0.542. 537 86 70

Ev hayvanları ve sokak insanları...

Sahibim olduğunu zanneden kişi o sabah uyandığımız ağacın dalından beni beklemeden, hızlıca atlayarak indi. Ardından bakakaldım…

2021-12-01

İndi ve yukarı bana doğru bakarak “Hadi acele et, şansımız varsa sabah çöpleri toplanmadan biraz yiyecek bulabiliriz” dercesine yüzüme bakıyordu. Yoksa iştahla ve heyecanla yaptığı avlanma yolu ile fare ya da böcek yakalayıp, yemem için önüme koyacak. Fare ya da böcek yakalamak fikrinin bile onu coşkulandırdığını fark edebiliyorum.

. . .

Kötü kokusu ve mikrop yuvası olduğu için alışamadığım çöp kutularına girmek istemediğim için, kenarda bekledim. Benimle ilgilenmeyi çok seven kedim bana, ne olduğunu bildiğim ama bu şekline alışık olmadığım tavuk parçası buldu ve yemem için önüme koydu. Çöpten çıkmış tavuk parçasını yemezsem, avlanarak yakalayacağı parçalanmış ve çiğ fare ya da böcek parçalarını yemek zorunda kalacağım.

Tiksindiğim için parmaklarımın ucu ile tuttuğum kemik parçasının üzerinde kalan etleri yemeye çalışırken, kedi sahibim sevecen bir şekilde başı ile beni okşadı.

İyi niyetli… tek derdi bana güzel bir ziyafet çekmek. Çöpte yiyecek aramaktansa asıl beslenme yöntemleri olan avlanmanın onun için kolay ve zevkli olduğunun farkındayım. Ama en büyük sorun temizlik. Umarım biz insanların su ile temizlendiğini hatırlar; çünkü kediler suyu ve ıslanmayı hiç sevmez.

. . .

Geçtiğimiz günlerde gene çöplerde yemek ararken bir evin bahçesinde eski bir arkadaşımı gördüm; durumunu görünce gözyaşlarımı tutamadım.

Onu çok sevimli bulan bir köpek ailesi, çocuklarının insanları sevmesi ve alışması için arkadaşımı yakalamışlar ve boğazından evlerinin bahçelerindeki ağaca bağlamışlar.

Arkadaşım boğazında demir bir tasma ve ucundaki kalın zincir ile ağaca bağlanmış yerde öylece uzanıyordu. Onu görünce kedi ailesine düştüğüm için şanslı olduğumu görüp, sevindim; en azından boğazımda demir tasma ile ağaca bağlı değilim.

Bir de kuşların evlerindeki arkadaşlarımız var. Kuş aileler küçük olup, insanların evlerinden kaçmalarına engel olamayacakları için, bizleri yani insanları küçücük kafeslere kilitledikleri söyleniyor. Asıl acı olan o insan arkadaşlarımızın durumu.

* * *

Delirmedim; ev hayvanları hakkındaki her zamanki duygularım.

Gezegenimizi biz insanlar istila etmiş durumdayız. Gelişen kentleşme ile kanalizasyon şebekelerinin düzenlenmesi, bahçeli evler, bahçelerdeki çöp kovaları ve tuvaletlerin kalkmasına sebep oldu. Bu gelişmeler ile sokak hayvanları kontrolsüz bir şekilde, bütün anlamları ile her konuda orta yerde kalakaldılar. Dolayısıyla hayvanlar ve insanlar arasında bozulan doğal denge, dikkatleri “Hayvan

Hakları”na çevirdi. Bu konuda da kontrolü bir kez daha kaybeden insanlar, hayvan sahiplenme furyasını başlatarak kedi, köpek, kuşları ev yaşamına uyum sağlamaya mecbur bıraktılar.

* * *

Özgürlük sadece insanlara özgü doğal gereksinim ve dolayısı ile hak değil!

Özgürlük; dünya üzerinde doğan, gelişen ve ölen her canlının hakkı!

Hayvanları evlere kapatıp ehlileştirerek, bitkileri keserek yok edip ya da daha geniş alana yayılımını kısıtlayarak özgürlüklerine engel olamaya hakkımız yok.

Sevgili hayvan severler bunlar beşeri gerçeklerim. Arkadaş edinmek ya da oyalanmak için bir hayvanı doğal ortamından koparıp, eve kapatmanın canilik olduğunu düşünüyorum.

Evinizde beslediğiniz birkaç hayvanın yaşamını değiştirdiğiniz gerçeği ile sadece egonuzu tatmin ediyorsunuz. Siz hayvanları değil, evinizde hayvan yetiştirmeyi seviyorsunuz! Bu gerçeğimin en büyük ispatı da evinizde kedi - köpek besleyip, dini vecibe bahanesi ile her yıl hayvan katletmeniz.

“Hayvan yetiştirmek” ile “hayvan sevgisi”nin ayrı duygu durumu olduğunun farkında değilsiniz.

Hayal gücümdeki eğlence ile resmettiğim bu gerçekle anlaşıldığı üzere, evde hayvan beslemeyerek, kurban kesmeyerek gerçek bir hayvan sevenler, benim gibi düşünenler.

Bana arkadaş olması için bir kedi alma aklını vermeye kalkan oğluma “Ben seni bir köpek ailesine vereyim, sen de sokakların gerçeğini onlardan öğren. Hem yeni arkadaşlar edinmiş olursun. Nasıl fikir?” dedim.

Aslında konunun gerçeği bu kadar basit.

. . .

Hayvan barınaklarında ve sokaklara yiyecek koyarak zapt ettiğiniz ve dengelerini bozduğunuz hayvanlar, sokaklardaki diğer denge belirleyici haşerelerin de kontrolden çıkmasına sebep oluyor.

Hiçbir canlının yaşam mücadelesine müdahale etme hakkınız yok!

Unuttuğunuz bir şey var… onların hakkını korumak için vergi ödüyorsunuz. Hayvanlara ayrılan vergi paylarını ve bu vergiler ile sokak hayvanlarını kontrol altında tutma adına hangi projelerin üretilip, uygulandığını sorgulayarak hayvan haklarını koruyabilirsiniz.

Asıl vazifeniz bu.

Sevgiyle kalın dostlar…

 

Okunma sayısı: 14.864

Sepetim