Kurdun gazabı…

GENEL

Eyyyy Bahçeli.. Hiç vicdanın sızlamadı mı Atatürk ve Alparslan Türkeş gibi iki Başbuğ'un sana emaneti Ülkücüleri, FETO denen sümüklü vaizin cellatlarına teslim ederken? Hiç yüreğin sızlamadı mı Başbuğların evlatları FETO cellatları elinde kıyama uğrarken...

Kandırılmaya Hayır, aldatılmaya Hayır, İşsizliğe Hayır,haksızlığa Hayır, Yoksulluğa Hayır, yolsuzluğa Hayır... * * * Hainleri Habur'a davet eden zihniyet, Artık iflah olmalı uyanmalı bu Millet, Açılım sevdasına, Demokrasi adına, Yaktılar yarınları, bu ne biçim adalet... * * * İçkiyle zemzemi karıştırıp sunmayın, Bal katılan zehri içmeyiz inanmayın, Milletim kan ağlıyor, yüreğimiz yanıyor, Gayri devran dönüyor, böyle gider sanmayın... * * * Türklüğe kastedecek Anayasaya Hayır, İçimizde kurulan hain pusuya Hayır, Yedi düvel bir olmuş, hala görmüyor musun, Uyumayan düşmana, uyuyan suya Hayır... * * * Bu parça, Aydın İncirliova İlçesi'nden, Yıldırım Yıldızdoğan'a ait. MHP'nin 2014 seçim şarkısıydı. Bahçeli bu parça eşliğinde miting yapardı. Ya şimdi ne değişti? İşte bu sorunun cevabını bizler biliyoruz da, Türk Milleti yeni görmeye başladı. Türkiye'yi üç Ağaya teslim etmişlerdi. Türklükle hesaplaşması sonsuza kadar sürecek Emperyalist-Siyonist güçler, üç Ağa üzerine kurmuşlardı hain planlarını. Teyyo Ağa, Baho Ağa, Apo Ağa... Araya da sigorta niyetine, kendi ülkesini pazarlayacak kadar şerefsiz, sümüklü vaiz FETO Ağa'yı sıkıştırdılar... Merkezde Teyyo Ağa ve onu kontrol etmek için tahtın bir yanına Baho Ağa, diğerine Apo Ağa'yı yerleştirdiler. Tayyip Erdoğan ne zaman uyanıp bağımsız Türkiye politikasına yöneldi, ama birine ama diğerine yol verip, Türkiye’yi istedikleri gibi yöneteceklerini, istedikleri haritayı oluşturabileceklerini sandılar. İlk şamarı, 15 Temmuz'da yediler. Sümüklü Vaiz Peçeteci FETO, arada kaynadı gitti. Şimdi ikinci şamarı yiyecekler. Ama bu kez, üç Ağa birden yiyecek bu şamarı. Çünkü Türkiye oyunu gördü, oyunu verip oyunu bozacak. Bu iş emin olun, çok hayırlı olacak. Oysa Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı uyarmıştık. Tam doğruları yaparken, ülkeyi içinde bulunduğu açmazken kurtarma şansı varken, kahraman olup tarihe geçecekken, APO Ağa, FETO Ağa'dan sonra, şimdi de BAHO Ağa'ya aldandı. Dedik ki, “Bu Devlet Bahçeli denilen şahıs boş tenekedir. Davasını satan adam seni de satar, vatanı da, bayrağı da, devleti de, ezanı da...” İşte durdu durdu, Millet tam kenetlenmişken, içerideki ve dışarıdaki hainlere karşı tek yürek iken, yapılan ekonomik saldırılara el ele mücadele verirken yine tarihin kırılma noktasında sahneye çıktı, ihanetini yaptı... Ama bu kez, Ülkücüler ve Türk Milleti'nin bilinç patlaması yaşayacağını, hiç biri düşünemedi. Şimdi kara kara düşünüyorlar... Ekonomi raydan çıktı, Madagaskar bile Dünya liderini takmıyor, Bahçeli'nin ise gerçek bir boş teneke olduğu, ayrı bir gündem maddesi olarak, gün gibi ortada. Ve hiç hesaplamadıkları, hayallerine bile gelmeyecek olan, BOZKURTLARIN DİRİLİŞİYDİ... Onlar Diriliş Ertuğrul'u izlerken, Bozkurtların Dirilişini unuttular. Bu güne kadar Vatan-Millet-Ebed Müddet Devlet düsturu ile susan Bozkurtlar, en korktukları şey oldu... Yeniden Türk oldu... Dolunay çıktı, şimdi hepsi birer kurt adam... Kararlı, cesur, gözünü budaktan sakınmayan, iman dolu yürek sahibi gerçek dava adamları. Artık Türkiye ve Dünya, Yeni Nesil Bozkurtlara hazırlanmalı. Eğitimli, çağdaş, demokrat, milliyetçi, kararlı ve korkusuz yürekler. Bunu Ağalar beklemiyordu. Biri kininin, diğeri hırsının kurbanı oldu. Şimdi bilinçli ve kasıtlı olarak, ağır yazacağım. Çünkü her ağzını açtığında Ülkücülere her türlü tehdit, hakaret ve küfrü kendinde hak gören Devlet Bahçeli ve şurekasına, tüm Bozkurtlar adına yanıt vereceğim... Bahçeli denen ve son oyunuyla Ülkenin Cumhurbaşkanı ve o Cumhurbaşkanı şahsında Türk Milleti'ne tuzak kuran, kenetlenmiş bir Milleti tekrar saflaştırıp iç çatışma ortamına sürükleyen, Bahçeli denen, Alaattin Çakıcı'nın deyimiyle Yürüyen Buda... Sen ve etrafındaki pire torbaları küfretsin diye doğurmadı analarımız bizi. Sen Göktürk Devletini yıkan Kara Kağan'dan sonra, Türklüğün başına gelen en büyük felaketsin. Türk Milliyetçilerine Ergenekon adı altında kurulan pusularda sessiz kaldın. Oysa o davaya o isim kasıtlı verilmişti. Bir Ulusu yıkacaksanız, önce kimliğini yok edeceksiniz. Ona da destanları tahrif ederek başlarsınız... Ergenekon bağımsızlık, özgürlük, şeref destanımızdı bizim. Kutsallarımız ayaklar altına alınır, Ülkücüler kıyma makinesinde bir sümüklü vaizin cellatları tarafından doğranırken sessiz kaldığın gibi, o sümüklü vaiz ile el altından iş tutmakta sakınca görmedin. O kaset komplosunda harcananlara kurulan pusudan da haberin vardı dimi... Çünkü o donanımlı, zehir gibi beyin ve iradeye sahip güçlü isimlerin olduğu yerde, senin kontrolün zor oluyordu. Onları kaset komplosuyla tasfiye ettirdin, ardından 74 gladio artığı ne kadar beşinci sınıf pire torbası varsa, o kadrolara yerleştirdin. Ne diyordu her fırsatta Ülkücülere hakareti farz sayan, senin gözde pire torbalarından Celal Adan; “Biri Cumhurbaşkanı oldu, biri Başbakan. İkisi de Hocaefendiyi ülkeye getiremediler. MHP  ikitidarında Hocaefendiyi ülkeye biz getireceğiz, havaalanında da biz karşılayacağız...” Bunu sorduklarında sen ne dedin Bahçeli; “Celal Bey doğru söylemiş...” Ya 17-25 den sonra sümüklü vaiz ve soyguncu çetesi Terör Örgütü ilan edilmişken ne dedin? Ne diyecek; Cumhurbaşkanı sümüklü vaiz ve haramzadeleri ile mücadele ederken  “Ne istiyorsun yaşlı başlı adamdan” diye, posta koydu arkadaş... Bozkurtlar Ülkücü celladı o vatan haini için koyduğun postaları yutturacak, sorumlu olanlara... Bak ne doktoru olduğu belli olmayan Devlet Bahçeli... Bu kadar bilinçli bir kitleyi koyun sürüsü mü sandın ki, maraba gibi kökümüze pazarlık yaparsın... Bi de ben Ey çekeyim... Eyyyy Bahçeli.. Hiç vicdanın sızlamadı mı Atatürk ve Alparslan Türkeş gibi iki Başbuğ'un sana emaneti Ülkücüleri, FETO denen sümüklü vaizin cellatlarına teslim ederken? Hiç yüreğin sızlamadı mı Başbuğların evlatları FETO cellatları elinde kıyama uğrarken... Hiç utanmadın mı, idama giderken celladı üzülmesin diye kendi sehpasına tekme atan Ülkücü şehitlerden? Bir de kasıtlı MHP Lideri demiyorlar mı, bir gülme alıyor ki, sormayın... Korumasız tuvalete gidemeyen, Ülkücülerden kendini korumak için Genel Merkez çevresini beton bariyerle çeviren, bitik bir beyin, yitik bir kişilikten Lider mi olur? Bizim liderlerimiz de Başbuğlarımız da bellidir... Biri yedi düveli dize getirmiş Atatürk, diğeri Atatürk'e dil uzatan öğretmen kılıklı şahsı, sınıfın penceresinden aşağı atan, Alparslan Türkeş.. Yağıdan lider olmaz Bozkurtlar Ordusuna... Ya siz nasıl kandınız bu şahsa Sayın Cumhurbaşkanı... Nasıl hesaplayamadınız, davasını satan adamın ilk fırsatta sizi de satacağını. Oysa tek yürek, tek bilek olmuştuk senin yanında. Şimdi ne diyeceksin Milletine? Aldatıldık desen olmaz, kandırıldık desen kimse yutmaz... Tarih yazıyordun, bu boş teneke ve onun çevresindeki gladio artığı pire torbalarını kapı önüne koymazsan, tarih olacaksın... Bak ülke ne hale geldi? Allahın evi Kabe'de hocalar, kafirlere karşı evet diye naralar atıyorlar. Hem de Müslüman öz kardeşlerine karşı... Diğer tarafta dipten gelen dalga, yurdun dört yanını sarıyor... Ekonomi freni patlamış kamyon gibi uçuruma gidiyor. İflaslar, kepenk kapatmalar ardı ardına sel gibi geliyor. Yakında Millet yollara dökülecek... Peki ne zaman başladı bu durum? Bu Bahçeli denen şahıs, sana pas atınca. Pas falan atmadı, aldığı talimatla senin kucağına el bombası bıraktı. Bil ki Ülkücülerin hesabı seninle değil... Bozkurtların hesabı, Bahçeli denen Kara Kağan ve etrafındaki pire torbalarıyla. Bak Bahçeli Efendi... Sende çoklu derin düşünce olmadığı gibi, çevrendeki beşinci sınıf pire torbalarında da yok... Çünkü kin ve ihanet, damarlarınızda var. Yıllar boyu Ülkücü Hareket'in öz evlatlarını yuvadan kopardınız. Ülkücülerin sesi, nefesi Ozan Arif'i dahi hain ilan ettiniz. Takke düştü, kel görüntü. Sen ve çevrendeki pire torbalarının, tıpkı sümüklü vaiz ve cellatları gibi bir ihanet şebekesi olduğunuz, gün yüzüne çıktı. Yıllardır halının altına süpürdüğünüz tüm pislikler, ortaya saçıldı. Oysa olay tamamen bir sosyal psikoloji durumu. Senin son ihanetin, önce Bozkurtlarda travma yarattı. Bunu, 'Kurda Pusu' başlıklı yazımda anlattım. Bu travma daha sonra lanet okuyarak, kendini bir nebze frenlemeye dönüştü. Bunu da, 'Kurdun Laneti' başlıklı yazımda paylaştım. Şimdi ise bu lanet, insan ve toplum psikolojinin gereği olarak, sen ve pire torbalarının sürekli hakaret ve tehditlerinizin de tetiklemesiyle, hesaplaşma arzusuna dönüştü. Bu da 'Bozkurtların Gazabı...' Ve dalga boyu her geçen gün yükseliyor... Ülkücülerin dilinde artık şu nakarat; 'Unuttunuz Kürşad ile kırk çeriyi, hatırlatacağız size yağmur kokan o geceyi...' Binlerce yıllık yeminlerini edeli de çok oldu; 'Gök girsin kızıl çıksın...' O yüzden çürül raporuyla askerden kaçan bar-pavyon fedailerini yollara salıp, sakın sakın Bozkurtları tehdit etmeye kalkmayın. Çünkü o kadar kararlılar ki bu hesabı kapatmaya, silah doğrultsanız namluya alınlarını kendileri uzatacaklar. Zaten sen ve çevrendeki pire torbaları, anca bundan anlarsınız. MHP li eski bakan Enis Öksüz uyardı sizi... 'Sakın sakın yeltenmeyin, Ülkücüler burnundan soluyor...' Senin canın kıymetlidir de, Gök Girsin Kızıl Çıksın yemini eden iman dolu dava adamları, gözünü budaktan sakınmaz... Bunu da iyi bilirsin. Hslerin yoktur, bağrımızdaki isyanı, volkanı anlamazsın... Ömrünün en güzel yıllarını dava uğruna feda eden, Ülküdaşlarını kendi elleriyle toprağa veren Aydın efnanesi Güngör Reis'in şu an gözlerindeki intikan hırsını, yüreğindeki volkanları, bileğindeki boranları da hesap edemezsin... Yine ömrünü davaya harcamış, bu yolda gçrdüğü işkenceler, çektiği acılardan kalp hastası olmuş, buna rağmen kapı kapı partisi için davası için oy isteyen Hasan Okur'un, senin satışından sonra cehennemi bu dünyada yaşadığını da hesaplayamadın dimi Bahçeli... Hiç utanmadın mı hayatlarını dava uğruna feda eden bu vatan evlatlarınai Kandil Beslemeleri derken, bir avuç çakal derken, neseb-i sahihler derken ve literatürde bulunan ne kadar küfür varsa ederken. Utanma insana özgü bir duygudur. Balgat mukimlerinde bulunmaz... Ama hatırlatacağız size Ülkücülüğün ne olduğunu... Bizi yuvamızdan, obamızdan ayırdınız. Ülkücü Ülkücü'nün kardeşidir düsturunu bozdunuz, kardeşi kardeşe düşman ettiniz. Geliyoruz dalga dalga... Tıpkı Hüseyin Nihal Atsız'ın, 'Bozkurtlar Diriliyor' kitabında olduğu gibi... Artık dava yeni evlatlarını çıkardı bağrından... 'Ya mapus ya ölüm' yemini etmiş, yeni liderlerimiz var... Hepsi el ele, omuz omuza... Su akacak, yolunu bulacak, Bozkurtlar Ordusu yeniden saf tutacak. Bizim Tomris Katun Meral Akşener'imiz var. Bizim, Bilge Kağan Ümit Özdağ'ımız var... Bizim Genç Kurt Sinan Oğan'ımız var... Bizim Giresunlu Topal Osman Ağa Torunu Koray Aydın'ımız var.... Bizim, Şehit Gün Sazaj emaneti, Süleyman Servet Sazak'ımız var... Hangi birimize pranga vuracaksınız, hangi birimizi mapuslara atacaksınız, hangi birimizi şehit etmeyi göze alacaksınız... Bar-pavyon fedailerinden medet umacak kadar alçalan sizler!... Uzatın namluları, alnını dayamayan namerttir... Türk Otağı Balgat'ı da temizleyeceğiz vatan-millet ve dava hainlerinden... Yendien yaralarımızı sarıp, kardeşliğimizi tesis edeceğiz... Ve sizlere, Ülkücülere ettiğiniz tüm hakaretleri, tehditleri, saldırıları hatırlatacağız bir bir... Sizden korkan sizin gibi olsun Allah ve Vatan düşmanları... Bu saatten sonra azdan az gider, çoktan çok... Nasıl gelirseniz, öyle karşılayacak sizleri Başbuğ'un evlatları... Siz de hiç ar, namus mef'umu yok mu? Hayatını, ailesini, sevdiklerini dava uğruna feda eden Ülkücülere her hakareti eden sizler, HDP gibi PKK uzantıları bile size Vatan Haini derken, süt dökmüş kedi gibiydiniz.. Bizler yürek yangınıyla isyan ederken, sizler nasıl sineye çektiniz? Ya Meclisteki oylamalar? Bir kısım MHP li vekil, pullarını toplayıp Genel Başkan Yardımcısına gösteriyor, bir ksımı da AK Partililere... Nasıl bir onur anlayışı bu... Pulcubaşı bayan vekileyse bir şey yakışmadı.. Mebuslar pul getirceğiz götüreceğiz diye kan ter içinde kaldılar, insan bari kolonya peçete tutar... Size tavsiyem açık... Bozkurtlar zincirlerini kırdı, tuman tuman geliyor... Ergenekon'dan çıktılar, tez zamanda yanınızdalar. O yüzden hazır vizeler kalkmışken, Mozambik'e doğru yola çıkın... Artık bu topraklar, bu tarih, bu millet sizi affetmez...   OMURGANIZ YOK MU? Olayla bağlantılı olarak, Aydın'ı da irdelemek gerek. Aydın'da üç  MHP'li İlçe Belediye Başkanı var. Biri Ümmet Akın... Has Bahçeli taraftarı. Tercihi... Sıkıntı orada değil... Sıkıntı sövüp siyip ilk fırsatta tıpış tıpış Aydın BŞB Başkanı Özlem Çerçioğlu'nun yanına, kahve içmeye gitmesi. Madem el pençe sırıta sırıta kahve içmeye gidecektin, neden bu kadar sövdün siğdin. Kendinden utanmadın da, partililerinden de mi utanmadın... Hesapta kurt geçiniyorsun, belli ki Özlem Hanım kuzuya çevirmiş seni. Gelelim Haluk Alıcık ile Kürşad Abi'ye... Meral Akşener yanında gezdiler gezdiler, boy boy poz verdiler, sonra dönüp yine Bahçeli'ye biat ettiler. Bu da omurga meselesi.. Hemşerim siz nasıl Ülkücüsünüz? Ya ağzınızdan çıkan sözün arkasında durun ya Ülkücülük taslamayın... Hayırlar Türkiye genelinde açık ara önde... Hele hele Aydın'da, açık kere açık önde... Millet kararlı... Oyuna da, sandığa da sahip çıkacak... Şimdi nasıl gidip evet isteyeceksiniz vatandaştan? Ne diyeceksiniz, nasıl ikna edeceksiniz? Ne rotanız belli ne kıbleniz... İl Başkanı Burak Pehlivan da öyle... O da aynı durumda. Akşener ile başladı, sonra Bahçeli'ye  yanaştı. Sen bu manevrayı yapınca, duydun dimi Bozkurtların Aydın'daki Tuman Komutanı Güngör Türk'ün narasını? Valla bırak sosyal medyayı, Beşparmak Dağları sallandı, sizin duymamanız ihtimal dışı... Bak AK Partililer, Bahçeli ile nasıl kafa buluyor.. Bu işten cacık olur mu? Milletvekili Deniz Depboylu ise kendine münhasır... Haluk Alıcık ile Deniz Hanım'ın eşi yakın arkadaşmış. Bizim Haluk tornistan yapınca, ödül olarak onun istediği isim Deniz Hanım aday gösterilmiş... Böylece MHP gibi bir parti, Aydın'da ayağa düşürülmüş... Ama ne Ülkücüler ne tarih bunları unutmaz...

İlginizi Çekebilir

Kurdun gazabı…

Çerçioğlu ailesine en yakın isme geçici ihraç...

TARİŞ’in gündeminde üretici yok, arsalar var

Aydın BŞB’de organize sahtekârlık!

Çerçioğlu’nun TÜRGEV bağışı ulusal medyanın d...

Didim’in Paramount Oteli