© Aydın Şafak

Cindoruk’dan çarpıcı açıklamalar..

Türkiye Büyük Millet Meclisi Eski Başkanı Hüsamettin Cindoruk, "Cumhuriyet niteliğini ve niceliğini kaybetmiştir. Acı bir tespit. Ama bunu herhangi bir politikacı gibi söylemiyorum. 70 yıl siyaset yapmış bir şahit gibi söylüyorum. Ben şahidim. Tek parti dönemlerinde, askeri idarelerde bile Türkiye bu duruma düşmemişti. Bir ümidimiz, imkânımız vardı. Onlar şimdi yok" dedi.

<p>TBMM Eski Başkanı H&uuml;samettin Cindoruk, muhalif.com.tr'den Leyla Tavşanoğlu'nun sorularını yanıtladı.&nbsp;</p> <p>T&uuml;rkiye Cumhuriyeti'nin y&uuml;z yıllık bir devleti olduğunu, sınırlarının cetvelle &ccedil;izilmediğini ifade eden Cindoruk, satır başlarıyla şunları s&ouml;yledi:</p> <p><strong>T&Uuml;RKİYE CUMHURİYETİ BİR HALK HAREKETİNİN SONUCUDUR</strong></p> <p>T&uuml;rkiye Cumhuriyeti&nbsp;Devleti'nin kuruluşu bir halk hareketinin sonucudur. TBMM&rsquo;nin kuruluşundan &ouml;nce T&uuml;rkiye&rsquo;nin &ccedil;eşitli yerlerinde otuz kongre var. Tam bir halk hareketi derken o kongreleri işaret ediyorum. O kongrelere eşraf, hocalar, askerler, esnaf, yani halk katılıyor. Biz T&uuml;rkler&rsquo; in hakikaten devlet kurma becerisi varmış. Daha sonra 23 Nisan&rsquo;da TBMM a&ccedil;ılıyor ve o meclis devleti organize ediyor. Ordu kuruyor. İstiklal Savaşı&rsquo;nı kazanıyor. 1921 ve 1924&rsquo;te iki Anayasa yapıyor. O parlamento rejimi benimsenmiş, i&ccedil;selleşmiş; devletin temeli olmuş. Ben hep s&ouml;yl&uuml;yorum. Bizde parlamenter rejim değil, parlamento devleti var.</p> <p><strong>B&Ouml;YLE BİR DEVLET DEĞİŞİME UĞRATILMAYA &Ccedil;ALIŞILIYOR</strong></p> <p>B&ouml;yle bir devlet değişime uğratılmaya &ccedil;alışılıyor. Şimdi g&ouml;rd&uuml;ğ&uuml;m bir şey varsa parlamento bu rejimle hesaplaşıyor. Parlamento kendi kurduğu m&uuml;esseselerin taklitleriyle karşı karşıya. Gazetelerde 'Kabine toplantısı var' diye haberler &ccedil;ıkıyor. Anayasa&rsquo;nın hangi maddesinde kabine var? Kabine dediğiniz ne? Bakanlar Kurulu. O zaman hani Başbakan? Bu Anayasa&rsquo;da olmayan bir kurulu Cumhurbaşkanı topluyor, konuşuyorlar. Herhalde bir kahve i&ccedil;iyorlar, biraz da bisk&uuml;vi yiyorlar. Başka ne yapacaklar? 'Karar verdik' diyor. Karar veremez. &Ccedil;ıkarsın o kararları. Ge&ccedil;enlerde Yapı Kredi Yayınları&rsquo;ndan bir kitap &ccedil;ıktı. Cemal G&uuml;rsel (27 Mayıs darbe d&ouml;neminin asker Cumhurbaşkanı) dahi kabineyi toplayıp yazılı hukuka tabi tutmuş. Onun kurduğu kabinenin zabıtları var.</p> <p><strong>TAMAMEN &Ccedil;AKMA BİR H&Uuml;K&Uuml;MET, B&Ouml;YLE BİR H&Uuml;K&Uuml;MET MODELİ YOK</strong></p> <p>Kabine dediğimiz bir bakanlar kuruluysa onu TBMM kuracak, izin verecek, meşruiyet kazandıracak, g&uuml;n&uuml; geldiği zaman değiştirecek, d&uuml;ş&uuml;recek. T&uuml;rkiye&rsquo;de ne d&uuml;ş&uuml;r&uuml;len h&uuml;k&uuml;metler var, tek parti d&ouml;neminde dahi. Size a&ccedil;ık&ccedil;a s&ouml;yl&uuml;yorum. Kabine tabiri bir bl&ouml;ft&uuml;r; hukuksal yapı değildir. Sentetiktir. Bir &ouml;zenti, bir ihtiya&ccedil; ortaya koyuyor. Şimdi parlamento devleti hesap soruyor. Diyor ki 'Sen benim karar organlarımdan en &ouml;nemlisini kapattın. Bak bana muhta&ccedil; oldun. Şimdi sentetik, &ccedil;akma olanı kullanıyorsun.' Hani kadınlar &ccedil;akma &ccedil;anta kullanıyor ya.. Bu da tamamen &ccedil;akma bir h&uuml;k&uuml;met. B&ouml;yle bir h&uuml;k&uuml;met modeli yok.</p> <p><strong>G&Ouml;RECEKSİNİZ YAKINDA KABİNEYİ DEĞİŞTİRECEK</strong></p> <p>Cumhurbaşkanı&rsquo;nın tek başına karar aldığı bir sistem. Tek başına aldığı kararlarla g&ouml;revlendirdiği insanlar var. G&ouml;receksiniz, yakında kabineyi değiştirecek.&nbsp;&nbsp;Mesela Maliye Bakanı&rsquo;nı değiştirebilir. Kehanet değil. Bir Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle değiştiriverir. B&ouml;yle bir h&uuml;k&uuml;met sistemi olabilir mi?</p> <p><strong>GRUP TOPLANTILARINDA BİR SAZ HEYETİ EKSİK</strong></p> <p>Başka bir şey s&ouml;yleyeyim. Eskiden parti meclis grup toplantıları &ccedil;ok &ouml;nemliydi ve &ouml;rt&uuml;l&uuml; yapılırdı. Şimdi grup toplantılarını g&ouml;r&uuml;yorum, heng&acirc;me. Bağıranlar, &ccedil;ağıranlar. Meyve, sebze getiren bile var. Bir saz heyeti eksik. Parti başkanı geliyor, bir konuşma yapıyor; karşı tarafa veriyor, veriştiriyor. Sonra toplantıyı idare eden, toplantı bitmiştir, diyor. Nerede m&uuml;zakere? En iyi istişare m&uuml;zakereyle olur. Devleti y&ouml;neten kimse bundan faydalanacak. Karar &ccedil;ıkarsa o karara bağlı kalacak. Bug&uuml;n b&uuml;t&uuml;n karar organları ortadan kalkmış.</p> <p><strong>BUG&Uuml;NK&Uuml; BAŞKANLIK SİSTEMİ SADECE HABEŞİSTANDA VAR</strong></p> <p>T&uuml;rkiye Cumhuriyeti başkalaşmıştır. T&uuml;rkiye Cumhuriyeti&rsquo;ni &ouml;nemli &ouml;l&ccedil;&uuml;de zarara uğrattılar. Şu son yirmi sene bir kuşak demektir. 21. Y&uuml;zyılın 20 yılını artık değerlendirebiliriz. Olgular, sonu&ccedil;lar ortaya &ccedil;ıkmıştır. Bu bir hengamedir. T&uuml;rkiye Cumhuriyeti bug&uuml;n boşluğa d&uuml;şm&uuml;şt&uuml;r. Cumhuriyet yozlaşmıştır. Cumhurbaşkanlığı h&uuml;k&uuml;met sistemi diye uydurma bir sistem s&ouml;yl&uuml;yorlar. &Ouml;yle bir sistem yok. Siyaset bilime dayanır. Yani Anayasa Hukuku ve Siyaset Bilimi. Siyaset Bilimi i&ccedil;inde bug&uuml;n bizim başkanlık sistemi sadece Habeşistan&rsquo;da (Etiyopya) var. Bu, keyfi, bir kişinin otoritesine bağlı, meşruiyeti sadece Cumhurbaşkanı&rsquo;na ait bir sistem. T&uuml;rkiye tam bir boşlukta. ABD&rsquo;de de başkanlık sistemi var. Ama bakan atamaları dahil, her t&uuml;rl&uuml; kararı Senato ya da Temsilciler Meclisi&rsquo;nden ge&ccedil;irmek zorunda. Ankara&rsquo;ya b&uuml;y&uuml;kel&ccedil;i tayin etmek i&ccedil;in iki meclisin onayını alıyor. Yani bizim hukuktaki tabirle denetleme kadar g&ouml;zetleme de var. G&ouml;zetleyeceksiniz, mesafeleri ayarlayacaksınız. Ge&ccedil;enlerde TBMM&rsquo;den bir tezkere &ccedil;ıktı. Bu tezkere savaşa girme tezkeresi. Tezkere yetkiyi bir kişiye, Cumhurbaşkanı&rsquo;na verdi. İstiklal Savaşı ve Dumlupınar Meydan Muharebeleri&rsquo; nde Atat&uuml;rk&rsquo;e bu yetki verilmedi. Atat&uuml;rk&rsquo;e verilmeyen bu yetkiyi Meclis hi&ccedil;bir şart koşmadan Cumhurbaşkanı&rsquo;na verdi. Şimdi Cumhurbaşkanı isterse T&uuml;rkiye&rsquo;yi savaşa sokar. Parlamentonun i&ccedil;i boşaltılmış. Soruşturma yapamıyor, bakan tayin edemiyor, h&uuml;k&uuml;met kuramıyor.</p> <p><strong>BAKANLAR KURULU SIRALARININ YERİNE BİLARDO MASASI KOYACAKLAR SANDIM</strong></p> <p>Meclis Başkanlığım sırasında &ccedil;ok itibar ettiğim h&uuml;k&uuml;met sıraları vardı. H&uuml;k&uuml;met temsilcileri, bakanlar, b&uuml;rokratlar gelir, milletvekillerine &ccedil;ok yardımcı olurlardı. Şimdi o sırayı kaldırdılar. Ben oraya bilardo masası koyacaklar sandım. Boş duruyor orası. Bakanlar balkona &ccedil;ıktılar. Balkonda kordiplomatiğin yanında oturuyorlar.</p> <p><strong>AB İLE ARTIK M&Uuml;ZAKERE DE KALMADI, DOSYALAR KAPANDI</strong></p> <p>B&ouml;yle bir başkanlık sistemi olabilir mi? Devlet onun i&ccedil;in y&uuml;r&uuml;m&uuml;yor. Ekonomik durumu rakamlar tespit ediyor sonu&ccedil;ta. Siyasi eksikliği tespit edecek olan sadece bilimdir.&nbsp; Ben 1951&rsquo;den beri, yetmiş yıldır siyaset yapıyorum. T&uuml;rkiye Cumhuriyeti&rsquo;nin bu kadar zayıfladığını, boşa d&uuml;şt&uuml;ğ&uuml;n&uuml; g&ouml;rmedim. Yapayalnız kaldı. Avrupa Konseyi T&uuml;rkiye&rsquo;nin &ouml;nemli organlarından biri sayılır. &Ccedil;&uuml;nk&uuml; biz 1949&rsquo;da Avrupa Konseyi&rsquo;ni kurduk. Şimdi devlet orada yaptırım sırasını bekliyor. Maalesef T&uuml;rk basını bunu yansıtmıyor. D&uuml;ş&uuml;n&uuml;n ki Avrupa Konseyi&rsquo;yle ihtilafa d&uuml;şm&uuml;ş&uuml;z. Peki AB&rsquo;yle aramız nasıl? AB&rsquo;yle artık m&uuml;zakere de kalmadı. Dosyalar kapandı. Bize iki tane aş&ccedil;ı yamağı yolladılar. Biri gitti, &ouml;b&uuml;r&uuml; kaldı. AB&rsquo;yle ilişkilerimiz artık yemek meselesi d&uuml;zeyinde.</p> <p><strong>ASKERİ DARBELERDE BİLE T&Uuml;RKİYE BU DURUMA D&Uuml;ŞMEMİŞTİ</strong></p> <p>Bu, T&uuml;rkiye bağlantısız &uuml;lke oldu, demektir. Avrupa Konseyi&rsquo;yle, AB&rsquo;yle aramız k&ouml;t&uuml;, ABD&rsquo;nin kurduğu demokrasi platformunda yoksunuz. Siz nesiniz? Bağlantınız kiminle? Bir tek NATO&rsquo;yla. Ama o askeri pakt. Askeri pakta bağlı olmak devlete kimlik kazandırmıyor ki. Nitelik kazandırıyor. &Ouml;zetle şunu s&ouml;ylemek istiyorum. Cumhuriyet niteliğini ve niceliğini kaybetmiştir. Acı bir tespit. Ama bunu herhangi bir politikacı gibi s&ouml;ylemiyorum. 70 yıl siyaset yapmış bir şahit gibi s&ouml;yl&uuml;yorum. Ben şahidim. Tek parti d&ouml;nemlerinde, askeri idarelerde bile T&uuml;rkiye bu duruma d&uuml;şmemişti. Bir &uuml;midimiz, imk&acirc;nımız vardı. Onlar şimdi yok.</p> <p><strong>NE YAPTIĞI BELLİ DEĞİL</strong></p> <p>(Erdoğan i&ccedil;in) Ne yaptığı belli değil ama rejim değişikliği i&ccedil;in yeni Anayasa yapmaya &ccedil;alışıyor. Demek ki o da bu yanlış, parlamenter sistemi ortadan kaldıran rejimin değişmesini istiyor. Kendine g&ouml;re fikirleri vardır; a&ccedil;ıklayacak, g&ouml;receğiz. &Ouml;b&uuml;r partiler koro halinde parlamenter rejime d&ouml;n&uuml;lmesini istiyor. Ben ise Cumhuriyet&rsquo;in temeline d&ouml;n&uuml;ls&uuml;n, diyorum. Cumhuriyet&rsquo;in mafsalları işlesin. Yorgun. Senatosu, Cumhurbaşkanlığı Denetleme Kurulu, Sayıştay yok. B&ouml;ylesine yozlaşmış, t&uuml;yleri d&ouml;k&uuml;lm&uuml;ş rejimin adı T&uuml;rkiye Cumhuriyeti rejimi olamaz. Bu rejim, benim tabirimle, hastadır. Ne yapacağız? Ağlayacak mıyız? Hayır. Sizlerin Muhalif&rsquo; in sayesinde uğraşacağız, didineceğiz, fikirlerimizi s&ouml;yleyeceğiz. Parlamento egemenliğine dayalı T&uuml;rkiye Cumhuriyeti&rsquo;ni yeniden ayağa kaldıracağız.</p> <p>&nbsp;</p> <p><span style="font-size: x-small;">Okunma sayısı: 6.876</span></p>

İlginizi Çekebilir

TÜM HABERLER