Dar gelirli, bol giderli olduğu belli olan yoksul giyimli veyılgın bakışlı bir kişi yazıhaneden içeri çekinerek girdi. Karşısına çıkanavukata kendisine bir şey danışmak istediğini söyledi. Avukat, “Konu nedir?”diye sorunca kekeleyerek “işkence” dedi.
“Hapiste mi işkence gördünüz?”
“Hayır, Etliye sütlüye karışmayan, suya sabuna dokunmayanbir vatandaşım ben. Hapishanenin yanından bile geçmiş değilim.”
“O zaman, karakolda işkence ettiler size.”
“O da değil beyim. Yasalara harfiyen uyan bir vatandaşım.Karakolun yerini bile bilmem. Bu yaşıma kadar tanık olarak dahi karakoladüşmedim.”
Avukat dudak bükerek adamın yüzüne baktı:
“Öyleyse nerede gördünüz bu işkenceyi? Merak ettim. Anlatınbakalım” dedi.
Adam içini çekerek söze başladı:
“Her gün, her yerde işkence ediyorlar bana, benim gibilere.En büyük işkenceyi politikacılardan görüyoruz. Muhalefette doğru söylüyorlarama iktidara geçince şaşıyorlar. Verdikleri sözleri tutmuyor; umduğumuz dağlarakar yağdırıyorlar. Sorunlarımıza çözüm arayacakları yerde birbirleriyle kavgaediyor, çekişiyorlar. Enflasyon düştü diyorlar alay eder gibi ama her gün zamyapılıyor yiyecek içeceklere. Havanda su dövdükleri yetmemiş gibi, nutukatarak, her yeri güllük gülistanlık göstererek bizi kandırıyorlar. Gülleronların oluyor, dikenleri bize batıyor. Kafa ütüledikleri yetmemiş gibi bir delafla peynir gemisi yürütüyorlar. Evet, yürütüyorlar efendim, yürütüyorlar...”
Avukat bir şey diyecek oldu, adam bir el hareketiyle onususturdu:
“Daha söyleyeceklerim bitmedi. Dinleyin hepsini de ona görekonuşun” diyerek sözlerini sürdürdü. “Ben sporu çok severim. Nafakamdan kesipmaçlara gidiyorum, hep hayal kırıklığına uğruyorum. O kadar eziyet çekiyoruzama güzel bir oyun yerine kör dövüşü seyrediyoruz. Milyarlık topçular bizekeçiboynuzu çiğnetiyorlar. Stadyumlarda toplu işkence yapılıyor seyircilere.Zevk alamıyoruz oynanan oyunlardan. Kahroluyoruz!”
“Haklısınız ama elden ne gelir. Suç onlarda değil,Böylelerine yüz verenlerde.”
“Belki düzelirler diyor, sabrediyoruz ama sonuç sıfır.Neyse, bir başka şikâyetim de medyadan. Bizim sesimiz, gözümüz, kulağımızolacakları yerde magazin yıldızlarının rezaletlerine, çıplak fotoğraflarına yerveriyorlar sayfalarında, ekranlarında. Felaket ve kaza haberleriyle,politikacıların incir çekirdeğini doldurmayan demeçleriyle içimizikarartıyorlar.”
Adam susunca avukat:
“Söyleyecekleriniz bitti mi?” diye sordu.
“Evet, bitti sayılır” dedi adam. “Aslında söyleyecek sözümçok ama...”
“Haklısınız bu yakınmalarınızda” diye konuştu avukat.“Haklısınız ama benim bu konuda yapacak bir şeyim yok ki, niye anlattınızbunları bana?”
“Artık sabrım taştı” diye bağırdı adam. “Başımıza budertleri saran ilgilileri Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne şikâyet etmek,haklarında dava açmak istiyorum. Bana bu konuda yardımcı olursanız sevinirim.”
Avukat acı bir gülüşle adamın yüzüne baktı. Ne diyeceğinibilemedi.
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.