- Aydın Adnan MenderesÜniversitesi'nden, bizlere yönelik bir cevap yayınlanmış. Bilimsel bir kurumolan üniversiteye yakışır şekilde değil, adeta itham ve tehdit dolu. NeymişADÜ’nün itibarı zedeleniyormuş. Neymiş ihaleler şeffafmış. Neymiş yargıyaintikal edecekmiş.
- Şimdi tek tek soru ve yanıtlarımıza geçelim.
- ADÜ’nünitibarını sarsan kim veya kimlerdir?
Bu süreç nasılbaşlamıştı?
Diş Hekimliği Binası inşaat ihalesine ilişkin haberlerle.
Hedef kimdi?
Yine sizden önceki Rektör Osman Selçuk Aldemir ile 20 profesör hocamız.
Olayın geçmişi neydi?
Diş Hekimliği binası inşaatı… Geçmiş dönemde 43 milyonaihale edilmişti. İnşaat sırasında pandemi işin içine girince, Sağlık Bakanlığıher kamu kurumuna tebliğ gönderdi. Tebliğde salgına uygun yenilenmeleristeniyordu. Örneğin Diş hekimliği binasında hasta koltukları eski dönemde yanyana olurdu. Pandemi genelgesi uyarınca her hasta tedavi koltuğu için, ayrıbölümler kurulması istendi. Ve bunun gibi diğer değişiklikler gündeme geldi.
Peki Pandemi öncesiçıkılan ihalede bunlar var mıydı?
Yoktu. Bunlar ek maliyet ortaya çıkartınca müteahhit firma “ben batarım” diye başvuru yaptı.Adamlar haklıydı. İhalesine girdikleri ve fiyat verdikleri imalat gelen ektalimatla maliyetleri zıplatmıştı. Sözleşme şartlarında olmayan ilaveleristeniyordu. İlgili firma da “ben işiböyle almadım; bu işin altından kalkamam” dedi, sonra iş ilgili kurumlar veilgili raporlar doğrultusunda tasfiye edildi.
Konu, Sayıştaytarafından da ayrıca uzun süreli bir incelemeyetabi tutuldu.
Tasfiye ve işlemlerkonusunda her hangi bir olumsuzluk bulunamadı.
Sayıştay “her şeyyasalara ve usulüne uygundur” dedi ve dosya kapandı.
Bu olay 2022’degerçekleşti.
Yıl 2024...
Bir anda yine geçmiş dönemdeki ihaleyle ilgili haberleryeniden yayına giriyor. Sayıştaytarafından kapanan dosya, yeniden açtırılmaya çalışılıyor. Delil olarak,gazete haberleri gösteriliyor. Hatta ve hatta “tasfiye”, “fesih” olarak tanımlanıyor. Soruşturma ise “zimmet çıktı” şeklinde saptırılıyor.
Sonuç;
Önceki Rektör Osman SelçukAldemir ile o dönemde yönetim kurulunda bulunan ve bir kısmı hala görevyapan 20 Profesör Hocamız halkın gözündelekelenerek, yeniden ifadeye çağırılıyor.
Vurguluyoruz.
Kapanan dosyanın yeniden açtırılması için gerekçe olaraksunulan deliller nedir?
Yeniden hortlayan ve sistemli şekilde halkı yanıltıcı gazetehaberleri.
Şimdi bunu okuyan vatandaşlara, “olayı tanımlar mısınız?” sorusunu yöneltsek, doğrudan “kumpas” diyenler ezici çoğunluk çıkar.
Ama biz o kadar kısa kesmeyeceğiz Sayın Hocam. Bu duruma, “Örtme operasyonuna kılıf bir kumpaslarzinciri” tanımlaması getireceğiz.
Neden mi?
Eski Rektör OsmanSelçuk Aldemir ve 20 Profesör hocamız aklanmış, dosya kapanmış. Sayıştay'ınkusur bulmadığı bir olaylar zinciri yeniden gündeme getirilerek kıyametkopartılırken, Diş Hekimliği İnşaatı budefa 320 milyona ihale edilmiş. Biz de bunu öğrendik.
Amaç, spekülatif vede hortlatılmış eski iddialarla yeniden ortalığı karıştırmak, 320 milyonlukihalenin konuşulmasını engellemek.
Madem bu kadar şeffaftınız son ihaleyi tüm basına neden servisetmediniz?
Madem bu kadar üniversitenin itibarına düşkündünüz, bukasıtlı olaylar yeniden hortılıp pek çoğu hala sizinle görev yapan oncaProfesör zan altında kalırken çıkıp gerçekleri kamuoyuna neden anlatmadınız?
Üniversitede görev yapan hocalarımızın itibarınıdüşünmeyenler, üniversitenin itibarını nasıl koruyacak acaba?
Gelelim bilimselverilere.
ADÜ hızla yükseliyormuş. Bizde isteriz. Zaten Aydın ŞafakGazetesi olarak kuruluşundan bu yana onun için mücadele veriyoruz. Siz Aydın'ınadını bilmez iken, bizim dedelerimiz, babalarımız ADÜ kurulsun diye mücadeleediyordu Sayın Hocam. Sizler geldiniz gideceksiniz. Biz yine yüzyıllardır atamezarları burada olanlarız. Biz yine kalacağız.
Bu nedenle üniversiteyi bizim kadar düşünme kıyasına boşunagirmeyelim.
Ana soru şu; ADÜyükseliyorsa hangi kriterlere göredir?
Bizim bulduğumuz bir uluslar arası yayında, tersine gerilemegözüküyor.
Aydın'a ve bilime katkı adına, proje falan pek yok gibi.
Şimdi YÖK’de detartışma konusu olan bir skandal konusunda kamuoyunu bilgilendirelim.
Üniversitelerle ilgili derecelendirme-değerlendirmekuruluşları adında bazı firmalar vardır. Bir kısmı gerçek verilerledeğerlendirme yapar. Bir kısmı ise paraya göre. Parayı bastınız mı bu artniyetliler gerçek veriler değil kafalarınca bir ilişiklik bulup, yükseliyornidası yayarlar.
Bunun örneği gazetecilikte-anketçilikte de vardır. Yokbelediyeler, yok bürokratlar dergisi çıkartırlar, yok anketlerde istediklerirakamları verirler, bir de üzerine ödül dağıtırlar.
Ödüller ve yazılar, paraya göre derecelendirmedir aslında.
Bu konu YÖK Genel Kurulunda tartışma konusu olmuş iken, birbirimize masal anlatmaya gerek yoktur Sayın Rektör...
Sırada ihalelerinşeffaflığı var.
O kadar şeffaf ise şu yemek ihalesinden başlayalımisterseniz.
Geçmiş dönemlerde ihaleyi 8 yıl üst üste Bircan isimli birfirma alıyordu. Yanında pek bu şehrin insanlarını çalıştırmazdı. Daha sonraRektör Osman Selçuk Aldemirdöneminde üst üste ihale alma rekorunu kıramadı. Duyduk ki yeniden ihaleyegirmiş, eksik evrak nedeniyle elenmiş. Başka firma alınca KİK'e itiraz etmiş,ihaleyi iptal ettirmiş. Bayağı becerikli arkadaşlar. Şimdi yemek ihalesini bufirma alırsa şaşmayın diyorlar.
Hani ihalelerinizaçık ve şeffaftı.
O zaman yemek ihalenizneden ve nasıl iptal edildi?
Haberimizde adı geçen Kalyoncuları pek bir savunmuşsunuz.Biz haberde Kalyon inşaat alt ve bağlantılı grupları dedik. İhale işlerini, anafirmalar, çatı firmalar, taşeron firmalar, biz çok gördük bu tür işleri. Bukonulardaki iddialar hele hele bir önceki ihale dosyası saptırılıp ortalık tozduman edilirken 320 milyona verilirse bu soru işaretlerini beraberinde getirmezmi Sayın Hocam?
Belli ki Rektör Yardımcınız Cemal İyem pek bir panikte ki, açıklamanıza bizzat katkıda bulunmuşolabilir.
Biz yazdıklarımızı, dile getirdiğimiz iddiaları kanıtlarızda siz içine düşürüldüğünüz durumu nasıl açıklayacaksınız Sayın Hocam?
Şu an etrafınızda oluşturulan çemberden sizin yerinizeRektör olma hayaliyle yanıp tutuşan en az altı isim sayarız. Çevrenizdeoluşturulan yapılanmalara iyi bakın. Kimi geçmiş dönemden husumeti olanlar,kimi geleceğe yönelik yani sizin yerinize o koltuğa oturmaya çalışanlar.İçlerinde “dört yılı tamamlayamaz”diyenler dahi var.
Yani şu anda yapılan, geçmiş döneme dair koparılanfırtınalar ile ana planların gölgelenmesi, kimileri içinse eski husumetleringiderilmesi, sizlerin de hata üstüne hata yaparak, oturduğunuz koltuğun elegeçirilmesidir.
Size yazdırılantutanak misali yazılara hiç baktınız mı?
Çoğu traji-komedyaçıktı değil mi?
Gözünüzün önündeki malzemeleri dahi, “eski rektör aldı götürdü havası yaratmak” için yok saydılar. Hattave hatta astınıza yazarken arz ederim ifadesini kullandığınızda, sizi uyaran daolmadı.
Sayın RektörBülentKent.
ADÜ’de baş kimdir? En üst makam sizsiniz. Üst asta arz etmezemir ve talimat babında ricada bulunur.
Sayın Rektör, siz kalbi ve düşüncesi iyi bir insansınız.Güzel şeyler yapmak istiyorsunuz. Fakat şehre dışarıdan geldiğiniz vetanımadığınız için, size kasıtlı hata yaptıranlara prim veriyorsunuz. Uyarılarıda dikkate almıyorsunuz. Dediğimiz gibi geçmiş Rektör ile uğraşıyoruz havasıyaratanlar, aslında sizi yıpratıp, gözden düşürme o koltuğa oturma planıylahareket ediyorlar.
Daha çok şeyyazılabilir fakat ADÜ Rektörümüz Bülent Kent Hocamız iyi niyetli olduğu için,bu işler fazla uzasın istemiyoruz. Yoksa üniversitede birilerinin eliylekasıtlı yok edilen itibardan geriye kalanlar da elden gidecek.
Saygılarımızla…
AYDIN ŞAFAK - METİN CAN
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.