© Aydın Şafak

“Artık vakit seçim vakti..”

İYİ PARTİ GENEL BAŞKANI MERAL AKŞENER: "HAYDİ ERDOĞAN, VAKİT TAMAM. ÇIRPINMANIN, ÇAMURA YATMANIN ALEMİ YOK. ARTIK VAKİT SANDIK VAKTİ. ARTIK VAKİT SEÇİM VAKTİ.."

<p><span>İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, Merkez Bankası Başkanı Şahap Kavcıoğlu'nun rezerv a&ccedil;ıklamasına ilişkin, "E madem o kadar rezervin var, m&uuml;dahale etsene. Niye doların artışına seyirci kalıyorsun" dedi. Merkez Bankası'nda yaşanan g&ouml;revden almalara da tepki g&ouml;steren Akşener, "Erdoğan sayesinde artık mevsimlik iş&ccedil;i oldular. Yazlık Merkez Bankası Başkanı ayrı, kışlık Merkez Bankası Başkanı ayrı. Her sezona yeni bir başkanla giriyoruz&rdquo; diye konuştu. Akşener, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan&rsquo;a hitaben, &ldquo;&lsquo;Vakit T&uuml;rkiye vakti&rsquo; diye iş başına gelenlerin artık bu milletin yakasından d&uuml;şme vakti geldi de &ccedil;attı. Haydi Sayın Erdoğan, vakit tamam. &Ccedil;ırpınmanın, &ccedil;amura yatmanın alemi yok. Milletimiz bu gidişe daha fazla tahamm&uuml;l edemez. Artık vakit, hesap vakti. Artık vakit, sandık vakti. Artık vakit, se&ccedil;im vakti" dedi.</span></p> <p><span>Meral Akşener, partinin TBMM&rsquo;deki grup toplantısında son siyasi ve ekonomik gelişmeleri değerlendirdi. Akşener&rsquo;in konuşmasından &ouml;ne &ccedil;ıkan satır başları ş&ouml;yle:</span></p> <p><strong><span>T&Uuml;M YETKİLER KENDİSİNDE, ETKİ ORTADA</span></strong></p> <p><span>&ldquo;Biliyorsunuz, 3 yıl &ouml;nce Sayın Erdoğan, adeta &lsquo;Ver yetkiyi, g&ouml;r etkiyi&rsquo; diyerek bizlere bir s&ouml;z vermişti. Neydi o s&ouml;z? Arkadaş, bizlere faizle, enflasyonla, dolarla, nasıl m&uuml;cadele edilir g&ouml;sterecekti değil mi? Nitekim bug&uuml;n &uuml;lkemizde devletin bankaları onun yetkisinde. Medyanın b&uuml;y&uuml;k &ccedil;oğunluğu onun kontrol&uuml;nde. Hazine, maliye, yine onun yetkisinde. Hatta bağımsız olması gereken Merkez Bankası bile onun yetkisinde. Yani t&uuml;m yetkiler kendisinde. Peki ya etki? Etki ortada: Faizler ve enflasyon tavan, dolar 10 liraya koşuyor. İşsizlik alıp başını gitmiş. &Ccedil;ift&ccedil;i, esnaf, emekli, herkes perişan. İşte size partili Cumhurbaşkanlığı ile u&ccedil;an T&uuml;rkiye. İşte size tam yetkili Sayın Erdoğan&rsquo;ın 3 yılda &uuml;lkemize olan etkisi&hellip;</span></p> <p><strong><span>YAZLIK MERKEZ BANKASI BAŞKANI AYRI, KIŞLIK MERKEZ BANKASI BAŞKANI AYRI</span></strong></p> <p><span>G&ouml;sterdiği bu olağan&uuml;st&uuml; y&ouml;netim performansı yetmiyormuş gibi, kendisi bir de adeta dolaptaki yazlıklarla, kışlıkları değiştiriyormuş gibi Merkez Bankası başkanlarını değiştirmeyi de son zamanlarda alışkanlık haline getirdi. Normalde g&ouml;rev s&uuml;releri 4 yıl olan Merkez Bankası başkanları, Sayın Erdoğan sayesinde artık mevsimlik iş&ccedil;i oldular. Yazlık Merkez Bankası Başkanı ayrı, kışlık Merkez Bankası Başkanı ayrı. Her sezona yeni bir başkanla giriyoruz.&nbsp;Ge&ccedil;tiğimiz hafta faiz indirimine mesafeli duran kurul &uuml;yelerine de el attı. Bunun ka&ccedil;ınılmaz etkisi olarak da milletimizi dizginlenemeyen bir dolar kuruyla baş başa bıraktı. Sayın Erdoğan, farkında mısın artık bilmiyorum ama sen bildiğini okumaya, her şey yolundaymış gibi davranıp sorumsuzca konuşmaya ve sorunları &ccedil;&ouml;zmek yerine halının altına s&uuml;p&uuml;rmeye devam ettik&ccedil;e dolar artıyor.</span></p> <p><strong><span>128 MİLYAR DOLARI &Ccedil;ATIR &Ccedil;ATIR YEDİLER</span></strong></p> <p><span>Dolar arttık&ccedil;a milletimizin alım g&uuml;c&uuml; d&uuml;ş&uuml;yor. Dolar arttık&ccedil;a esnafımız sattığının yerine yenisini koyamıyor. Dolar arttık&ccedil;a &ccedil;ift&ccedil;inin mazotu, g&uuml;bresi, ilacı, tohumu zamlanıyor. Dolar arttık&ccedil;a orta &ouml;l&ccedil;ekli firmalarımız zora giriyor, servetimiz el değiştiriyor, firmalarımız yok pahasına yabancıların eline ge&ccedil;iyor. Yani milletimiz perişan oluyor. Ve t&uuml;m bunlar olurken Maliye Bakanı zaten ortada yok, sense sadece seyrediyorsun. Aynı senin seyrettiğin gibi Merkez Bankası Başkanı da seyrediyor. Bu arkadaş, bir de &ccedil;ıkmış &lsquo;125 milyar dolar rezervimiz var&rsquo; diyor. E madem o kadar rezervin var, m&uuml;dahale etsene. Niye doların artışına seyirci kalıyorsun? Niye milletimizin yoksullaşmasına kayıtsız kalıyorsun? M&uuml;dahale etsene kardeşim! Edemez, edemez. &Ccedil;&uuml;nk&uuml; rezervler Merkez Bankası&rsquo;nın değil. 128 milyar doları &ccedil;atır &ccedil;atır yediler. Merkez Bankası da tam takır, kuru bakır kaldı. Şimdi de &ouml;d&uuml;n&ccedil; aldıkları d&ouml;vizler i&ccedil;in alacaklılar kapıda bekliyor. İşte o nedenle m&uuml;dahale edemez. Şu anda Merkez Bankası&rsquo;nın net rezervi maalesef eksi 43 milyar dolar. Yani Merkez Bankası, bug&uuml;n 'd&uuml;kk&acirc;nı kapatacağım' dese 43 milyar dolar paraya ihtiyacı var.</span></p> <p><strong><span>T&Uuml;RKİYE'NİN EN G&Uuml;ZİDE KURUMUNDA NE BAĞIMSIZLIK KALDI NE İTİBAR</span></strong></p> <p><span>Her seferinde s&ouml;yledik, her seferinde uyardık. Bug&uuml;n burada yine tekrar ediyorum: Merkez Bankası, g&uuml;c&uuml;n&uuml; itibarından alır. İtibarı da bağımsızlığından gelir. Ama Sayın Erdoğan sağ olsun, T&uuml;rkiye&rsquo;nin en g&uuml;zide kurumunda ne bağımsızlık kaldı ne de itibar. Bak Sayın Erdoğan, her sorunun &ccedil;&ouml;z&uuml;m&uuml; &ouml;nce doğru teşhisle başlar. Milletimizin sana verdiği t&uuml;m bu yetkiler sonrasında dolar kurunun son 3 yılda 4,5 liradan 9,33 liraya &ccedil;ıkmasının sebebi sensin, sen. Bunu artık kabul et. &nbsp;Sen, s&ouml;z&uuml;m ona faizleri d&uuml;ş&uuml;rd&uuml;n ama T&uuml;rkiye&rsquo;nin risk primi arttı. Risk primi artınca tahvil faizleri arttı. Ticari kredilerin faizleri arttı. D&ouml;viz cinsinden bulunacak dış kaynak i&ccedil;in &ouml;denecek faiz de arttı. Senin bu beceriksizliğin y&uuml;z&uuml;nden devlet b&uuml;t&ccedil;esinden sadece bu yıl 200 milyar lira faiz &ouml;demesi yapılacak. Bu 200 milyar lira, T&uuml;rkiye&rsquo;de kayıtlı 22 milyon &ccedil;alışanın vergilerinden daha y&uuml;ksek. Yani 22 milyonun &ouml;dediği verginin tamamı faize gidecek. Dahası var. Kurdaki bir liralık artış, dış borcumuzu da 450 milyar lira artırıyor.</span></p> <p><strong><span>ONLARIN CEPLERİNDEN KURUŞ &Ccedil;IKMAYACAK, L&Uuml;K&Uuml;S HAYATLARI TAM GAZ S&Uuml;RECEK</span></strong></p> <p><span>Sayın Erdoğan partili Cumhurbaşkanı olarak g&ouml;reve geldiğinden bu yana &uuml;lkemizin dış borcu tam 2 trilyon lira arttı. Peki bu bor&ccedil; nasıl &ouml;denecek biliyor musunuz? &Uuml;r&uuml;n fiyatları artacak, &ouml;yle &ouml;denecek. Gıda fiyatları artacak, &ouml;yle &ouml;denecek. Doğal gaz ve elektrik fiyatları artacak, &ouml;yle &ouml;denecek. Giyim kuşam fiyatları artacak, &ouml;yle &ouml;denecek. Yani bizlerin cebinden &ccedil;ıkan para ile &ouml;denecek. Onların ceplerinden kuruş &ccedil;ıkmayacak, l&uuml;k&uuml;s hayatları tam gaz s&uuml;recek, faturayı millet olarak hepimiz &ouml;deyeceğiz.</span></p> <p><strong><span>HAYDİ ERDOĞAN VAKİT TAMAM</span></strong></p> <p><span>Millet&ccedil;e bize bu faturayı kesen de bu hesabı &ouml;deten de bizzat Sayın Erdoğan&rsquo;dır. Paramızın pul olmasının sebebi de bor&ccedil; i&ccedil;inde y&uuml;zmemizin nedeni de bizzat Sayın Erdoğan&rsquo;dır. 2018&rsquo;de aldığı yetkiyle sefa s&uuml;ren de milletimizin kendisine g&ouml;sterdiği g&uuml;veni boşa &ccedil;ıkartan da bizzat Sayın Erdoğan&rsquo;dır. İşte o nedenle &lsquo;Vakit T&uuml;rkiye vakti&rsquo; diye iş başına gelenlerin artık bu milletin yakasından d&uuml;şme vakti geldi de &ccedil;attı. Haydi Sayın Erdoğan, vakit tamam. &Ccedil;ırpınmanın, &ccedil;amura yatmanın alemi yok. Milletimiz bu gidişe daha fazla tahamm&uuml;l edemez. Artık vakit, hesap vakti. Artık vakit, sandık vakti. Artık vakit, se&ccedil;im vakti. Artık vakit, iyilerin vakti.</span></p> <p><strong><span>İSTİKRARSIZLAŞAN SURİYEYİ PKK'NIN ELİNE BIRAKTI</span></strong></p> <p><span>Sayın Erdoğan ve arkadaşları, dış politikayı da tıpkı ekonomiyi y&ouml;nettiği gibi y&ouml;netiyor. Yani akılsız ekonomi politikaları ve keyfi kararlar, nasıl risk primimizi arttırıp &ouml;dediğimiz bedeli yukarı &ccedil;ekiyorsa benzer bir durumu dış politikada da yaşıyoruz. Biz, bug&uuml;n Suriye&rsquo;de, Sayın Erdoğan&rsquo;ın &ouml;nce ABD&rsquo;ye ardından da Rusya&rsquo;ya sorumsuzca verdiği tutulması m&uuml;mk&uuml;n olmayan s&ouml;zlerin bedelini &ouml;d&uuml;yoruz. Kendisi Suriye&rsquo;de şahsının politikalarını uyguluyor, bedelini de milletimiz cebiyle, Mehmet&ccedil;iğimiz ise canıyla &ouml;d&uuml;yor. Gelin, hep birlikte yakın ge&ccedil;mişi bir hatırlayalım: Suriye&rsquo;de i&ccedil; savaş ilk başladığında Sayın Erdoğan, Şam&rsquo;da cuma namazı kılma hayallerinin peşine d&uuml;şt&uuml;. Bu hayalini de ABD&rsquo;nin desteğiyle ger&ccedil;ekleştirebileceğini d&uuml;ş&uuml;nd&uuml;. Bunun i&ccedil;in Şam h&uuml;k&ucirc;metini tamamen karşısına aldı. Beraber deniz tatili yaptığı kardeşi Esat&rsquo;ı anında &lsquo;Katil Esed&rsquo; yaptı. İstikrarsızlaşan Suriye&rsquo;yi de PKK&rsquo;nın eline bıraktı.</span></p> <p><strong><span>BU SEFERDE D&Uuml;MENİ RUSYA'YA KIRDI</span></strong></p> <p><span>2015 yılının ekim ayında, ABD&rsquo;nin Esad&rsquo;ı devirmek i&ccedil;in savaşmaya hi&ccedil; de niyetli olmadığını anlayan Rusya bizzat Suriye&rsquo;ye asker &ccedil;ıkarınca, Sayın Erdoğan da kısa bir bocalamanın ardından bu sefer de d&uuml;meni Rusya&rsquo;ya kırdı. Bu d&ouml;nemde Rusya ile iyi ilişkiler kurmak i&ccedil;in taviz &uuml;st&uuml;ne taviz verdi. Bu d&acirc;hiyane, &lsquo;ne vereyim abime&rsquo; yaklaşımının sonucunda, bug&uuml;n başımıza bela olan ve fellik fellik kurtulmanın yollarını aradığımız S-400&rsquo;ler, 2,5 milyar dolar peşin para karşılığında satın alındı. Sayın Erdoğan&rsquo;ın b&uuml;t&uuml;n &ouml;nemli milli ve tırnak i&ccedil;i yerli konularda bakış a&ccedil;ısı, &lsquo;parasal karşılığı nedir&rsquo; &uuml;zerindendir. &Ouml;yle ki T&uuml;rkiye, bu alımı yaptığı i&ccedil;in yıllardır yatırım yaptığı, F-35 projesinden &ccedil;ıkartıldı ve yaklaşık 11 milyar dolarlık bir kayba uğradı. Dolayısıyla S-400 işinin bize maliyeti, 13,5 milyar dolar yani 120 milyar T&uuml;rk lirası oldu. Bunun karşılığında ise elimizde dekoratif roketlerimiz, F-35&rsquo;lerin de posterleri kaldı. S&uuml;recin devamında iktidar, 2018 yılında imzaladığı So&ccedil;i mutabakatında, İdlib&rsquo;teki radikal unsurların Şam h&uuml;k&ucirc;metine ve Rus birliklerine herhangi bir saldırıda bulunmayacağını garanti etti. &Uuml;stelik Sayın Erdoğan, bununla da yetinmedi. Herhangi bir saldırı durumunda Rusya ile ortak tepki vereceğini de taahh&uuml;t etti. T&uuml;m itirazlarımıza ve uyarılarımıza rağmen y&uuml;r&uuml;t&uuml;len bu akıllara zarar diplomasinin ilk acı sonucunda, 2020 yılının şubat ayında İdlib&rsquo;de 33 evladımız şehit oldu. Yani So&ccedil;i mutabakatına uymayan Rusya ve Esad oldu, ama g&ouml;r&uuml;şme talep eden yine biz olduk. Askerimizi şehit eden Rusya ve Esad oldu, ama Putin&rsquo;in ayağına gidip kapılarda bekletilen yine biz olduk. Moskova&rsquo;da kazanan Rusya ve Esad oldu ama geri adım atan yine biz olduk.</span></p> <p><strong><span>SIRF İ&Ccedil; POLİTİKADA R&Uuml;ZGAR OLSUN DİYE&hellip;</span></strong></p> <p><span>Sayın Erdoğan, şu ana kadar aldığın t&uuml;m yanlış kararlar &uuml;lkemizi bu noktaya getirdi. Şimdi de &ccedil;ıkmış, &lsquo;Tehditleri orada ya etkin g&uuml;&ccedil;lerle ya da kendi imk&acirc;nlarımızla bertaraf etmekte kararlıyız&rsquo; diyorsun. Ama kimin elinin kimin cebinde olduğu belli olmayan bir yerde bunu neye g&uuml;venerek s&ouml;yl&uuml;yorsun? Mesela ge&ccedil;tiğimiz g&uuml;nlerde kankan Putin&rsquo;le yaptığın gizli g&ouml;r&uuml;şmede, Rusya&rsquo;nın hava sahasını bize a&ccedil;acağının garantisini aldın mı? Ge&ccedil;mişte sırf i&ccedil; politikada r&uuml;zgar olsun diye yaptığın dış politika giderlerinden sonra her defasında verdiğin tavizlerden yola &ccedil;ıkarak seni şimdiden uyarmak istiyorum: Bu milletin parasını daha fazla sokağa atamazsın. Eğer Afrin&rsquo;de kalmak i&ccedil;in her iki senede bir Putin&rsquo;e 2,5 milyar dolar &ouml;deyeceksen sana &lsquo;ev sahibi&rsquo; değil &lsquo;kiracı&rsquo; derler. Toprak b&uuml;t&uuml;nl&uuml;ğ&uuml;n&uuml; koruyan bir Suriye, T&uuml;rkiye&rsquo;nin lehinedir. O nedenle ya Esad&rsquo;la masaya otur ve Şam h&uuml;k&ucirc;metinin egemenlik tesis etmesine yardımcı ol ya da b&ouml;lgedeki Mehmet&ccedil;iğimizi korumak i&ccedil;in gereken tedbirleri bir an &ouml;nce al. Ama sakın g&uuml;n&uuml; kurtarmak ve kamuoyunu oyalamak i&ccedil;in Putin&rsquo;e o haracı &ouml;demeyi aklından ge&ccedil;irme. Yoksa milletimizin emeğinin, evlatlarımızın geleceğinin hesabını sormak i&ccedil;in karşında bizi bulursun.</span></p> <p><span>Sen, artık ge&ccedil;mişte sana g&uuml;venip oy verenleri bile umursamayacak kadar milletinden kopmuş olsan da ben, milletin meclisinde milletimizin dertlerini konuşmaya devam edeceğim. Sen ve yancıların, milletimizin feryadına bile &lsquo;tiyatro&rsquo; deyip ge&ccedil;seniz de ben, memleketi il il, il&ccedil;e il&ccedil;e dolaşıp milletimizle buluşmaya devam edeceğim. Sen, duyulmasın, g&ouml;r&uuml;lmesin diye yayınları kestirsen de ben, her hafta bu k&uuml;rs&uuml;de s&ouml;z&uuml; milletimize bırakmaya devam edeceğim.</span></p> <p><strong><span>İSTİHDAMDA&nbsp;T&Uuml;RKİYE ORTADOĞU VE KUZEY AFRİKA&rsquo;NIN İLERİ DEMOKRASİLERİYLE REKABET EDİYOR</span></strong><span>&nbsp;</span></p> <p><span>Partili Cumhurbaşkanlığı Sistemi&rsquo;ne ge&ccedil;tiğimiz 2018 yılından bug&uuml;ne kadar, &ccedil;alışma &ccedil;ağındaki n&uuml;fusumuz 3 milyon artarken &ccedil;alışan kişi sayımız 667 bin azaldı. İşsiz sayımız da 678 bin arttı. İşg&uuml;c&uuml;ne katılma oranımız 2,5 puan, istihdam oranımız ise 3,4 puan azaldı. Hatırlayın; iktidara geldiklerinden beri &ouml;zel sekt&ouml;re dayalı bir b&uuml;y&uuml;me ve istihdam modeli inşa edeceklerini s&ouml;yleyenler, nedense son yıllarda bunu pek dile getiremez oldular. Bu ilgin&ccedil; durumun nedeni, Cumhurbaşkanlığı Strateji ve B&uuml;t&ccedil;e Başkanlığı&rsquo;nın verilerinde saklı. Bu verilere g&ouml;re; &uuml;lkemizde kamuda istihdam edilenlerin sayısı, 2017&rsquo;nin ikinci &ccedil;eyreğinden 2021&rsquo;in ikinci &ccedil;eyreğine, tam 1 milyon 244 bin kişi artmış. Yani d&ouml;rt yılda 1 milyon 244 bin kamu &ccedil;alışanı, pek de liyakat kriterleri g&ouml;zetilmeden işe alınmış. Aynı d&ouml;nemdeki T&Uuml;İK verilerine g&ouml;reyse toplam istihdamdaki artış 103 bin kişi olmuş. Bu ne demek biliyor musunuz? Bu, &ouml;zel sekt&ouml;rdeki istihdam 1 milyon 141 bin kişi azalmış demek. Yani &ouml;zel sekt&ouml;rde işten &ccedil;ıkarılan her 100 kişiye karşılık, kamuda 109 kişi işe alınmış demek. Nitekim bug&uuml;n &uuml;lkemizde kayıtlı &ccedil;alışanların d&ouml;rtte biri kamu tarafından istihdam ediliyor. Bu &ouml;yle bir oran ki sadece iş d&uuml;nyasını demokrasiye doyurmalarıyla meşhur Ortadoğu ve Kuzey Afrika &uuml;lkelerinde g&ouml;r&uuml;lebiliyor. Yani istihdamda Avrupa &uuml;lkeleriyle rekabet edebilecek potansiyele sahipken Sayın Erdoğan ve fevkalade yetkin mesai arkadaşlarının elinde T&uuml;rkiye, Ortadoğu ve Kuzey Afrika&rsquo;nın ileri demokrasileriyle rekabet ediyor. Vizyona bakar mısınız? İktidardakilerin d&uuml;nya liginde &uuml;lkemiz i&ccedil;in layık g&ouml;rd&uuml;ğ&uuml; yere bakar mısınız? Yazıklar olsun.</span></p> <p><strong><span>&Ouml;ZEL SEKT&Ouml;R &Ouml;N&Uuml;N&Uuml; G&Ouml;REMİYOR</span></strong></p> <p><span>Peki &uuml;lkemizde &ouml;zel sekt&ouml;r neden istihdam sağlayamıyor? Cevabı basit. &Ccedil;&uuml;nk&uuml; &ouml;zel sekt&ouml;r &ouml;n&uuml;n&uuml; g&ouml;remiyor. Ne d&ouml;viz kurunu ne finansman maliyetini ne de saat başı keyfi bir şekilde değişen vergi mevzuatını kestirebiliyor. H&acirc;l b&ouml;yle olunca da yeni iş sahaları oluşturmak i&ccedil;in yapması gereken yatırımları devamlı erteliyor. &Ouml;zel sekt&ouml;r yeterli iş sağlayamayınca ne oluyor? O zaman da zaten az sayıdaki &ccedil;alışanımızın pazarlık g&uuml;c&uuml; azalıyor. B&ouml;yle bir ortamda ise hem &uuml;cretler d&uuml;ş&uuml;k oluyor hem de kayıt dışına y&ouml;nelim oranı artıyor. &nbsp;&Uuml;lkemizde &uuml;cretlerin mill&icirc; gelirden aldığı payın tarihin en alt seviyesine inmesi de işte tam olarak bu y&uuml;zden. T&uuml;m bu acı tablo i&ccedil;erisinde bir yandan da kamuda işe girmek i&ccedil;in AK Partili amca, teyze, dayı ve kayın&ccedil;olar &uuml;zerinden giden gayri ahlaki torpil mekanizmaları &ccedil;alışmaya başlıyor. Yani artık AK Parti iktidarı sayesinde siyaset&ccedil;iler vatandaşa değil, vatandaş siyaset&ccedil;ilere hizmet etmeye başlıyor. Nitekim T&Uuml;GVA gibi ne dolaplar &ccedil;evirdiği daha yeni yeni a&ccedil;ığa &ccedil;ıkmaya başlayan vakıf g&ouml;r&uuml;n&uuml;ml&uuml; alengirli yapılar da bu sayede g&uuml;&ccedil;lenmeye başlıyor.</span></p> <p><strong><span>İKİNCİ ŞANS OKULLARI VE GARANTİLİ YETENEK PROGRAMLARI</span></strong></p> <p><span>Bir diğer b&uuml;y&uuml;k problem de sayısı her ge&ccedil;en g&uuml;n artan ne eğitimde ne istihdamda olan gen&ccedil;lerimiz. Bunu &ccedil;&ouml;zmek i&ccedil;in de İYİ Parti iktidarında İkinci Şans Okulları&rsquo;nı ve Garantili Yetenek Programları&rsquo;nı hayata ge&ccedil;ireceğiz. İkinci Şans Okulları ile umudunu kaybetmiş ve uzun s&uuml;redir işsiz olan gen&ccedil;lerimize tekrar eğitim imk&acirc;nı sağlayarak onları istihdama kazandıracağız. Garantili Yetenek Programları&rsquo;yla ise yeni bir kariyer alanına y&ouml;nelmek veya becerilerini geliştirmek isteyen gen&ccedil;lerimize katılım karşılığında haftalık belirli bir &uuml;cret vererek eğitim olanakları sağlayacağız. Bu anlattıklarım hayal değil. Hepsinin fizibilitesi, finansman planlaması ve yol haritası hazırlandı. İktidara geldiğimizde d&uuml;ğmeye basmamız yeterli.</span></p> <p><strong><span>KENDİSİNİ İLK SE&Ccedil;İMDE EMEKLİ EDİP &Ccedil;EKTİĞİ BU &Ccedil;İLEYE SON VERECEĞİZ</span></strong></p> <p><span>Milletimize iyi gelmek, T&uuml;rkiye&rsquo;yi iyileştirmek i&ccedil;in durmadan &ccedil;alışmaya devam ediyoruz. &Ccedil;&uuml;nk&uuml; biliyoruz ki projelerimizi, programlarımızı ve &ccedil;&ouml;z&uuml;mlerimizi uygulamaya koyacağımız g&uuml;nler &ccedil;ok yakın. İnancımız tam, enerjimiz y&uuml;ksek. Emin adımlarla iktidara y&uuml;r&uuml;yoruz. Bu memleketi hak ettiği gibi y&ouml;netmeye geliyoruz. E tabi bu sırada Sayın Erdoğan&rsquo;ın uykularını da fena h&acirc;lde ka&ccedil;ırdığımızı biliyoruz. Verdiğimiz rahatsızlıktan dolayı &ouml;z&uuml;r dilerim. Ama Sayın Erdoğan hi&ccedil; merak etmesin. Az kaldı, sandık ufukta g&ouml;r&uuml;nd&uuml;. Kendisini ilk se&ccedil;imde emekli edip &ccedil;ektiği bu &ccedil;ileye son vereceğiz. Bu vesileyle kendisine şimdiden emeklilik planlarını yapmaya başlamasını tavsiye ediyorum.</span></p> <p><strong><span>4 DEĞİL 40 YILDA UĞRAŞSANIZ BİZİMLE BAŞ EDEMEYECEKSİNİZ</span></strong></p> <p><span>25 Ekim&rsquo;de partimizin 4&rsquo;&uuml;nc&uuml; yaş g&uuml;n&uuml;n&uuml; kutlayacağız. Şunu unutmayın ki biz, T&uuml;rkiye&rsquo;nin i&ccedil;erisine hapsolduğu en karanlık g&uuml;nlerde &lsquo;T&uuml;rkiye İYİ olacak&rsquo; diyerek memleketimize g&uuml;neş olduk. Umutsuzluğun h&uuml;k&uuml;m s&uuml;rd&uuml;ğ&uuml; bir d&ouml;nemde &lsquo;Umudunu kesme sakın, bak iyiler var&rsquo; diyerek milletimize umut verdik. Siyasetin yan gelip yatmaya alıştığı zamanlarda &lsquo;Millet bizi &ccedil;ağırıyor&rsquo; diyerek yollara d&uuml;şt&uuml;k. Bug&uuml;n de acemi ellerde hırpalanmış cennet vatanımız i&ccedil;in &lsquo;T&uuml;rkiye iyileşecek&rsquo; diyerek iktidara y&uuml;r&uuml;yoruz. Adil, mutlu ve huzurlu bir T&uuml;rkiye i&ccedil;in &ccedil;ıktığımız bu kutlu yolda elbette &ouml;n&uuml;m&uuml;z&uuml; kesmek isteyenler, karşımıza dikilenler olacak. Buradan onlara seslenmek istiyorum: Elinizden geleni ardınıza koymayın! Ne yaparsanız yapın, iyileri durduramayacaksınız! Ne s&ouml;ylerseniz s&ouml;yleyin, yolumuzdan saptıramayacaksınız! 4 değil, 40 yıl da uğraşsanız bizimle baş edemeyeceksiniz! &Ccedil;&uuml;nk&uuml; biz, İYİ Parti&rsquo;yiz! Size rağmen kurulduk. Size rağmen b&uuml;y&uuml;d&uuml;k. Size rağmen hala buradayız. Ve size rağmen iktidara gelip, size rağmen başaracağız! Ve o kutlu g&uuml;n geldiğinde, siz utanacaksınız. Biz başardık&ccedil;a siz utanacaksınız. T&uuml;rkiye b&uuml;y&uuml;d&uuml;k&ccedil;e, milletimiz zenginleştik&ccedil;e siz utanacaksınız. Bize attığınız iftiralardan utanacaksınız. Bize ettiğiniz k&ouml;t&uuml;l&uuml;klerden utanacaksınız. T&uuml;rkiye&rsquo;yi &ouml;yle y&ouml;neteceğiz ki yarın &lsquo;Peki siz ne yaptınız&rsquo; diye soracak olan torunlarınızdan utanacaksınız. &Ccedil;&uuml;nk&uuml; bizim yolumuz hak yoludur, hakikat yoludur. Bizim yolumuz millet yoludur. Bizim yolumuz &Ouml;mer&rsquo;in yoludur!&rdquo;</span></p> <p><strong><span>EMEKLİ ASTSUBAY BAĞRI: TSK'NIN EN B&Uuml;Y&Uuml;K MESELESİ ASTSUBAY MESELESİDİR</span></strong></p> <p><span>Akşener, konuşmasının bir b&ouml;l&uuml;m&uuml;nde emek Astsubay Fahrettin Bağrı&rsquo;ya s&ouml;z verdi. Bağrı ş&ouml;yle konuştu:</span></p> <p><span>"T&uuml;rk Silahlı Kuvvetleri&rsquo;nin en b&uuml;y&uuml;k meselesi astsubay meselesidir. Hallolmadık&ccedil;a sıkıntı ve azaplar bitmeyecektir. Mesleki itibar eşitlenmedik&ccedil;e bu sıkıntı ve azaplar &ccedil;ekilmeye devam edecektir. Şanlı şerefli T&uuml;rk Silahlı Kuvvetleri&rsquo;nde astsubay olmak, yurdun en &uuml;cra k&ouml;şelerinde canı pahasına g&ouml;rev yapmak, şehitlik ve gazi olmayı akıldan &ccedil;ıkarmamak, ordunun profesyonel insan g&uuml;c&uuml; değerinin en b&uuml;y&uuml;k değerini oluşturuyor olmak ve g&uuml;n&uuml; geldiğinde bu g&ouml;rev &uuml;zerinden emekli olmak, her ne hikmetse daima yetersiz g&ouml;r&uuml;ld&uuml;. Astsubayların &ouml;zl&uuml;k haklarıyla ilgili &ccedil;ıkarılan kanunların gerek&ccedil;e ve madde gerek&ccedil;eleri de hep mesleki nitelik y&ouml;n&uuml;nden temay&uuml;z etmek, subaylık nosyonu kazanmak ve y&uuml;ksek sicil notuna sahip olmak hedefi vardı. Komisyon ve genel kurul g&ouml;r&uuml;şmelerinde de siyasi partiler ve milletvekilleri bu amaca hi&ccedil; karşı &ccedil;ıkmadılar. Ben, sizlerin aracılığıyla soruyorum; ama&ccedil; subay olmaksa astsubay sınıfı neden vardır.&rdquo;</span></p>

İlginizi Çekebilir

TÜM HABERLER