0.542. 537 86 70

Hepsi itirafçı oldu…

ADÜ Rektörü Osman Selçuk Aldemir’in çevresi, onu savunuyoruz derken resmen kasetteki kişinin rektör olduğu imasında bulunuyorlar. Hem Rektör Aldemir, hem çevresi yazdıklarıyla, yaptıklarıyla, adeta çam deviriyor.

2020-10-30

Rektör Hocamız hem, “kasetteki ben değilim” diyor, hem özel hayatın gizliliğini ihlalden şikâyetçi oluyor.

Biz de tane tane anlatıyoruz.

1- Hocam kasetteki siz değilseniz nasıl özel hayatınızı ihlalden suç duyurusu yapıyorsunuz?

2- Ortada suç yoktur, suçlu yoktur. Çünkü burada şikâyetçi olabilecek iki kişi var. O da kasetteki benim diyen kişi ile diğer hoca..

3- O kaset 4 yıldır piyasaya düştüyse, o kasedi ancak iki kişi sızdırır. O da kasetteki görünen kişi ile ifadesinde yarısı görünen kişi benim diyen şahıs. Bu da özel hayatın gizliliğini ihlal, görüntüye alma ve yayma suçlarına girer.

4- Bu suçu da işlediyse kasetteki iki kişi işlemiş oluyor.

5- Onlar da bir birlerinden şikayetçi olmadıklarına göre, Rektör Aldemir nasıl şikayetçi oluyor? Şikâyetçi oluyorsa kasetteki benim anlamına gelmez mi?

6- Yangına körükle giden tek kasetlik Elazığlı özel danışman nasıl olup kendini polis – savcı - hakim yerine koyup, Fetö - Organize suç örgütü - Terör örgütü tanımı yapıyor?

Bu yazdıklarımıza ne tek kasetlik özel danışman Oğuzhan Bey’den ne de Rektör hocamızdan tek cevap gelmiyor.

Biz ortalığı yatıştıralım, herkes akl-ı selim düşünsün, şehrin adı çıktı, düzeni bozuldu diye çözüm yolları sunarken, Rektör Hocamıza şirinlik yapacağız diye ha bre ortaya birileri çıkıyor, her şeyi yeniden berbat ediyorlar.

Bu işi şahsileştirmek istemem.

Kimsenin avukatı da değilim, olayın savcısı da, hakimi de.

Ne kimseden tarafım ne kimseye husumetim var, karşısındayım.

Sadece şehri bir birine katan bu eften püften olayın, artık uhuletle suhuletle çözülmesini isteyen, bu şehrin bir evladıyım.

Bakın Rektör Hocam...

Çevreniz öylesine goy goycularla dolu ki, sizlere şirin görüneceğiz diye, doğrudan “kasetteki kişi rektör” itirafında bulunuyorlar.

Bakın bunlardan biri, biz sükuneti sağlamaya çalışırken, ortaya, “Ben rektörün avukatıyım” diye çıkan, Ümit Yeşildağ isimli, kendi ifadesiyle merdiven altı şahıs.

Bakın sizin yanınızda görünüp, nasıl “kasetteki rektördür” iftirasını atıyor;

Özetle şunları söylemiş;

“Ben rektörün avukatıyım, ona saldıran bana saldırmış olur...” (Gördüğünüz üzere kendini alemlerin kralı sanmış, herkesi tehdit ediyor.)

“Merdiven altı gazetecisiyim, rektörün tetikçisiyim...”

“Her ay önüme kemik konuyor...” (Sizi kendisine rüşvet vermekle itham ediyor, kendisinin de kemikçi olduğunu itiraf ediyor...)

“Merdiven üstü gazetecinin biri çıkacak, ortaya video atıp, Osman Selçuk Aldemir’in yaptığı ahlaksızlıktır diyecek. Poposu sıkışınca da şikayet ettiğine göre videodaki kişinin kendisinin olduğunu itiraf etti diyecek.”

Bakın Hocam; Sizi savunuyor görünen bu şahıs şimdi “kasetteki Rektör Aldemir’dir” diye, ince ince nasıl söylemiş...

“Örneğin sen!...Senin şöyle çok ahlaklı bir videonu yayınlasak, bütün Türkiye izlese ne yaparsın? Hiç bir şey yapamazsın. Yaparsan itiraf etmiş olursun.”

Bu ne demek iyi analiz ettiniz mi Hocam?

Bu “Rektör kasetteki gerçek şahıstır” demek...

Bu Rektör bana her ay rüşvet veriyor, ben de tetikçilik yapıyorum demek...

Okuyun kendi yazmış, ben ya da başkasının tek kelime katkısı veya ithamı yok...

Bu şahsın yazısını görünce, kendisine mesaj attım. “Hayırlı olsun, avukatlığa da başlamışsın. Bize mektup yazmışsın aldım teşekkür ederim cevabını vereceğim...” dedim.

Sonra ne oldu biliyor musunuz?

Bana attığı mesajlar; “Sen kimsin? Ortaya çık boyunu posunu görelim” şeklinde hakaret ve tehdit dolu mesajlar.

Ben de kendisine gayet kibarca cevaplar verdiğim halde, “beni tehdit etti” diye yazı yazmış. Bunu yazarken de, kendi yazdıklarını tırpanlamış.

Yahu Hocam...

Bakın siz bu Elazığlı Oğuzhan’dan başlayıp, bunların alayını yanınızdan postalayın...

Adamlar size şirin görüneceğiz diye “kasetteki kişinin siz olduğunu” yazıyorlar, sizin onlara rüşvet verdiğinizi yazıyorlar, bunun karşılığı tetikçilik yaptıklarını yazıyorlar, ellerinde kasetler olduğunu ve yayınlayacaklarını yazıyorlar, her yazdıkları size külliyen zarar...

Benim ona verdiğim yanıtın kısa ve özü;

“Kemikçilik yapıyorsan, bari sadece kemiğe gitme, kemik suyu çorba da iste...”

“Adamlık boyla posla olmuyor Ümit...”

Gazeteci avukat olmaz - savcı olmaz - hakim olmaz - kemikçi olmaz - kemikçiyim, “Rektörden hey ay rüşvet alıyorum” diye itirafçı da olmaz...

Gazeteci hukuk gibi, yalın gerçekliği arar.

Senin avukatlığın buysa, Rektör her davayı baştan kaybetti demektir...

Adamlık, kendi yazdıklarını silip bizim yazdıklarımızı oraya yapıştırmak ise konuyu da kamu oyunun takdirine bırakıyorum.

Ümit;

Eğer ben seni tehdit ettiysem, ara gel savcılığa beraber gidelim...

Herkes ne yazdığını ortaya koysun... Senin “kemikçiyim, her ay kemiğimi alıyorum” ifadenle Rektörü rüşvet vermekle, kendini de rüşvet almakla nasıl itirafçı olduğunu, insanların kasetlerinin olduğu, bunu yayınlayacağını söyleyip nasıl özel hayatın gizliliğini ihlal, tehdit, şantaj suçları işlediğini ortaya koyalım… Bakalım kim yargılanıyor, kim ne kadar ceza alıyor.

Ben orada şikayetçi olurum, sen sanık güzel kardeşim... Avukatlığa soyunuyorsun, aslında “suç makinesi gibi” olduğunu itiraf ediyorsun.

Size de ne diyim Rektör Hocam...

Biz daha size yardımcı olalım, bu olay uhuletle suhuletle gündemden kalksın dedikçe, çevrenizdeki goy goycular sürekli sizi zor duruma sokuyor.

Aslında dost gördükleriniz düşmanınız, düşman gördükleriniz dostlarınız...

Elbet sizin çevrenizden gelen ve sizin tarafınızdan sizden aldıkları rüşvetle beslendiklerini itiraf edenlere de, sessiz kalmayacağımızı belirtelim...

Siz yine yüksek eğitimci olarak olaylara suhuletle yaklaşın,

Çevrenizdeki her dedikleriyle, her yazdıklarıyla sizlere büyük yaralar açan, goy goycu takımını bir an önce uzaklaştırın...

Yoksa çevreniz bu işi kaşıdıkça, asıl zor durumda kalan siz oluyorsunuz...

Bunların hepsinin derdi, şahsi çıkarları. Bilin siz o koltuktan gittiğiniz gün, yeni gelene yaranmak için önce size sövmeye başlarlar.

O zaman da biz yine ortaya çıkar, size yapılan haksızlık olursa,  ona da karşı çıkarız...

Sepetim