0.542. 537 86 70

Yangından mal kaçıranlar…

Doğuştan ahlaki ve insani değerlerden yoksun dünyaya gelenler, hemen kendini belli ediyor. Ülkede yangınlar başta devasa sorunlar üst üste yığılmış iken, acı olan kurtarıcı rolüne soyunanların, riya dolu davranışları.

2021-08-12

Kimden mi bahsediyorum;

Bu işlerin en nadide örneği, Didim ve siyaset tarihimizin yüz karası Ahmmet Deniz Atabay ile hala onu koruma ve kollama çabasında olanlardan.

Emin olun ülke işgal edilse, kendi çıkarları için düşmanla iş birliği yapmaktan bir saniye tereddüt etmeyecek bir güruh ile karşı karşıyayız.

Malumunuz Kadıköylü ile avanesi, görevini yapan polislere küfür ve saldırılarda bulunmuş, hatta ve hatta PKK-FETÖ gibi kamu kurumunu basmıştı. Bu PKK-FETÖ’nün emsal davranışçıları adliyelerin önüne adamlar yığmış, devletin tüm kurumları üzerinde delil karartma ve kepazeliklerini örtmek için, çete üyeleriyle birlikte her faaliyette yer almışlardı. Halen de devam ediyorlar.

Kulağımıza gelen bilgilere göre müfettişler Kaymakam ve o gece görevli olan mağdur polisler ile görüşme ve ifade aşamasında.

İşin sonu bu tıpkı FETÖ-PKK gibi kamu kurumları basacak kadar gözü dönmüş şebekenin pay dağıtımcısı Kadıköylü ile avanesinin görevden alınmasına doğru gidiyor iş. Onu kesmek için can havliyle oradan oraya koşturuyorlar.

Didim İlçe Emniyet Müdürü, Emniyet Genel Müdür Yardımcısı Erhan Gülveren'in de desteğiyle görevli ve mağdur polislerin şikâyetinden vaz geçmesi için çabalıyormuş.

Yazık ki ne yazık...

O Kadıköylü ve çetesi PKK-FETÖ gibi o gece devlete isyan ettiler, kamu kurumlarını bastılar. Görevli ve suçu olmayan polislere hakaretlerde, darp ve tehditlerde bulundular. Daha orada hepsinin yaka paça gözaltına alınıp, tutuklanması gerekiyordu.

Kamu kurumu bastı bu eşkiya bozmaları kamu kurumu.

Bu işin şakası var mı? Siz kimi kouyup kolluyorsunuz?

Delil karartmaya, olayları örtmeye çalışıyorsunuz?

Tüm bu gayri yasallıkları, gayri ahlakilikleri kimlerin emriyle, hangi çıkarlar doğrultusunda yapıyorsunuz? Yazık şehit kanlarıyla sulanmış güzel ülkemin asil devletinin düşürüldüğü hale yazık. Çağrımız üzerine Sayın Savunma Bakanımız, Genelkurmay ve Deniz Kuvvetleri Komutanlıklarımız gereğini yaptı. Kadıköylü'nün posta eri gibi davranan Didim Garnizom Komutanı Çetin Gülseven'i emekliye sevk etti. Şimdi Didim Belediye Başkan Yardımcısı olacağı konuşuluyor.

Gördünüz dimi şanlı ordumuzun tertemiz elbisesini ne hale getirmiş apoleti Albay, gerçeği menfaat için Kadıköylü'nün posta erliği olan şahsın koca orduyu düşürdüğü duruma.

İşin kötüsü Kadıköylünün Kaymakamlık Lojmanı bastığı gece çetenin kozmik odasının bulunduğu ASEL Otel işletmecilerinin olay yerindeki aracı içinde, bu eski Albay’da var. Hak-halk ve hukuk karşısında bunları unutturur ve hesapsız bırakırsak, kanımız kurusun...

Millet adına devleti koruması gereken devlet görevlileri resmen menfaat şebekesi içinde yer almışlar, ellerindeki devlet gücüyle kendi devletlerine kafa tutuyorlar, milleti soyan, zulmeden bir çetenin üyeleri olarak, devlet gücünü çete lehine kullanıyorlar.

Olay sadece burada bitmiyor. Otel mühürlemesinde yer alan Sedat Peker yadigarı Didim Zabıta Müdürü etiketli şahıs, -ki başkan yardımcılığı kadrosundan maaş alıyor-, polislere talimatlar yağdırıyor.

Kimdir ki bu Pontus çetesi zihniyetiyle hareket eden güruh.

Kimdir bu şahıs ki polislere talimat yağdıracak kadar kendinden emin?

Kime güveniyor, ne haltlar yemekte?

Bürom yok diyor, Didimli iş insanlarına büro aldırıyor.

Arabam yok diyor, lüks araba aldırıyor.

Evim yok diyor, ev aldırıyor.

Elden topladığı nakitler de mevcut olabilir, malum bu haltların içindekiler o işlere girmesine de şaşmalalı.

O yüzden hiç biri mahkemeye bile gidemiyor. HTS kayıtları-kendileri ve yakınlarının mal varlıkları, banka hesap hareketleri hepsini talep ettiğimizde, çete ne kadar vurmuş, kabak gibi ortaya çıkacak. De haydi bekliyoruz yok mudur içinizde bir delikanlı bizleri şikâyet edecek?

Kamu kurumlarını PKK-FETÖ gibi basma cesaretleri var ama bizi mahkemeye verme cesaretleri yok!..

Ne ayaksınız siz be mübarekler?

Korkularınız ne?

KEPAZELİĞE SİYASİ DESTEK...

Şimdi gelelim bu işim siyasi ayağına. Her şeyi bir taraf bırakalım.

Bu Kadıköylü Atabay kendi evinde grup zinası yaptı mı? YAPTI!...

Bunu kasede çektirdi mi? ÇEKTİRDİ!.

Mahkemede bunu itiraf etti mi? ETTİ!..

Dünyanın neresinde olursa olsun partisinden atılır mıydı? ATILIRDI!..

Görevden alınır mıydı? ALINIRDI!...

Bu şahsın gözünde boncuk mu var ki hangi gerekçeyle kimler neden dokunmuyor, dokunmama karşılığı kimler hangi şekilde bu haram zincirinden besleniyor?

Karacasu İlçesi de tıpkı Didim gibi Aydın'ın doğudaki dünyaca ünlü bir ilçesi değil mi? EVET!...

Karacasu Cumhur İttifakı MHP'li Belediye Başkanı hakkında görüntüler bile değil sadece dedi kodular ortaya çıkınca ne oldu?

Hem görevinden alındı hem de partisinden istifa etmek zorunda bırakıldı.

Atabay ile Zeki İnal'ı karşılaştırın, Zeki İnal Kadıköylü yanında evliya kalır evliya.

Bu işi çözemedik gitti. AK Partili-MHP’li bir belediye başkanı şu Kadıköylü ile çetesinin yaptıklarının yüzde birini yapsa, yaka paça hem görevden alınırdı hem de içeri..

Kadıköylü ve çetesi PKK-FETÖ gibi kamu kurumlarnı bastı, polislere saldırdı, hakkında tık yok. Besin zincirinin tepesinde kim varsa, iyi bakıyorlar belli ki.

Bakın güzel kardeşlerim.

Daha önceki yazılarımda işaret ettiğim CHP ve Millet İttifakını tehdit eden kliklere tekrar dikkat çekiyorum.

Bunlardan biri, Kadıköylü'nün hamisi Akif Hamzaçebi'nin başını çektiği, az ulusalcılıkla bezenmiş çakma Karadenizliler grubu. Karadeniz Terzi Fikri'dir, Giresunlu Topal Osman Ağadır, İpsiz Receptir, Eren Bülbül'dür.

Erenler diyarıdır Karadeniz.

Kurtuluş Savaşı sırasında 13 yaşında cephede şehit düşen ve cebinden topacı çıkan Zonguldak Alaplılı Mustafaların diyarıdır Karadeniz.

Sakarya Meydan Savaşı en kritik anındayken cepheye son anda yetişip, asker elbisesi giyemeden, ellerine tüfek bile alamadan geleneksel kıyafetleri ve uzun bıçakları ile düşmana taarruza kalkıp 5 bin yiğitten dört binin orada şehadete erdiği, fakat Sakarya Meydan Savaşı'nda yazılan destana kanlarıyla imza koyan vatan evlatlarının diyarıdır Karadeniz.

CHP içindeki bu klikten değil Karadenizli, olsa olsa Pontus Rum Çeteleri artıkları çıkar. Çünkü zihniyetleri aynı, sapkınlıkları aynı, yağmacılıkları aynı, zulüm yöntemleri aynı.

Bu Pontus çeteleri artığı zihniyet de bizim gibi Zeybek torunlarıyla karşı karşıya gelince, Kuvva-ı Milliye görmüş çalıkakıcılar gibi darma dağın oluyorlar işte böyle.

Bu Pontus çetecileri zihniyetliler, rejim çatışmasını fırsat bilip, garanti olan yerlere elemanlarını atama yöntemi belediye başkanı yapıyorlar, ondan sonrası diz boyu yolsuzluklar.

CHP içinde o kadar vatansever ve adalet-liyakat sahibi insanlar varken alıp dönüp böyle kirlileri bulmalarının nedeni de bu.

Bir de Kadıköylü denen bildiğiniz meczubu Kemal Kılıçdaroğlu'nun yanına çıkartıp, Kılıçdaroğlu'nu Aydın'a davet ettiriyorlar. Müptezellerdeki güce bakın. Tüm gayri ahlakiliklerini kendi itiraf etmiş, on parmağında on yağlı kara olan, PKK-FETÖ gibi kamu binaları basan, devlete baş kaldıran, polislere söven-saldıran, kasten ölüme sebebiyetten tutun ihaleye fesat, edimin ifasına fesat, toplu tecavüz ne ararsanız hakkında onlarca dosyalar mevcut Kadıköylü'yü Genel Başkan Yanına çıkarıp, hesapta ona koruma sağlayıp görevden alınmasını, hesap vermesini engellemeye çalışıyorlar.

Emin olun Sedat Peker'in Cumhur İttifakı hakkında söylediği çeteleşmiş yapıların bire bir benzerleri, şu an CHP içinde yuvalanmış durumda. Hem CHP, hem Millet İttifakı hem ülke için tehdit konumundalar.

Bakın bu güne kadar bu konularda hiç yanılmadık, ne dediysek çıktı.

CHP içindeki klikler geleceğin tehdit odaklarıdır diyorsak, aynen dediğimiz çıkacak.

Bir yanda Cumhuryiyet ve Güçlendirilmiş Parlementer Sistem geri gelsin diye mücadele veren masum milyonlar, bir yandan CHP içinde hem de delilli her türlü soygun ve sapkınlığa bulaşmış vatan düşmanları. CHP içindeki bu klikler ülkeyi resmen senin hırsızın benim hırsızım, senin sapkının benim sapkınım açmazına sokuyorlar.

Elinizi vicdanınıza koyun...

Bir Cumhur İttifakı üyesi AK Partili ya da MHP’li belediye başkanı kamu binaları bassa, polislere sövse saldırsa, yasaklara rağmen ailem dediği ve metresi olduğunu herkesin bildiği, çok kısa sürede yakınları üzerinden servet sahibi ettiği, toplu tecavüzden yargılanma yolu açılmış biriyle ve kirli kutu avukatım dediği çantacısıyla alemlerde olaylara karışsa, Millet İttifakı olarak ne söylerdiniz?

Millet İttifakı adaylarına oy vermiş bir gazeteci olarak yazıyorum bunları...

Bu Atabay denen belediye başkanı etiketli şahsın bir benzeri Cumhur İttifaında olsa, Cumhurbaşkanı Erdoğan ya da Devlet Bahçeli ile poz verse, Millet ittifakı üyesi siyasetçiler ve vatandaşlar acaba hangi tepkiyi koyarlardı?

O zaman bu Kadıköylü ile çetesinin yediği haltları niye görmezden geliyorsunuz be mübarekler?

Memleket yanıyor, Kadıköylü ve avanelerinin sapkınlık, yolsuzluk, usulsüzlük, zulüm, riya dolu eylemlerini saklayıp onu kurtarmak için yangından mal kaçırır gibi el altından zat-ı kurtarmaya çalışıyorlar.

Ayıptır, yazıktır, günahtır..

Hak-hukuk-adalet-vidan-hakikat bu işin neresinde?

Sepetim