0.542. 537 86 70

Nazilli’deki “parke taşı ihalesi” gerçekleri…

Nazilli kamuoyunda tartışma yaratan 4 milyon 716 bin lira yaklaşık maliyetli “parke taşı ihalesi”nin hem yapılış şekli hem de veriliş şekli kamu yararına doğru bir ihaledir. Bu ihalede gerçekleştirme görevlisinin şerh koyarak yaptığı işlemde her hangi bir sakınca yoktur, yapılan iş yasaya uygundur.

2021-02-21

Nazilli gündemine damga vuran “parke taşı ihalesi”nin yankıları sürüyor.

Yaratılan algıya bakacak olursak sanki ihale yasalara aykırı yapılmış gibi bir hava verilmeye çalışılıyor. Hatta bu ihale siyasete alet edilerek “FETÖ” ye bile bağlanıyor, bilgi kirliliği yaratılarak kamuoyu yanlış bilgilendiriliyor. Bir nevi Nazilli Belediyesi’nin yaptığı bu ihale üzerinden başta Belediye Başkanı Kürşat Engin Özcan olmak üzere belediye görevlileri bir kumpasın içine çekilmeye çalışılıyor.

Sorumlu gazetecilik anlayışımız gereği kamuoyunu doğru bilgilendirmemiz gerekiyor.

Öncelikle şunu belirtmekte yarar var.

Bu ihale ile rakip firmalar üzerinden geçmişin hesaplaşması görülmeye çalışılıyor. Yapılan ihale sanki yanlış bir ihale imişcesine kamuoyuna gerçeği yansıtmayan haberler pompalanıyor. İhale hakkında bilgi kirliliği yaratılıyor.. Ancak “yapılan ihale yasaya uygundur ve kamu yaranına doğru bir ihaledir” demek belediyeyi yönetenlerin aklına gelmiyor.

İşin aslına bakacak olursak;

Nazilli kamuoyunda tartışma yaratan 4 milyon 716 bin lira yaklaşık maliyetli ihalenin hem yapılış şekli hem de veriliş şekli kamu yararınadır. Bu ihalede gerçekleştirme görevlisinin şerh koyarak yaptığı işlemde her hangi bir sakınca yoktur, yapılan iş yasaya uygundur.

Mevcut ihale şartnamesi yeni bir şey değildir.

Esat Ergüler’in başkanlığı döneminde belediyede uygulanan bir ihale yöntemidir. Yani 25 yılı aşkın zamandır Nazilli Belediyesi “parke taşı ihalesi”ni bu yöntemle yapmaktadır.

Burada aslolan ve amaçlanan en kaliteli hizmeti en ucuza maletmektir.

Bunun için parke taşı imalatında kullanılacak çimento, filler malzeme ve alt yapı malzemelerini firmaya belediye verir ve üretilen parke taşını da ihaleyi kazanan firma döşer. Gerek malzeme imalatı, gerek döşeme işlemi belediye elemanlarının denetiminde yapılır. Basına yansıdığı gibi 20 kilometre şartı son yapılan ihaleden sonra değil Esat Ergüler’in başkanlığı döneminde yine Esat Ergüler tarafından şartnameye konulmuş bir maddedir. Daha sonra göreve gelen Haluk Alıcık döneminde de, Kürşat Engin Özcan döneminde de aynı ihale şartnamesi ile parke taşı ihaleleri yapılmış ve yapılmaktadır.

Tartışılan parke taşı ihalesine üç firma teklif vermiş, basında yer aldığı şekilde üç firma değil iki firma ihaleye katılmıştır. Sinada-Behluli ortaklığı 20 kimoletre şartına uymadığı gerekçesiyle teklif zarfı ihale komisyonunca dikkate alınmamış, zarf açılmadan ihale komisyonu tarafından elenmiş, iki firmanın yani Dörtel ve Topçuoğlu firmalarının teklifleri kabul edilmiştir. Yani Sinada-Behluli ortaklığı baştan ihaleye sokulmamıştır.

Basına yansıyan “Parke taşı döşeme ihalesini, en yakın rakibinden 1 milyon 200 bin lira düşük teklif veren Sinada-Behlüli ortaklığı firması kazandı” şeklindeki ifade yanlıştır. Çünkü Sinada-Behluli ortaklığı baştan ihaleye kabul edilmemiştir. O nedenle ihaleye alınmayan bir firmanın ihaleyi kazanması mümkün değildir. Katılan iki firmadan 4 milyon 480 bin lira teklif veren Topçuoğlu firması da ihaleyi kazanmıştır.

Basın aracılığı ile öyle bir algı yaratılıyor ki Nazilli Belediyesi Fen İşleri Müdür Vekili ve İhale harcama yetkilisi R. Çağatay Çimen sanki yasaya aykırı işlem yapmış gibi linç edilmeye çalışılıyor.

Her ne kadar ihale komisyonu kamuoyunda çıkan tartışmalar üzerine ihale iptal edilsin dese de İhale Yetkilisi Çağatay Çimen’in şerh koyarak yaptığı iş yasaya uygundur ve kamu yararınadır. Çünkü yeniden bir ihale yapılması için en az altı ay süre gerekir. Bu süre içinde malzeme fiyatlarında değişiklikler olması kuvvetle muhtemeldir ki işte o zaman kamu zararı oluşur ve Nazilli Belediyesi de zarar etmiş olur. “Bir memur ihale komisyonundan daha mı üstündür” gibi söylemler, memuru kamuoyu nezdinde itibarsızlaştırma çabasıdır.

Bu ihalede hiç kimse öküzün altında buzağı aramasın, FETÖ ile ilişkilendirmeye kalkmasın.

FETÖ üzerinden Kürşat Engin Özcan’a saldırmak, “İp’e un serdi, ihaleyi FETÖ’cüye verdi” gibi başlıklarla itibarsızlaştırmak kimseye yarar sağlamaz.

1) Yapılan ihale yasaya uygun doğru bir ihaledir.

2) Kaliteli hizmeti ucuza almak amaçlanmıştır.

3) Kamu yararı gözetilerek yapılmıştır.

Tam bu noktada yapılması gereken;

Belediye Başkanı Kürşat Engin Özcan’ın Başkan Yardımcıları ile birlikte basın toplantısı düzenleyerek gerçekleri kamuoyuna anlatmasıdır.

İhaleler rakip firmaların hesaplaşma arenası değildir.

Sepetim