CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, geçmiş dönemde yaptığı, “ADALET YÜRÜYÜŞÜ” ile tarihe geçmişti. Büyük takdir kazanmış, yapılan her tahrike ve ilerlemiş yaşına rağmen yüzlerce kilometrelik yürüyüşü tamamlamıştı. Bizler de yazılarımızla destek vermiştik. Onun için medyada, sosyal medyada kavgalar etmiş, desteğimizi esirgememiştik.
Didim'de yaşananlara bakınca, hepsinin söylemde kaldığı gün gibi aşikar.
Sayın Kılıçdaroğlu'na, son gelişmeleri baştan sona anlatayım;
Belediye Başkanı demeye dilimin varmadığı Atabay isimli şahıs ve beraberindekiler hakkında, bir bayana toplu tecavüz iddialarıyla suç duyurusu yapılmıştı. Soruşturmayı yürüten Didim'deki Savcı takipsizlik kararı vermişti. Şikâyetçi bayan ve avukatı bir üst mahkemeye başvurdu. Delillerin eksik ve usulünce toplanmadığı ortaya çıkınca, Söke Sulh Ceza Hakimliği takipsizlik kararını bozdu ve dosyayı iade etti.
Kararda şüpheler nedeniyle dava açılması gerekliliği, davanın da Asliye Ceza’da değil, Ağır Ceza Mahkemelerinde görülmesi hususuna dikkat çekildi.
Dosyada gizlilik kararı bulunuyordu. O yüzden Ben, Yalçın Yıldırım, müşteki bayanın avukatı Murat Sultansu, tek kelime açıklama yapmadık, tek kelime yazmadık. Ortalığı ayağa kaldırmadık, olayın yasal süreç içerisinde işlemesini bekledik.
Sayın Kılıçdaroğlu;
Sizin şu nam-ı dillere destan Belediye Başkanınız Ahmet Deniz Atabay ile siyasi hamisi Milletvekiliniz, hani İstanbul seçimlerinde kendi aday olamadı diye istifa edip Millet ittifakına İstanbulu'u kaybettirmeyi göze alacak kadar gözü kararmış vekiliniz Akif Hamzaçebi, birlikte bir oyun kurdular.
Didim Ales Otel'de, bir otel dolusu gazeteciyi topladılar. Kamu kaynaklarından yani sizlerin sık sık vurguladığı yetim hakkından onları yedirdiler, içirdiler, bir güzel ceplerine para koydular. Sonra da Söke Sulh Ceza Mahkemesi'nin Atabay ve diğerlerinin toplu tecavüz iddiasıyla Ağır Ceza’da yargılanmalarının önünü açan karar yerine, Savcılıkca bozulan takipsizlik kararını hem de dosyada gizlilik kararı olmasına rağmen yayınlattılar.
Attıkları başlıkları aynen şöyleydi;
“Kumpas çöktü - Adalet yerini buldu...”
Akif Hamzaçebi bile hesabından bu yalan haberi paylaştı. Yetmedi aynı yalan haberi Tele 1 - Cumhuriyet gibi medya kurumlarına servis ettiler. Hepsi birleştiler, dava lehine dönmüş iki çocuklu tek başına tecavüze uğradığını savunan müştekiyi linç etmeye kalktılar.
Sayın Kılıçdaroğlu;
Akif Hamzaçebi ve Atabay isimli şahıslar, başta siz, partiniz, medya ve kamuoyu, hepsine yalan söylediler.
Aldattılat sizi Sayın Kılıçdaroğlu aldattılar.
İstanbul Sözleşmesi diye partiniz ve Millet İttifakı haklı olarak ayağa kalkarken, bakın sizin elemanlar tek başına bir kadını nasıl linç edip, intihara sürüklemeye kalkıştılar.
Sayın Kılıçdaroğlu!
Akif Hamzaçebi ile Atabay isimli şahıslar kendi liderleri olarak başta sizi aldatırlarken bizler ne yapıyorduk? Hepiniz can kulağıyla dinleyin. Dava lehine dönmüş ve Atabay ile beraberindeki şüphelilere toplu tecavüzden Ağır Ceza Mahkemesi yolu açılmışken yine de susup adalet yerini bulsun diye bekleyen kadıncağız, üzerinde kurulan baskı sonucu intihar eşiğine gelmişti.
Zaten dört yıldır psikolojik tedavvi görüyor, torba torba ilaçla geziyor.
Ya o kadıncağız intihar etseydi ne olacaktı Sayın Kılıçdaroğlu?
Çarşaf çarşaf, manşet manşet, “CHP'li belediye başkanı ile yakınları tarafından toplu tecavüze uğrayan kadın intihar etti...” diye haber başlıkları atılacaktı. Başlıkların hepsi haklı olacaktı çünkü karar şikâyetçi bayanın lehine bozulmuştu.
Biz müdahil olduk, bayan intihar noktasından döndü.
Yoska CHP tarih boyu, bu ahlâksızlıkla anılacaktı.
İS-Kİ’yi temizleyemediniz, bunu nasıl temizleyecektiniz Sayın Kılıçdaroğlu?
Bizim sizi düşündüğümüz kadar siz CHP ve Millet İttifakını düşünmediniz, uyardık uyardık dinelemediniz, bakın ne oldu?
Görüntüleri izlediniz dimi?
Kadıköylü Atabay kaç promil alkollü polislere nasıl saldırıyor?
Nasıl yanlarından bahsemedikleri her sırlarının ortağı Emine Öznur Gündoğdu çıkıyor?
İşte bu yalanla sizleri, medyayı, halkı kandıran Akif Hamzaçebi - Atabay ikilisi, her pisliklerini yine rant çetesi, Özışık Kardeşler yalanlarının arkasına sakladılar.
Allah huzurunda and içerim ki yaptıklarımızın ne Nehirsan Firması ne Özışık Kardeşlerle bir ilgisi yoktu. Hiç bir şeyden haberleri dahi olmamıştı. Biz CHP bu lekeyle yaşamasın dedik, gerçekleri yayınladık, kadıncağızı intihardan vaz geçirdik, bakın şunların yaptığı kepazeliğe.
Belediye Başkanı kisvesindeki şahsiyet, olay yerindeki görevini yapan polislere saldırıyor, Kaymakama küfürler ediyor.
Sayın Kılıçdaroğlu uyarmadık mı sizi?
Başından bu yana sizi yanlış yönlendiriyorlar, siyaseten çok zor durumda kalacaksınız demedik mi? Etrafınızda onca yardımcınız, danışmanınız arasından bu olayları analiz edebilecek zekâya sahip tek kişi yok mu?
İyi tanıyın bunları Türk Milleti!...
REZALETLER SİLSİLESİ
Gelelim olay gecesine...
Gecenin bir yarısı Atabay yanında şahsi avukatım dediği Nizamettin Bulut ve Emine Öznur Gündoğdu ile beraber, olayın yaşandığı içkili cafe - bara gidiyor.
Yanında koruma ve şoförü yok. Neden acaba?
Emine Öznur Gündoğdu'yu sizlere uzun süredir tanıyoruz.
10 yıl önce Didim -Akbük Belde Belediyesi'nde sözleşmeli memur olarak işe başlıyor, Atabay'ın seçilmesi ve belde belediyelerinin lağvedilmesiyle beraber Didim Belediyesi’ne geçiyor. Sözleşmeli memur iken jet hızıyla önce İmar Müdürlüğü, ardından imardan sorumlu Belediye Başkan Yardımcılığına terfi ediyor.
Emin olun Türkiye'de böyle jet yakıtıyla uçan başka sözleşmeli memur bulamazsınız.
Sonrasında yine kaşla göz arası, karnını zor doyuran aile bireyleri, bir anda on milyonlarca liralık gayrimenkul sahibi oluyorlar. Bu yükseliş sonrası kamuoyunda Emine Öznur Gündoğdu ile Atabay arasında özel yaşam ilişkisi olduğu, hatta gayri meşru çocuk sahibi oldukları medya ve sosyal medyaya düşüyor.
Emine Öznur Gündoğdu hakkında da gayri yasal işlerden pek çok soruşturma ve dava bulunduğu kaydediliyor.
Avukat Nizamettin Bulut'u göreniniz var mı?
Kayıplara karıştı bir anda niye ki?
Baroların bile sahip çıkmadıklarını, Akif Hamzaçebi - Deniz Atabay ikilisi sizleri aldatıp, size sahip çıkarttılar Sayın Kılıçdaroğlu.
Nizamettin Bulut, Didim'deki gerçek rant çetesinin Ankara ayağı.
Danıştay’da İdari Hakim iken ayrılıyor, bu tür çetrefilli işlere avukat olarak müdahil oluyor. Adli ve İdari yargıda çok tanıdıkları olduğu için, bildiğiniz menfaat karşılığı işlere aracılık ediyor iddialarını, bizzat Ankara’da hukuk çevreleri ilettiler bize.
Bakın olay gecesi çilingir masasında alem yapan muhteşem üçlüye.
Atabay ve jetgillerden Öznur bir de Ankara'da adli ve yargının işleyişine müdahale için, Avukat Nizamettin Bulut ile toplanma kararı alıyorlar.
Amaçları şu;
Birincisi yalan haberlere dayalı koparttıkları yaygarayla kamuoyu oluşturacaklar, Söke Sulh Ceza Hakimliği’nce alınan Atabay ve beraberindekilerin toplu tecavüz yargılamasının yolunu açan kararı hem gizleyecekler, hem Avukat Nizamettin Bulut vasıtasıyla iptal ettirme girişiminde bulunacaklardı.
Atabay Ankara'ya gidip Akif Hamzaçebi'nin Danıştay’da olduğu öne sürülen yakını ile irtibat kuracak, Nizamettin Bulut kendi bağlantılarını harekete geçirecek, bu güruh hakkındaki davaların seyri değiştirilecekti.
Nehirsan Firması lehine daha önce Danıştay 8. ve 14. Daireleri tarafından alınan karar nasıl bozdurulmuş şimdi anladınız mı Aziz Türk Milleti?
Didim'deki gerçek rant çetesi devletin en üst yargı organlarına kadar sızmış, sadece milletin değil devletin ahlâkını bozuyorlar.
Kıdemli Albay Çetin Gülseven. Sizi unutmadık.
Bunlar aynı zamanda Sayın Savunma Bakanımız da yazdıklarımız ardından olaya el koyunca, sizi de kurtarmak için girişimlerde bulunacaklardı.
Siz ki Dumlupınar şehitlerinin kemiklerini sızlatıp, o bem beyaz elbiseyle posta eri gibi bu gayri ahlâkilikleri, gayri yasallıkları sınır dışına taşmış, sizin muadiliniz Jandarma Komutanına bile kafa tutup hakaretler etmiş şahıs için çalışmaktan çekinmediniz.
Gereğinin askeri şurada yapılacağına inanıyorum. Fakat sizin emeklilik dilekçenizi kendi iradenizle vermeniz, hem şanlı ordumuz hem asil Türk Milleti için en olumlu çıkış yolu olacaktır.
Yazımız sonrası aracılar vasıtasıyla Atabay ile ilgisinin bulunmadığını söyleyen Emniyet Genel Müdür Yardımcısı Erhan Gülveren'in söylediklerinin doğru olmadığını öğrenmiş bulunmaktayız.
Gece kapalı olması gereken mekânda yanında bayan başkan yardımcısı ile rakı sofrası kuran, pandemi yasaklarını çiğneyen, devlet benim diyen, devletin polisine saldırıp kaymakamın evini basan, gece şoförü ve koruması olmadan kapalı olması gereken içkili mekânda olayları tahrik eden, sonra da pişkin pişkin beni niye korumuyorsunuz diye kaymakamlık konutunu basmaktan çekinmeyen, daha sonra CHP’li siyasetçilerin baskısıyla, belediye çalışanlarını da Adliye önünde toplayıp haksız tutuklanmalara yol açan, kan ve alkol testinden kaçan, beraber olduğu bayan başkan yardımcısını saklayan, Ağır Ceza Mahkemesinde toplu tecavüzden yargılanmasının yolu açılan Atabay isimli şahsa hala sahip çıkma çabasındaki Erhan Gülveren'i üstün gayretlerinden dolayı kutluyor, yaşananları devlet ricalinin görüşüne sunuyoruz.
Bir çağrımızda Sayın Aydın Valimize.
Bu Atabay isimli şahıs ile çok sıkı fıkı olan Valilik kadrosu varsa, kendilerine çeki düzen vermelerini tavsiye ediyoruz. Devletin Jandarmasına hakaret eden, polisine saldıran, kaymakamına söven, “Didim’de devlet benim. Didim’in komutanı da benim başkanı da benim” diyen ve adı her türlü gayri ahlakilik ve gayri yasallıkla anılan Atabay isimli şahısla menfaat temini karşılığı temas halinde olacak varsa, emin olun bu işler boyutlarınızı fersah fersah aştı.
Şimdi dönelim konumuza.
Atabay-Emine Öznur Gündoğdu-Avukat Nizamettin Bulut mekâna gittiklerinde, kavga ettikleri isimlerin bir kısmı zaten orda. Atabay zil zurna olduğu için Kadıköylülüğü tutuyor. “Otelinizi başınıza yıkacağım, sizi Didim’de barındırmayacağım” deyince tartışma başlıyor.
Sonrası olanlar oldu. Orada da halka yalan söylediler.
15 kişi dediler 6 kişi çıktı.
Beyzbol sopalarıyla geldiler dediler ortada tek sopa var, o da mekâna ait sopa.
TV’lerde, medyada, sosyal medyada gördünüz dimi yaşananları.
Atabay polislere bile saldırıyor, kaymakama sövüyor, üzerine Emine Öznur Gündoğdu'yu kaçırıyorlar. Ardından CHP İl Başkanı Ali Çankır dahil bir grup yaygarayı basıp, bildiğiniz Atabay'ı kaçırıyorlar, kan ve alkol testinden.
Didim-Söke-Aydın'daki hastahaneler kan-idrar-alkol testi yapacağı için, alıp dağın başına Adnan Menderes Üniversitesi Hastanesi’ne götürüyorlar. Raporu oradan alıyorlar.
O rapor çok baş yakar Rektör Hoca bunu da bil...
Çünkü Atabay'ı önce Didim'deki bozulan takipsizlik kararını veren Savcı kurtarmıştı. Tecavüz iddiasına muhatap olanlara saç ve kan testi yapsaydı herşey ortaya çıkacaktı.
Bağımlılık ahlâki bir sorun değil sağlık sorunudur.
Fakat bağımlı biri kamu yönetiminde üst düzey bir makam işgal edemez.
Gidip tedavi olur, bunda nerdeeee... Saçı kimsenin eline geçmesin diye berberi eve çağırır, dayak yedim der hastanelerde kan testinden kaçar, bir de kahraman olmaya kalkar.
Ali Çankır...
Gördüğünüz gibi olay yerindeki Avukat Nizamettin Bulut kayıplarda ses seda yok, Emine Öznur Gündoğdu'yu gizlemeye kalktılar orada olduğu açığa çıktı, delilleri kapatmak için Atabay'ı kaçırdıkları da meydanda, yazık hepinizin siyasi ahlakına.
Bir de bunlar yüzünden üç kişi boşu boşuna tutuklandı..
Yazacağım şu bölümü çok dikkatli okuyun.
Didim'deki gerçek rant çetesi, Kadıköylü Atabay ile hamisi Akif Hamzaçebi'dir.Rant çetesi sözleri, sadece yaptıklarını gizlemek içindir.
Milleti pırasa gibi doğrayıp, bildiğiniz haraca bağlıyorlar.
Öyle olmasa Atabay’ın göz bebeği Öznur Hanım'ın ailesi bir kaç yılda nasıl on milyonlarca liralık gayrimenkule sahip olacaklar.
Diğer bürokrat ve siyasi ayakları saymadım bile.
Didim'deki gerçek rant çetesinin vurgunlarını şimdi siz hesaplayın.
Jetgillerin Öznur ailesinde bunlar varsa diğerlerini de yazın alt alta.
İşte bunları gizlemek için rant çetesi ardına gizleniyorlar ve rüşvet vermek istemeyen herkese göz dağı veriyorlar, “Bakın bize rüşvet vermeseniz, sonunuz Ahmet Orak ve Nehirsan gibi olur” mesajıyla, herkesi inim inim inletiyorlar.
ATABAYI İLAHİYAT FAKÜLTESİNE DEKAN YAPALIM
Tüm bunlar olurken CHP Milletvekili Mahmut Tanal Meclis’te mikrofonu eline aldı ve sürekli, “Temiz siyasetçi, temiz bürokrat, temiz gazeteci” diye konuştu durdu. Altına imazmı atıyorum. Bir dahaki sefere temiz siyasetçi olarak Atabay ile Akif Hamzaçebi, temiz bürokrat olarak Emine Öznur gündoğdu, temiz gazeteciler olarak da Atabay yalamalarını yazsın.
Sayın Mahmut Tanal;
Kadıköylü Atabay kendi evinde grup zinası yapıp, kasete çektiren, her türlü yolsuzluk, usulsüzlük olaylarına bulaşmış, gayri ahlâkilikleri sınırları aşmış, gariban işçileri ölüme bile yollamaktan çekinmeyen, ayak üstü kırk yalan söyleyip, kendi genel başkanını bile aldatan, 1680 yıkım kararı olan yapıyı pas geçip, tüm kanunları hiçe sayıp sadece teki için yıkım ihalesine çıkan, jandarma - polis ne varsa saldıran, kaymakamlara söven Kadıköylü'den daha iyisini mi bulacaksınız Mahmut Bey?
Bizim Kadıköylü evliya gibidir evliya.
İktidar olursanız İlahiyat Fakültesine Dekan yaparsınız.
Aynı onun gibi kasetleri dillere destan Akif Hamzaçebi’yi de uluslar arası anlaşmayla Mısır El Ezher İslami İlimler Fakültesi Rektörü atarsınız, aha size temiz siyasetçi.
Emine Öznur Gündoğdu da örnek bürokratınız olsun.
Nasılsa makam ve ailecek mal varlıkları jet gibi uçuyor, hakkında Atabay'dan çocukları olduğu halkın diline düşmüş, pek çok yolsuzluk - usulsüzlük doyasında adı var, hatta toplu tecavüz soruşturmasında şüphelilerden, o da gen-saç-kan testinden kaçanlardan, gece yarısı Kadıköylünün karıştığı içkili mekân müdavimlerinden, ondan daha iyi örnek bürokrat mı bulacaksınız?
Onu da devr-i iktidarınızda Maliye Bakanı falan yaparsınız.
Temiz medyanız da Atabay tayfasından olsun. Nasılsa Kadıköylü Atabay hakkında toplu tecavüzden Ağır Ceza yolu açılmışken yediler, içtiler, “Kumpas çöktü - Adalet yerini buldu” başlıkları attılar.
Olayı gecesi Atabay kör kütük sarhoşken “kahve içiyordu” dediler. Karşı tarafın yalaka medyası varsa sizin de yalama medyanız var Mahmut Bey. O müptezellerden daha iyisini mi bulacaksınız? İktidarınızda onlara da, “Üç kuruş için yalamaktan dilleri pelesenk olmuş gazeteci kılıklılar ödülü” verirsiniz.
Nasılsa yalama, yıkama, yağlama, yalan haberde kınadıklarını geçmişler.
KUŞATTIK DİDİM’DEKİ GERÇEK RANT ÇETESİNİ
Didim'in gerçek rant çetesi, seçilmiş tiran gibi gezen, tanrı kral sendromuyla gayri ahlaki ve gayri yasal her taşın altından çıkan Kadıköylü Atabay ve şürekasını az aydınlatayım.
Kamyona çarpılmış gibi yıldızları sayıyorsunuz. Daha çok saydıracağız sizlere.
25 bin kişilik kurt klanıyla 325 bin kellelik Çin Ordusu’nu kuşatan Metehan Ordusu gibi kuşattık sizi.
Sizler sadece menfaat peşindeki, ahlâkını, insanlığını, vatan, millet, devlet sevgisini yitirmiş, Dallas'a rahmet okutan bir güruhtunuz.
Çok nitelikli bir ekiple kuşattık sizi. Budaya budaya gideceğiz.
Artık çevrenizde devlet organlarında iş birlikçi bulamayacaksınız.
Medyanız ağzını bile açamayacak.
Adliyeler, Emniyet - Ordu, Valilik, Çevre Şehircilik gittiğiniz her kurumda sizden kaçılacak.
Sürüncemede kalan dosyalar bir bir işleme girecek.
Didim'deki gerçek rant çetesi artık kamu düzeni ve güvenliği için tehdit, devlet ve millet ahlâkını bozan bir ahtapota dönüşmüştür.
Aydın gibi Kuvva-ı Milliye şehri, bu çete yüzünden Tayland seks turizm merkezi gibi anılır olmuştur.
Şehitler ve mazlumlar adına andolsun soracağız hesabını.
Hem kamu vicdanı hem hukuk önünde sıra sıra vereceksiniz yaptıklarınızın bedelini.
O ahtapota dönen çetenizi, ahtapotun kollarını doğrar gibi doğrayacağız. Selam verecek insan bile bulamayacaksınız.
Bir köpek kadar insan olmayı öğreteceğiz sizlere. O, “Buzdolabı bomboş be abi. Hayalim evde yiyecek olması” diyen çocuğun haberi yanında, bir köpeğin haberi vardı. Sahibi kalp krizi geçirince kendini parçaladı, ambulansın peşinde hastahaneye kadar takip etti.
Onun kalbindeki sevginin kırıntısı bile kalmamış sizde.
İşte o köpek dediğiniz canlı kadar insan olmayı, mukaddesatlara, adalete, doğruya saygı duymayı öğreteceğiz hepinize.
Temel şiarımızdır; Vicdansıza merhamet Allah’a hakaret, vatana ihanettir.
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.