© Aydın Şafak

Kadın…

Kadını öldürmek yerine yaşatmak lazım. Çünkü kadın gittikten sonra, gittiği adamın sevgisiyle yanmayı bırakıp, anıların, hatıraların alevleriyle kavrulmaya başlar. Ama korkunç olan şudur ki o alevlerin içinde yanmaya da gönüllü olur. Yana yana, kavrula kavrula pişer yeni hayatına adım atmadan önce. Yanmaya, pişmeye dayanamazsa size geri döner, dayanırsa yeni bir hayata adım atar. Tabi dönecekse geride bıraktığı enkaz yığını olan sana değil, değiştiğine inandığı, sevdiğine inandığı ilk gördüğünde vurulduğu gerçek aşkına döner bunu da unutmamak lazım. Onun için kadını öldürmek yerine yaşatmak lazım... Anılarıyla birlikte yaşatmak lazım...

<p><img src="/upload/html-content/1_begonya.jpg" alt="" /></p> <p><strong>Şifre; Begonya....</strong></p> <p>İnternette kadın cinayetlerinin sebeplerini araştırırken ekranıma "Selvi Boylum Al Yazmalım" filminin can yakıcı sahnelerinden oluşan bir video d&uuml;şt&uuml;.</p> <p>Zaten duygusal adamım...</p> <p>Bıraktım araştırmayı, a&ccedil;tım videoyu, tekrar tekrar izledim. Yetmeyince oturdum baştan sona bir kez daha izledim.</p> <p>Bu filmde hayatından bir par&ccedil;a bulmayan insan var mıdır acaba? Asya ile İlyas'ın tanışması kadar b&uuml;y&uuml;l&uuml; olmasa da, hayatında sevdiği kadını ilk g&ouml;rd&uuml;ğ&uuml;nde kalbi g&ouml;ğ&uuml;s kafesinden &ccedil;ıkacakmış gibi &ccedil;arpmayan var mıdır?</p> <p>Hadi gelin itiraf edelim.</p> <p>Biz hepimiz aslında birer İlyas'ız...</p> <p>İlk g&ouml;rd&uuml;ğ&uuml;nde &ccedil;arpılan, bırakın dokunmayı, izlemeye dahi kıyamayan, bizi sevsin diye hayatımızı ortaya koyan birer İlyas...</p> <p>Ya sonra?</p> <p>Ya g&ouml;nl&uuml;ne girdikten, sevildikten sonra?</p> <p>Orada da birer İlyas olup &ccedil;ıkmıyor muyuz?</p> <p>"Nasılsa artık benim" diyerek, "Benden vazge&ccedil;se bile bana olan sevgisinden asla ge&ccedil;emez" diyerek &ccedil;ırpısızca davranmıyor muyuz?</p> <p>Kadın cinayetleri falan diyoruz da...</p> <p>Aslında kadını bu &ccedil;ırpısızlığımızla birlikte an be an &ouml;ld&uuml;rmeye başlıyoruz. Değişimlerimizle, ilgisizliğimizle, &ouml;zensizliğimizle, kaba saba konuşmalarımızla ve saygısızlıklarımızla g&uuml;n be g&uuml;n par&ccedil;a par&ccedil;a &ouml;ld&uuml;r&uuml;yoruz.</p> <p>Duymuyoruz!</p> <p>Aslında duyuyoruz ama anlamıyoruz, anlamak istemiyoruz.</p> <p>Konuşuyor, "Dırdır ediyor" diyoruz. &Ccedil;ağlık atıyor, "Şirret" diyoruz. K&uuml;s&uuml;yor, &ldquo;Tribinden nazından, kaprislerinden bıktım" diyoruz. Ağlayıp sızlayınca, "Mıymıy edip duruyor" diyoruz.</p> <p>Aslında, "Bana mutlu bir hayat ver" diyor kadın. Sadece bunu istiyor ama anlamıyoruz işte...</p> <p>Sonra bir g&uuml;n ağzını &ouml;yle m&uuml;h&uuml;rl&uuml;yor ki dilsizden daha dilsiz oluyor.</p> <p>Duymadığımız gibi g&ouml;rm&uuml;yoruz da aslında. Mutsuzluğunu, hissizliğini ve gitme belirtilerini g&ouml;remiyoruz mesela...</p> <p>G&uuml;nahk&acirc;rlar i&ccedil;in &ouml;l&uuml;m&uuml;n sonrası cehennemdir.</p> <p>Kadın susunca ve hemen akabinde sessiz sedasız gidince, bizim cehennemimiz harlanmaya başlıyor. Cayır cayır yanmaya başlıyor, kendini yeniden onun kalbindeki cennete atmak istiyorsun ama nafile...</p> <p>Keşke bizim duygu hayatımız da Selvi Boylum Al Yazmalım filmindeki gibi başlasa ve bitse.</p> <p>Ne g&uuml;zel olur di mi?</p> <p>Sonu mutsuz bitse bile bitmeyen ve asla bitmeyecek bir sevgiyle birbirimize bizsiz yeni hayatlar sunabilsek...</p> <p>Oysa biz ne yapıyoruz?</p> <p>Kadını hayatımızdayken her g&uuml;n par&ccedil;a par&ccedil;a &ouml;ld&uuml;rd&uuml;ğ&uuml;m&uuml;z yetmiyormuş gibi, bir de canlı cenazeye &ccedil;evirdiğimiz bedenini soluksuz bırakıyoruz.</p> <p>Kimimiz &ouml;ld&uuml;r&uuml;yor, kimimiz kezzapla kavuruyor, kimimiz ise yarı sakat bir hayatla baş başa bırakıyoruz. İlyas gibi, "Ben bu sevgiyi hakketmedim" diyerek ardından dolu g&ouml;zlerle bakamıyoruz.</p> <p>Bir yerde okumuştum ve &ccedil;ok hoşuma gitmişti.</p> <p>"Herkes kadınları bir &ccedil;i&ccedil;eğe benzetir ama aslında b&uuml;t&uuml;n kadınlar birer Begonya &Ccedil;i&ccedil;eğidir" diye yazıyordu.</p> <p>Bilir misiniz bilmem.</p> <p>Begonya &Ccedil;i&ccedil;eği b&uuml;t&uuml;n &ccedil;i&ccedil;eklerden farklıdır. Her &ccedil;i&ccedil;eğin yetiştiği toprakla yetişmez mesela. Lifli ve humuslu toprakta yetiştirmelisiniz. Suyunu verip g&uuml;neşe bırakmakla yetinmemelisiniz mesela...</p> <p>Suyunu &ccedil;ok verip, g&uuml;neşte fazla tutarsanız soldurursunuz. Vaktinden fazla g&ouml;lgede unutup havasız bırakırsanız yine soldurursunuz. Her şeyiyle tam vaktinde ve tam kıvamında ilgilenmelisiniz. Solmaya başladıktan sonra eski haline getirmeniz m&uuml;mk&uuml;n değildir.</p> <p>Kadının istediği de bu değil mi aslında?</p> <p>Biraz nefes, biraz sevgi, biraz ilgi. İhtiyacı olduğu anda, solmaya y&uuml;z tuttuğu anda bunları istiyor kadın...</p> <p>Yaşatmak &ccedil;ok kolay, soldurmak bir o kadar zor. Ama nasıl oluyor da biz soldurmayı başarıyoruz.</p> <p>O da biz erkeklerin hıyarlığı sanırım...</p> <p>Sahi bir kadın gittiğinde, i&ccedil;indeki her şeyi bir &ccedil;ırpıda &ouml;ld&uuml;r&uuml;r m&uuml;? &Ouml;ld&uuml;rebilir mi? Hi&ccedil; sanmıyorum. Onca hatırayı, onca acıyı veya mutluluğu bir &ccedil;ırpıda kim silip atabilir ki kadın silip atsın.</p> <p>Mesela Asya İlyas'tan gittiğinde i&ccedil;indeki her şeyi &ouml;ld&uuml;rebiliyor mu sizce? Geriye bakıp attığı son bakış cevabın hayır olduğunu anlatıyor bize...</p> <p>Kadını &ouml;ld&uuml;rmek yerine yaşatmak lazım.</p> <p>&Ccedil;&uuml;nk&uuml; kadın gittikten sonra, gittiği adamın sevgisiyle yanmayı bırakıp, anıların, hatıraların alevleriyle kavrulmaya başlar. Ama korkun&ccedil; olan şudur ki o alevlerin i&ccedil;inde yanmaya da g&ouml;n&uuml;ll&uuml; olur.</p> <p>Yana yana, kavrula kavrula pişer yeni hayatına adım atmadan &ouml;nce.</p> <p>K&acirc;h geride unuttuğunuz bir g&ouml;mleği veya tiş&ouml;rt&uuml; &uuml;st&uuml;ne ge&ccedil;irir. K&acirc;h birlikte aldığınız bir kuru eşyaya sarılır. Bazen birlikte ağladığınız g&uuml;nleri, bazen katıla katıla g&uuml;ld&uuml;ğ&uuml;n&uuml;z bir olayı yaşayarak ge&ccedil;irir g&uuml;nleri, haftaları ve ayları...</p> <p>Belki de yılları...</p> <p>Yanmaya, pişmeye dayanamazsa size geri d&ouml;ner, dayanırsa yeni bir hayata adım atar. Tabi d&ouml;necekse geride bıraktığı enkaz yığını olan sana değil, değiştiğine inandığı, sevdiğine inandığı ilk g&ouml;rd&uuml;ğ&uuml;nde vurulduğu ger&ccedil;ek aşkına d&ouml;ner bunu da unutmamak lazım.</p> <p>Onun i&ccedil;in kadını &ouml;ld&uuml;rmek yerine yaşatmak lazım...</p> <p>Anılarıyla birlikte yaşatmak lazım...</p> <p>Asya Cemşit'e giderken geriye d&ouml;n&uuml;p İlyas'a bakıyor, "O vardı bir zamanlar, onu sevmiştim. Sevgi o muydu? Sevgi neydi?&rdquo; diye soruyordu.</p> <p>İlyas ise, "Elveda Asya, elveda selvi boylum, al yazmalım, elveda bitmemiş t&uuml;rk&uuml;m benim&rdquo; diyordu.</p> <p>Kadın &ouml;ld&uuml;ğ&uuml;nde binlerce hatıra da onunla birlikte &ouml;l&uuml;r. Silinmemiş ve her g&uuml;n bakılan fotoğraflar &ouml;l&uuml;r. Kavgalar, sarılmalar, ağlamalar, hastalanmalar, b&ouml;l&uuml;ş&uuml;p yediğiniz lokmalar, dalga ge&ccedil;meler, kızdırmalar, gıcık etmeler ve birlikte adım adım dolaştığınız mekanlar &ouml;l&uuml;r.</p> <p>Sokaklar, caddeler &ouml;l&uuml;r.</p> <p>Onun i&ccedil;in kadını hatıraların hatırına yaşatmak lazım.</p> <p>Yani aslına bakarsanız kadını yaşatabilmek i&ccedil;in şifre Begonya!</p> <p>Unutursan, kaybedersin!</p> <p>Kaynak: <a href="https://www.nethaber.com/yazarlar/suleyman-ozisik/sifre-begonya-32265?fbclid=IwAR3NttKTImwaMJ_jfIxeCpDigZdWxKkNedpNA8V0eUJ_630XSiZlxu5sKtM" target="_blank">https://www.nethaber.com/.../suleyman.../sifre-begonya-32265</a></p>

İlginizi Çekebilir

TÜM HABERLER