Nereye gitsek, altından çapanoğlu gibi bunlar çıkıyor.
Kendilerine Aydın BŞB’nin has adamları süsü verip, ortalıkta at oynatıyorlar.
Gittikleri her ortamda, mutlaka bir vukuat oluyor.
Şahıslar kamu düzeni ve güvenliği için, bildiğiniz tehdit.
Hesapta CHP’liler, CHP’liler, İYİ Partililer başta, kim varsa saldırıyorlar.
Nedeni basit… Aydın BŞB’nin medya alanında kendilerinden başkası olmayacak, onar da has silâhşörler edasıyla gezecekler, yarattıkları korku iklimini kendi kişisel menfaatlerine çevirecekler.
Lan oğlum sizden üç silâhşörler değil olsa olsa Daltonlar olur…
Durmuş Tuna, nam-ı diğer Tapduk Durmuş da, Avarel…
Bakın bu rezil olacakları hesaplaşma sürecimiz nasıl başladı.
Geçen yıl, Söke’de bir otopark ihalesi yapılacaktı.
İYİ Partililer encümende kabul edilen teklif ile meclise gelen teklifin farklı olduğunu görünce, yasal zan altında kalmamak için red oyu verdiler, düzeltilmesini istediler.
Vay efendim sen misin bu katakulliye red veren. Girdiler İyi Parti Söke İlçe Başkanı Çağlar Çelikez’den, çıktılar Söke Belediye Başkanı’ndan…
Ama ne iftiralar, ne hakaretler, ne tehditler…
Hatta ve hatta kumpaslar.
İYİ Partililer iyi okusun burayı.
İYİ Parti İlçe Başkanı Çağlar Çelikez’in görevden alınması için, ellerinden gelen herşeyi yaptılar. Dönemin İYİ Parti İl Başkanı seçimlerde kendisini desteklememesine rağmen, Çağlar Çelikez’e sahip çıktı.
Bir yaygara kumpas da ona, adamı görevden aldırdılar. Gerçi Meral Hanım gerçekleri öğrenince Aydın ziyaretinde Süleyman Demirci’yi davet etti ve birlikte poz verdiler.
Sonradan kendi operasyonunda karşı operasyon ile Prens ile Çokoprens haline getirilen Fatih Akkentli durur mu? Enişte zengini mübarek. Bir eniştesi CHP’de diğer eniştesi AK Parti’de meclis üyesi. Encümen seçimlerinde, güdümlerindeki CHP’li üyelerle beraber, AK Partili eniştesini seçtirdi. Yetmezmiş gibi, MHP’den bazı isimleri gazlayıp, Çağlar Çelikez aleyhine açıklamalar yaptırdı. Yetmedi, istedikleri olmayınca İYİ Parti Aydın Milletvekili Aydın Adnan Sezgin hakkında, “En vasıfsız vekil” paylaşımında bulundular. Mabel Matiz dinleye dinleye, matiz olmuşlar anlaşılan…
Neyse… Gelelim sadede… Süreç içinde bu dönüşükler, ellerinde patlattığımız kumpası, bakın nasıl gerçekleştirmeye kalkıştılar.
İYİ Parti İl Disiplin Kurulu Başkan Yardımcısı Nevzat Yaşar ile temasa geçtiler. (Nevzat Yaşar’ın numarasını da, İYİ Parti içindeki kullanışlı yakınları Behiç Üsküp’den aldılar. Onu da nasıl tespit ettiğimi, daha sonra anlatırım. Bildiğiniz hepsi sazan sarmalına girdi, İYİ Parti içindeki işbirlikçilerine ulaştım.)
Velhasıl kelam Nevzat Yaşar kalbi saf ve kötülük düşünmeyen, aynı zamanda ani refleksleri olan biridir.
Durmuş Tuna ona yazıyor, ne teraneler ne teraneler. Sizin eski İl Başkanınız ile Kuşadası İlçe Başkanınız her gece kafayı çekiyor. Söke İlçe Başkanınız Millet İttifakına şöyle ihanet ediyor, bunu yapıyor falan filan, veriyorlar gazı. “Söke İlçe Başkanı başta partiden ihraç edilmeli, şunu yapın, bunu yapın…”
O da fevri, Durmuş Tuna’nın kullandığı isimler hakkında yazarken ağır sözler kullanıyor. Sonra ben müdahil oldum. Olay dedim farklı. İşlerin seyri değişince, yani İYİ Parti tuzağa düşüp Çağlar Çelikez’i ihraç etmeyince, bu kez Nevzat Yaşar’a saldırdılar.
Durmuş Tuna kendi yazdığı mesajları silmiş, Nevzat Yaşar’ın yazdıklarını, İYİ Parti Genel Merkezi’ne iletmiş. Galiba yayınladı da. (Olan Nevzat Yaşar’a oldu. Bunları tanımazdı bile. Saf yüreğiyle kendisi bir yıl disiplin cezası aldı. Gördüğünüz üzere, adım attıkları yerde ot bitmiyor bu müptezellerin. Nereye gitseler, karmaşa beraberinde geliyor. )
İş bu durumdayken İzmir’deki Telegram Haber isimli yayın kuruluşu Çağlar Çelikez’in telefonunu bulmuş, onunla haber yapmış.
Ben de o haberi kasıtlı tek kişiye attım. Behiç Üsküp. İki dakika geçmedi, tahmin ettiğim oldu. Fatih Akkentli aradı. Bu Daltonların, hesapta prensi.
“Sen bu işe karışma, senin oğlun BŞB’de çalışıyor” diye, beni bildiğiniz oğlumla tehdit etti. Sanki BŞB babasının malı.
Oysa ben de Millet ittifakına oy vermiştim ve yaklaşan seçimler öncesi bu müptezellerin yarattığı kaosun, onarılmaz yaralar açacağını biliyordum.
Aldım kalemi elime, “Ortalığı yakarım, dönüp arkama bakmam” diye yazdım, pustular.
Bu Tapduk Durmuş daha önce de oğlum vatan görevini yaparken öylesine aşağılık şeyler yazmıştı ki, hangi baba olsa çileden çıkar.
Ben de kendisine, hem de yazıyla, “Ne o… Kızlarına damat mı alacaksın oğlumla uğraşıyorsun” cevabını verdim. Çok bozulmuş arkadaş.
Be müptezel!... Bir babayı oğluyla tehdit etmenin ne olduğunu, nelere yol açacağını bilmeyecek kadar zekâdan yoksunsanız, insanlıktan ve adamlıktan uzaksanız sizi kim nasıl insan yerine koyacak?
Velhasıl kelam Bizans oyunları bu müptezellerin yanında halt etmiş. Fakat zekâları kısıtlı olduğu için, sürekli yakalandılar.
İş bununla da kalmadı. Benle ilgisi olmayan haberler çıkıyor, Fatih Akkentli sağda solda Metin Can yazdırdı diye milleti arıyor.
Yetmiyor, geçenlerde Kuşadası’nda kumpasa kalkıştılar. ZTB İnşaat yani Ergün Poyraz’ın darp edilmesi olayına isimleri karışanlar, basın toplantısı düzenlediler. Bir baktım, basın danışmanları bu daltonlar. Toplantıya bizi çağırmamışlar nedense. “Fakat katılanlara, 2’şer bin lira reklâm desteği vermişler. Kendileri de 5 bin baştan, 10’nar bin sonradan sakallarını almışlar.” Valla medya kulislerinde dilden dile dolaşanlar bunlar. Gocunacak bir şey de yok. Düştüğünüz yerden bir avuç toprak ile kalkıyorsunuz sonuçta dimi ya…
ZTB İnşaat, aslında Ömer Günel ve kendilerine kurulan kumpasın ana aktörlerinin eline düştüğünün farkında bile değil. Adamlar konuştu, şu medya kuruluşlarına suç duyurusu yaptık, dedi. İsimleri saydılar, ne benim ne Yalçın Yıldırım’ın adı yok. Ardından dört saat sonra bunların sonradan ekürisi Erol Özhavutçu medya mensuplarına mesaj atmış, Metin Can-Yalçın Yıldırım’ı da ekleyin, demiş.
ZTB İnşaata sordurdum, “Biz öyle bir açıklama da, suç duyurusu da yapmadık” dediler.
O zaman bu dönüşükler hangi kafayla bizi eklediler?
Olay belli. Bunların Ergün Poyraz’ı kullanıp Kuşadası’nda çevirdikleri ve ileride yazacağım tüm dolaplarını deşifre etmiş, operasyonlarını kesmiştim. Şimdi bizi Ömer Günel ve Özlem Çerçioğlu ile karşı karşıya getirmeye çalışıyorlardı. Huylarıdır zaten bu tip alçak ötesi davranış tarzı. Daltonlar bize diş biliyor, eee yürek de yemiyor, böyle başkalarının üzerinden operasyon çekmeye kalkıyor.
“Eeee Metin” dedim, kendi kendime.. Artık şu müptezel taifesinin kaşınma zamanı geldi.
Hafif bir dürttüm, hemen Fatih Akkentli yazmış. Yine oğlumla tehdit ediyor beni.
Kimdir ki bu şahıs. Belediyenin taşeron çalışanı. Her yetkim var diyor, sorumluluk yok. E şahısta üst düzey eğitim deseniz yok, kariyer deseniz o da yok. Gitmiş üstüne Koordinatör diye bir fistan, zannediyor onu pembe incili kaftan….
Aziz Türk Milleti!..
Hepinize soruyorum. Bunlara halk deyimiyle kızılcık sopası şart mı değil mi?
Bu yazılar da, kızılcık sopası olacak hepsine…
PRENS NASIL ÇOKOPRENS OLDU?
Gelelim, bazı medya organlarında “Prens” olarak lanse edilen, Taşeron çalışan Fatih Akkentli’nin nasıl Çokoprens haline getirildiğine.
Bunların hepsi, Ergün Poyraz olayı sonrası “Ömer Günel gitti..” diye bir hava içindeydiler. Medyalarından Ömer Günel’e sahip çıkan tek yazı yayınlanmadı. Aydın Şafak olarak biz oyunu bozup, tezgâh çökene kadar Ergün Poyraz’ı hergün arıyorlar, o da Fatih Akkentli’ye övgüler düzüyordu.
O sırada Ergün Poyraz üzerinden, İzmir medyasına ulaşıyorlardı. Onlar da işi çabuk uyanmış, arkasında bunların olduğunu fark etmiş. Hemen Fatih Akkentli ailesine ait olup holdingler bile krizle boğuşurken roket hızıyla değil ışık hızıyla büyüyen Çallı İnşaat haberlerine girdiler. ZTB inşaatın neredeyse tüm işleri, Çallı İnşaat ile bağlantılı yürüyordu. Sonra bu haberleri Ergün Poyraz’a çektirmişler. Ergün Poyraz da adamı üzerinden KOM Şube’ye attırıp, dosyaya koydurmuş.
Adamlara gıptayla baktım iyi mi… Nasıl bir şeytani zekadır bu... Anlayacağınız Ergün Poyraz ile hergün görüşen ve yönlendiren Prens Fatih Akkentli’yi Çokoprens yapıp bırakmışlar.
Daha önce de Durmuş Tuna’yı ezme badem yapmışlardı. Durmuş Tuna eskiden kedi gibi peşinde koştuğu Erkan Karaarslan aleyhine haber yapmaya kalkışınca, Karaarslan’ın köşe yazarlığı da yaptığı medya kurumu bir haber yayınladı. Haberde Durmuş Tuna’nın Erkan Karaarslan ile AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Erkan Kandemir arasında aracılık yapmaya çalıştığını, kendisine Özlem Çerçioğlu’na karşı tanıklık etmesi, gereken ne varsa yapılacağını söylüyormuş. Belli ki Erkan Karaarslan’ın eli doluymuş.
Adamlar bu haberi bir çaktı, Durmuş Tuna iptal oldu. Bir baktım, “Allah gibi taptığım Özlem Çerçioğlu” yazmış. Meczup deniliyor ya, işte Durmuş Tuna gibiler için kullanılan halk deyimi, işte bu oluyor.
Sonra adamlar almış, meczup diye bunu da haber yapmış. Prens Fatih Akkentli’yi nasıl Çokoprense çevirdilerse, Durmuş Tuna’yı da ezme badem yapıp bırakmışlar. Adı da o gün bu gündür, “Tapduk Durmuş” kaldı.
Ha unutmadan… İzmir medyası Fatih Akkentli’yi kendi operasyonunda Çokoprens yaptı ya, hani Çallı İnşaatı KOM dosyasına soktular ya, ondan sonra bizim Fatih efendi hemen yüz geri etti. Ergün Poyraz satıldı, Ömer Günel’in yanında saf tutuldu. On gün Ömer Günel’i savunmak adına tek kelime yazmayan medyaları, ardı ardına Ömer Günel’i öven yazılara başladılar. Bu dönüşükler işte bu…
Ergün Poyraz da derdine yansın… Yediği sopaya mı yansın, kendisini kullanıp atan Çokoprensin anında satışına mı…
Aslında bırakın yesinler birbirlerini. Su veren itfaiyenin hortumunu keseyim…
Lan oğlum… Evin yolunu bulacak zekânız yok, siz kimlerle dans etmeye kalkışıyorsunuz?
NEDEN DEVŞİRME DÖNÜŞÜKLER DİYORUZ…
Durmuş Tuna aslında Fatih Akkentli bana sosyal medyadan verdiklerini zannettikleri cevapta, ne varsa saydırmışlar. Yavaş gidin be mübarekler. Freni patlak kamyon gibisiniz, TIR çarpacak kelebekleri sayacaksınız işin sonunda.
Bana dönüp duruyor falan demişler. Valla siz siyaset ve medyada dönmeliğin kitabını yazanlarsınız. İcraatlarınız ortada. Kanıtladık da. Daha pekiştirelim mi… Bu Tapduk Durmuş, Söke AK Parti yönetimindeydi. Hatta Ankara’ya gidip, İlçe Başkanlığına bile talip oldu. O dönemler Özlem Hanım hakkında lâğıma dönmüş ağzıyla sarf ettiği gariz ifadeler de, Söke kamuoyu ve siyaset arenasında çok iyi bilinir. Bunların eski hasımları, sonradan ekürisi Erol Özhavutçu da AK Parti için koşturuyordu. Hatta yakını yönetimdeydi. Kullandıkları gariban çocuk Cem Celil Lale’de, AK Parti Gençlik Kolları’ndaydı. Fatih Akkentli’nin de CHP lideri Sayın Kemal Kılıçdaroğlu için ileri geri konuştuğu, hatta Özlem Çerçioğlu’na karşı Barkan Kalınomuz listesinde yer aldığı açık bir dönüşüklük delilidir.
Bu dönüşükler sonradan nasıl ve neden devşirme oldular, onu da kamuoyunun takdirine bırakıyorum…
Peki bu devşirme dönüşükler şu anda ne haldeler?
Çokoprens ile ezme badem… Oğlum siz siyasal dönüşüklüğün kitabını yazmışsınız… Erol Özhavutçu ile Cem Celil Lale’ye girmedim. Erol sessiz kaldı, fazla risk almadı. Cem Celil Lale de, bunların kullandığı gariban bir çocuk. Hani internetteki ses kayıtlarında var. Fatih Akkentli’nin sadece medyada değil, rüşvet tahsilâtında kullandığı bir isim. Hatta o ses kayıtlarından birinde Fatih Akkentli’ye, yeni doğan çocuğu için süt parası bile olmadığını söylüyordu. O yüzden o benim aleyhimde yazsa da, ben o garibana, o ses kaydını dinledikten sonra tek bir kelime etmedim, tek harf yazmadım, ekmek parasında ondan düştü bunların eline diye her yerde de sahip çıktım.
Gördünüz dimi dönüşüklerin aslında nasıl bir davranış şekline sahip olduğunu. Gariban, çocuğunun süt parası için mücadele verenleri bul, parti değiştirt, medya tetikçisine, rüşvet tahsilatçısına dönüştür, kendin homini gırtlak malı götür…
Merak etmeyin, Meydan Larus ansiklopedisi gibi cilt cilt yazacağım sizin kepazeliklerinizi…
Bizler için ne varsa yazın. Trol hesaplarınıza talimat verin. Ama bu kendi belediye başkanına operasyona giderken operasyon yediğinden haberi bile olmayan, iş bu nedenle Prens iken Çokoprens haline gelen Fatih Akkentli, kaçak güreşiyor. Cümle alem Tapduk Durmuş ve Cem Celil Lale üzerinden, sahte hesaplardan onun yazdığını bildikleri halde, altına yüreği yetip adını yazamıyor.
Ne güzel iş dimi Aziz Türk Milleti…
Taşeron olacaksınız, Koordinatör diye bir siyasi fistan icat edeceksiniz, herkese emir verme yetkiniz olacak fakat tek sorumluluğunuz olmayacak. Millete yayın organları ve sosyal medyadan saydıracaksınız onun sorumluluğu da başkaları yüklenecek ama sizin aile Çallı İnşaat üzerinden ballı hayat sürecek. Düne kadar çul çaput bulamaz iken, bugün BMW’lerle gezeceksiniz…
Prens iken bir anda Çokoprens olan Fatih Akkentli. Hodri Meydan dedin gördük…
Yalnız sen ve Tapduk Durmuş, tavsiyemi dinleyin. Önce antidepresan alın, sonra iyi birer psikiatrist bulun…
Bir babayı evladıyla tehdit edecek kadar insanlıktan, imandan, izandan, ahlaktan yoksun güruh sizi…
Beytülmalden beslenip, maaşlarını veren insanlara tehdit, hakaret, iftira kumpasları sıradan siyaset-medya operasyonları zanneden Dalton Tayfası sizi…
Hepinizi ibretlik yapacağız, ona göre kuşanın…
NOT: DURMUŞ TUNA BİZİM ARKAMIZDA AHLAKSIZLARIN DURDUĞUNU SÖYLEMİŞ. BİZLERİN ARKASINDA ÖNÜNDE KİMSE YOK DA, İŞ AHLAK DERSİNE GELİRSE DURMUŞ TUNA’NIN GAZETECİLİK ÖNCESİ KONYA’DAKİ GERÇEK FAALİYET ALANINA DA GİRERİZ. ÇOK MİSAFİRPERVER BİR ARKADAŞTI DEDİLER. HATTA İŞ BAŞINDA KAN TER İÇİNDE KALANLARA PEÇETE BİLE TUTARMIŞ… CANIM BENİMMM… NE KADAR HAYIRSEVER BİRİYMİŞSİN DE, KIYMETİNİ BİLEMEMİŞİZ…
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.