Aydın 4. Asliye Ceza Mahkemesi'de Aydın BŞB Başkanı Özlem Çerçioğlu ile 33 sanığın birlikte yargılandığı dava, 1 Temmuz 2025 tarihine ertelendi. Daha önce Savcılık makamı tarafından üç kez sanıkların cezalandırılmaları için mütalaa vermişti. Ardından defelarca son mahkeme karar verilecek diye şerh düşmesine rağmen bu kez yine karar çıkmadı.
Bazı sanıkların avukatları son anda mazeret dilekçeleri vererek, duruşmanın ertelenmesini talep ettiler. Oysa bilirkişi raporları dahil herşey tamamlanmıştı. Kamu vicdanını yaralayan ve, “Aydın Adliyesi Özlem Çerçioğlu'nun arka bahçesi mi?” sorusu ve yorumlarına yol açan bu erteleme kararı sonrası, karara ilişkin değişik yorumlar da beraberinde geldi.
ADALETİ ZAN ALTINDA BIRAKAN TUTUMLAR… ANAYASAL SÜREÇLER DAHİ ASKIDA…
Öte yandan karar Ankara koridorlarında da büyük tepkiyle karşılandı. Özlem Çerçioğlu ve beraberindeki sanıkların yolsuzluklar başta yargılandığı çok sayıda suça yönelik eylemler adli ya da idari anlamda öteleme, örseleme yoluyla kapatılıyor.
Bilindiği gibi bir mahkeme öncesi tarih belirlenirken BŞB ve sanık avukatları itiraz etmemişler ve mazeret belirtmemişlerdi. Bu kez son anda yeniden mazeret dilekçeleri verildi ve bazı avukatlar mahkemeye katılamayacaklarını belirterek mazeretler ileri sürdüler. Mahkeme aynı zamanda daha önce Aydın 4. Ağır Ceza Mahkemesi’nde bulunan benzer dosyaların birleştirilmesi için başvuruda bulunmuştu. Benzer başvuru karar anına gelindiğinde İstinaf Mahkemesi'ne yapılmış, İstinaf yani üst mahkeme başvuruyu reddederek kararın Aydın 4. Asliye Ceza Mahkemesi tarafından verilmesi gerektiğini vurgulamıştı.
Yine edinilen bilgilere göre, mahkeme bir kez daha; daha önce hem 1. Ağır Ceza hem İstinaf Mahkemesi tarafından reddedilen talebe rağmen 4. Ağır Ceza dosyasının incelenmesini istedi. Özlem Çerçioğlu hakkında daha önce iki kez ihaleye fesattan istenen ceza, son aşamada görevi kötüye kullanmaktan istenmiş ve kapsamı daralmıştı. Yaşananlar hukuk çevrelerince aynı zamanda davaların kasıtlı şekilde zamanaşımına uğratılması girişimi olarak değerlendirildi.
YARGILANANLARA DEVLET PARA MI ÖDEYECEK?
Adalet Bakanlığı teamüllerine göre Asliye Ceza Mahkemelerin'de yargılama süresi üst baremi 5 yıl kabul ediliyor. Bunun yanında son yapılan açıklamalarda bu sürenin iki yıla düşürülmesi çalışmaları gündeme gelmişti. Fakat Aydın 4. Asliye Ceza Mahkemesi'nde süren birleştirilmiş dosyaların süresi yaklaşık 7 buçuk yılı geçti. Böyle giderse daha da uzayacağı belirtiliyor. Bu da Anayasa Mahkemesinin aldığı makul süre kararına karşı tazminat hakkını doğuruyor. Yani makul süre kabul edilen dosya beş yıl içerisinde karar bağlanmadığı için yargılanan sanıklar lekenmeme haklarını gerekçe göstererek dava açıp, tazminat talep edebiliyor.
Adli ve İdari anlamda yine, “Adalet keyfiyet mi?” süreci işliyor. Artık Aydın kamuoyunda yaygın hale gelen ve adalete zeval getiren 8-10 yıl süren dava ve soruşturmalardan karar çıkmayışına karşın özellikle yolsuzluk ve usulsüzlükleri ortaya çıkaranlara bazen birinci duruşmada cezalar verilmesi aleni hale gelirken, yıllardır halkın feryadı haline gelen, “Aydın da devlet yok mu?”, “Aydın’da adalet yok mu?” iddialarına doğruluk payı kazandırılıyor.
Örneğin ASKİ Genel Müdürü Hakan Olkaç, başka şahıslar yapsa meslekten ihraç edilip yıllarca hapsi gerektirecek suçlarda zincirleme görevi kötüye kullanmaktan yargılanmış ve iki kez hüküm giymişti. Buna rağmen HAGİB yani hükmün açıklanmasının geriye bırakılması suretiyle adeta suçlar aklandı ve ödül verildi. Hakan Olkaç'ın da asaleten ataması yaptırıldı. Bunun yanında yine geçmiş dönemde pek çok davada normal bir memurun işlediği anda meslekten ihraç edileceği davalar minimize edilmiş, HAGİB yoluyla adeta suçlar işlenmemiş kabul edilmişti.
Aydın BŞB koridorlarından edinilen bilgilere göre, mahkemeden 1 Temmuz’da da karar çıkmayacağı öne sürülüyor. Bu kez başka mazeretler üretilip, yeniden dava bugün olduğu gibi asli gerekçe olmadan sürüncemede bırakılacak.
Kamuoyu davalarda ister beraat ister ceza neden sürekli ertelemeler olduğunu sorgularken, medya ve sosyal medyada yer alan çok sayıda haber ve paylaşımda Adalet mekanizmasını töhmet altında bırakacak iddialardan söz ediliyor.
Geçmiş yıllarda açık delillere rağmen sürekli sürüncemede bulunan davalarda etkisi olduğu öne sürülen görevliler hakkında ortaya atılan spekülatif yorumlarda, özellikle müteahhit çevresinden araya girenler vasıtasıyla yapılan imar değişiklikleri vasıtasıyla bazı kişilere arsa-villa gibi çok değerli gayrimenkuller verilerek, adalet mekanizmasının atalete uğratıldığı gibi hususlar gündem olmuştu. Hatta Söke Belediye Başkanı eski Savcı Mustafa İberya Arıkan'ın eşi Hakim Burcu Arıkan ile Çerçioğlu ve yine evrakta sahtecilik suçunu itiraf eden Aydın BŞB Genel Sekreteri Ertuğrul Yamen'in ailecek düzenledikleri yurt dışı gezisi haberlere konu olmuş, büyük tepki çekmişti.
Çerçioğlu'nun yargı ayaklarından biri oldukları öne sürülen ailenin tüm millet ve devletle dalga geçercesine takındıkları umursamaz tavırlar, Aydın'da Adli ve Mülki İdare anlamındaki yozlaşmayı gözler önüne seriyordu. Adli ve mülki anlamda adeta örgütlü suç yapılanması gibi hareket eden, her türlü yolsuzluk, tehdit, darp gibi olaylarla gündeme gelen bu yapıyla iş birliği yapanların dosyaları sürekli kapatması veya ertelemesi, açık delillerle işlenen milyarlarca liralık yolsuzluk iddialarının daha da büyümesine yol açıyor. Adli ve mülki iş birlikçiler eliyle her geçen gün şehirde hukuk ve yasal düzenin ortadan kaldırılmış olması, halk tarafından artık Aydın'da mafyalaşmış burjuva faşizminin hüküm sürdüğü siyasi derebeylik tanımları yapılmasına neden oluyor.
TROLLER ADLİYEYLE VE HALKLA DALGA GEÇTİ
Öte yandan Aydın mahkemelerinden Özlem Çerçioğlu ve beraberinde yargılananlara gerçek anlamda hak ettikleri cezaların verilmeyeceğini savunan troller, yaptıkları paylaşımlarla skandalları adeta ifşa ettiler.
Aydın BŞB’den beslenen kalemşörlerin başında geldiği bilinen Arif Kunur isimli şahıs yaptığı paylaşımında, “Siz avucunuzu yalamaya devam edin. Hayaller Temmuz’a mı ertelendi yoksa” sözleriyle, adeta adli kurumlar - devlet ve halk ile dalga geçti.
İşte adli ve mülki işbirlikçiler eliyle on milyarlarca liralık yolsuzluk iddialarına hem de açık delillerle muhatap olup yine de davul çalmaya devam eden bu siyasi derebeylik haline gelmiş yapının ne olduğunu gözler önüne seren o paylaşımlar.


Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.