Emekçi düşmanı Efeler Belediyesi

Kendisi dahil kadrosunun büyük çoğunluğu hakkında on milyarlarca liralık yolsuzluk iddialarıyla ilintili yargılanmakta olup ayrıca pek çok da soruşturma süren Özlem Çerçioğlu şurekasından oluşan Atatürk ile yaşıt 1881 kuruluşlu Efeler Belediyesi, tarihinde görülmedik rezillikleri yaşar hale geldi.

Aynı zamanda eski Aydın Baro Başkanı olan Anıl Yetişkin'in Belediye Başkanlığını yürüttüğü Efeler Belediyesi'nde tüm yolsuzluk, gayri ahlakilik ve gayri hukukiliklerin faturası, gariban temizlik işçilerine kesildi.

Başkan Anıl yetişkin göreve geldiğinden bu yana düğün sünnet gezip göbek atmaktan ibaret hiç bir idari işte başat aktör olmazken, son olarak sevgililer gününde cadde ortasında dansıyla gündeme gelmişti. Aydınlılar, “Biz dansör mü seçtik belediye başkanı mı? diye başını taşlara vururken, yaşananlar Efeler Belediyesi'nin bırakın şahsi çiftliği, bildiğiniz yağma hasanın böreğine çevrildiği gerçeğini ortaya koydu.

MOĞOL SÜRÜSÜ YAPILANMASININ İÇ SAVAŞI

Efeler Belediyesi CHP açısından şu anki meclis yapısı ve bürokratik oluşumuyla masaya yatırıldığında, başında dansör bir isim, alt tarafı neredeyse milletin her odada ayrı haraca bağlandığı rantçı bir yapılanmaya dönüştüğü görülüyor.

Siyaseti ticarrete çevirdikleri herkesçe çok iyi bilinen Barış Altıntaş - Polat Bora Mersin - Süha Bayırlı, Özlem Çerçioğlu kontenjanından. Bunlara ilaveten Çerçioğlu'nun sekreterinin eşi ve taş döşeme işçiliğinden Aydın BŞB’de iki numaralı konuma gelen, aynı zamanda çok ağır iddialarla Ağır Ceza Mahkemesi’nde yargılanan Ozan Çavuşoğlu, Çerçioğlu'ndan gelen talimatları teker teker uygulamakla görevli. Bunun karşılığı istedikleri şekilde at oynatmalarına ve perde gerisinde haksız kazançlar elde etmekle de, kamuoyunca söylemlerde suçlanıyorlar.

Toplumda karşılığı bulunmayan, adeta nefret objesi haline dönüşen Özlem Çerçioğlu'nun stratejik noktalara çevirdiği bu isimlerden çoğu, aynı zamanda Çerçioğlu kadrosundan milletvekilliği hayalinde. Seçim önü “tek kişiyi işinden etmeyeceğiz” deyip seçim sonrası bine yakın emekçiyi haksız şekilde işinden eden, yine bu yapılanma.

Ozan Çavuşoğlulu'nun günde iki saat Efeler Belediyesi'ne gelip elindeki işten çıkarılacak, işe alınacaklar, yapılacaklar listesinin emirlerini yağdırdığı öğrenilirken, yine işçi düşmanı olduğu halde Çerçioğlu Sendikası olarak bilinen Belediye-İş Sendikası Başkanlığı yapan Süha Bayırlı, işçilere “ya DİSK sendikasını bırakır bize geçersiniz ya işlerinizden olursunuz” şeklinde tehdit edildiği, bize ulaşan çok sayıda şikayet arasından yer alıyor.

EMEKÇİ DÜŞMANI MEYHANE YOLDAŞLARI

Neredeyse tamamına yakını Özlem Çerçioğlu yapılanması olarak tanınan ve tanımlanan bu isimler, Efeler Belediyesi'nde şu şekilde örgütlenmiş durumda. Barış Altıntaş - Polat Bora Mersin - Ozan Çavuşoğlu - Süha Bayırlı isimli şahıslar, Başkan Yardımcısı Muttalip Özsemerci ve İmar Müdürü Tamer Toyran ile birlikte hareket ediyorlar. 

Bunların imar ve inşaat işleriyle ilgili haksız mal edinmeye yönelik tüm faaliyetlerinin, Ümit Tosun isimli CHP’li Belediye Meclis Üyesi üzerinden organize edildiği öne sürülüyor. Ümit Tosun'un daha önce beş yıl boyunca Germencik İlçesi'nde belediye başkan yardımcılığı yapan ve sonra Efeler Belediyesi'ne geçiş yaptırılan Muttalip Özsemerci ile birlikte, bu işlere aşina olduğu kaydediliyor.

Muttalip Özsemerci, MHP’ye yakınlığıyla biliniyor. Bu grup ile çatışma halindeki diğer grup, yine MHP’li olarak tanınanAydın BŞB Genel Sekreteri Ertuğrul Yamen' in kankası İbrahim Metin Başer. Kendisinin ülkü ocaklarında dersler verdiği de ortaya çıkmıştı. Ertuğrul Yamen tarafından geçmiş dönemde Erkan Karaarslan'a da refere edildiği, fakat Karaarslan tarafından kabul edilmediği ayrıca tanımlanmış durumda.

Daha sonra Ertuğrul Yamen girişimleriyle Didim Belediyesi'nde Başkan yardımcısı yapılan Başer, orada da çok sayıda olaya karışmış ve büyük tepkiler çekmişti.

Atabay sonrası Ertuğrul Yamen tarafından Efeler Belediyesi'ne çekilen İbrahim Metin Başer ile diğer grup arasında büyük bir rant savaşı başlamıştı. Başer aslında ve de perde gerisinde Ertuğrul Yamen, imar işlerinde son imzanın kavgasına düşmüşlerdi. Bu nedenle bir birleri aleyhine Erman Çetin ve Cem Ulucan isimli basın mensupları üzerinden savaş dahi veriyorlardı.

Cem Ulucan'ın eşi taşeron kadrosunda olmasına rağmen, fiilen Efeler Belediyesi Basın Müdürlüğü görevini yürütüyordu. Cem Ulucan ise el değiştiren ve AK Parti kontrolüne girdiği belirtilen Flash TV internet portalında görevlendirilmişti. Bir ayağı AK Parti bir ayağı CHP içerisinde bulunan bu medya yapılanması üzerinden emekçiler ve DİSK sendika başkanı suçlanırken, Efeler Belediyesi'ndeki mide bulandıran ilişkiler ağı da tek tek açığa çıkmaya başlamış oldu.

Cem Ulucan aynı zamanda müteahhitlerin iş takibi yapmasıyla da eleştirilmişti. İddianın sahibi de Gazeteci Durmuş Tuna idi. İşte bu ayrıca kendi içinde rant mücadelesi veren yapılanma nedeniyle Dansör Başkan Anıl Yetişkin ön planda görünür, sadece caddelerde kıvırta kıvırta dans resitalleri yaparken, neredeyse ona yakın isim kendi arkalarında başkanlık oynamaya başlamışlardı.

Bu sebeple de iş insanları ve yakınları isyan edip, “Belediyesinin her odasında ayrı soyuluyoruz” sözleriyle iki kez belediye binasını basmışlardı. Olaylar da ulusal medyaya kadar yansımıştı. Gariban temizlik işçilerinin hain ilan edilmesi altında yatan sebeplerin başında, bu Moğol Sürüsü tabir edilen rantçı yapılanmanın adının karıştığı skandallar geliyor. Her biri en lüks mekanlarda gariban bir işiçinin bir yıllık maaşını bir gecede masalarda bırakırlarken ne CHP ne Devletin diğer kurumları bu ucuz şarap bulmaktan aciz iken servet içinde yüzmeye başlayan kendini bilmezlerin kaynaklarını merak edip araştırmıyor.

MECBURİYETİN MAHKUMİYETE DÖNÜŞMESİ

Moğol sürüsü ve başları Özlem Çerçioğlu neye güveniyor derseniz, olay basit;

Ülkede bir rejim çatışması sürüyor. Özellikle sahil yörelerinde CHP sandalye koysa kazanır hale geldi. Bu da beraberinde yağmacı grupları, gözü dönmüş hale getiriyor. Yani halkın siyasi tercihlerinden kaynaklı oy kullanma mecburiyeti, mahkumiyete dönüşmüş oluyor. Sonra da piyasaya, normal şartlarda milletin gördüğü yerde sıfatına tüküreceği, adam yerine koyup selam bile vermeyeceği tipler çıkıyor. Yiyiyorlar, içiyorlar, yağmalıyorlar, zulüm yapıyorlar, sonra halka dönüp kimi din satıyor, kimi laiklik, kimi milliyetçilik. Millette aşağıda kendisini kimin soyacağını, üzerine söveceğini yetmezse döveceğini oyladığının farkında değil, boğaz boğaza bir birini yiyor. 

Aydın BŞB ve Efeler’deki bu Moğol Sürüsünün kendi düzenlerini sürdürmek için hayatlarını bozuk para gibi harcadıkları kesim ise, gariban emekçiler.

Sendika değiştirmeleri için çok yoğun baskılara maruz kalan, solcu geçinip Nazi zulmünü aratmayan baskıların kurgulayıcı ve uygulayıcısı bu grup, emekçileri de kendi siyasi çıkarları için kullanma çabasında.

İşçilerin maaşlarının bilerek tam ödenmediği bu yolla kimi gönüllü, kimi zorunlu işten çıkarmalarının amaçlandığı, artık iyice su yüzüne çıkmış durumda.

Her şeyde bahaneyi önceki Belediye Başkanı Mehmet Fatih Atay dönemine atan bu yapılanma, belediyeyi ve bağlı medyalarını da yalan makinesine çevirmiş durumda. Aslında işçi alacakları 20 milyon lira gibi, günümüz için çok küçük bir rakam. Yüzlerce işçi çıkarıldığı düşünüldüğü zaman, zaten kaynak yönünden bir sıkıntı olmaması gerekiyor ve Mehmet Fatih Atay döneminden kalma, milyarlarca liralık mal varlığı mevcut.

Bunlardan biri Doğa Otel. Doğa Otel'in değerinin 700 milyon lira civarında olduğu belirtiliyor. Ve belediyenin el değiştirmesiyle birlikte halkın uğrak yeri olan bu mekan, CHP ve Aydın'ı işgal eden bu yağmacı sürü elinde özel meyhaneye dönüşmüş durumda. Artık vatandaşın giremez hale geldiği mekan bu şahıslarca vur patlasın çal oynasın hale geldi ve faturası da halka yansıyor.

La Perla da ise, Efeler Belediyesi'nin bir milyar lira üzerinde mal varlığı bulunuyor. 

Fatih Atay döneminden kalma tek bir işyeri satılsa, aslında gariban çalışanların tüm parası ödenebilir. Fakat La Perla projesinden de rüşvet koparmak için ortalığı ayağa kaldıran bu yapılanma, halka en büyük darbeyi vurdu.

Sürekli ve planlı şekilde servis edilen haberler ile iş insanlarını büyük koparma tabir edilen şekilde kamu gücüyle haraç alma peşindeki bu zihniyet, Aydın'ın ünlü şahsiyetlerini de kuyumcu - dövizci şeklinde hedef göstermişti. Hatta kirli oyun yine Polat Bora Mersin tarafından ifşa edilmişti. Mersin bir paylaşımnda, “Efeler Belediyesi zengindir. La Perla'dan gelecek para gelirinin yüzde biri değildir” demişti. O zaman gariban işçilerin maaş ve geriye dönük alacakları neden ödenmedi, Efeler Belediyesi o kadar zenginse o milyarlar nereye gitti? Her biri yiyecek ekmeğe muhtaç iken şu anda servetlerine servet katan, lüks yaşam tarzlarıyla dillere destan olan bu emekçi düşmanı Özlem Çerçioğlu yapılanması konusunda Devlet kurumlarımızı, halkımızı ve CHP’yi bir kez daha uyarıyor, bu halkın parasıyla sefa sürüp garibanlara zulüm yapan şahısları da uyarmayı görev biliyoruz;

“Bu tür şahısların hiç biri CHP’li veya başka bir ideoloji sahibi değildir. Sadece ideolojileri kullanıp, siyaset ve devlet içinden devşirdikleri utanmazlarda milleti iliğine, kemiğine kadar soyup, üzerine zulüm yapan bir güruhtur. Ayrı ayrı değil toptan soyun, tek havuzda toplayın. Oradan puanlama usulü payınızı alın. Ucundan azcık da belediye kasasına bırakın... Garibanlara hayatı haram ettiniz, bundan sonra sizlere de hergün hayat haramdır...”

Anıl Yetişkin'e de bir tavsiye;

Artık tarafsın. Ya halkın tarafında olacaksın, ya bu Moğol sürüsü elinde reklam malzemesine dönüşeceksin. Sen baro başkanlığı yapmış birisin. Öncelikli görevin insan hak ve onurunu, hakkı – hukuku - adaleti korumak ve de savunmaktır. Bir makam için bu kadar kendini aşağılatmaya değer mi? Elimizde yetiştin, mahallemiz evladısın dedik, sabır üzerine sabrettik. Fakat sen de onlara uydun, garibana baba olmak yerine, bu yağmacı meyhane yoldaşlarına kendini alet ettin... Dans işine çok meraklıysan Yılmaz Erdoğan ile birlikte Anadolu Ateşi turlarına çıkarsın... Millet soyulup, üzerine belediye defalarca basılıp, gariban temizlik işçilerine bile zulüm yapılırken su-sa-maz-sın...Ya o işi Devlet ve de kanun adamı hüviyetiyle yapacaksan yap, ya da bırak... Biz de muhattabımızı bilelim...