Melek olmak...
GENEL
<p class="MsoNormal"></p><ul><li><b>Halk arasında “melek”
ya da “melek gibi adam” denildiği zaman etliye sütlüye karışmayan, suya sabuna
dokunmayan kişi anlaşılır. Böyleleri gördükleri aksak eksik yanları,
kötülükleri, çirkinlikleri görmezlikten gelirler. Herkesle iyi geçinirler,
kimseyi rahatsız etmezler, eleştirmezler.</b></li></ul><p></p><p class="MsoNormal"><span style="font-weight: bold;">ERHAN TIĞLI</span></p><p class="MsoNormal">Bir blog yazarı “Şimdi Melek Olma Zamanı” diye bir başlık
atmış. Bu başlığı yadırgadım. Çünkü meleklere “kelek” gözüyle bakılıyor
günümüzde, sırtına vurup ağzından lokmasını alıyorlar bu tür kişilerin.</p><p class="MsoNormal">Şeytan olmaya gerek yok ama meleklik de iyi bir şey değil
yani. Yapılan kötülüklere ses çıkarmazsak, zalimlere karşı koymazsak onlara
kalır meydan. Melek gibi olan adamlardan, “bana dokunmayan yılan bin yaşasın”
diyen insanlardan yüz bulunca astar isterler, toplumu rahatsız ederler
güzellik, iyilik düşmanları; bulundukları yöreye korku salarlar, çevremizi
kirletirler, hayatımızı allak bullak ederler...</p><p class="MsoNormal">“Susma, sustukça sıra sana gelecek” sözü boşuna değil.
Sustukça çoğalır zulümler, sustukça artar anarşi ve terör, yalan talan. Ona
buna çatan, huzursuzluk çıkaran bir tip olun demiyoruz. “Kendi kendinize
söylenmeyi bırakın, sesiniz biraz gür çıksın, haksızlıklara dur demesini bilin”
diyoruz. İş işten geçtikten sonra hak aramaya kalkarsanız ya hak meşgul çıkar
ya da atı alan Üsküdar’ı geçer, eliniz böğrünüzde kalakalırsınız.</p><p class="MsoNormal">Melek dedim de aklıma geldi. Çocuk annesine meleğin ne
olduğunu sormuş. Anne de, “ Çok iyi, çok güzel olur melek, kanatları vardır,
uçar” demiş.</p><p class="MsoNormal">Çocuk dudak bükmüş, “Bizim hizmetçinin kanatları yok ama” diye
konuşmuş.</p><p class="MsoNormal">Anne şaşırmış:</p><p class="MsoNormal">“Onu da nereden çıkardın? Hizmetçimizin adı melek değil ki”
demiş.</p><p class="MsoNormal">“Peki, öyleyse babam ona niçin meleğim diyor?”</p><p class="MsoNormal">Anne bir şey diyememiş. Bir süre sonra hizmetçi ortalarda
gözükmeyince çocuk merak etmiş, hizmetçinin nerede olduğunu sormuş.</p><p class="MsoNormal">Anne anlamlı bir gülüşle, “Uçtu evladım” demiş.</p><p class="MsoNormal">“İyi ama onun kanatları yoktu, nasıl uçtu?”</p><p class="MsoNormal">“Ben uçurdum çocuğum, demiş anne. Ona öyle bir kanat taktım
ki, hemen evinde aldı soluğu!”</p><p class="MsoNormal">Adamın biri uçağa binmek istemiş, bir ses, “Sakın uçağa binme,
düşecek” demiş. Adam bu sesi dinlemiş, uçağa binmemiş. Uçak düşmüş. Adam bir
yere gitmek istemiş ama gene o ses, “Sakın oraya gitme. Olay çıkacak” demiş.
Adam gitmemiş. Olay çıkmış, üç kişi ölmüş. Adam bir sokaktan geçerken ses bir
daha konuşmuş, “Dur, yürüme, balkonda saksı düşecek” demiş. Adam durmuş.
Balkondan saksı düşmüş, adam kurtulmuş. Adam merakla, “Sen de kimsin?” diye
sormuş. Ses, “Ben senin iyilik meleğinim. Başına gelecek felaketlerden
kurtulmanı sağlarım” demiş. Adam kızmış, “Mademki öyle, ben evlenirken
nerelerdeydin?” diye bağırmış.</p><p class="MsoNormal">Öbür dünyada, baş melek, dünyada yaşarken kötülük yapmamış,
iyi insanlara birer anahtar veriyor, “Bu anahtar falanca cennet köşkünün
anahtarı. Al bunu, aç kapıyı, gir içeri. Orası senindir artık” diyormuş. Sıra işveli
cilveli, güzel bir kıza gelmiş. Melek ona değişik bir anahtar verince kız
şaşırmış, “Bu hangi köşkün anahtarı? “ diye sormuş.</p><p class="MsoNormal">“Bu anahtar cennet köşklerinin değil, benim evimin anahtarı
yavrucuğum” demiş melek, çapkın bir gülüşle.</p><p class="MsoNormal"><i>(Kadınlar, her
gördüğünüz iyi görünüşlü, temiz yüzlü, tatlı dilli erkeği melek sanmayın.
Mutluluğun anahtarına kavuşayım derken papazı bulursunuz!)<o:p></o:p></i></p><p class="MsoNormal">Gene öbür dünyada, sorgu meleği önüne getirilen kişileri
sorguya çekiyor, aldığı yanıtlara göre kimini cennete, kimini de cehenneme
yolluyormuş. Sıra bir adama gelmiş. Melek ona dünyada ne yaptığını, nasıl
yaşadığını sormuş.</p><p class="MsoNormal">“Kendi halimde yaşadım. Kimseyle kötü olmadım, işim gücümle
uğraştım, ticaret yaptım, para kazandım” demiş adam.</p><p class="MsoNormal">Melek sorulara başlamış:</p><p class="MsoNormal">“Sevdin sevildin, âşık oldun mu?”</p><p class="MsoNormal">“Hayır efendim. Böyle gönül meseleleriyle kendimi üzmedim.
Boş şeyler bunlar.”</p><p class="MsoNormal">“Sanat ve edebiyatla uğraştın mı, bilimle ilgilendin mi?”</p><p class="MsoNormal">“Böyle karın doyurmayan şeylere dönüp bakmadım.”</p><p class="MsoNormal">“Kitap okudun mu?”</p><p class="MsoNormal">“İşten okumaya fırsat bulamadım ki.”</p><p class="MsoNormal">“Zevk ve eğlenceyle aran nasıldı?”</p><p class="MsoNormal">“Günaha girmemek için onlara da yaklaşmadım. Yani melek
gibiydim sağlığımda.”</p><p class="MsoNormal">Sorgu meleği kafasını sallamış ve adamlarına:</p><p class="MsoNormal">“Çabuk bir kanat getirin bu adama!” diye bağırmış.</p><p class="MsoNormal">Adam sevinmiş:</p><p class="MsoNormal">“Melek mi oluyorum?” diye sormuş.</p><p class="MsoNormal">Melek gülmüş:</p><p class="MsoNormal">“Hayır, demiş. Kaz oluyorsun, kaz!”</p><p class="MsoNormal">Ya böyle işte! Melek olayım derken kaz olmak da var işin
ucunda...</p><p class="MsoNormal">Onun için, melek olmayı, melek olmaya çalışmayı bırakalım
da, insan olalım, insan!</p><p>
</p><p class="MsoNormal">Şimdi melek değil insan olma zamanı. Bu şeref yeter de artar
bize.</p>