© Aydın Şafak

“Ben geldimmm!.”

Hızla ittiğimiz altın anahtarlı, büyük demir kapılara bazen korkudan, bazen öfkeden, bazen sevinçten ve bazen de şaşkınlıktan bu kadar yükleniriz. Çıkan ses gücü itişimizdeki duygu yoğunluğunun ta kendisidir.

<p>&ldquo;Ben geldimmm!.&rdquo; diyerek bana g&ouml;re &ccedil;ok b&uuml;y&uuml;k, altın anahtarlı, mavi boyalı, soğuk demirden bedenini hızla ittiğim bah&ccedil;e kapısı, b&uuml;y&uuml;k bir sesle duvara &ccedil;arpar. &Ccedil;ocuk ellerimle kulağımı tıkayarak, boynumu omuzlarımın i&ccedil;ine &ccedil;ekmeye &ccedil;alışır, devasa &ccedil;arpma g&uuml;r&uuml;lt&uuml;s&uuml;n&uuml; duymayı beklerdim.</p> <p>Kulaklarımı tıkayıp g&uuml;r&uuml;lt&uuml;y&uuml; az duyunca, sanki duyduğum ses kadar az g&uuml;r&uuml;lt&uuml; &ccedil;ıkacak gibi gelirdi.</p> <p>B&uuml;y&uuml;sek de her &ccedil;ıkardığımız veya &ccedil;ıkarılan her g&uuml;r&uuml;lt&uuml;ye kulaklarımızı tıkama alışkanlığını, sanırım &ccedil;ocuk savunmalarımız oluşturdu.</p> <p>Ama itiş g&uuml;c&uuml;m&uuml;z kadar b&uuml;y&uuml;k ses &ccedil;ıkarabiliriz ve sadece yakın olduğumuz insanlar bu g&uuml;r&uuml;lt&uuml;den etkilenir.</p> <p>İnsanları ne kadar yakınınızda tutabilmiş ve ne kadar kendinize yakın hissettirebildiyseniz, &ccedil;ıkardığınız ses &nbsp;etrafınızdakileri o kadar etkileyecek veya o kadar rahatsız edebilecektir.</p> <p>Hangi yaşta olursak olalım, kulaklarımızı tıkasak da &ccedil;ıkan g&uuml;r&uuml;lt&uuml;n&uuml;n b&uuml;y&uuml;kl&uuml;ğ&uuml; değişmeyecek. Kulaklarımızı tıkayabilme meziyetimiz kadar duyarlıyız sevgili dostlar!</p> <p>Ama &ccedil;ıkardığınız g&uuml;r&uuml;lt&uuml;n&uuml;n rahatsızlığını kendimiz de duymak zorundayız.</p> <p>O kapıyı her &ccedil;arpan k&uuml;&ccedil;&uuml;k bir kız &ccedil;ocuğu olmaya bilir. Belki de artık b&uuml;y&uuml;m&uuml;şt&uuml;r, kapıyı itme g&uuml;c&uuml; artmıştır, hatta &ccedil;ıkacak veya &ccedil;ıkaracağı g&uuml;r&uuml;lt&uuml;lere artık kulaklarını tıkama gereği bile duymuyordur.</p> <p>Sıradan bir zamanda sakin bir refleks ile g&uuml;n i&ccedil;inde defalarca a&ccedil;tığımız ve a&ccedil;tığımızı bile fark etmediğimiz kapılarımız bazen soğuk, ağır bir demir yığınına d&ouml;n&uuml;şebilir.</p> <p>Hızla ittiğimiz altın anahtarlı, b&uuml;y&uuml;k demir kapılara bazen korkudan, bazen &ouml;fkeden, bazen sevin&ccedil;ten ve bazen de şaşkınlıktan bu kadar y&uuml;kleniriz. &Ccedil;ıkan ses g&uuml;c&uuml; itişimizdeki duygu yoğunluğunun ta kendisidir.</p> <p>Bu y&uuml;zden kulaklarınızı tıkamaya hi&ccedil; gerek yok, sakince bekleyin ve &ccedil;ıkacak sesi duyun, i&ccedil;inizdeki duygunun soğuk demir yığınıyla b&uuml;t&uuml;nleşmesini dinleyerek rahatlayın.</p> <p>Bu ses duygunuzun ve g&uuml;c&uuml;n&uuml;z&uuml;n ittiği kadar y&uuml;kselecek, yukarı &ccedil;ıkacak ve tekrar! Ve yavaş&ccedil;a! Ve sakince en alt seviyeye inerek yok olacaktır. Geriye kalan sadece ne yaptığını bilen siz, dışarı salıverdiğiniz duygunuz, o mavi b&uuml;y&uuml;k demir kapıya vurmaya cesaret ettiğiniz k&uuml;&ccedil;&uuml;k &ccedil;ocuk elleriniz olacaktır.</p> <p>Elleriniz darbeden acı ve demirin soğukluğu ile uyuşmuş olacak.</p> <p>&Ccedil;ıkardığınız b&uuml;y&uuml;k ses, k&uuml;&ccedil;&uuml;k ellerinizdeki acıyı hissetmemenize yardımcı olmayacak, acı sizinle kalacak&hellip;</p> <p>Bu y&uuml;zden &ccedil;ıkan veya &ccedil;ıkaracağınız seslere kulaklarınızı tıkamak i&ccedil;in uğraşmayın&hellip;</p> <p>Zaten o ses yok olmaya mahkum!..</p> <p>Siz mavi demir kapısını vurarak girdiğiniz yeşil bulutların olduğu, &ccedil;i&ccedil;ekten karlar yağan bah&ccedil;edeki Fesleğen, Mercank&ouml;şk, Menekşe ve Limon &Ccedil;i&ccedil;eği kokuları arasında huzurla, ellerinizdeki ince sızı ile y&uuml;r&uuml;meye devam edin.</p> <p>Sizi &ccedil;i&ccedil;ek bah&ccedil;enizde, sevgiyle sonuna kadar kollarını a&ccedil;mış&ccedil;asına hazır bekleyen bir&ccedil;ok kapı g&ouml;receksiniz&hellip;</p> <p>O kapılardan birisiyle kucaklaşın ve SOL CENAHTA vuran y&uuml;reğinizin sesi ile y&uuml;r&uuml;meye devam edin.</p> <p>SEVGİYLE KALIN DOSTLAR&hellip;</p>

İlginizi Çekebilir

TÜM HABERLER