<p><strong>Her şey Söke Sulh Ceza Hakimliği’nin,</strong> Didim’de Belediye Başkanı <strong>Ahmet Deniz Atabay,</strong> Meclis Üyesi <strong>Ali Çağlar,</strong> DİBEL Müdürü <strong>Öner Çiçek,</strong> hakkında yürütülen <strong>“nitelikli cinsel tecavüz”</strong> soruşturmasında, Cumhuriyet Savcısının vermiş olduğu <strong>“kovuşturmaya yer olmadığına dair karar”</strong>ını kaldırması ve şüphelilerin Söke Ağır Ceza Mahkemesi’nde yargılanmalarının yolunu açması ile başladı.</p> <p><strong>Atabay, Söke Sulh Ceza Hakimliği</strong>’nin kararı bilinmesine rağmen yandaş gazetecileri Didim’de toplayıp yedirip içirdikten sonra Didim Savcılığı’nın <strong>“Gizlilik kararı”</strong> olan <strong>“Kovuşturmaya yer olmadığına dair” </strong>kararı ellerine verdi ve bunu haber yaptırdı. Daha sonra bu haberler yandaş ulusal medyada yayıldı.</p> <p><strong><a href="http://www.aydinsafak.com/">www.aydinsafak.com</a></strong> olarak bizler yaşananları sessiz ve uzaktan izliyorduk. Ne zaman yandaş medya doğruları ve gerçeği yansıtmayan haberleri yayınlamaya başladı, biz buna daha fazla sessiz kalmadık ve sessizliğimizi bozduk.</p> <p><strong>Aydın Şafak olarak</strong> ne zaman Didim’deki olayların içine girdik her şey çorap söküğü gibi çözülmeye başlandı.</p> <p>Biz yazdıkça kamuoyu gerçekleri öğrendi ve Atabay’ın davulunu çalan <strong>“klozet kafalı”</strong> yandaş medyası da gerçeklerortaya çıktıkça susmak zorunda kaldı. Şimdi hiç birinden tık çıkmıyor.</p> <p>Yazdıklarımız ile sinirleri iyice bozulan Atabay ve şurekası yanlış üstüne yanlışlar yaptı. Yazıları bize <strong>Ahmet Orak</strong>’ın yazdırdığını düşünen Atabay gidip bu insanların Turizm Bakanlığı Belgeli, İmar affından yararlanarak Çevre ve Şehircilik Müdürlüğü’nden yapı kayıt belgesi alınmış otelini mühürledi.</p> <p>Aynı gece panik ve telâş içinde Didim Marina’da pandemi yasakları olmasına rağmen kurdukları kumpas ile kavga olayı tezgâhlandı. Ve burada yaşanan sopalı kavga sonucu Atabay’dan yeni bir kahraman yaratılmak istendi.</p> <p>Ancak işler plânlandığı gibi gitmedi.</p> <p><strong>Allah’ın sopası yok ya bunlara öyle bir çarptı ki pir çarptı. </strong></p> <p>Olay gecesi terör polisine saldırıp küfürler etti, hızını alamadı 15-20 kişilik grupla Kaymakamlık Konutu’nu bastı, Kaymakama ağza alınmayacak hakaretler - tehditler savurdu. Tabi tüm bu yaşananlar an ve an polis kamerasına kayıt edildi.</p> <p><strong>Bu olaylarda Didim’de devletin varlığı hissedilmedi.</strong> Çekilen görüntüler kamuoyuna yansımasın diye her türlü baskılar yapıldı. Atabay zil zurna sarhoş köşe bucak kaçırıldı.</p> <p>Sonra da çıktılar <strong>“Atabay’ın tokat attığı polis değil yeğeniydi”</strong> yalan haberini yaptırdılar.</p> <p>Yetmedi Didim’in her yanı <strong>“Eşkıya Didim’e Hükümdar Olamaz”</strong> pankartları ile donatıldı. Asıl Eşkıya’nın kendileri olduğu ortaya çıktı.</p> <p>Didim’de yaşanan olay basit bir kavga olayı değildi. Devlet’e baş kaldırışın, <strong>“Devlet benim”</strong> diyen zihniyetin gerçek yüzlerinin ortaya çıkmasıydı.</p> <p><strong>Bu olaylar Didim’de yaşanırken Devlet sustu.</strong></p> <p><strong>Valisi sustu.</strong></p> <p><strong>Emniyet Müdürü sustu.</strong></p> <p><strong>Siyasi partiler sustu.</strong></p> <p><strong>Herkes sustu.</strong></p> <p><strong>Halbuki polise atılan o tokat ve yumruk Devletin’in tüm emniyet teşkilatına atılan tokat ve yumruktu. Kaymakamlık Konutu’nu basanlar ise hala korunup kollanıyor.</strong></p> <p>Atabay’a yapılan saldırı sonrası <strong>“Kınama Mesajı”</strong> yayınlayan Vali <strong>Hüseyin Aksoy</strong>, polise atılan tokat ve yumruk, Kaymakamlık Konutu baskını sonrası Atabay’ı kınayan bir mesajı hala yayınlayamadı.</p> <p>Atabay hakkında onca yolsuzluk, usulsüzlük, taciz - tecvaüz olayları karşısında kimler koruyor diye soranlar, <strong>Yazarımız Metin Can’ın kaleme aldığı yazılarla</strong> devletin ve siyasetin içindeki koruyucuları tek tek Aydın Şafak’tan öğrendiler. <strong>Metin Can,</strong> Atabay’ın perde gerisindeki tüm bağlantılarını deşifre edip kamuoyunun gözleri önüne serdi.</p> <p><strong>Didim kamuoyunda ortaya atılan iddialara göre;</strong></p> <p><strong>Son olarak da Atabay’ın Sedat Peker ile bağlantısı ortaya çıktı. </strong></p> <p><strong>Demek ki neymiş?</strong></p> <p><strong>Atabay’ı koruyanlardan biri de Sedat Peker’miş.</strong></p> <p><strong>Hatta Atabay hakkında terör soruşturması da açılmış.</strong></p> <p>Atabay, gücü nereden buluyormuş şimdi anladınız mı?</p> <p>Didim’de yaşananlar gözler önünde iken, siyasetçiler nerede?</p> <p>Neden ağızlarını bıçak açmıyor? Neden tek kelime konuşamıyorlar?</p> <p><strong>AK Parti, MHP, İYİ Parti</strong> ve diğer siyasi partiler ile temsilcileri neredeler?</p> <p>Sivil Toplum kuruluşları neredeler?</p> <p><strong>Atabay’ın siyaset - devlet - mafya bağlantıları ortada iken,</strong></p> <p><strong>Didim’de devlet nerede?</strong></p> <p><strong>Eşkıya başı Atabay, Didim’de devletten daha mı güçlü?</strong></p> <p><strong>Didim’de yuvalanmış eşkıya çetesini dağıtmaya Devletin gücü yetmiyor mu?</strong></p> <p><strong>Rant Çetesi’nin başı Atabay daha ne zamana kadar korunup, kollanılacak? </strong></p>
Didim’de devlet nerede?
Eşkıya başı Atabay’ı koruyanlardan biri de Sedat Peker’miş. Hatta Atabay hakkında yürütülen terör soruşturması da varmış. Çete başının siyaset - devlet - mafya bağlantıları ortada iken, Atabay’ı hala kimler koruyup kolluyor? Didim’de yuvalanmış eşkıya çetesini dağıtmaya Devletin gücü yetmiyor mu?
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.