Eskiler, pervasızca hareket eden, ne toplumdan ne Allah’tan utanan, her yaptığı terbiyesizliği kendine hak görenler için derler ki;
“Köpeksiz köy bulmuş, değneksiz geziyor..”
Bu sözü günümüze uyarlayacak olursak, Didim’i ve Didim’de cirit atan üç beş değneksizi anlatıyor gibi.
Bu değneksizlerin başında Didim Belediye Başkanı Ahmet Deniz Atabay geliyor.
Hakkında açılmış, iş cinayetine sebep olmaktan, kendi otellerinin su borcunu sildirdiği tam üç kez müfettişlerce kanıtlanmış su hırsızlığına kadar birçok davadan dosyası bulunuyor.
Billboardlara “Ranta geçit yok” diye pankartlar asan, başta Başkan olmak üzere, başkan yardımcılarından danışmanına, zabıta müdüründen yandaşlarına kadar herkesin bir anda kaynağı açıklanamayan milyonluk servetlere konmuş olmasına, bir kadınla çekilmiş gayri ahlâki videoları izlenme rekorları kırmasına, Didim’de çoğu kendi döneminde olmak üzere 1700 civarında kaçak yapılaşma olmasına rağmen hala ortalıkta hiç bir şey olmamış gibi gezebilmesine “Köpeksiz köy bulmuşta değneksiz geziyor” denmezde ne denir.
Vatandaşın bitmiş oteline kafayı takıp, “imar çirkinliğine neden oluyor” diye yıktırmaya çalışacaksın ama Didim’in göbeğine bir çirkinlik anıtı olarak dikilen, hem de hala mahkemelik olan adı küçük kendi kocaman Sanayi Sitesi’nin kurdelesini keseceksin. Sonra da dürüstlükten dem vuracak, mera alanına yapılan beton santrallerine göz yumup, ot bedellerini ödeyecek, bölge imara açılınca da yan çizip, santraller yıkılsın diye feryat edeceksin.
İmara aykırı onlarca yapıya ruhsat ve iskân verip, (Bu usulsüz ruhsat ve iskânların ne karşılığında verildiği kamuoyunca malumdur) müfettiş hesap sorduğunda suçu Başkan yardımcına atıp işin içinden sıyrılmaya çalışacaksın.
İhale yolsuzluklarından, iş cinayetine kadar birçok dosyadan yargılanan Ahmet Deniz Atabay, daha bu günden bazı kişilere bir dahaki dönem için meclis üyeliği sözü vermektedir. O da haklı. Bu kadar dosya karşısında adalet ve devlet gereğini yapmakta bu kadar gevşek davranırsa her suçluya öz güven gelmesi kadar doğal ne olabilir ki?!
Hani deveye sormuşlar, “Boynun neden eğri” diye, o da, “nerem doğru ki” demiş.
Mübarek deve sanki kendini değil de, Didim Belediyesi’ni tarif etmiş gibi.
Her şey bir tarafa bir belediye başkanı nasıl olur da kendine ait otellerin su borcunu siler ve hala o koltukta oturur.
Bir değil, iki değil tam üç kez bilirkişiye giden dosyada bilirkişilerin hepsi de aynı doğrultuda rapor veriyor, suçun işlendiğini tescilliyor.
Olayın üzerinden 7 yıl civarında zaman geçmesine, üstelik dosya 12 savcı değiştirmesine rağmen, bu soruşturma dosyası neden bir türlü kovuşturmaya dönüştürülmüyor?
Atabay denen bu şahsı adaletin ve siyasetin içinde kimler koruyor?
Aydın Cumhuriyet Başsavcılığı dosyayı neden incelemeye almıyor?
Neden soruşturmayı yürüten savcıları denetleyemiyor?
Bu soruları da sormamız gerekiyor..
Bu ülke, bir kilo baklava çaldı diye hapis yatan çocukları görmüşken, görevi kamuya hizmet kadar, kamu malını da korumak olan bir kişi böyle bir durumda nasıl olur da hala o koltukta oturur? Soruşturma dosyası 7 yılda neden kovuşturmaya dönüştürülmez de Didim yargısı içindeki bazı kişilerce koruma altına alınır? Adalet sistemi Belediye Başkanı Atabay’a gelince neden işlemez hale getirilir?... akıl sır erecek gibi değil..
Toplumda adalete olan güvenin azalmasındaki en büyük sebeplerden biri de böylesi vakaları yapanların yanına kâr kaldığını görüyor olmalarıdır.
Olayın siyasi yönü bambaşka bir fiyaskodur.
2023 seçimlerine giderken meydanlara çıkmaya hazırlanan CHP’nin topluma bir sözü olabilmesi için önce kendi içindeki bu tür kişileri temizlenmesi gerekir.
Didim’de tüm olup bitenlere iktidardaki AK Parti’nin Adalet Bakanı olmak üzere, Milletvekilleri ve yöneticilerinin sessiz kalması da oldukça şaşırtıcı bir durum.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na gelince…
Her konuşmasında adaletten dem vurup kadın haklarından, şiddet ve tecavüze uğrayan kadınlardan söz ederken, “Toplu Tecavüz” suçlaması süren, bir kadınla çekilmiş gayri ahlâki video kasetleri internette dolaşan, yolsuzluk ve “Toplu tecavüz” soruşturması yılan hikâyesine döndürülen, Kaymakam konutu basan, polise söven sayan Ahmet Deniz Atabay CHP’nin Didim’deki yüz karasıdır. Sayın Kılıçdaroğlu bunu görmüyor mu? Boğazına kadar pisliğin içine batmış bir kişiyi partisinden neden ihraç edemiyor?
Sayın Kılıçdaroğlu, bu konuda iktidar partisinin ve Türk Adaletinin ve yargı sisteminin yapamadığını yapabilecek olan tek kişi sensin!..
Didim’de adaleti sağlamak senin iki dudağının arasında!
Duyarlı kimse haksızlık ve zulmün karşısında susamaz, hemen harekete geçer gereken tepkiyi gösterir. Çünkü Peygamber efendimiz (S.A.S.) hadis-i şeriflerinde, “Haksızlık karşısında susan dilsiz şeytandır” buyurmuştur.
Didim’deki ilahi ve beşeri adaleti sağlayabilecek tek kişi sensin Sayın Kılıçdoroğlu..
Ve sen, Sayın Kılıçdaroğlu.. Didim’de tüm bu olup bitenlerden haberdar iken, Ahmet Deniz Atabay gibi bir belediye başkanını sadece CHP’den ihraç ederek ilahi ve beşeri adaleti sağlayacağını bile bile bu güne kadar sustun, susuyorsun!.. Yani sen hadis-i şerifin tarifine göre; dilsiz şeytansın!.
Sayın Kılıçdaroğlu, Didim Belediye Başkanı Ahmet Deniz Atabay’ı partinden ihraç etmeyerek koruduğun ve senin de Ahmet Deniz Atabay’ın işlediği suçlara ortak olduğun halk arasında yüksek sesle konuşulmaktadır, bilesin.
AYDIN ŞAFAK
Not: Didim’e gelişi çok kısa bir süre olmasına rağmen hem siyaset, hem ticaret, hem de belediye başkan danışmanlığında hızla yükselen “PKK sevici” Ali İhsan Coşkun’un gıpta edilesi maharetleri yakında Aydın Şafak’ta..
Okunma sayısı: 8.476
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.