© Aydın Şafak

Aydın BŞB medyasına aktarılan paralar….

Durmuş Tuna'nın ifşaatları, Aydın'da gerçekleri gözler önüne seriyor. Ön yüzü Sindirella, arka yüzü Vampirella siyaseti. Hele hele Tuna'nın Aydın BŞB’den medyaya aktarıldığını öne sürdüğü rakamlar bırakın dudak uçuklatmayı, dudak parçalatıyor adama.

Durmuş Tuna özetle ne demişti; “Seçimden önce BŞB’den aylık 20 bin veriyorlardı. Seçimde 50 bin yaptılar. Sonra 30 bine düşürmeye kalktılar. AK Partili geçinenler kabul etmedi. Zaten ilk onlarla anlaştılar. Yıllardır çalıştıkları diğerlerine haksızlık yaptılar.” Hatta Tuna'nın şifai ifadelerine göre bazılarına aylık faturalı-faturasız karışımı, 200 bin veriliyormuş.

Bu ifşalar ardından kıyamet koptu. Diğerleri, “Bana ne bana ne. Ben de isterem” diye kapıya yığılmışlar. Hatta aynı kişilere, Efeler Belediyesi'nden de maaş bağlanmış. Orası güççük olduğu için rakamlar bazılarına 15 bin bazılarına 20 bin tutulmuş. Rakamlar da, yine BŞB de belirlenmiş. Yakınlarının neredeyse sülalecek Aydın BŞB ve Efeler’de istihdamları da cabası.

Bunlar ne işe yarar? Hiç bir işe...

Akşama kadar Atatürk Kent Meydanı’nda çay içer, lak lak ederler. Akşamına CHP’li geçinenler meyhaneye, AK Parti ve MHP’li geçinenler camiye. Birileri haramı rakıyla kutlar, diğerleri namazla...

İşleri ve işlevleri; Bazıları kendilerine servis edilenleri harfi harfine yayınlar. Hedef gösterilen kişi veya kurumları itibarsızlaştırmak için, BŞB koridorlarında üretilen yalan beyan ve iftiraları yayarlar. AK Parti ve MHP’li geçinenler ise, “Biz susuyoruz ya. Yazarsak mahalleye ayıp olur. Köfteyi çakarlar. Bizimkileri nasıl sattığımız anlaşılır” modunda.

Şu an milleti uyutacak çiçek böcek haberleri paylaşıyorlar. Yetmez, bazıları iş takipçiliği bile yaparlar. Hatta milleti “İşe sokacağız. İşinizi göreceğiz” diye tokatladıkları ortaya dökülmüştür.

Fakat burada bir isme Aydın BŞB ve Efeler tarafından büyük haksızlık yapılıyor.

Kim mi? Ergün Poyraz...

50 lira yevmiyeyle sabana koşulmayacak tipler, aylık 50 bin alıyor. 200 liraya hela bekçiliği yapamayacaklara, aylık 200 bin veriliyor. İşin içinden çırak çıkan kim?

Ergün Poyraz...

Özlem Hanımın haz etmediği kim varsa saldırıyor. Sonra linç edilen haylaz oğlan gibi herkes ona yumuluyor. Arada pert oluyor. Yok ailesi çoluk çocuk BŞB’de çalışıyormuş da, aylık 99 bin lira eve oradan para giriyormuş da mış mış da mış mış.

Hadi o çocuklar çalışıyor, emek veriyorlar alıyorlar o parayı.

Ya diğerleri?

Kimi sülalecek Aydın BŞB nüfusuna geçmiş, üzerine de Aydın BŞB’den 50 bin, Efeler'den ortalama 20 bin, başka belediyelerden de alıyorlarsa minumum aylık 100 bin girdileri var.

Ergün Poyraz arada bedava asker gibi.

Özlem hanım için kan ter içinde mücadele ediyor, herkesin diline düşüyor. Ağzını açtığında, bildiğiniz lince uğruyor. Diğerleri sıfır risk. Alıyorlar çuvalla parayı, atıyorlar bacak bacak üzerine, söylüyorlar çayları, akşama kadar leylek gibi lak lak...

Ergünüm... Kardeşim benim... Sen bunları hak ediyor musun? Bence hiç hak etmiyorsun. Bacağına gelmeyeceklere milyon milyon dağıtılıp, hatta bazılarının arabalarının yenilendiği dillere düşmüşken ya senin halin nicedir? Özlem Hanım için kendini heder ettin. Ağzını açıyorsun, gelen vuruyor giden vuruyor hesabı gelen yazıyor giden yazıyor.

Yapman gereken basit...

Bak tepeni attırdılar sonuç ne oldu? Özlem Hanım için, “Kumpasçılık, utanmazlık, kepazelik” ifadelerini kullandın ne Özlem Hanım ne medyası sana gık diyemedi. Hepsi korkudan tir tir titredi. Banka soyguncusu görnrüş Kenyalı gibi, alayı ellerini kaldırdı. “Abi biz ettik sen etme” diye yalvar yalvar yalvardı.

Bak daha önce de neler demiştin?

Hani Yazar Sara Gül Turan açıkladı ya... “Özlem Hanım bana aşık. Onu FETÖ’den ben kurtardım. elimde belgeler var. Ben ne dersem onu yapar...”

Yetmemiş 2017 yılında Özlem Hanım'ı kast ederek, “Elimde bazı CHP’li belediye başkanlarının Bilal Erdoğan'ın Vakfı TÜRGEV'e milyonlarca lira yardım yaptığının belgeleri var. İsa'nın çocuları kitabında açıklayacağım...”

Sana gık diyebildiler mi? Koşa koşa yanına geldiler... Zaten seçim sonrası zafer naraları atıyorken neye uğradıklarını şaşırdılar. Ellerinde siyaset gücü milleti koparma sevdasına düşmüşken, bir anda asfalta yapışmış gazoz kapağına döndüler. Emin ol, şu anda iki dizleri üzerine çöktüler. Papaz Bronson'u görseler günah çıkarıp, üzerine Amen diyecekler.

Ergünüm, kardeşim benim... Senden korkularına sana gık diyemiyorlar... Medya kulislerinde Özlem Çerçioğlu ve çevresiyle yaptığın tüm görüşme ve yazışmaları kayıt altına aldığın söyleniyor. (Ki senin durumundaki biri için bu doğaldır.) Sana yapılan haksızlığa ben bile isyan ediyorum. Bu nedenle valiz dolusu belgelerden takviye de yaparım. Gün yüzü görmemiş evraklar. Hatta aralarında mahkemelere verilen sahte belgeler bile mevcut...

Bendekilerin yanında sendekiler, gofret kutusu gibi kalır.

Yüzde onunu versem sana rehinler kalırlar, önünde asker olurlar. Ne uğraşıyorsun kırık derik işlerle, İsa ile Musa ile. Sonra bacağına gelmeyecek adamlar malı götürüyor, sen arada pert olup ne İsa'ya yaranıyorsun ne Musa'ya...

Sen he de, bir kaç belge vereceğim. Sendekilerle birleştir, hepsi bırak rehin kalmayı, asker gibi sıraya dizilirler. Otur dersin oturur, sürün dersin sürünürler. Zaten Devlet içindeki iş birlikçileri bir bir bulunup, kurdukları sistem çatır çutur yıkılıyor. Biz bilgili belgeli başvuru yapınca, kimsenin kaçacak göçecek yeri kalmıyor. Ortam maret soyulmuş sosis gibi Ergünüm...

Onlar milleti doğruyor, sen de onları doğra...

Durum buyken aklını kullan kardeşim benim...

Bu gece bir odaya kapan. Derviş gibi sorgula, ermiş gibi yargıla.

Kendine soracağın tek soru;

“Ben bunları hakettim mi?”

Bence senin hakkın, aylık 400 olmalı. Bin cinsinden yani. Aslında 500 iste. 100’de bana sakal atarsın. Ama unutma tek seferlik değil, aylık isteyeceksin... Paranın pul olduğu memlekette aylık 500 bin ne ki...

Hatta senin aleyhine, “Abim beni dolandırdı” diye açıklama yapan kardeşinin yüzüne desteleri çarparsın. “Al len para senin köpeğin olsun” der, kapıyı vurur çıkarsın.

Bunlar için sorun değil kardeşim bu rakamlar, yazdıklarım çerez parası.

Okumadın mı bizdeki haberi. Bak Ercan Çerçioğlu'nun paraşüt arkadaşına, hayatta prize fiş sokmamış şahsa, hem de iş deneyim belgesi olmadığı halde iş yapmış gibi nasıl para ödemişler. Bu gün tek doğrudan temin 600 bin lira. Üst üste dizmişler hayali işleri. Ödemişler ihale üzerine ihale, deste deste manileri...

Vergi borcunu kapatmışlar, oğlunu işe almışlar.

Üzerine cebine para koymuşlar.

Bir de Forum'un oralarda bir paintbol sahası tahsis etmişler.

Bazılarını Mahkemeler tespit etmiş, ceza vermiş.

Bazılarına dosya dosya davalar açılmış.

Ses kayıtları haberi Aydın Şafak’ta yüz bine yakın okundu, youtube’de binlerce dinlendi.

Bak bu biciği... Bi tanesi yani. Adam gibi bakılsa, kim bilir neler çıkacak. Belki binlercesi... Onlara kıyak üzerine kıyak. Sana gelince sarıyorsun kırık derik işlere, yiyorsun dayak üzerine dayak...

Dediklerimi iyi düşün kardeşim... Sen he de, önüne belge üzerine belge, evrak üzerine evrak dökerim...

Ergünüm işte memleketin hali ahvali bu...

İzahı olmayanın mizahı olur diyorlar ya, beytülmalden bu kadar ulufe dağılırken, sen kebapçı kedisi gibi kapıdan bakma...

 

İlginizi Çekebilir

TÜM HABERLER