Duvara tosladılar…

Didim’deki büyük vurgun, haberlerimiz sayesinde engellendi.

Başta, “Devletin kuruşunu çalan namussuzdur, alçaktır” diyen CHP Genel Başkan Yardımcısı Veli Ağbaba, namussuz ve alçakların kim olduğunu görmüştür umarım.

Sonuçta ihaleyi alan, ağabeyi Hür Ababa’nın ortak olduğu firmaydı.

Şimdi işin içindeki herkes sus pus… Tık yok tık... Çünkü suçüstü oldular…

Yaşananları baştan özetleyelim;

Didim Belediyesi, Aydın Valiliği’nden tahsisatla aldığı Didim’in cennet köşelerinden birinde Anfithetre yaptı.

O kadar hazine arazisi varken, sanki o cennet koy Valiliğin de izniyle katledilmek zorundaydı.

Aydın Valiliği bu… Ne yaparsa şaşmamak gerek…

Sonuçta mahkemenin yürütmeyi durdurma kararına rağmen 21-B usulü yani yine mahkemenin yasa dışı ilan ettiği, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun, “Yolsuzluk-hırsızlık” dediği yöntemle kişiye özel yıkıma kalktı, ortalık bir birine girdi.

Aydın Valimiz ise Didim Kaymakamını yanına alıp, Valiliğe ya da Kaymakamlığa çağırıp Devlet gücünü ve yasaları hatırlatacağı yerde, Didim Belediye Başkanı Kadıköylü Atabay’ın ayağına kadar gitmişti. Bu skandal da, Aydın tarihine kara leke olarak yazıldı.

O yüzden doğal karşılıyoruz Anfitheatre yapımında yaşanan başlangıcı.

Anfitheatre yapımında sona doğru gelinirken, 20 Mayıs 2022 tarihinde hemen yapı önündeki ve denize sıfır SGK Başkanlığına ait arazi, satışa çıkarılacaktı.

Ne tesadüftür ki Didim Belediye Başkanı Kadıköylü arkadaş bir anda kendi sorumluluk ve yetki alanında olmayan, satışa çıkmak üzere bulunan SGK arazisinde cebren ve hile ile satışın yapılacağı Mayıs ayından önceki Nisan ayında çalışmalar başlattı.

Hem de Anfitheatre binası yapımında kullanılan ekipmanla…

Tüm Didimliler, yerin Belediyeye ait olduğunu ve yeşil alan olarak kente kazandırılacağını zannediyordu. İhale öncesi rekreasyon alanını apar topar tamamlayan Kadıköylü Atabay, ihaleye girecek iş insanlarını tek tek aradı, ihaleye Didim Belediyesi’nin gireceğini, girmemelerini, aksi takdirde sadece ihaleye konu arazi değil, mevcut işlerinde de sıkıntılar yaşayabileceklerini vurguladı.

İhale günü gelip çatınca, ihaleye sadece iki firma girdi.

Biri fasulyadan göstermelik, teklif bile vermedi.

Diğeri CHP Genel Başkan Yardımcısı Veli Ağbaba’nın ağabeyi Hür Ağbaba’nın ortak olduğu firma.

Böylece yapılan açık artırımlı ihalede katılımlar engellenince, 150 milyonluk yer, 18 milyona Hür Ağbaba’nın ortak olduğu firmaya kalmıştı.

“İhaleye biz gireceğiz. O araziyi Didim halkına kazandıracağız” diye iş insanlarını adeta tehditle ihaleden uzak tutmayı başaran Didim Belediyesi ise, ihale günü arazi olmuştu.

Bu ihale karşılığı Kadıköylü Atabay’ın yeniden adaylığı için destek verilecekti.

Bir şeyi hesaplamadılar;

“Bizi…” Yani Aydın Şafak Gazetesi’ni..

Haberlerimiz ardından ihale iptal edildi, fakir fukaranın, şehidin, yetimin hakkı olan 150 milyonluk arazi halkın cebinde kaldı.

Bu biraderleri kimse uyarmadı mı acaba, “Aydın’da kurt klanına çarpılacağınıza gidin duvara çarpılın” diye…

Şimdi hiç birinin gıkı çıkmıyor..

Minareye bulmaya kalktıkları kılıf, kısa kaldı. O kılıftan çocuğa don bile biçemezsiniz…

Daha hesap vereceksiniz. Hem halka hem hukuka…

Aydın Valiliğine soruyoruz;

“Didim Belediye Başkanı Ahmet Deniz Atabay kendisine ait olmayan başka bir kamu arazisini işgal edip, kendi siyasi ikbali adına ihaleye fesata giren bir organizasyonda ileri derece rol almıştır. Her hangi bir idari soruşturma başlattınız mı?”

Pek umudumuz yok da, hani bir ihtimal soralım dedik…

SGK Başkanlığı olayı öğrenir öğrenmez, ihaleyi iptal etti.

Haberlerimizi bakanlar da okudu, parti genel merkezleri de.

Şeytani plan dillere destan oldu.

Durum bu iken SGK Başkanlığı ve ilgili bakanlıklar hem kamu arazisinin Didim Belediyesi tarafından yasa dışı işgali, üzerinde izinsiz çalışma yapılması ve ihaleye fesat konularında Savcılığa suç duyurusunda bulunacaklar mı? bilemiyoruz..

Bir sorum da Veli Ağbaba’ya…

Benim gözümde sıfır kalibre bir siyasetçisin… “Devlet malına el uzatan namussuzdur, alçaktır” dedin, biz kimlerin el uzattığını ispatladık.

Sen de, avukatın da yalan beyanlarınızla olayı çarpıtmaya kalkıştınız, siyasi ahlaktan bahsederken, tam tersini yaptınız.

Sayın Kılıçdaroğlu da “siyasi etik yasası” çıkartacağız diyor.

Partisinden başlasa iyi olur…

Veli Ağbaba!..  Attın, tuttun, estin, gürledin. Sonunda duvara çarpar gibi gerçeklere, kamu vicdanına, adalete, hukuka çarpıldın. İstifa edecek misin? Zaten Nobel ödüllü fizikçi değilsin, Oskar ödüllü sanatçı değilsin. Altı üstü ekranlardan militanca bağırmaktan başka bir meziyetin yok. Siyasetten çekilmen, Türk Milleti adına kayıp değil, aksine kazançtır.

Bir de çıkmış, “İhalede şaibe yok. İki firma katılmış. Her şey şeffaf olmuş” diye diye, milletin gözünün içine baka baka yalan beyanlarda bulundun. İstifa denen müessese mevdut. Siyasette ahlakı savunuyorsanız, sen ilk örnek ol emi güzel kardeşim…

Gelelim Didim Belediye Başkanı Kadıköylü Atabay denen arkadaşa.

Birader oyun kurdunuz, kendinden çok emindin. “Gazeteciler ne yazarsa yazsın ben yeniden adaylığı garantiledim” havalarında geziyordun, ne oldu?

Yanında gezdirdiğin ve bizlere baldırı çıplaklar diye ekranlardan hakaretler eden gazeteci kisvesindeki poşetçilerin kurtaramadı mı işi?

Medyaya o kadar para saçtın, “Bana TC.’de kimse dokunamaz. Arkamda Karadeniz lobisi, Karadenizli İçişleri Bakanı var” mealinde ulu orta konuştun, bak ne oldu…

Dokunmadılar canım sadece kesme aldılar, o kadar büyütme bu işleri…

İçişleri Bakanı Sayın Süleyman Soylu adının nerelerde, kimler tarafından, hangi amaçlarla kullanıldığını görmüştür umarım.

Ya CHP Genel Merkezi…

“21-B yolsuzluk-hırsızlık” dediniz, bu olayların içindeki Kadıköylü Atabay’ın, neredeyse bütün ihaleleri 21-B…

Veli Ağbaba artık Kadıköylü’nün arkasında duramaz.

Kaldı diğer abileri, ablaları. Diğer abileri Akif Hamzaçebi ve Seyit Torun. Bir de, Sayın Kılıçdaroğlu’nun gezi programlarını düzenleyen Erdoğan Toprak.

O kadar uyardık… Belediye Başkanınızın tüm ihaleleri 21-B… Kılıçdaroğlu iki kez 21-B ile yapılan Anfitheatreyi açmaya kalkarsa, dile düşer, rezil olursunuz dedik… Buna rağmen Erdoğan Toprak, Sayın Kılıçdaroğlu’nun gezi programına Didim açılışını koymaya kalktı.

Hadi Sayın Kılıçdaroğlu’na açılışı yaptırın da havuz medyası sizi ne hale sokuyor, hep beraber görelim.

Çok sıkıştıkları zamanda, yani Sayın Kılıçdaroğlu Kadıköylü Atabay gibileri kabul etmediğinde, Özel Kalem Müdiresi Şükran Hanım’a sarılıyorlar.

Anlayacağınız yaşı zaten Kemale ermiş Kemal Kılıçdaroğlu’nun etrafını çevirip, babacanlığını bu kadar skandala rağmen kendi çıkarları için kullanmaya kalkıyorlar.

Ayıp-utanma-ahlak-insanlık erdemi-adalet-hukuk kelimeleri sizlerin lügatinde yok mu kardeşim!..

Sayın Kılıçdaroğlu!..

Atatürk Nutuk’da der ki, “Devlet işlerinde eş-dost-akraba-tanıdık-zümre toleransı uygulanamaz…”

Bu saydıklarım Nutuk okumamış Nutuk!..

Hala sizi Didim’e getirip, göz göre göre bir ahlaki yozlaşmışlık içindeki şahsı, aday yapma telaşındalar. Hangi sebepten? Besin zinciri kurdular da haberimiz mi yok…

Sayın Kılıçdaroğlu!...

Her şeyi geçtim; “Kendi evinde grup zinası yapıp belediye meclis üyesini de kameraman kullanan, önce montaj, dublaj deyip sonra mahkemede kabul eden bir şahıs” partiniz için bu kadar önemliyse, ipek bezlere sarıp korumak için seferber olunduysa, çok söze gerek yok;

“Atatürk’ün kemiklerini sızlatmayın, kapatın kepengi gitsin…”

Kediye bak-kediye bak deyip ciğeri kapma peşindeki kişilerle bu memleketi kurtaracağınızı sanıyorsanız, o zaman Millet İttifakı’ndan başka bir yere sülalece oyu nasip olmamış biri olarak ağzımızdan sadece şu sözler dökülür; Vay halimize…