Didim deyince akıllara hemen CHP’li Belediye Başkanı Ahmet Deniz ATABAY’ın yolsuzluk iddiaları ve gayri ahlaki ilişkileri gelse de, tüm bunlara seyirci kalan, hatta zaman zaman destek veren AK Parti’nin durumu da, Didim özelinde Cumhur İttifakına koşulsuz destek veren MHP’den farklı değil.
Didim AK Parti’nin yereldeki siyasetini takip edenlerin ortak görüşü, İlçe Başkanlığı koltuğunda oturan Maşallah SUBAŞI’nın partiyi ütemsil etmekten uzak ve gerek hükümeti, gerekse Cumhurbaşkanı Recep Tayyip ERDOĞAN’ı temsil etmekten çok uzak bir profil çizdiği.
Maşallah SUBAŞI’nın en çok eleştirildiği konuların başında, her türlü dalaverenin döndüğü Didim Belediyesi’nde olup bitenler için seyirci kalması ve yargıya taşıyabilecek konularda bile bundan imtina etmesi. Daha da önemlisi AK Parti’den seçilen Meclis Üyeleri üzerinde hiçbir etkisinin olmayışı.
Bunun en son örneği, dün Meclisten geçen ve daha bir ay önce İmar Komisyonu’na takılan CHP’li Meclis Üyesi Sevinç KARATAŞ’ın buram buram usulsüzlük ve rant kokan projesine üç AK Partili Meclis Üyesinin EVET oyu kullanması.
Bu üç Meclis Üyesinin ortak noktası, üçünün de tıpkı AK Parti İlçe Başkanı gibi MÜTEAHHİT olmaları.
Müteahhit demek, belediye ile direk teması olan kişi demek, aq seviyesi en düşük adam bile bilir ki, yaptığın projende yamukluk yoksa feriştahından çekinmezsin, yok sende rantçılara özenip, ekleme, çıkma, düz arsada gömme yaparsan AK Partili Meclis Üyesi de olsan tıpış tıpış gidip CHP’li Meclis Üyesinin yarın mahkemelik olacağı kesin gözle görülen RANT PROJESİNE EVET oyu kullanırsın.
Buradan AK Partili Meclis Üyelerine soruyoruz.
Peki EVET oyu kullandınız da ne oldu?
Biz söyleyelim.
Sizin RET oyu kullanmanız ihtimaline karşı, CHP’lilerin yedekte beklettiği ve büyük ihtimalle sizin de bilginiz dahilinde olan Didim Devlet Hastanesi’ndeki skandalı servis ettiler.
AK Parti’nin Didim’deki arka bahçesi olan, personel alımlarından, Didim Belediyesi kadar olmasa da yolsuzlukların, adam kayırmaların döndüğü Devlet Hastanesi’ndeki bu skandal nedir derseniz…
Malum 19 Aralık tarihinde Didim Devlet Hastanesinde görevli doktor Doğancan KILIÇ, polis nezaretinde rapor almak için getirilen şüpheli tarafından saldırıya uğramış ve yaralanmıştı. Şüpheli ilk anda serbest bırakılsa da, Sağlık Bakanı Fahrettin KOCA’nın devreye girmesi ile tekrar tutuklanmıştı.
Kamuoyunu derinden üzen bu olayda saldırganın ancak bakanın devreye girmesi ile tutuklanabiliyor olması da ayrı bir sorun ama konumuz şimdilik o gece yaşananlar.
Buradan soruyoruz.
1) Böyle bir saldırı durumunda uygulanması gereken BEYAZ KOD, o gece niçin uygulanmadı? Uygulanmadığını biliyoruz çünkü kamuoyu olaydan doktorun annesi aracılığı ile haberdar oldu.
2) BEYAZ KOD durumunda aranması gerekenler niçin aranmadı?
3) Hastane yöneticilerinin BEYAZ KOD uygulaması hakkında bilgileri var mı ? yoksa bilerek görevlerini ihmal mi ettiler.
4) Olayın medyaya yansımasına kadar geçen üç günlük süreçte yöneticiler neredeydi, ne gibi işlem başlattılar?
Aslında sorular daha uzun ama şimdilik doğruluğunu teyit ettiğimiz bu 4 sorunun cevabını alalım. Doğruluklarını teyit ettikçe de diğer soruları sormaya ve Didim Devlet Hastanesi dosyasını açmaya devam edeceğiz.
Bu konuda bizleri bilgilendiren CHP’lilere de teşekkürü ederiz.
Sonuçta hangi partiden olursa olsun çürük elmalarla, sağlam elmaları karıştırmamak gerek. Gerek Sevinç KARATAŞ’ın rant projesini, gerekse hastane skandalının bundan sonraki sürecini.. ayrıca 7 yıldır soruşturması bitirilip iddianamesi düzenlenmeyen “su hırsızlığını”, “Toplu Tecavüz” soruşturmasını, imar yolsuzluklarını, kaçak yapıları, Levent Bakay iş cinayeti davasını, kaymakamlık konutu baskınını ve daha onlarca konuyu yakından takip etmeye devam edeceğiz.
İsmet İNÖNÜ’nün o meşhur sözünü tüm rant ve yolsuzluk peşinde olanlara buradan bir kez daha hatırlatıyoruz
BU ÜLKEDE NAMUSLULARDA NAMUSSUZLAR KADAR CESUR OLMALI.
Saygılarımızla..
Okunma sayısı: 15.432
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.