CHP’de değişimin ayak sesleri yükseliyor
GENEL
<p class="MsoNormal"><ul><li><b>CHP Genel
Başkanlığı’na adaylığını açıklayan Grup Başkanı Özgür Özel, Konya İl
Kongresi'nde; “İşçi hareketlerini konuşmayan, sendikal mücadeleyi konuşmayan
bir CHP; yanında, sağında, solunda olduklarına benzeyen bir CHP; onlardan
farklı olmayan bir CHP her geçen gün biraz daha küçülür, biraz daha yok olur.
Çağın nereye gittiğini gören, dünyayı gören, kimin için siyaset yapacağını
bilen Cumhuriyet Halk Partisi git gide gelişir” dedi.</b></li></ul></p><p class="MsoNormal"><b>Özgür Özel, katıldığı
Konya İl Kongresi’nde şunları söyledi:<o:p></o:p></b></p><p class="MsoNormal"><b>“CHP’NİN KONGRELERİ
BARIŞIN, BİRLİKTELİĞİN SAĞLANDIĞI VE ÖNÜMÜZDEKİ SÜRECE BİRLİKTE YÜRÜNDÜĞÜ
KONGRELERDİR”<o:p></o:p></b></p><p class="MsoNormal">“CHP’nin kongreleri son derece canlı, heyecanlı, yarış varsa
en demokratik şekilde olması gereken ve salona ayrı ayrı girilse de kol kola çıkılan,
girişte kırgınlıklar varsa da bir bayram gibi yaşanan kongre sonrasında, gönül
kırgınlıklarının ortadan kaldırıldığı, barışın, birlikteliğin sağlandığı ve
önümüzdeki sürece birlikte yüründüğü kongrelerdir. Ben Konya örgütümüzün
konuşarak, tartışarak, birbirinizin fikirlerinden faydalanarak, elbette
eleştirerek ama bu kongre salonundan bütün Türkiye’ye, cumhuriyetin kalesi
birliktedir ve dimdik ayaktadır mesajını vererek çıkacağına inanıyorum.</p><p class="MsoNormal">Ben, 2019 seçimlerinin ertesi gününden beri Cumhuriyet’in
100’üncü yılında önem atfettiğimiz seçim için durmadan, duraksamadan, 81 ilde
ve davet aldığım ve yetişebildiğim 500’e yakın ilçede bu seçim çalışmış,
sizlerle konuşmuş, sizlere söz vermiş, söz almış bir evladınız olarak bugün
buradayım. Maalesef büyük bir üzüntüyü, iç burukluğunu yaşıyoruz. Ben buraya
geldiğimde bunun muhalefetteki son toplantılarımız olduğunu, Cumhuriyet’in
100’üncü yılında, Cumhuriyet’e, kurucu kadrolarına husumet duyanların değil,
Cumhuriyet’i kuranların, Atatürk’ü, İsmet Paşa’yı, Bülent Ecevit’i
şeytanlaştıranların değil, onların kuruluşta, kurtuluşta ve en önemli
kavşaklarda yaptıkları göreve minnet duyanların iktidar olacağına inanmıştım.
Bunun sözünü verdim ve CHP'nin iktidarında bir grup başkanı olarak, bir
milletvekili olarak gelmeyi çok arzu ettim.</p><p class="MsoNormal"><b>“BAŞARILI OLAMADIYSAK
HİÇBİRİMİZ SUÇSUZ DEĞİLİZ, HEPİMİZ SORUMLUYUZ”<o:p></o:p></b></p><p class="MsoNormal">Bir tartışma sürüyor, yapılması lazım, sürdürmeliyiz çünkü
doğruyu bulmak için tartışacağız. Bir seçim başarısızlığı var mı? Var. Bu seçim
başarısızlığında bir suçlu bulalım, tek başına Genel Başkanımızı suçlayalım,
vallahi haksızlık olur. Seçim başarısızlığında Genel Başkanımızın eski, yeni
çalışma arkadaşlarını suçlayalım, vallahi haksızlık olur. Seçim
başarısızlığında birbirimizi suçlayalım, kim öbürüne bir şey derse haksızlık
olur. Şunu söylemek gerekir ki bir şeyler yaptık, sonuç almayı çok istedik,
başarılı olamadıysak hiçbirimiz suçsuz değiliz, hepimiz sorumluyuz. Ben şahsım
adına, tüm temsil ettiklerim adına bu seçim yenilgisindeki payımı kabul
ediyorum.</p><p class="MsoNormal"><b>“ÜYELERİMİZ KİMİN
DEĞİŞMESİNİ, NASIL DEĞİŞMESİNİ İSTİYORLARSA O DEĞİŞİMİ YAPMAK, YENİLENMEK VE
YENİDEN UMUT OLMAK ZORUNDAYIZ”<o:p></o:p></b></p><p class="MsoNormal">Uyuyamadan, günlerce travmadan çıkamayan tüm üyelerimizden,
bize inanan herkesten ağız dolusu özür dileyerek başlamak istiyorum. Seçimden
önce çok konuşuldu ya, Sayın Genel Başkanımızın helalleşme söylemi, son derece
iyi niyetli ve içten gelen, doğru anlatıldığı zaman hepimizin sahiplenebileceği
bir helalleşme. Şimdi CHP kadrolarının, üyelerinin artık bir araya gelip önce
bir bu seçim sürecini konuşarak helalleşmesi, hesaplaşması, hesap görmesi ve
önüne bakması gerekiyor.</p><p class="MsoNormal">Hesap vermek, bedel ödemek, özeleştiri yapmak sandıkla olur.
Biz sandığı üyemizin önüne koymazsak, o sandıkta hesap vermezsek, korkarım
vatandaş önümüzdeki dönemde karşısında bulduğu ilk sandıkta bizden hesap
sormaya kalkacak. Şimdi karşı karşıya olduğumuz durum şu: Ya sağlıklı bir
özeleştiri yapacağız, sandığı önümüze koyacağız, konuşacağız, tartışacağız ve
kasım ayının başını geçirmeden, CHP olarak değişmesi gereken neyse… Birileri
diyor ki genel başkan değişsin, birileri diyor ki ekibi değişsin… Üyemiz, bize
umut bağlayanlar, bizden yeniden umut olmamızı isteyenler neyin değişmesini,
kimin değişmesini, nasıl değişmesini istiyorlarsa o değişimi yapmak, yenilenmek
ve yeniden umut olmak zorundayız.</p><p class="MsoNormal"><b>“BİZ OLACAĞIZ,
BİRLİKTE OLACAĞIZ”<o:p></o:p></b></p><p class="MsoNormal">Geçtiğimiz günlerde bir kadro hareketi olarak, çok sayıda
kadın arkadaşımızın içinde olduğu, milletvekillerimizin, PM üyelerimizin, çok
sayıda gençten oluşan bir ekiple yola çıktık. Bu yolculuğumuzun adını
‘Değişimin Yüzyılı, Yüzyılın Değişimi’ olarak özetledik. Geçmişteki
itirazlarımızı, rahatsızlıklarımızı elbette kamuoyu önünde konuşmadık. Partinin
başarısı için çalıştık. Ama bundan sonraki süreçte CHP’nin özellikle siyaset
yapış biçimini tartışması gerektiğini kamuoyuyla paylaştık. CHP siyasetini
yaparken, ‘Ben nerede durayım, bununla yan yana durayım, uzak kalmayayım, bunun
karşısında olayım, buna çok yaklaşırsam, bu benden uzaklaşır’ diye sürekli pozisyon
değiştiren bir konumun içinde olamaz. CHP, oyunu artıramayacağına inanmış… ‘Biz
cam tavanı aşamayız, CHP olarak yüzde 25’i cebimizde bilelim ve artırmak için
CHP’nin ilkeleriyle değil, farklı yaklaşımlarla sağa açılalım, sağdan
danışmanlar getirelim, onların verdiği akıllarla hareket edelim. Oyumuzu o
şekilde artıralım ya da kendimiz küçülelim, yanımızdaki büyütelim, seçimi bu
marifetle kazanalım’ yaklaşımına ben itiraz ediyorum. CHP’nin altı okundaki
değerlerin tarihsel gerekliliğini savunarak, olgusal gerçekliğine inanarak
nerede duracağını belirlemesini, CHP’nin doğru yeri alıp, bütün dünyanın ona
göre konumlanması gerektiğini yürekten savunuyorum. Biz olacağız, birlikte
olacağız, özgüvenli olacağız, tepemizdeki cam tavanı tuzla buz edeceğiz. Buna inanıyorum.</p><p class="MsoNormal"><b>“İŞÇİ HAREKETLERİNİ
KONUŞMAYAN, SENDİKAL MÜCADELEYİ KONUŞMAYAN BİR CUMHURİYET HALK PARTİSİ, HER
GEÇEN GÜN BİRAZ DAHA KÜÇÜLÜR”<o:p></o:p></b></p><p class="MsoNormal">Bu belgeyi açıkladığımdan beri, aklına fikrine güvendiğimiz
arkadaşlarımızla dünyada sol, sosyal demokrat partiler nasıl başarmışlar, nasıl
zayıflamışlar inceliyoruz. CHP’nin 1970’lerde işçi sendikalarıyla etkileşen,
onlara güç veren, örgütlenmenin önünü açan yaklaşımını biliyoruz. İşçi
hareketlerini konuşmayan, sendikal mücadeleyi konuşmayan bir Cumhuriyet Halk
Partisi; yanında, sağında, solunda olduklarına benzeyen bir CHP; onlardan
farklı olmayan bir Cumhuriyet Halk Partisi her geçen gün biraz daha küçülür,
biraz daha yok olur. Çağın nereye gittiğini gören, dünyayı gören, kimin için
siyaset yapacağını bilen Cumhuriyet Halk Partisi git gide gelişir.</p><p class="MsoNormal"><b>“DOĞRU SİYASETİMİZİ,
ENİNE KESEN, HERKESE DOKUNAN SİYASETİMİZİ ANLATMAYA MECBURUZ.”<o:p></o:p></b></p><p class="MsoNormal">Peki, biz bu siyasette neredeyiz. O, sağcı solcu diye,
Alevi, Sünni diye dikine keserek bölüyor. Bu kutuplaşma ve kimlik siyaseti
üzerinden yürütülen bir tartışma. Cumhuriyet Halk Partisi küçük tarafta
kalıyor. Hadi biraz daha ittifak yapalım, büyük taraf olalım… Büyük taraf olsak
da koca bir yüzde 50 karşımızda. CHP, 27 milyon seçmenin düşman gördüğü bir
parti olamaz. O zaman meseleye Tayyip Erdoğan’ın dikine kesen siyaseti yerine,
topluma kendi özgün, doğru siyasetimizi, enine kesen, herkese dokunan
siyasetimizi anlatmaya mecburuz. O zaman yüzde 48’i, 50,1 yapmak için hangi
ittifak, hangi gizli protokol, son gün 3 bakanlığı vereyim, iktidar olunca
MİT’i feda mı edeyim telaşı olmaz. Seçimden aylar önce ittifak gerekiyorsa,
peşinden koşulan, ittifaka ihtiyaç varsa, diğer partilerin geldiği konuştuğu
gerekirse taviz verdiği, ama esas ittifakı sokakta, köyde, tarlada, fabrikada
emekçilerle kurmuş, dayanışma içinde olması gereken herkesle kurmuş, Cumhuriyet
ki bilhassa kimsesizlerin kimsesidir, bu Cumhuriyet’in bütün evlatlarıyla
kurmuş bir parti olursak, seçimi sandıktan çok önce kazandığımızı bütün
Türkiye’ye ilan edebiliriz. Buna inanıyoruz, işte biz böyle bir CHP’yi
savunuyoruz.</p><p class="MsoNormal"><b>“MADEM Kİ BU TAKIMIN
ADI CHP’DİR, BU TAKIM KAYBEDEMEZ”<o:p></o:p></b></p><p class="MsoNormal">Özgür Özel’in genel başkan adayı olarak ve gencecik
kadrolarımızın, inançlı arkadaşlarımızın yaklaşımı şudur: Birilerinin göstermek
istediği gibi kongrelerde, kurultayda, onun karşısında, bunun yanında değiliz,
biz Cumhuriyet Halk Partisi’nin üyelerinin kalbinde, vicdanında yer almaya,
meselemizi, derdimizi, hikayemizi anlatmaya geliyoruz. İlk yola çıkarken şunu
dedim: Kaybeden tarafın santrforuyum ben, keyfim yerinde, en iyi mevkideyim ama
bir karar verdim. İki gece uyumadım seçimden sonra ve bir karar verdim. Madem
ki bu takımın adı CHP’dir, bu takım kaybedemez. Ben kaybeden takımda santrfor
olacağıma şampiyon takımda her mevkiye talibim. Bu partinin evladıyım. Bizim
her bir partilimiz, okumaya, anlamaya, anladığını anlatandan daha iyi savunmaya
muktedirdir. Sizler bu salondan çıkıp köylerinize, mahallelerinize gittiğinizde
bu salondaki ruhu, 5 Kasım’da Ankara’da doğacak ve yükselecek ruhu, değişimden
gelen enerjiyi ve o enerjinin bize getirdiği özgüveni ilçenize, köyünüze
taşıdığınızda değişim başlayacak. Biz kazanmaya olan inançla meşgul olmalıyız.
Ben inanıyorum, sizin inandığınızı biliyorum, hep beraber bunu başaracağımıza
yürekten inanıyorum. Siz de inanıyor musunuz?”</p><p>
</p><p class="MsoNormal">Anka Haber Ajansı</p>