Aydın
20 Eylül, 2024, Cuma
  • DOLAR
    33.58
  • EURO
    36.76
  • ALTIN
    2577.6
  • BIST
    9881.23
  • BTC
    56398.2$

Allah kulunu şaşırtmaya görsün

Allah kulunu şaşırtmaya görsün

  • Şu Söke'li YılmazÖlmez, alemlerin kralıdır. Gazetecilik, Televizyonculuk dediniz mi, dünyatanır. Tepesi atarsa bırakın İstanbul’u Amerikan medyasını bile Aydın'a SökeOvası’na yığar. Medyanın Brad Pit'i gibidir. Yürüdü mü alem sarsılır, yer gökinler. Sanki Dokuz dağın efesi, kameradan alır nefesi. Aman siz siz olun,öfkesine düçar olmayın... Şaka şaka...

Yakınlarına dediğim gibi gören görmeyen, duyan duymayan şuara sahip çıksın Yılmaz Ölmez’e.Zaten kendi yazmış “Bana sahip çıkın, destekverin” diye… oyuncağı elinden alınmış çocuk gibi ağlayıp duruyor.

Kendisini çok ciddiye almadığım için aslında uzun süredir pasgeçiyorum.

Bize tetikçi diyor, kalemşör diyor, dava açsam alacak cezayıoturacak üzerine.

Tariş Söke Pamuk Birliği Başkanı İsmail Özer'e de “organizemedya suç örgütü patronu” ilan ediyor. Başlıbaşına dava konusu. O da şikayetçi olursa bu yazdıklarından, hepten arkadaş davalarınhasını görecek. (Bu arada tezgahtaki bayan spiker, senin oğlanın radyosunda çalışıyordudimi Yılmazcım. Ne tesadüf...)

Hele Söke Pamuk Birliği hakkındaki o ipe sapa gelmezyazılarını ortaya koysalar, hepten gidecek okkanın altına.

Bile isteye binlerce üreticiyi zan altında bırakıyor.

Sadece Aydın değil, ülkenin ekonomisine ihanet içinde. Neyazarlığın farkındasın ne yazdığının. Bir de çıkmış “ben 35 yıllık gazeteciyim” diye debelenip duruyorsun.

Be mübarek;

Organik pamuküretiminde Bakanlık Söke Tariş'i ve Söke'yi pilot bölge seçmedi mi? BuBakanlığın, Tariş'in, alıcıların eksperleri, denetim mekanizmaları yok mu ki,senin ülke ekonomisine ihanet derecesindeki söylemlerine inanacaklar?

Hadi diyelim ki Bakanlık, eksperler atladı, alıcılar salakmı ki pamuğu inceletmeden o kadar para dökecekler?

Sökeli üreticiler seni ciddiye alsalar, ceplerine ne kadarzarar verdiğini bilseler, Söke'de adım attırmazlar sana.

Yazdım mı garibim kendini kaybediyor diye fazla da cevapvermek istemiyorum. Ama bir bakıyorsunuz yok Metin Can'ı Savcılığa verdim diye adliye önünden bir şeyler sayıklıyor,bir bakıyorsunuz yüklü tazminat alıp zengin olma hayallerinde. Biz de armuttopluyoruz ya...

Valla Sökeliler çok şanslı. Bir daha Yılmaz Ölmez gibi insanı gülerken öldüren biri daha gelmez Söke'ye.Tadını çıkarın bu günlerin. Her gördüğünüz yerde çay söyleyin, ağzını dolduradoldura anlattığı hayali maceralarını dinleyin.

Zaten baksanıza yakında ABD medyasını bile Aydın'a (Söke Ovası’na) getiriyormuş.

Amerika dediniz mi, filmlerin ve tiyatro sanatının üstadı Charli Chaplin akla gelir. Nam-ı diğerkısaltılmışıyla Şarlo. Traji-komedyaalanında dahi kabul edilir.

Demek ki Şarlo'dan sonra ABD’nin en ünlü kişisi sen olmayakararlısın.

Orjinal Şarlonun varisi Sökeli Şarlo...

Yakışır kardeşime...

Zaten yazdıkların, söylediklerin, mimiklerin aynen Şarlo'nunikizi. Amerikalılar seni gördüğünde, “Yuppiiiyuppiii... Amerikalı Şarlo öldü yaşasın Sökeli Şarlo” nidaları atmazsa,aynen senin gibi olayım...

Aziz Aydınlılar...Saygıdeğer Sökeli çiftçiler…

Bizlere tetikçi-kalemşör diyen bu şahıs yazdıklarımızdanniye alınmış, hala bir anlam veremiyorum. Çünkü yazdığım ne varsa onunyazdıkları ve söylediklerinden alıntıdır.

Şahıs sanki kamuya açık , gönüllü itirafçı...

Kendisi kendi sosyal medya hesabında “Şundan şu kadar aldım, bundan bu kadar aldım diye yazan kişi değilmi?”. “Vergi borcum vardı Söke Tariş Başkanı İsmail Özer'den 15 bin liraistedim” diye yazan yine kendisi.

İzmir'deki Tariş Pamuk Birliği Kongresi'nde Yalçın Yıldırım ile bana gelip, “Sizi Faruk Aydın ile tanıştırayım. Destekolur” diyen kendisi. Hatta ve hatta, “SökeTariş için neler neler yaptım. Bana apartman dikmeleri lazımdı” sözleriniyazan yine kendisi.

Söke Tariş çok ayıp etmiş.

Amerikalıların gördüklerinde, “Sökeli Şarlo” olarak dünyaya tanıtmasına kesin gözüyle bakılan birzat-ı muhtereme böyle yapılır mı?

Adama bir apartman dikmediniz, bakın neler geldi başınıza.

Gel senle anlaşalım Yılmazcım. Söke Tariş sana apartmanyaptırsın. Amerikalılara da ben söyliyim Bodrum'da yazlıkla altınaMercedesi'i onlar alıversinler. Eşşek değiller ya.. Senin gibi güzide biri içinAmerika'dan kalkıp buralara kadar gelecekler, senin hakkını vermeyecekler. Eliniöpüp ayağına yüz sürmezlerse, çok ayıp ederler.

Gelelim mi yine mevzuya Yılmazcım..

Tariş'ten para talep ettiğini, vergi borcun için istediğiniyazan sen değil misin?

Ben de, “İstedin devermediler, ondan mı adamlara hasımsın” diye sordum.

Söke ve Aydın Kooperatifleri başta, Tariş'in ürettiği pamuğunyüzde doksanı Aydın'dan. Sadece ürün olarak değil maddi destek açısından da enbüyük katkıyı Aydın sağlıyor. O zamanniye seçimlerde Aydın listesi değil, pamuk bile üretmeyenlerin oy kullandığıhülleli delege destekli karşı listeyi destekledin, dedim. 

Yalçın Yıldırım ile bana, “Sizi Faruk Aydın ile tanıştırayım. İyiadamdır. Size destek olur” teklifini sen getirmedin mi? Teklifini bizreddetmedik mi? Ben de senin yazdıklarına ne karşılık; “Sen bize destek sağlayacağını söylüyorsan sen de destek mi alıyorsunda bu teklifi onun adına bize getiriyorsun” cevabını verdim.

Verdiği tohumlar yüzünden pek çok üreticinin bizleri arayıp,“Tohumlar bozuk çıktı. Yüzlerce dönümtarlayı bozduk” iddialarını öne sürdükleri Bertan Balçık'a bu iddiaları soracağına, canlı yayında övgülerdüzen sen değil misin? Ben de sana, “Bunlarısoracağına övgüler düzüyorsan, yoksa vergi borçlarının bir kısmını BertanBalçık mı ödedi?” sorusunu yönelttim. Hatta yine sana dedim ki; “Sen destek olanları övüyor, olmayanlarasövüyor musun arkadaş?” Malum gazetecilik mesleği bu işe en uygun silahtır.

Senin yazdıkların, konuştukların ve eylemlerin, hepsi bumantalitede olduğunun ispatı gibi duruyor.

Yok bir de canlı yayına çıkacakmışız.

Çıkacağız ne olacak?

Üç dakikada kroki olacaksın, beş dakikada nakavt.

Bir de “hastayım,kalbimden rahatsızım. Her şeyden elimi eteğimi çekiyorum. Çocuklar ilgilensin”diyen sen değil miydin?

Yüksek ihtimalle karşımda beş dakikada Beşiktaş olup üzerinebir de kalp spazmı falan geçireceksin. O zaman olan bize olacak. Hadi bakalımmanşet üzerine manşetler; “Soyadı Ölmez olan gazeteci canlı yayında sürklase oluncakalp krizi geçirdi öldü...” diye atılacak.

Sonra git gel Adliye. Bu ne dedi de öldü. Sen ne dedin deyığıldı. Uğraş dur... İşin kötüsü bir de önüne gelenden fırça yiyeceğiz. “Çıka çıka bununla mı yayına çıktın daadamı müreveffa eyledin” diye, ömür boyu milletin ağız kokusunu çek.

Bak güzel kardeşim. İzahı olmayanın mizahı olur.

Senin yazdıkların, konuştukların, yaptıkların, kara mizahürünüdür.

Seni gerçekten ciddiye alsam, böyle mizahi değil izahiyazarım.

Görüldüğü üzere ruh halinde gerçekten sıkıntı var.

Yok Savcılıkmış, tazminat davalarıymış. Benim yapacağımbasit. “Buyrun Sayın Savcım. O demiş, oyazmış. İtirafçı gibi yediği naneleri o kendi sıralamış. Ben sadece onunyalancısıyım. O ne yazdıysa, ne konuştuysa onlardan alıntı yaptım”diyeceğim.

Üzerine bize yazdığın tetikçi-kalemşör ve diğer ifadelerivereceğim. Dava sana açılacak. Sonra ErgünPoyraz gibi mahkemede olma. O da senin gibi esti gürledi, mahkemede sırılsıklam ter içinde, “Yok yazmış olabilirimde. Yok hesabımı başkaları ele geçirmiş” cinsinde kıvrım kıvrım kıvrandı.

Kimseden ders almıyorsan ondan ders al kardeşim.

Videolar için YouTube kanalımıza abone olmayı unutmayın!

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.

Başka haber bulunmuyor!