Jeotermal gerçekleri… (3)

Sevgili okurlar…

Ramazan Bayramı’ndan önce kaleme alıp yayınlamaya başladığımız “Jeotermal gerçekleri” yazı dizimize, verdiğimiz bayram molasının ardından kaldığımız yerden devam ediyoruz. Öncelikle hepinizin geçen bayramını kutluyoruz.

Malum seçim-siyaset hengamesinin karmaşası arasına sıkışan jeotermal gerçekleri yazılarımız kamuoyundan büyük beğeni alırken yetkililer dut yemiş bülbüle döndüler tek kelime açıklama getiremiyorlar.

Demek ki, bizler doğruları yazıyoruz…

Her ne kadar doğruları yazsak da başlarını kuma gömen, kıçları açıkta kalan deve kuşu misali yöneticiler yapması gereken görevleri yapmayı bırakıp “Bu yazıları kim yazdırıyor? Gazeteci bilgileri nerden buluyor?” sorularının peşine düşüp dedektifçilik oynuyorlar?

Görevinizi yapın beyler…

Aydın’ın tarım arazilerini kirleten, zehirli atık sularını kaçak borularla derelere, nehirlere 60 derece sıcaklıkta salan jeotermalcilerin kaçak döşedikleri bu boruları sökün de zehirli suların çevreye yayılmasının önüne geçin!...

Siz kimden yanasınız?

Jeotermalcilerin emir eri misiniz?

* * *

Şu anda Aydın’da YİKOB’un verilerine göre 27 jeotermal firması faaliyet gösteriyor. Bunların açmak için ruhsat aldığı kuyu sayısı 2 bin… Şu anda açılmış kuyu sayısı 700… Daha yarısı bile işletmeye alınmamış… 700 kuyunun açılması ile Aydın’da bu feryat kopuyorsa 2 bin kuyunun açılması sonucu ortaya çıkacak felaketi varın siz düşünün.. Bunun önlemi bu günden alınmazsa Aydın gelecekte yaşanmaz bir il haline gelecek…

Aydın’ın bu felaketi yaşamasına çanak tutanların başında önce iktidar milletvekilleri geliyor, sonra da Aydın Valiliği ile Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü…

Tek cümle ile özetlersek…

VAKİT, “AYDIN’I JEOTERMALCİLERE SATMA VAKTİ..”

Bu gidişe artık dur denilmelidir?

Bu gözü dönmüş jeotermal firmalarına ruhsat izinleri verilirken Çevre ve Şehircilik Bakanlığı “Kaçak boru döşeyin zehirli atıklarınızı bu borulardan derelere nehirlere akıtın diye izin mi verdi?” de Aydın Valiliği, Çevre Müdürlüğü bu jeotermalcilerin kaçak borularını görmezden geliyor? Neden sökülmesi için hiçbir çaba harcamıyorlar?

İktidarın vekilleri başta olmak üzere yetkililer neden jeotermalin gerçekleri hakkında kamuoyuna hiçbir açıklama yapamıyor?

Yoksa onların da jeotermal firmaları ile çıkar ilişkileri mi var?

* * *

Bizler jeotermalin gerçeklerini ne zaman görmeye başladık?

Çevre ve Şehircilik Müdürü Mehmet Taha Al’ın Aydın Valiliği aracılığı ile kamuoyuna yapmış olduğu yanıltıcı, aldatıcı açıklamaları sonucu…

Devletin çıkarlarını koruması gerekirken, kendini jeotermal tesislerinin koruyucusu görevine layık gören bu zihniyet Güzel Aydınımızın talan edilmesine, halkın sağlığı ile oynanmasına, geleceğimizin mahvedilmesine göz yummuş ve doğruları söylemeyerek, yanlış ve yanıltıcı haberler yaptırarak Aydın halkını kandırmış, kandırmaya da devam etmektedir..

Jeotermal tesislerden kaynaklanan atık suların yüreğimize akıtıldığı borular hala yerinde duruyor ve hala başta Çevre ve Şehircilik İl Müdürü Mehmet Taha Al olmak üzere Aydın Valisi Yavuz Selim Köşger’in bu konuda herhangi bir yaptırım girişimi yok!?

Çevre Müdürü Bay Taha kulağının üstüne yattı ve her zaman yaptığı gibi ortalardan kayboldu, sesi sedayı kesti.

* * *

Hidrojensülfür (H2S) ve Amonyak (NH3) gazlarını ölçüp ceza yazdığını söyleyen Jeotermal dostu çevre düşmanı Bay Müdür, ısrarla istememize rağmen bu gazların ölçüm sonuçlarını şu ana kadar tarafımıza iletmedi, kamuoyu ile de paşlaşmadı. Alınan atıksu numunelerini paylaşamadı.

Neden paylaşmadı, paylaşamışor?

Çünkü Bay Müdür bunları paylaşırsa, göz yumduğu ve ortak olduğu felaketin boyutu ortaya çıkacak. Bunu kendisi çok iyi biliyor Bay Müdür…

Peki ne yaptı Bay Taha?

Doğru olmayan bilgiler ve yanıltıcı haberleriyle Sayın Vali Yavuz Selim Köşger’i kamouyo karşısında zor duruma düşürdü…

* * *

Şimdi gelelim Bay Müdür Taha’nın “GERMENCİK PALAVRALARINA..”

Asaleti Van’da, Vekâleti Aydın’daki Jeotermal Firmaları’nın elinde olan Bay Taha yapmış olduğu basın açıklamasında, “jeotermal santral faaliyetlerinin  yoğun olarak yapıldığı Germencik İlçesi’nde  3 ay boyunca mobil istasyonla yapılan ölçümler neticesinde bölgede, kükürt dioksit (SO2), azot dioksit (NO2), karbon monoksit (CO) ve ozon (O3) gazları açısından hava kalitesinin memnun edici ve hava kirliliği az riskli veya hiç risk teşkil etmiyor sınıfında olduğunun belirlendiğini” ifade etmişti.

Kendisi yaptığı işi bilmediği için mi yoksa çevre konusunda cahil olduğu için mi bilemem ama bizleri de kendisi gibi cahil sanıyor, söylediklerine inanmamızı bekliyor.

İlkokulda okuyan bir çocuk bile internette Ulusal Hava İzleme Ağı’na girdiğinde hava kirliliğine neden olan bu gazların ısınmadan kaynaklı olduğunu anlayabiliyor da Bay Müdür anlayamıyor. Kaldı ki bilgiye ulaşımın bu kadar kolay olduğu bir çağda Bay Müdürün Çevre İl Müdürü olarak bu kadar bilgisiz olması Aydın’ın kadersizliği değil de nedir?

* * *

Bay Müdür bilmiyorsa ya da araştırmıyorsa kendisine öğretelim.

Jeotermal üretim sahalarında oluşan buhardaki kirletici konsantransyonları, akışkanın kimyasal yapısına ve üretim projesine bağlı olarak değişim gösterebilmektedir.

Jeotermal akışkanlar başlıca karbondioksit (CO2), hidrojen sülfür (H2S), amonyak (NH3), azot (N2), hidrojen (H2), civa (Hg), bor buharı (B), radon (Rn) ve metan (CH4) gibi hidrokarbonatlardan oluşan yoğuşmuş gazlar ve miktarı sıcaklıkla artan çözünmüş katı partikülleri içermektedir.

Reenjeksiyon yapmadan jeotermal üretimin gerçekleştirilmesinde çevreye NH3 ve H2S yayılmaktadır. S-türleri bileşenleri yaşamı tehdit etmekte ve ekolojiyi yerel ve bölgesel olarak etkileyebilmektedir.

Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’ndan ısrarla “Mobil Ölçüm İstasyonu” isteyen Çevre İl Müdürlüğü, sadece ısıtmadan kaynaklanan kirlilik parametrelerini ölçtüğünü bildiği bu istasyonu Germencik bölgesine kurdurarak kamuoyunda jeotermalden kaynaklanan gazların yarattığı kirliliği ölçüyoruz izlenimi yaratmakta, vermektedir. Oysa ki bu güne kadar ısınmadan kaynaklanan kirlilik ölçülmüş, jeotermalden kaynaklanan gazların yarattığı kirlilik ölçülmemiştir.

* * *

Çevre Müdürlüğü için şanssızlık mı desek ne desek bilemiyoruz; o dönemlerde Efeler Belediyesi’nin Jeotermal Komisyonu toplanıyor ve çalışmalara başlıyor. (Daha sonra da kapsamlı bir rapor kamuoyu ile paylaşılıyor.) Bu komisyonun çalışmalarına tam destek vermesi gereken Aydın Çevre İl Müdürlüğü, mobil ölçüm istasyonu verilerini gizleyerek Efeler Belediyesi’nin Jeotermal Komisyonu ile paylaşamıyor.

Neden biliyor musunuz?

Çünkü Aydın halkını kandırdıkları ve yanılttıkları ortaya çıkar endişesine kapılmışlardır.

Boşuna dedemişler, “Yalancının mumu yatsıya kadar yanar” diye…

Bu yalanı kendi elinizle ortaya çıkardınız Bay Taha Bey ve Bayan Emine hanım..

Isınmadan kaynaklanan kirlilikleri ölçtürdünüz, jeotermalin yarattığı kirliliği ölçtürüyoruz diye Aydın halkına yutturmaya çalıştınız.

Aydın’ın siyasilerini, Sayın Valiyi, bürokratları, masum insanları, kısacası hepsini kandırdınız ama bir bizleri kandıramadınız.

Sizlerin vebali çok büyük..

Eğer sizlerde azıcık vicdan varsa çıkın yaptıklarınızı itiraf edin ve kamuoyundan özür dileyin, af dileyin. 3 ay boyunca Germencik’te Mobil İstasyon ile ölçülen sonuçları, Bakanlık Raporu’nu erdemli şekilde Aydın kamuoyu ile paylaşın…

Bilin ki bu rapor gizli değildir, elbette ortaya çıkar…

JEOTERMAL GERÇEKLERİ YAZIMIZ DEVAM EDECEK…

BİZİ İZLEMEYE DEVAM EDİN…