© Aydın Şafak

Gerçeklerle yüzleşmek

<p class="MsoNormal">Geçen hafta Kuşadası ilçemizdeydik. Malum Ergün poyraz isimli şahıs, şahsi menfaat temini amaçlı yeniden kaos ortamını hortlatma çabasına girişmişti. Yine itham ve iftira dolu paylaşımlarıyla, Kuşadası'nda seçim önü dengeleri değiştirebileceği hülyasındaydı. Kuşadası Belediye Başkanı Ömer Günel'den havuzlu bir yazlık istediği, alamayınca bu tür şantaj kokan yayınlara başladığını açıklamıştım. </p><p class="MsoNormal">İlk aşamada, bu haber ile onu üzerime çektim. Bunu yapacağını adım gibi bildiğim için, çok uzun süreli belge, bilgi, tanıkları hazırlamış, öfke kontrolünden muaf bu şahsı, askeri terimde ölüm alanı denilen bölgede sıkıştırmıştım. O bana ve benim çalışmalarımla, yayınlarımla hiç bir ilgisi olmayan Kuşadası Belediye Başkanı Ömer Günel ile bana saldırdıkça, etrafını çevrelediğim, daha önce iliklerine, kemiklerine kadar maddi manevi mağdur ettiği tanıklar yoluyla, çevresini sardım sonra ne kadar gerçek varsa hepsini yayınladım.</p><p class="MsoNormal">Bu bir muharebe tekniğidir. </p><p class="MsoNormal">Hanibal Cannae Savaşı'nda, sürekli aynı düzende savaşan devasa Roma Ordusunu önce kendisinin de yer aldığı merkeze çekmiş, ardından etrafını sakladığı süvarilerle çembere alıp, Roma Ordusuna kaçacak alan bile bırakmadan yok etmiştir. </p><p class="MsoNormal">Yani Hannibal bendim, süvarilerim ise tanıklar ve belgeler. </p><p class="MsoNormal">Stratejinin ana kurgusu, kendisini vatansever bir Ergenekon mağduru gibi pazarlayan Ergün Poyraz'ın aslında kim olduğunun ortaya konmasıydı.</p><p class="MsoNormal">Çünkü toplumdaki algı buydu... </p><p class="MsoNormal">Bazı algılar öylesine yerleşiktir ki, kırmak biraz sabır ve süreç alır. </p><p class="MsoNormal">İlk iş Ergün Poyraz'ı üzerime çektikten sonra, ona öfke kontrolünü kaybettirdim. İkinci aşamada, her tehdit, itham, iftirasını çürüttüm. Üçüncü aşamada Ergün Poyraz kontrolünü kaybetmiş önüne gelene saldırıken, mağdur ettiği tanıkları yayınlarıma konuk ettim. Ben onları konuşturdukça gerçekler açığa çıkmaya, Ergün Poyraz'ın aslında kim ve ne olduğu netlik kazanmaya başladı. </p><p class="MsoNormal">Yani onun gerçek imajı hakkında akıllarda yarattığım soru işaretleri ve şüphe duygusu, herkesi, “Bunlar gerçek olmaz” kanaatinden, “Acaba doğru mu?” düşünce eksenine taşıdı.</p><p class="MsoNormal">Son olarak yayınladığım ve tarihi bir belge olan eski bir Emniyet Genel Müdürü Ergün Poyraz'ın ne olduğunu zaten kanıtlamıştı. Bu belgeye göre neydi Ergün Poyraz?</p><p class="MsoNormal">1- Ajan-provokatör olarak eğitilmiş, 1999 yılında Emniyet daha sonra JİTEM tarafından devşirilmiş maaşlı bir muhbir. </p><p class="MsoNormal">2- Emniyete çalıştığı dönemde kendisinden istenilen bilgileri değil, paşalar ve ordu hakkındaki operasyonel bilgileri Emniyete pazarlamaya çalışan, yani asıl Ergenekon sürecini başlatan prototip Mehmet Baransu...</p><p class="MsoNormal">3- Bu davranışı sonrası Yardımcı İstihbarat Elemanı olmayı hayal ederken Emniyetten ilişiği kesilip JİTEM'e transfer olan bir şahıs. </p><p class="MsoNormal">4- Necip Hablemitoğlu cinayeti dahil pek çok karanlık olayda bilgisi aynı zamanda katkısı olup, üzerinden yazılan kitaplarla soruşturmayı aydınlatmaya çalışan dürüst devlet görevlilerini lekeleyip, onların dosyadan el çektirilmesi, cinayet ile perde gerisinde yaşananların ortaya çıkarılmasını engelleyen bir hedef saptırıcı.</p><p class="MsoNormal">5- Menfaat adına her kişi, kurum ve örgüt ile iş tutabilecek bir yapıya sahip, kendini bilmez. Buna uluslar arası istihbarat kurumları da dahil.</p><p class="MsoNormal">6- Kitap yazarım ha deyip, yazacağı kitabı menfaat temininden sonra sümenaltı eden bir kimlik. Hatta ve hatta FETÖ’cü iş adamlarından menfaat temini.</p><p class="MsoNormal">7- Ergün Poyraz'ın kitaplarını kendisinin yazmadığı, başkalarının para karşılığı Ergün Poyraz adıyla bastırdığı. Ki bu kitapların tamamı da kamu düzeni ve güvenliğine tehdit içeren, toplumsal ve siyasal olayları tetikleyen zırvalardı.</p><p class="MsoNormal">8- Tanık beyanlarıyla 1990-92 yılları arasında FETÖ celladı Emniyet Müdürü Ali Fuat Yılmazer ile çalıştığı. Bu dönemde misyonerler arasında Adana ve Hatay’da faaliyetlerde bulunduğu. İlerleyen süreçte 2004 yılında Ergün Poyraz üzerinden toparlanan bu bilgilerin yine FETÖ tarafından, “Misyonerler Arasında Altı Ay” başlıklı kitapta toplandığı. Sonrasında Ergün Poyraz'ın özellikle Yahudilik ve Hristiyanlık ile Peygamberler aleyhine ağır konuşmaları ile halkta bir tahrik süreci başlatılması. </p><p class="MsoNormal">Tahrik sürecini takip eden süreçte gerçekleşen, Rahip Santoro-Hrant Dink-Malatya Zirve yayınevi cinayetlerinin gerçekleşmesi. </p><p class="MsoNormal">Yani Dinler Arası çatışma yaratılması. Son süreçte dinler arası dialog diye Fetullah Gülen'in piyasaya kurtarıcı abi olarak sürülmesi, dış dünya ve Türkiyede ona halk desteği sağlanması. Son aşamada Devlet dahil hayatın her alanında örgütlenen FETÖ üzerinden Devletin ele geçirilip, uydu Devlete dönüştürülmesi planı. </p><p class="MsoNormal">İşte bu planın kundakçısı da Ergün Poyraz idi. </p><p class="MsoNormal">9- Tanık beyanlarıyla Ergün Poyraz'ın kadınlara yönelik cinsel kaset komploları. Deniz Baykal'a kurulan ikinci cinsel kaset komplosundaki rolü. Daha derini var da, işte ana başlıklar altında bunları kanıtladıktan sonra Ergün Poyraz, “Buhar olup kaybolasım var” dedi ve piyasadan çekildi.</p><p class="MsoNormal">Sonuç artık tek bir yayınevi yüzüne bile bakmıyor, öyle sosyal medyadan yazıp ondan bundan menfaat elde etme çalışmaları bundan sonra hayal, etrafında kendisine sahip çıkacak tek bir kişi bulamıyor. Ağzını açarsa zaten yaşadıklarını mumla arayacak.</p><p class="MsoNormal"><b>İKİNCİ PERDE<o:p></o:p></b></p><p class="MsoNormal">Burada aslında ne olmuştu. Geçen defa Ergün Poyraz üzerinden kurgulanıp bütün ülke gündemine oturan Ömer Günel'e kumpas sürecinin, tarafımızdan püskürtülen ilk aşamasından sonra, yeniden örgütlenen aynı çevrelerin, yine Ergün Poyraz üzerinden ikinci kumpas sürecini başlatma hayalleri suya düşmüştü. </p><p class="MsoNormal">Onlar da ellerinde kalan son umuda sarıldılar; “Operasyon ve tutuklamalar sonucu açığa alınan, Kuşadası Belediyesi eski Fen İşleri Müdürü Fatma Çanakçı...” Yeni Haber isimli siteden yayınlara başladılar.</p><p class="MsoNormal">Bana da çağrıda bulunmuşlar.</p><p class="MsoNormal">Çok arkadaş, bu işte art niyet var, gitme diye uyardı. Özellikle gittim.</p><p class="MsoNormal">Çünkü onlar sadece hortlatmak istedikleri süreç için, travma yaşayan Fatma Çanakçı üzerinden eski ve temelsiz teraneleri canlandırmak amacındaydılar. </p><p class="MsoNormal">Yani Fatma Çanakçı üzerinden kurban kesmek istiyorlardı. </p><p class="MsoNormal">Zaten amaçlarınn farkında olduğumdan dolayı, ilk hedeflerinin benim sinirlerimi bozmak olacağını biliyordum.</p><p class="MsoNormal">Fatma Hanım canlı yayında iken özellikle karşısındaki koltuğa oturdum ki, benim değil onların siniri bozulsun.</p><p class="MsoNormal">Orada bana konuk olarak bakmıyorlardı ki; Tuzağa düşürülmüş, onların yazdığı senaryonun figüranı muamelesi yapmak istiyorlardı. Sanki onlar Savcı ve ben sanıktım bu arkadaşlara göre... </p><p class="MsoNormal">Beklediklerinin tam tersi davrandım. Baskın dişi kişilik Fatma Çanakçı'ya karşı baskın erkek kişilik. “Ben sizin taşeron çalışanınız, değilim, eşiniz hiç değilim” sözleriyle onların manipülatif çabalarına aynı yöntemle karşılık verdim. Onlar büyük iş yaptıklarını zanneder iken, başlarına gelenden haberleri yoktu. </p><p class="MsoNormal">Alacağım her şeyi aldım canlarım bundan sonra kendinize dikkat edin. </p><p class="MsoNormal">Program sırasında her arada Mustafa Savaş ile Mustafa Gökçek'in haber videoları giriyordu. Yani Yeni Haber bu programı fırsata çevirip Kuşadası Belediye Başkan Adaylığı için Mustafa Gökçe'nin reklamını yapmaya kalkmıştı. Bu aralarındaki organik ilişkinin en büyük delilidir. Fatma Çanakçı üzerinden yapılan yayınların asli amacının ne olduğunu da ortaya koymuşlardır. </p><p class="MsoNormal">Orada başka bir şey daha yaptım. Fatma Hanım, “Ömer Günel bana kumpas kurdu” derken, “Asıl hedefi Ömer Günel olan bir kumpasta Ömer Günel niye size kumpas kursun?”</p><p class="MsoNormal">Yani bu soruyu gündeme taşıyıp, Kuşadası halkında bilinçlenme sürecinin tohumlarını attım. Orada Fatma Çanakçı, Ömer Günel'i kendisine kumpas kurmakla itham ederken, bir şeyin farkında değildi; “Raporları hazırlayan müfettişler, operasyonu yapan polisler, talimatı veren savcılar, tutuklamaları yapan hakimler de mi bu kumpasın ortağıydı? Fatma Hanıma, 'Beraat ettiğinizde onlara da tazminat davası açarsınız artık” dediğimde, o an nasıl paniklediğini görüntülerden izleyebilirsiniz.</p><p class="MsoNormal">O ilk bölümde tartışmanın dozunu yükselttiğimde, adım adım nereye sürüklendiklerinin farkında bile değillerdi. Hatta Fatma Hanım Karayollarından ayrıldıktan sonra özel işler yaptığını, orada iflas edip karşılıksız çekler verdiğini de kabullendi. </p><p class="MsoNormal">Programa çıkmadan önce Yeni haber Sitesinin sahibine, Fatma Hanıma söyleyin, adli sicil kaydını da getirebilir demiştim. Niye getirmemişler acaba? İstedikleri an ben çarşaf çarşaf kendi adli sicil kaydımı yayınlamaya hazırım.</p><p class="MsoNormal">Burada anlamadıkları şu;</p><p class="MsoNormal">Bana kurmaya kalktıkları adeta kumpas havasındaki programda Fatma Hanım'ın karşılıksız çekten aldığı cezayı kendisinin ifade etmesi dahi, başlı başına benim için büyük bir kozdur. Onların program arasında verdikleri VTR’lerde Mustafa Gökçek'i parlatmak adına bilgileri saptırmalarına karşılık, ertesi gün yaptığım programda o bölümü alıp dönüp yayınlar, “Böyle bir isimin ifadelerindeki iddiaları sizce doğru mudur” diye sorduğum an, Fatma Hanım bırakın Kuşadası, ailesinde derdini anlatacak insan bulamaz.</p><p class="MsoNormal">Fakat adamlığımıza dua etsinler. Biz Kuşadası'ndaki bazı isimler gibi kumpas üzerinden menfaat temini hedefleyen kimlikler değil, gazetecilik ahlakını ön planda tutan ilkeleri olan insanlarız. Bakın pusu program yaparken nasıl kendileri pusuya düşmüşler, kendiniz tanıksınız.</p><p class="MsoNormal">Bu arada Yeni Haber isimli site sahibi hakkında da bir soru;</p><p class="MsoNormal">Program sonu site sahibi hepimizin toplu fotoğrafını çekerken, kendisi her nedense kareye girmedi.</p><p class="MsoNormal">Sizce neden?</p><p class="MsoNormal"><b>ÜÇÜNCÜ PERDE<o:p></o:p></b></p><p class="MsoNormal">Bu Kuşadası'nda ikinci kaos hortlatma sürecinin üçüncü perdesinde, Ekpres Aydın ve Kuşadası Ada Meclisi Gazeteleri’nin sahibi Hasan Debreli Kaçar'ın programına konuk oldum. Çünkü akşamüstü bir kumpas olayı daha gerçekleşti. Sahte hesaplardan, “Metin Can Fatma Çanakçı'ya kumpası kabul etti” diye yalan beyanlar uçuşmaya başlamış.</p><p class="MsoNormal">Şaşırmadım. Akşam aldılar cevaplarını. “Ben ne demiştim programda... Kurulan kumpasta asli hedef Ömer Günel iken, Ömer Günel neden yanında çalışan bir memura kumpas kursun?”</p><p class="MsoNormal">Akşam programında kasıtlı şekilde Kuşadası medyasına verdim veriştirdim. Özellikle, “Ölü medya” tabirini kullandım. Fiilen yaşasalar da, gerçeklerle yüzleşsinler. Gerçek gerçeklikleri bu. Üzerine ölü toprağı serpilmiş bir medya. Kuşadası gibi cıvıl cıvıl bir kentte hergün onlarca haber çıkacak iken, kent ve toplum yararına çok sayıda proje-sosyo kültüler çalışmaları yürütmeleri gerekirken, sürekli bir kaç bin lira için kumpaslara alet oluyorlar.</p><p class="MsoNormal">Gazetecilik bu değil... Para için nerde yalan yanlış provokatif paylaşımlar var, bunlardan medet ummak değil... Gazetecilik, “Bak yazarım haaa” deyip, kişi ve kurumlara şantaj yapmak değil. </p><p class="MsoNormal">Gazeteci çalışır, üretir, eleştiri gerekiyorssa eleştirir, yol gösterme gerekiyorsa halk yararına rehber olur... </p><p class="MsoNormal">Ya Kuşadası'ndaki kardeşlerimiz ne yapıyor?</p><p class="MsoNormal">Bana kurmaya kalktıkları ve kendi düştükleri kumpas girişiminde olduğu gibi, bu tür şantajvari zırvalardan medet umuyorlar. Nerede kumpas ve kaos var, bazıları sürekli orada, aradan menfaat temini peşinde.</p><p class="MsoNormal">O programda söylediklerimin ne olduğunu ve neyi neden söylediğimi bilmeyecek kadar aciz miyim ben. Ertesi gün toplanıp, “Metin Abi bize şunu demiş, bunu demiş” şeklinde serzenişte bulunacaklarını da biliyordum. Öyle oldu zaten...</p><p class="MsoNormal">Bazı belediyeden nemalanmak için medya üzerinden baskı kurmaya çalışan iş insanları, artık bu kaoslardan beslenmeyi meslek edinmiş kişiler üzerinden toplanıp, medyayı onlar üzerinden organize etme çabalarını gördüm. </p><p class="MsoNormal">İsabella adında yabancı bir kadın üzerinden alınan telefon yoluyla bu grupların bir birleriyle yaptıkları yalan beyan kurgularının, sahte hesaplardan yayınlandığını gördüm. Aslında gazetecilik değil, kaos süreçlerinden kafa koparmak tabir edilen şekilde, “Yani parayı basarsan senin yanında olurum, yoksa aleyhinde yazarım” kültürünün, artık Kuşadası'nda bir yerleşik davranış haline geldiğini gördüm.</p><p class="MsoNormal">Kimse kusura bakmasın, düştüğünüz durum bu. </p><p class="MsoNormal">Aziz Türk Milleti!.. </p><p class="MsoNormal">Aslında bunların Ömer Günel'e söyleyebileceği tek lafları yok. Yıllarca yanındaydılar. Yıllarca kendilerine yardımcı olundu. Fakat Ergün Poyraz'ın küçük modellerine dönüşen bu arkadaşlarımızın, istek ve ricaları hiç bitmedi.</p><p class="MsoNormal">Fakat Ömer Günel'e kurulan kumpas sürecinde, hiç bir tanesi Belediye Başkanı Ömer Günel'in yanında yoktu.</p><p class="MsoNormal">Ergün Poyraz'ın itham ve iftiralarıyla görevden alındı gözüyle Ömer Günel'e bırakın cevap hakkı tanımak, hemen onun yerine gelmesi muhtemel kişilerle irtibata geçtiler. </p><p class="MsoNormal">Kendilerine yıllarca el uzatan Ömer Günel'i, anında sattılar desek yeridir. </p><p class="MsoNormal">Ömer Günel üzerinden ekmek yiyen bu arkadaşlar günlerce susup, Ömer Günel linç edilirken tepkisiz kaldılar.</p><p class="MsoNormal">Tam o sırada Yalçın Yıldırım ve Metin Can olarak sadece iki kişi tüm riski aldık, bu kumpasın kırılmasında asli rol oynadık. Ve Ömer Günel'in olaylarda hiç bir dahli olmadığı ortaya çıktı. Onun görevden alınacağını, tutuklanacağını, istifa edeceğini haber yapanlar, <i>(ki hepsi Ömer Günel sayesine yıllarca evlerine ekmek götürenlerdi)</i>, Ömer Günel'in masumiyeti ortaya çıkıp görevde kalınca, yeniden kuyruğa dizildiler.</p><p class="MsoNormal">Peki o travma sonrası Ömer Günel'in hem akıl hem her insanda varolan savunma güdüsüyle yaşadıklarından ders çıkarıp, temkinli davranması doğal bir sonuç değil mi? </p><p class="MsoNormal">Bu arkadaşlar hangi yüzle hala onun hakkındaki kumpasvari girişimlere sessiz kalıp, tepki koymuyorlar? Bazıları kim adına ve ne için hala o kumpas girişimlerinde yer almak çabasında?</p><p class="MsoNormal">İstediklerini yapsınlar, yaşadıklarından ders çıkaran bir Ömer Günel bu tür girişimlere artık pabuç bırakmaz. Sizler de Kuşadası'nda medya var diyorsanız, gazeteciliği gazeteci gibi yapın. Dost acı söylermiş... Gerçekliğiniz bu... </p><p class="MsoNormal">Beni kendi alanlarına çekip kumpasvari program ile Ömer Günel'i hedef almaya kalkışan arkadaşlar da şunu iyi bilsinler; </p><p class="MsoNormal">Kafam fazla patırtı kütürtüyü kaldırmıyor. Seçimler önü ortalığı kaosa çevirip nemalanma çabalarınız beyhude... Turist üzerinden telefon hattı alıp oralarda sahte hesaplardan yayın yapmak erkeklik ise, sizden erkeğin E’si olmaz... </p><p class="MsoNormal">Az yüreği olan, bizler gibi kendi çıkar, kendi yazar, yüzleşir... </p><p class="MsoNormal">Şimdi hepiniz uslu uslu, Ergün ağabeyiniz ile beraber oturun... Yoksa ondan beter olacaksınız...</p><p> </p><p class="MsoNormal">O ıskartaya çıkmış iken, aynı yöntemlerden medet ummak sizin neyinize...</p>

İlginizi Çekebilir

TÜM HABERLER