0.542. 537 86 70

Yitik Şehir Aydın..

Aydın'ın, sürekli gerilemesindeki başlıca etkenlerden biri, Aydın'daki siyaset, devlet ve medyanın kifayetsizliği. Devlet-siyaset-iş dünyası-medya olarak, herkes utanmalı şehrin içine düşürüldüğü bu durumdan.

2021-09-15

Aydın, artık adı olup kendi olmayan bir şehir. Bildiğiniz siyaset - devlet - iş dünyası üçgeninde çeteleşmiş yapıların sefa sürdüğü, medyasının da bu pisliklere peşkir tuttuğu, polislerin bağlanıp hırsızların beyefendi olarak gezdiği bir şehir. Ne siyaset, ne ticaret, ne eğitim, ne sanat, ne kültür, hiç bir şey kalmamış. Kent kimliği, kent ahlakı yerle yeksan olmuş, sanki işgal yılları mezaliminde.

Siyasi amaçlı iki şarkıcı, türkücü çağırıp konser verdirmeyi, sanat ve gelime zanneden pespaye bir düşünce iklimi hakim kente.

Gelen şehre tek katkı yapmadan yiyip, içip, ağzını silip gidiyor.

Devlet mi?

O da ne?

Aydın'da boş yere aramayın.

Gazetecileri dersdest etmeyi marifet sayanlar, Didim örneğinde olduğu gibi kamu binalarını basıp polislere söven, siyen, devlette hükümette benim diyenlere ram olmuşlar.

Tüm bunlar olurken Vali Bey nerde mi dediniz?

Diyojen gündüz vakti fenerle arıyor Sayın Valimizi.

Mazbutluğuna, efendiliğine, dürüstlüğüne, ahlaki erdemlerine bir diyeceğimiz yok ve de kefil oluruz. Fakat iş Devlet vakarına, Devletin onuru ve şerefi, kamunun çıkarlarını korumaya gelince Sayın Valimiz eşkıyalığa soyunanlar sopayı yediklerinde kınama mesajı yayınlıyor, o eşkıyalığı yapanlar hakkında tek kelime etmiyor, belki de siyasi saikler nedeniyle edemiyor.

Şehrin diğer bir sorunlu alanı da Üniversite.

Sayın Valimiz oraya da çok uzak galiba.

Valilik binası nireee ADÜ Rektörlüğü nireeee...

Şimdi kalkacaksınız, Rektörlük binasına gideceksiniz, ADÜ’nün eğitimde içine düştüğü içler acısı durumları irdeleyeceksiniz, ohooo uzun iş.

Milli ve dini bayramlar iki çelenk iki kutlama mesajı, Valilik varmış desinler.

Sayın Valimiz; İHA’da çıkan ulusal haberi gördünüz mü?

Parayı bastıranlara ADÜ’de hemen ameliyat, paran yoksa aylar sonrasına randevu.

Yani garipsen öl yaklaşımı.

ADÜ’de sanki saklı seçilmişler gibi özenle seçilip gönderilmiş, her adımı, her eylemi olaylara konu bir Rektörümüz var.

Belli ki seçerken bir eğitimci olarak çok iyi incelemişler sicilini.

Örnek bir eğitimci, tam bir nadide örnek.

Heykeli dikilmeli Osman Hocamızın...

Neler mi var sicilinde?

Sahte sucuk imalatı, iftira suçundan hüküm giyme, davalık olmuş yasak aşk ilişkisi, ADÜ doluluk oranlarının düşmesi, şehit kızına yapılan saygısızlık, Doçent ve Profesörlerin istifaları, doktorların özel hastanelerde kaçak ameliyat yapması, ADÜ’deki ameliyatlar için para istenmesi ve simsarların kol gezdiği, daha neler neler...

İşte sizlere, önceki yıllarda eğitimde sürekli ilk üçte yer alan Aydın'ın, sürekli gerilemesindeki başlıca etkenlerden biri, Aydın'daki siyaset, devlet ve medyanın kifayetsizliği.

Hele şehit kızına yapılan saygısızlık apayrı bir durum.

Aydın Şafak olarak gündeme taşımıştık.

Peki Rektör konuyla ilgili hem de Şehit Aileleri Vakfı Başkanının ziyaretine rağmen ne yaptı? Şehit kızına o saygısızlığı yapan, şehit kızının anasının ak sütü gibi helal hakkını yiyen, üzerine de hakaret eden o dekan için NE YAP-TI?

Bu Rektörün arkasında duran MHP Aydın İl Başkanı Haluk Alıcık, AK Parti Aydın Vekili Mustafa Savaş dahil bu işten sorumlu herkese soruyoruz.

Şimdi sizlere öyle bilimsel rakamlar vereceğim ki, siyasetçi yakınlarına adrese teslim ihalaler vererek ayakta kalma çabasındaki Rektör Aldemir döneminde Aydın ve ADÜ’nün nasıl bir acınası duruma düştüğüne, kendi gözlerinizle şahit olacaksınız.

Hiç birini kafamızdan atmadık, bilimsel bir kuruluşun araştırmasını yayınlıyoruz;

ÜNİAR (ÜNİVERSİTE ARAŞTIRMA LABORATUARI 2020 ARAŞTIRMA RAPORU

1- Devlet üniversitelerinin Akademik Ekoloji sıralamasında 126 devlet üniversitesi içinde ADÜ 118. sırada.

2- Üniversitelerin Akademik özgürlük sıralamasında, 194 üniversite arasında ADÜ 185. sırada.

3- Üniversitelerin yönetimden memnuniyet sıralamasında 194 üniversite arasında ADÜ 175. sırada.

4- Üniversitelerin tükenmişlik hissi ve mutsuzluk sıralamasında ADÜ bayağı mesafe kat etmiş. 194 üniversite arasında 11. sırada. Yani öğrenci ve öğretim kadrosunun neredeyse tamamı, depresyona girmiş ve mutsuzluk endeksinde ADÜ ilk üçe gözünü dikmiş.

5- Üniversitelerin kurum içi iş birliği sıralamasında 194 üniversite içerisinde 172. sırada.

6- Üniversitelerin kurum dışı iş birliği sılaramasında ADÜ 194 üniversite içinde 162. sırada.

7- Üniversitelerin Akademik Kültür ve Destek sıralamasında ADÜ 194 üniversite içinde 83. sırada.

8- Üniversitelerin yönetimdeki siyasi angajman yani kadrolar arasında ötekileştirme, ayrımcılık konusunda ADÜ 194 üniversite arasında 15. sırada. Yani Rektör Aldemir senden benden diye kadroları öylesine bölmüş ve sosyal soykırım uygulamış ki, bu da ADÜ’nün bir anda yine bu olumsuz ve çağdışı davranışlarda liderliğe oynamasına yol açmış.

9- Üniversitelerin öğretim kalitesi sıralamasında 194 üniversite arasında 162. sırada.

10- Üniversitelerin aidiyet yani öğrenci ve kadroların üniversitelere bağlılığı sıralamasında 194 üniversite arasında 169. sırada.

11- Üniversitelerin toksidite yani dedi kodu, bir biririnin kuyusunu kazma, kıskançlık gibi kişilik bozukluğuna yönelik davranışlarda ADÜ 194 üniversite içinde 16. sırada.

Ha gayret Osman Hocam!..

Az daha çabalarsan ADÜ tam amatör kümeye düşecek.

Aziz Türk Milleti ve Sevgili Aydınlılar.

İster devlet, ister siyaset, ister medya, ister eğitimci, ister iş insanı her kim ki karşınıza dikilip, “Aydın mavi gökyüzünün altındaki en güzel yeryüzü” masalını okursa, ağzının ortasına doğrudan kürekle vurun.

Aydın bugün ekonomik gelişme endeksinde 52. sıraya düşmüş, üniversitesi bile bilimsel verilerle hem eğitim hem ahlaki hem yönetim yönüyle sürünüyor. Kente çökmüş çeteler gibi örgütlü yapılar şehrin içini boşaltıyor, sonra dönüp koro halinde sizlere Lafonten’den masallar okuyorlar.

ADÜ’den pay biçin, bakın Kuvva-ı Milliye Kenti Aydın'ın düşürüldüğü hale.

Aziz Aydınlılar!..

Acınacak haldesiniz acınacak halde.

Bu kadar bolluk ve bereket sahibi bir şehirde çaresizce çırpınıyorsunuz.

Gelecek kaygısından hepinizin yüzü taş gibi.

Aynaya bakın gözlerinizin feri kalmamış.

Yaşlılarınız bile Aydın'nın nasıl bolluk, bereket, mutluluk şehrinden bir kaos, bir bataklığa dönüştüğünü görüp, gözleri açık gidiyor.

Çocuklarınız, “Okusam ne olacağım ki, ya da yurt dışına gideceğim tek kurtuluşum o” diyor.

Devlet-siyaset-iş dünyası-medya olarak, herkes utanmalı şehrin içine düşürüldüğü bu durumdan.

ADÜ Rektörü Osman Aldemir, işte şehrin içine düşürüldüğü bu acınacak durumun, en canlı yönetici örneklerinden biridir.

Osman Hoca, Osman Hoca!..

ADÜ gibi köklü bir üniversiteyi göreve geldiğinden bu yana nasıl heder etmiş onu sorgulayıp erdemli şekilde görevi devredeceğine, hala abuk subuk yöntemlerle koltuğu koruma gayretindesin.

Yakışmaz bunlar koca bir rektöre.

Anladık!.. YÖK Başkanı seni saatlerce beklemene rağmen kabul etmedi.

Yine anladık gitti gidiyor konumundasın. Hala senatoyu toplayıp gözdağı vermeye çalışıyor, o siyasetçi, bu siyasetçiye yakın kişilere 21-B usulü adrese teslim ihaleler verip ayakta kalmaya çalışıyorsun.

Bunlar kurtarır mı ki seni?

Aydınlılar iyi dinleyin ADÜ’yü bilimsel ortamlarda sürüm sürüm süründüren Osman Hocanız neler yapıyor.

Üniversite Senatosunu topluyor, bilimsel verileri, akademik kadronun nasıl bir anda rekor düzeyde yüzde 15 oranında istifa ile boşaldığını, nasıl ameliyatlar için bazı hocaların simsarlar, bazılarıysa doğrudan kendileri para istediklerini tartışmıyor, ameliyathanelerin havalandırmasız durumları hiç sohbet konusu olmuyor, kendisine iftira attıkları gerekçesiyle gazeteciler aleyhine konuşmalar yapıyor.

Kızım sana söylüyorum, gelinim sen anla.

Gazeteciler üzerinden üniversite kadrolarına gözdağı verme, sakın ağzınızı açmayın, benim durum sakat pozisyonları. Bu işleri başkaları yer de, bize pek sökmüyor be Hocam...

Yok 15 sene ceza alacaklarmış da, mış mış da mış mış.

Hoca Hoca!..

Sen ki iftiradan sabıkalı birisin.

Hem de hiç ilgisi olmadığı halde birine FETÖ iftirası atmaktan sabıkalısın.

Yanında sahte sucuk icraatın da cabası.

İftira isnadı senin dediğin gibi 15 yıl ise senin müebbet yiyip, meslekten acilen atılman ve de tüm sosyal haklarının darbeciler gibi elinden alınması gerekti.

Aziz Aydınlılar...

Bu yazdıkların buz dağının küçükcük bir parçası.

Gık diyen olursa emin olsun belgeli belgeli, lades kemiği gibi takılacağız boğazlarına.

Kimseye ne husumetimiz var, ne çıkar beklentimiz.

Atalarından bu yana yüzlerce yıldır bu topraklarda yaşayan, toplumsal sorumluluk hisseden gazeteciler olarak, şehrin her yönüyle içine düşürüldüğü sefil durumu, bilimsel verilerle ortaya koyuyoruz.

Eğer bu şehir bizimse, mezarlarımız bu kentte ise, lafa gelince efelik taslıyorsak, o halde gereğini de yapacağız.

Bu şehrin içten içe çürütülmesine, içinin boşaltılmasına, kent kimliğinin yok edilmesine izin vermeyeceğiz.

Bu bizlerin hem kamusal sorumluluğu hem asli anayasal görevimizdir.

Duydun mu şehit kızının hakkının yenmesine, üzerine de hakaret edilmesine seyirci kalan, bu konuda kılını bile kımıldatmayan, sonra da milliyetçi - muhafazakar ideolojiye sahip olduğu imajıyla koltuğu koruma peşinedki, iftiradan sabıkalı, sahte sucuk üreticisi, örnek eğitimci Osman Hoca...

Şehitler senin için pek bir şey ifade etmese de, bizler için çok şey ifade ediyor.

O yüzden, daha yeni başlıyoruz Azizim...

Sepetim