© Aydın Şafak

Avukat Kılıçarslan, İstanbul Sözleşmesi’nin önemini anlattı..

Avukat Emre Kılıçarslan: “İstanbul Sözleşmesi, şiddetle mücadelede bağımsız bir izleme mekanizması bulunan ve yaptırım gücü olan bağlayıcı metindir..”

<p>Kamuoyunda İstanbul S&ouml;zleşmesi olarak bilinen ve 8 Mart 2012&rsquo;de y&uuml;r&uuml;rl&uuml;ğe giren <strong>&ldquo;Kadına Y&ouml;nelik Şiddet ve Aile İ&ccedil;i Şiddetin &Ouml;nlenmesi ve Bunlarla M&uuml;cadeleye İlişkin Avrupa Konseyi S&ouml;zleşmesi&rdquo;</strong>nin Resmi Gazete&rsquo;de yayımlanan Cumhurbaşkanı Kararı ile feshedilmesinin ardından Avukat <strong>Emre Kılı&ccedil;arslan</strong> ile s&ouml;zleşmenin &ouml;nemini konuştuk.</p> <p>T&uuml;rkiye ev sahipliğinde ilk imzacı olarak yer alınan <strong>&ldquo;Kadına Y&ouml;nelik Şiddet ve Aile İ&ccedil;i Şiddetin &Ouml;nlenmesi ve Bunlarla M&uuml;cadeleye İlişkin Avrupa Konseyi S&ouml;zleşmesi&rdquo;</strong> (İstanbul S&ouml;zleşmesi), 8 Mart 2012&rsquo;de y&uuml;r&uuml;rl&uuml;ğe girmişti. S&ouml;zleşme Cumhurbaşkanı kararı ile T&uuml;rkiye a&ccedil;ısından feshedildi.</p> <p>İlgili kararda, <strong>&ldquo;T&uuml;rkiye Cumhuriyeti adına 11 Mayıs 2011 tarihinde imzalanan ve 10 Şubat 2012 tarihli ve 2012/2816 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile onaylanan Kadınlara Y&ouml;nelik Şiddet ve Aile İ&ccedil;i Şiddetin &Ouml;nlenmesi ve Bunlarla M&uuml;cadeleye İlişkin Avrupa Konseyi S&ouml;zleşmesi&rsquo;nin T&uuml;rkiye Cumhuriyeti bakımından feshedilmesine, 9 sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi&rsquo;nin 3. maddesi gereğince karar verilmiştir&rdquo;</strong> denildi.</p> <p><strong>&ldquo;&Ouml;nemli olan i&ccedil; hukuktaki yaptırımların etkin olarak uygulanmasıdır&rdquo; </strong></p> <p>Avrupa Konseyi &uuml;yesi &uuml;lkelerde kadına y&ouml;nelik şiddeti &ouml;nleme ama&ccedil;lı hayata ge&ccedil;irilen s&ouml;zleşmenin, i&ccedil;eriği ve &ouml;nemi hakkında bilgi veren Avukat Emre Kılı&ccedil;arslan, <strong>&ldquo;&Ouml;nemli olan i&ccedil; hukuktaki yaptırımların etkin olarak uygulanmasıdır, dolayısıyla s&ouml;zleşmeden &ccedil;ekilip &ccedil;ekilmek değil, bunların uygulanması &ouml;nemli&rdquo; </strong>dedi.</p> <p><strong>İstanbul S&ouml;zleşmesi&rsquo;nin &ouml;nemi </strong></p> <p>8 Mart 2012&rsquo;de, 6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin &Ouml;nlenmesine Dair Kanun, 1 Ağustos 2014&rsquo;te ise Kadına Y&ouml;nelik Şiddet ve Aile İ&ccedil;i Şiddetin &Ouml;nlenmesi ve Bunlarla M&uuml;cadeleye Dair Avrupa Konseyi S&ouml;zleşmesi&rsquo;nin (İstanbul S&ouml;zleşmesi) y&uuml;r&uuml;rl&uuml;ğe girdiğini belirten Kılı&ccedil;arslan, s&ouml;zleşmenin &ouml;nemine ilişkin, <strong>&ldquo;İstanbul S&ouml;zleşmesi, uluslararası hukukta, şiddetin kadın erkek eşitsizliğinin ve kadınlara karşı yapılan ayrımcılığın bir sonucu olduğunun vurgulandığı ilk s&ouml;zleşmedir. İstanbul S&ouml;zleşmesi, fiziksel, cinsel, ekonomik ve duygusal her t&uuml;r şiddetle m&uuml;cadele konusunda </strong>&lsquo;&Ouml;nleme, Koruma, Kovuşturma ve Destek Politikalarından&rsquo;<strong> oluşan d&ouml;rt temel yaklaşım i&ccedil;eren ilk s&ouml;zleşmedir. Bu uluslararası metin aynı zamanda şiddetle m&uuml;cadelede bağımsız bir izleme mekanizması bulunan ve yaptırım g&uuml;c&uuml; olan bağlayıcı metindir&rdquo;</strong> şeklinde a&ccedil;ıklama yaptı.</p> <p>T&uuml;rkiye&rsquo;nin İstanbul S&ouml;zleşmesi&rsquo;nden &ccedil;ekildiğini ancak s&ouml;zleşmeyi referans alarak y&uuml;r&uuml;rl&uuml;ğe giren 6284 sayılı kanunun hala y&uuml;r&uuml;rl&uuml;kte olduğunu ifade eden Kılı&ccedil;arslan, bu kanunun akıbetinin belirsiz olduğunu s&ouml;yledi.</p> <p><strong>S&ouml;zleşmenin i&ccedil;eriği </strong></p> <p>S&ouml;zleşmenin 3. maddesinin 4. bendinde yer alan ifadelerin T&uuml;rkiye&rsquo;de pek &ccedil;ok kesimde tartışmalara neden olduğunu s&ouml;yleyen Kılı&ccedil;arslan, madde kapsamında cinsel y&ouml;nelimin de sayılmasının eşcinselliği teşvik edici nitelikte yorumlandığını anımsatarak, s&ouml;zleşmenin i&ccedil;eriğine ilişkin şu bilgileri verdi:</p> <p><strong>&ldquo;S&ouml;zleşmenin amacı, kadınları her t&uuml;rl&uuml; şiddete karşı korumak ve kadına karşı şiddeti ve aile i&ccedil;i şiddeti &ouml;nlemek, kovuşturmak ve ortadan kaldırmak. Aynı zamanda kadına karşı her t&uuml;rl&uuml; ayrımcılığın ortadan kaldırılmasına katkıda bulunarak, kadınları g&uuml;&ccedil;lendirmek, eşitliği yaygınlaştırmak, mağdurları korumak onlara yardımcı olmak ve bu anlamda &ccedil;eşitli politikalar geliştirerek, tedbirler almak. Bu s&ouml;zleşmeyle beraber Avrupa Konseyi &uuml;yesi &uuml;lkelerce uluslararası işbirliğinin yaygınlaştırılması, b&uuml;t&uuml;nc&uuml;l bir yaklaşımın benimsenmesi i&ccedil;in kuruluşların ortak hareket etmesini sağlamak hedefleniyor. S&ouml;zleşmeye taraf olan &uuml;lkeler, aile i&ccedil;i şiddet de dahil olmak &uuml;zere kadınları orantısız bi&ccedil;imde etkileyen, kadına karşı her t&uuml;rl&uuml; şiddet i&ccedil;in s&ouml;zleşmenin h&uuml;k&uuml;mlerinin uygulanmasına teşvik ediyor. S&ouml;zleşme h&uuml;k&uuml;mlerinde, tarafların, h&uuml;k&uuml;mlerin uygulanmasında toplumsal şiddete dayalı şiddetin kadın mağdurlarına &ouml;zel olarak dikkat g&ouml;sterecekleri, bu s&ouml;zleşmenin barış zamanında ve silahlı &ccedil;atışma durumlarında ge&ccedil;erli olacağı belirtiliyor. Yine tarafların, bu s&ouml;zleşme h&uuml;k&uuml;mlerinin, &ouml;zellikle de mağdurların haklarını korumaya y&ouml;nelik tedbirlerin, cinsiyet, toplumsal cinsiyet, ırk, renk, dil, din, siyasi veya başka t&uuml;r g&ouml;r&uuml;ş, ulusal veya sosyal k&ouml;ken, bir ulusal azınlıkla bağlantılı olma, m&uuml;lk, doğum, cinsel y&ouml;nelim, toplumsal cinsiyet kimliği, sağlık durumu, engellilik, medeni hal, g&ouml;&ccedil;men veya m&uuml;lteci stat&uuml;s&uuml; veya başka bir stat&uuml; gibi, herhangi bir temele dayalı olarak ayrımcılık yapılmaksızın uygulanmasını temin edeceklerine dikkat &ccedil;ekiliyor. Bu maddelerin yanı sıra ayrıca tarafların, s&ouml;zleşme kapsamındaki her t&uuml;rl&uuml; şiddetin &ouml;nlenmesi ve m&uuml;cadele edilmesine y&ouml;nelik t&uuml;m tedbirleri i&ccedil;eren devlet &ccedil;apında etkili, kapsamlı ve birbiriyle koordineli politikaların benimsenip uygulanmasını, gerekli yasal ve diğer tedbirlerin alınması ile kadına karşı şiddete karşı b&uuml;t&uuml;nc&uuml;l bir karşılığın verilmesinin temini de yer almaktadır.&rdquo;</strong></p> <p><strong>&ldquo;Kadına y&ouml;nelik şiddet tek y&ouml;nl&uuml; değil&rdquo;</strong></p> <p>Kadına y&ouml;nelik şiddet vakalarının d&uuml;nyanın pek &ccedil;ok yerinde artış g&ouml;sterdiğini ancak bunun insan hakları ihlali olduğunun altını &ccedil;izen Kılı&ccedil;arslan, ulusal ve uluslararası &ccedil;alışmaların aile i&ccedil;i ve cinsel şiddetin b&uuml;t&uuml;n toplumlarda yaygın olduğunu ortaya koyduğunu, her yıl pek &ccedil;ok kadının korktuğu i&ccedil;in yahut sesini duyuramadığı i&ccedil;in hayatını kaybettiğini s&ouml;yledi.</p> <p>Kılı&ccedil;arslan D&uuml;nya &uuml;zerinde kadına y&ouml;nelik şiddettin sebeplerine ve &ouml;nlenmesine dair ciddi &ccedil;alışmalar yapıldığını ifade ederken, <strong>&ldquo;Kadına y&ouml;nelik şiddet deyince aklımıza, aile &uuml;yelerinden ya da partnerlerinden fiziksel şiddet g&ouml;ren kadınlar geliyor. Oysa kadına y&ouml;nelik şiddet yalnızca fiziksel boyutuyla değil, cinsel, psikolojik, ekonomik y&ouml;nleriyle de ele alınmalıdır. Kadınlar sadece aile i&ccedil;inde değil sosyal yaşamlarının her aşamasında bu şiddet t&uuml;rlerinden birine maruz kalıyor. Bunu &ouml;nlemek i&ccedil;in de eğitimli bir toplum yaratmak ve yaptırım g&uuml;c&uuml; y&uuml;ksek hukuki normlar ortaya koymak gerekiyor&rdquo; </strong>dedi.</p> <p><strong>&ldquo;Kadınları toplumsal yaşamın merkezine koymalıyız&rdquo;</strong></p> <p>Kadınların sosyal hayatta daha etkin şekilde varlık g&ouml;stermesinin şiddeti engellemek kadar &ouml;nemli olduğunu vurgulayan Kılı&ccedil;arslan, bu anlamda sivil toplum &ouml;rg&uuml;tlerine de b&uuml;y&uuml;k g&ouml;revler d&uuml;şt&uuml;ğ&uuml;n&uuml; s&ouml;yledi.</p> <p>Kılı&ccedil;arslan, şiddeti sonlandırmanın ayrımcılığın &ouml;nlenmesine bağlı olduğunu belirterek,<strong> &ldquo;Kadınların katacağı değere, yaşamın her alanında ihtiyacımız var. Bu nedenle hem iş hem de sivil toplum kanadı y&ouml;netimlerinin en az yarısını kadınlardan oluşturmalıdır. Kadınları toplumsal yaşamın merkezine koymalıyız&rdquo;</strong> diye konuştu.</p> <p>Avukat Kılı&ccedil;arslan, şiddeti sonlandırmanın ayrımcılığı sonlandırmaya bağlı olduğuna ayrıca vurgu yaptı.</p> <p><strong>Naz Akman - Ankara</strong></p>

İlginizi Çekebilir

TÜM HABERLER