanların, yarın böylesi bir fırtınada birbirlerini nasıl denize atacaklarını düşünmek bile istemiyoruz.
Göreve geldiği günden beri imar vurguncuları tarafından bir otel inşaatına yönlendirilip dikkati dağıtılarak oyalanan Kadıköylü Atabay’ın, Ahmet Yılmaz, Sevinç Karataş, Zeynel Şener, Yusuf Deveci ve Ali Coşkun’un, tabiri caizse nasıl malı götürdüklerini fark ettiğinde yerinde olmak istemezdik.
Kadıköylü Atabay, yeni yılda gelmesi kesin görünen fırtınadan sağ çıkar mı bilemiyoruz.
Ancak başta Ahmet Yılmaz ve Sevinç Karataş olmak üzere, özellikle Ali Coşkun’un aracısı olduğu tüm projeleri masaya yatırmalı ve tüm usulsüzlükleri ortadan kaldırmanın derdine düşmeli. Tabi bunu, Kadıköylü’nün kandırıldığını düşünerek yazıyoruz.
Yok kendisi de sacayağının bir kolu ise o zaman zaten yandı gülüm keten helva.
Bizim ne demek istediğimizi anlamak için yarın adalet önünde satılmayı bekleyecek kadar çamura batmışsa da, vah Didim halkının haline demekten başka elimizden bir şey gelmiyor.
* * *
Buradan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na gelirsek..
Kayseri’de yaptığı konuşmada Didim Belediye Başkanı Ahmet Deniz Atabay gibi belediye başkanlarının hepsine teker teker kefil olduğunu söylüyordu.
Ancak Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, Kızılcahamam’daki Belediye Başkanları toplantısında yaptığı konuşma, Didim Belediyesi başta olmak üzere, yolsuzluğa bulaşmış diğer CHP’li Belediyelerde panik havası estirirken “Belediye Başkanlarına Kefilim” diyen Kılıçdaroğlu’nun “GIKI” çıkmıyor.
Çünkü Kılıçdaroğlu’nun kendisi de biliyor hangi belediyede ne naneler yendiğini. Kimlerin vurguna, talana, yolsuzluğa, ahlaksızlığa bulaşmış olduğunu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, neyin ne olduğunu bilerek konuşan, çok sabırlı bir siyasetçi...
Sabrın son noktasına gelinmiş olmalı ki neyin ne olacağını birinci ağızdan söylüyor.
Cumhurbaşkanı’nın her konuşmasına muhalefet eden CHP cephesi, Erdoğan'ın yaptığı bu açıklamaya neden bir cevap veremediler? Cumhurbaşkanı Erdoğan'a ağızlarını açıp neden iki çift laf edemediler? Edemezler, çünkü suçlarını biliyorlar.. yaptıkları yolsuzlukları, imar vurgunlarını, ahlaksızlıkları?
Bizim hiç kuşkumuz yok.. Devlet hepsinin üstesinden gelecektir!
Ne demişti Cumhurbaşkanı:
"Önümüzdeki yıldan itibaren CHP'li belediye başkanlarının insan içine çıkacak yüzü olmayacak…"
Bekleyip göreceğiz…
AYDIN ŞAFAK
Okunma sayısı: 7.125
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.