© Aydın Şafak

KOAH hastalığında erken tanı önemli..

KOAH Türkiye'de en çok ölüme neden olan üçüncü hastalık konumunda. Nefes darlığı, öksürük ve balgam belirtileriyle kendini gösteren KOAH'ın ilerleyişi, erken tanı konulmasının yanı sıra tütün kullanımı gibi risk faktörlerinden uzaklaşmakla durdurulabiliyor. KOAH Hastaları Derneği, hayata geçirdiği “KOAH'a Karşı Çal Bi' Islık” kampanyasıyla hastalığa yönelik farkındalığı artırmayı hedefliyor.

<p>Akciğerlerdeki hava yollarının daralmasına bağlı gelişen KOAH (Kronik Obstr&uuml;ktif Akciğer Hastalığı), d&uuml;nyada milyonlarca insanın sağlığını tehdit eden k&uuml;resel bir halk sağlığı sorunu olarak varlığını s&uuml;rd&uuml;r&uuml;yor.&nbsp;</p> <p>&ldquo;KOAH'a Karşı &Ccedil;al Bi' Islık&rdquo; sloganını benimseyen KOAH Hastaları Derneği, hayata ge&ccedil;irdiği kampanya ile KOAH'ın &ouml;nlenebilir bir hastalık olduğu ve KOAH hastalarının doğru tedavi ile kaliteli bir yaşam s&uuml;rebileceği mesajını veriyor.</p> <p><strong>KOAH tanısı i&ccedil;in soluk testi şart</strong></p> <p>KOAH Hastaları Derneği'nin KOAH farkındalığını artırma, KOAH tanısı alan hastaların eğitimlerine yardımcı olma ve hastalar arasında dayanışmayı g&uuml;&ccedil;lendirme amacıyla kurulduğunu hatırlatan KOAH Hastaları Derneği Y&ouml;netim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Mecit S&uuml;erdem, D&uuml;nya KOAH G&uuml;n&uuml; kapsamında şu a&ccedil;ıklamayı yaptı:</p> <p>&ldquo;KOAH'ta en sık g&ouml;r&uuml;len hasta şikayetleri nefes darlığı, &ouml;ks&uuml;r&uuml;k ve balgam &ccedil;ıkarmadır. KOAH gelişimi i&ccedil;in t&uuml;m d&uuml;nyada en yaygın g&ouml;r&uuml;len risk fakt&ouml;r&uuml; t&uuml;t&uuml;n &uuml;r&uuml;nleri kullanımıdır. Diğer yandan ekmek yapmak, yemek pişirmek ve ısınmak ama&ccedil;larıyla yakılan odun, tezek ve benzeri organik yakıtlara bağlı olarak ortaya &ccedil;ıkan &ccedil;evresel hava kirliliği de KOAH riskini ciddi oranda artırmaktadır. KOAH, g&uuml;n&uuml;m&uuml;zde kalp damar hastalıkları ve inmelerin ardından &uuml;&ccedil;&uuml;nc&uuml; en sık &ouml;l&uuml;m nedenidir. Bununla birlikte KOAH, tedavi giderleri ve yarattığı iş kaybı ile &uuml;lkelerin sağlık harcamaları i&ccedil;inde &ouml;nemli bir yer tutarak toplumlara ekonomik a&ccedil;ıdan y&uuml;k oluyor. KOAH, 40 yaş &uuml;st&uuml; n&uuml;fusta gelişmiş &uuml;lkelerde ortalama y&uuml;zde 7, gelişmekte olan &uuml;lkelerde ise y&uuml;zde 10 ila 15 oranlarında g&ouml;r&uuml;lme sıklığına sahip. Hastaların yaklaşık &uuml;&ccedil;te ikisi erken tanı almadığı i&ccedil;in g&ouml;r&uuml;lme sıklığına ait ger&ccedil;ek değerleri bilemiyoruz. Erken d&ouml;nemde tanı alan hastaların, başta t&uuml;t&uuml;n &uuml;r&uuml;nleri kullanımı olmak &uuml;zere zararlı gaz ve tozların solunması gibi risk fakt&ouml;rlerinden uzaklaşmaları durumunda hastalığın ilerlemesi &ouml;nlenebiliyor. Bu nedenle risk grubunda bulunan ve KOAH belirtilerine sahip olan vatandaşlarımıza, hastalığın erken tanısı i&ccedil;in basit bir test olan soluk testi yaptırmalarını tavsiye ediyoruz.&rdquo;</p>

İlginizi Çekebilir

TÜM HABERLER