0.542. 537 86 70

Telaşı anlamak mümkün değil…

Uzun zamandır Aydın Adnan Menderes Üniversitesi’nde yaşanan olayları yetkililere duyurmaya çalışan ve bunu yaptığı için de hedef gösterilen Gazeteci Ayla Ekin Deniz, sosyal medya hesabından paylaştığı bu haftaki sesli yazısında, Aydın Adnan Menderes Üniversitesi’ndeki çöküşün görmezden gelindiğine parmak bastı. ADÜ’ye sahip çıkılmadığını kaydeden Ayla Deniz, “Doğruları yapmanın gelip sizi bacağınızdan ısırdığı bir dönemden geçiyoruz” dedi.

2020-10-12

İşte Gazeteci Ayla Deniz Ekin’in, "ASLINDA NELER OLDU" başlığı ile kaleme aldığı o yazısı..

Oldukça zorlu günlerden geçiyoruz. Bu süreci sizlerle paylaşarak en azından neler yaşadığımıza dair birinci ağızdan bilgi vermek istedim. Bizim mesleğin cilvelerinden biri de doğrunun peşinde koşarken başınıza olmadık işlerin gelmesidir.

Bazen bastığınız kuyruk öyle acıtır ki bağırtılar arasında gerçekler kaybolabilir.

Peki kuyruk basılmaya değer miydi?

Bizce “Evet”!

Uzun zamandır Aydın Adnan Menderes Üniversitesinde neler olduğunu duyurmaya çalışıyoruz. Maalesef çalışıyoruz diyorum çünkü kimse bir üniversitenin çöküşünü görmek istemiyor. Kimse sahip çıkmıyor. Biz çıkalım dedikçe de başımızdan musibetler eksik olmuyor.

Gelelim şu video meselesine…

Hiç tanımadığım birinin Kafede otururken elime tutuşturduğu bir flaş bellekle başladı her şey. Flaş bellek içindeki görüntüler o kadar iğrençti ki, bir gazetecilik mesleği ve içgüdüsü ile gereğini yapıp yayınlamak yerine devletimize zarar gelmesin diye elimize geçen görüntüleri Yüksek Öğretim Kurumuna incelenmesi amacı ile gönderdim.

Aslında yayınlasam milyonlarca seyredeni ve meraklısı olurdu biliyorum.

Ancak koca bir kurumu bir iddia üzerinden yıpratmak yerine gerçekler ortaya çıksın ve bu pislik eylemi yapanlar temizlensin istedik. Ayrıca görüntüleri bırakın Aydın’ı, başka illerden de birçok izleyen olmuş ve dilden dile dolaşan bir iğrençlik üniversitemizin üzerini kaplamıştı.

İddialar çok ciddi bir o kadar da yüz kızartıcı idi.

Gazeteci Özışık’ın iddiasına göre, 20 küsur saniyelik görüntüde eşcinsel ilişki yaşayan yüzü görünen bir kişi ve görünmeyen bir kişinin kimler olduğu kriminal raporu ile veriliyor. Yüzü görünenin Öğretim Üyesi H.Ç, yüzü görünmeyen kişinin ise % 40 ile rektör Osman Selçuk Aldemir olduğu iddiasına yer verdi Özışık ve bu iddianın araştırılması gerektiğini söyledi. Yani 20 saniyelik bir video kaydı ve yüzü görünmeyen kişi kim sorusunun karşılığı % 40 Rektör’müş.

Şimdi soru şu:

Bu iddia bize mi ait yoksa kriminal inceleme raporu sonucu mu?

Kriminal raporu biz yaptırmadık değerli Aydınlılar.

Telaşı anlamak mümkün değil.

Bu arada belirtmek gerekir ki % 40, yüzü görünmeyen bir kişi için tanımlanmada çok yüksek bir rakammış.

Buna rağmen biz bu kişinin Rektör olduğunu iddia etmiyoruz, aylardır Aydın’da dolaşan bir iddia bu. Ayrıca video bize gelene kadar izlemeyen de kalmamış. Ancak Rektör Aldemir bu videoyu yeni öğrenmiş gibi yapıp, bir de yine “kumpasa geldiğini” söylüyor.

Görüntülerden haberi var olduğunu bildiğimiz Rektör’ün neden şimdiye kadar bu işi çözmediği de ayrı bir soru işareti. Buradan da bir mağdur çıkarma çabasında. Zaten aldığı iftira cezasında da karşı tarafa çok kızdığından bu eylemi gerçekleştirdiğini söylemişti.

Yani rektör kontrol edilemez bir öfkenin mağduru olarak bu iftira suçunu işlemiş. Orada yakalanmıştı.

Bakalım burada ne olacak?

Doğruları yapmanın gelip sizi bacağınızdan ısırdığı bir dönemden geçiyoruz.

Şimdiki aklım olsa videoyu yorumsuz direk yayınlar geçerdim. “Ben gazeteciyim ve yayınladım” derdim. İsimler, kurumlar kirlenmesin dedikçe başımıza belalar geldi.

Gelelim soruşturmanın seyrine.

Videoda yüzü görünen H.Ç ile verdiği ismin ifadeleri birbirini tutmaz ve H.Ç’nin yalan söylediği ortaya çıkar ise o zaman ne olacak?

Bizleri yargısız infaz edenler, soruşturma sonucunu beklemeyenler bu sefer ne diyecek?

Eğer böyle bir durum ortaya çıkarsa yüzü görünen H.Ç’ye sorumuz şunlar olacaktır.

- Neyi saklıyorsun, kimi korumaya çalışıyorsun?

- Korkuyor musun?

Bence bizi linç etmeden önce gerçeklerle biraz ilgilenin.

Özışık’ın kendisinin yayınladığı videodan sonra 30 polis evimizi bastı.

Bütün telefon ve bilgisayarlarımıza el konuldu.

Geceyi nezarethanede geçirdik.

Çantama aramada kaybolmasın diye koyduğum tek taş yüzüğüm, birikmiş param hepsi esas şantajcı gazetecilik yapan dengesizler tarafından ortaya saçıldı.

Onun için de suç duyurusunda bulunduk.

Savcı beyin ifademizi alması ile serbest kaldık.

Üzerimize atılı suçlamaları tek tek çürüttük ve çürütmeye devam edeceğiz.

Onca saçmalığa maruz kaldık ama yolumuz hakikat, biz bunu biliyor ve buna inanıyoruz. Selam olsun gerçeklere.

Dün yayınlanan ve Erman Çetin’in “Bizleri ahlaksızlıkla suçladığı” canlı yayını da ilginçti.

Kişi kendinden bilir işi! Erman Çetin Rektör’ün kendisine söylediğini aktardığı yayında Vekil Metin Yavuz’u hedef aldığı görülüyor. Rektör sürekli Vekilin kendisini “ihale alamadığı için bunları yapmakla” suçluyor.

Türkiye’de eşi benzeri görülmemiş bir durum, bir kaos ile karşı karşıyayız.

Doğrular eğri, eğriler doğru gösterilen bir sihirli aynalar diyarındayız.

“Daha ne olmasını bekliyorsunuz” dedikçe aynadaki sahte görüntüyü gösterip “bakın ne kadar iyiyiz” diyen bir güruh var. Gözleri kör, kulakları sağır, dilleri lal olmuş. Tedavisi imkansız bir kitle.

Gerçekten Aydın her anlamda çöküntüyü ve kaosu yaşıyor.

Galiba buna ses çıkarmayan sevgili ilgililer de bu yaşanan iğrençlikleri seyretmekle yetinecek. Biz doğru yaptığımıza ve içinde bulunduğumuz şartlarda en iyisini yapmaya çalıştığımıza inanıyoruz. Kimseye minnet etmeden doğruların yanındayız ve olmaya devam edeceğiz. Herkesi vicdanı ile baş başa bırakarak sözlerimi Abdürrahim Karakoç'un dizeleri ile bitirerek İYİ haftalar diliyorum. .

Beden ölür, çürür, cana bakın siz.

Kim kiminle yürür, ona bakın siz.

Bırakın dönsün dönme dolaplar,

Haktan, Hakikatten yana bakın siz..”

Sepetim