0.542. 537 86 70

DP Genel Başkanı Uysal’dan açıklamalar…

Demokrat Parti Genel Başkanı Gültekin Uysal, Cumhurbaşkanı adayı olacak kişinin kuvvetli bir siyasi aktör olması gerektiğini belirtti. Uysal, İYİ Parti’nin Millet İttifakı’ndan kopmayacağını, böyle bir girişimin seçmenin tepkisiyle karşılaşacağını belirterek, merkez sağ tabanlı üçüncü bir ittifakı olası gördüğünü söyledi...

2020-10-02

MİLLİYET’TEN ÖNDER YILMAZ’IN HABERİNE GÖRE:

Demokrat Parti Genel Başkanı Gültekin Uysal, Cumhurbaşkanı adayı olacak kişinin kuvvetli bir siyasi aktör olması gerektiğini belirtti. Uysal, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin açıklamaları sonrasında İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’in Cumhurbaşkanı adayı olması konusunda fiili olarak motivasyonunun arttığını söyledi.

Uysal, Milliyet’e verdiği röportajda gündeme ilişkin şu değerlendirmelerde bulundu:

İYİ PARTİ MİLLET İTTİFAKINDAN KOPAR MI?: 

İYİ Parti yüzde 50 artı 1 dengesi içinde Meclis’teki temsili ve siyasi tabloya bakıldığında özellikle millet ittifakına sağdan geçişlerin aracısı bir fonksiyon görüyor. Bunun önünü kesebilmek adına iktidarın teşebbüsü var. Ancak seçmen artık çok kategorik oy veriyor. Keyfi rejime itirazı var vatandaşın. İYİ Parti Genel Başkan ve yöneticileri seçmenin bu kategorik tavrının bilincindeler. Böyle bir hamle olursa, MHP’nin yaşadığı sendromun içine düşerler. Arkasına aldıkları seçmen tabanın hissiyatları ötesinde işbirliği içine girerlerse, götürebilme imkanlarını görmüyorum.

SÜREÇ İÇİNDE BELLİ OLUR:

(Merkez sağda üçüncü bir ittifak bloku yaşanabilir mi?)

Yaşanabilir. İhtimal dahilindedir.

(DEVA ve Gerçek Partileri bu süreci tetikler mi?)

Şimdiden yorumlamak kolay değil. Pozisyonları koptukları siyasi partinin karşısında yer almaktır. AK Parti ve MHP’nin siyasi partiler, seçim kanunları, vekil transferleri gibi düzenlemelerini görmek lazım. Türkiye’nin siyasal konjonktürü, yaşayacağımız olağanüstü dalgalanmalar önümüzdeki süreç içinde istikameti belli edecektir.

HDP’YE YÖNELİK OPERASYON:

HDP üzerinden siyasi alan enfekte edilmeye çalışılıyor. HDP’nin PKK terör örgütüyle illiyet bağı ile ilgili ne dün ne de bugün farklı düşünceye sahip değiliz. Ama iktidarın terörle mücadelede suçun kapsamını, siyasi konjonktür ve zamana, siyasete angaje olma durumuna göre değiştirdiğini görüyoruz. İktidarın HDP üzerinden muhalefeti kriminalize etmek gibi bir temel tezi var. Önceki seçimde denendi, vatandaşların ne kadar itibar ettiği ortada. Bütün siyasi alanı, muhalif gördüğü partileri, aktörleri, HDP üzerinden tavra zorlayarak toplum nezdinde olumsuz noktaya düşmesi için müdahaleler silsilesi izliyoruz.

GÜÇLÜ CUMHURBAŞKANI ADAYI:

Cumhurbaşkanı adayı olacak kişi çok kuvvetli bir siyasi aktör olmalı. Erdoğan gibi güçlü, Cumhurbaşkanlığı, Başbakanlık hüviyeti, icracı hüviyeti olan siyasi parti lideri olarak o dalga boyunda bir siyasal aktörü ortaya koymak lazım. Eğer ortak aday belirlenecek ise siyasi hüviyeti önde olmalı. Akşener’in özellikle Bahçeli ve Erdoğan’ın son açıklamaları sonrasında fiili olarak motivasyonunun arttığı kanaatindeyim. Zımnen niyet beyanı olduğunu görüyorum. İstanbul ve Ankara Belediye başkanlarının önümüzdeki süreçte çok kolay adaylık tercihi yapabilecekleri kanaatinde değilim. Olmaz denilen de olabilir ama bugünden çok ihtimal görmüyorum.

TÜRKİYE’NİN ÖNÜNDE FIRSAT VAR: 

Türkiye deyim yerindeyse tüm kurtları üzerine çekmiş durumda. Doğu Akdeniz, Kıbrıs meselesi, Suriye’den Mısır’a, Arabistan’dan Libya’ya İsrail’den ABD’ye yüksek gerilim hattında bir dizi krizi var. Türkiye’nin şanssızlığı bölgede oluşmuş iki kamp var. Birincisi ABD’nin, İsrail’in başını çektiği, Mısır, Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri. Diğer tarafta Rusya ve İran var. Bu iki kampın  bölgeyle ilgili tasavvurlarının Türkiye’nin görüşleriyle uyuşmasının imkanı yok. Uzun yıllar Türkiye bu krizlerle yaşamak durumunda kalacak. Yunanistan bir ara eleman, son olarak Ermenistan devreye sokuldu. Önümüzdeki 5-7 yıllık perspektifte demokrasisine, hukukuna, ekonomisine eğitim sistemi başta olmak üzere yeni bir derinlik katabildiği takdirde önemli belirleyici orta ölçekli güç olabilme fırsatı bütün krizlere rağmen Türkiye’nin önünde duruyor. İktidar ve muhalefet, Türkiye’nin menfaatleri üzerinde bir araya gelebilmenin yollarını daha fazla aramalı.

Sepetim