0.542. 537 86 70

Devleti çürüten cerahat…

Adalet ve Emniyet içerisinde stratejik konumlara yerleşmiş çete türü yapılanmalar öyle suçları aklama paklama faaliyetleri içindeler ki, bildiğiniz devlet ve millet için çok büyük tehdit oluşturuyorlar.

2021-08-19

Eski dönemlerde adalet organları en güvenilir kurumlar içerisinde üst sıralarda yer alırdı.

Şimdilerde sürünüyor, bildiğiniz sürünüyor.

Adalet ve Emniyet içerisinde stratejik konumlara yerleşmiş çete türü yapılanmalar öyle suçları aklama paklama faaliyetleri içindeler ki, bildiğiniz devlet ve millet için çok büyük tehdit oluşturuyorlar.

En son açığa alınan Manavgat Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı olayını okudunuz değil mi?. Suçları aleni şahısla aynı alem masalarında gezen hakim, kabak gibi delillere rağmen beraat verdi. Adalet ayağa düşmüş anlayacağınız... Allahtan adalet ve devlet kurumu içerisindeki helal süt emmiş vatan evlatları olayı medya üzerinden kamuoyuna duyurunca, HSK hemen şahsı açığa aldı.

Şunu da bilin!..

Aydın'da yaşananların yanında o açığa alınan Hakimin yaptıkları, denizde kum tanesi.

Örneğin Didim'de gerçekleşen kepazelikler.

Hukuk, adalet, vicdan, iman, izan katliamı. Bir devletin, o devlet içinde yuvalamış kirli eller tarafından çürütülmesi ve çökertilmesi, bir ulusun felakete doğru sürüklenmesini, sanki canlı yayında izliyoruz.

Kendisine Kadıköylü lakabını takan Ahmet Deniz Atabay isimli belediye başkanı etiketli şahıs ile şurekası adliyeler önüne adam yığar, kaymakamlık konutu dahil resmi binaları basar, polislere hakaret, tehdit, saldırılarda bulunur, her türlü yolsuzluk ve saplıklıkla anılır, hakkındaki dosyalar dağlar gibi yığılır, yine de elini kolunu sallaya sallaya gezer.

Böyle birinin bunları arkasında belli bir örgütlü güç olmadan yapması mümkün müdür?

Bu şahıs ve şurekası için eşkıya bozuntuları tanımını boşuna yapmıyoruz.

Bu memlekette kamu binalarını bir PKK basardı bir de FETÖ. Şimdi bunlar çıktı. Diğerleri tepelendi, bunlar her ne hikmetse el bebek gül bebek korunuyor. Fakat bu şahıs sadece devleti saran ve çürüten çok büyük bir yolsuzluk çetesinin, kullanışlı elemanlarından biri.

İtinayla koruyorlar bu şahsı.

Çünkü onun üzerinden tüm bir devleti saran şebekeyi deşifre edip çökerteceğimizi biliyorlar.

Bu şahıs neler yapmıştı?

Toplu tecavüze yönelik hakkında Ağır Ceza Mahkemesi’nde yargılanma yolu açılmıştı. Dosyada gizlilik kararı olmasına rağmen yandaş medyasına “kumpas çöktü” diye yalan haberler yaptırmıştı. Bizler foyasını ortaya çıkarınca gündem saptırmak için “rant çetesi” yalanına başvurdu. Gitti kendi müsebbibi olduğu olayı başkalarının üzerine yıkmaya kalktı. Milletin otelini mühürledi.

Ardından gece yanında metresi olduğu Didim kamuoyunda konuşulan ve herkesin bildiği, kendisinin de “ailemle yemek yiyordum” diye itiraf ettiği Emine Öznur Gündoğdu ve çantacı avukatı Nizamettin Bulut ile yasaklara rağmen içkili mekânda alem yaparken çıkan arbedeye karıştı. İşler medyaya yansıyınca rakı şişelerini kaldırıp yerine kahve fincanları koymaya bile kalktı bu tayfa. O kadar alap dolapçı bir güruh anlayacağınız.

Olay sonrası yanına topladığı eşkiya bozmalarıyla beraber, “Yönetime el koyuyoruz. Bundan sonra devlette biziz adalette” diye Kaymakamlık konutunu bastı.

Polislere hakaret ve saldırılarda bulundu.

Bunu koruyan çeteleşmiş yapının devlet içerisindeki kolları, polislerin ellerindeki görüntülerin asli kısımlarını sildirmeye kalkıştılar.

Bu şahsı ve yanındaki eşkıya bozmalarını yaka paça derdest etmeler gerekirken, ezilmesi gereken isyancı tayfayı koruyup kollama adına seferber oldular. Adli olay olmasına rağmen Kadıköylü'nün yanına polis verilmesi, polislerle beraber alkol muayenesi, kan tahlili, darp raporu alması engellendi.

Bildiğiniz kamu kurumlarını basan, kendi devletini ilân eden bu eşkıyadan bozmalara saatlerce kendi başlarına gezmeleri için izin verildi. O sırada dediğimiz gibi deliller yok edilmeye, şikâyetçiler şikâyetlerinden vaz geçirilmeye çalışıldı.

Akıl alır gibi değil dimi. Acı ama gerçek, Siyaset - Adalet - Emniyet - Medya yapılanmaları sayesinde bu kalkışma ve ihanetleri yaşadık.

DEVLETİ SARAN ÇETELEŞMİŞ YAPININ ÖRGÜTLENMESİ

Şimdi geçmişi bir kez daha hatırlayalım.

Kadıköylü Kaymakamlık binası bastığında, kendisinin devlet olduğunu ilân ettiğinde yanında kimler vardı?

Didim Garnizon Komutanı Kd. Albay Çetin Gülseven.

Orada eşkiya bozmalarının araçları içerisinde oturup bu güruha resmen destek verdi. Hatta Kadıköylü ile beraber hastane hastane gezdi. Bakmayın sağda solda emekli olacaktım zaten dediğine. Bizzat savunma Bakanlığı, Genelkurmay ve Deniz Kuvvetleri Komutanlığımız tarafından emekliye zorlandı.

Şahıs işi gücü bırakmış, adliyeler, valilikler dahil Kadıköylü nerede sorun yaşıyor, orada. Karşılığında sorunlu müteahhitlerin işlerini çözüyor, Mavi Vatan yerine Kadıköylünün korumalığını yapıyordu. Kendisinin ve yakınlarının mal varlıkları ile HTS kayıtları ve de hesap hareketlerini talep edeceğimizi söyledik, tek cevabı olmadı. Cevabı vardı da biz mi yayınlamadık.

Şimdi elbise gidiyor. Ondan sonra kalacak kamu vicdanı ve bizlerle baş başa. Emin olun Dumlupınar şehitlerinin ahı saracak bu şahsı. Ordu içindeki üst rütbeli kolları buydu, budandı. Zaten bir ADÜ Genel Sekreter Vekili geçinen bir şahıs vardı bunlara hizmet eden, o da daha ilk gece gitti.

Bunların bütün kirli imar vurgunlarını sallayıp sümen altı eden Çevre Şehircilik Müdürü Taha Al deşifre oldu, ona da gereği yapılacak.

Valilikteki yakın dostları Mustafa Hulusi Arat da şu aralar pek karışmıyor.

Zaten böyle alengirli işlerle pek işi olmaz Hulusi Valimizin değil mi Sayın Valimiz.

Çünkü Sayın Aydın Valimizin görevlendirdiği müfettişler gerçekten ne varsa bulup raporluyor. Adalet yerini bulacak artık.

Şimdi geliyoruz bunların hepsinin üzerindeki iki kilit taşına.

Birincisi apar topar olay yerinden kaçırılan çantacı avukat Nizamettin Bulut.

Bu şahıs hakkında yazacaklarıma çok dikkat edin.

Yerel adli ve mülki organlardan, üst düzey yargı ve mülki erkâna varana değin, kirli işlerin aracısı.

Adam avukat, vergi rekortmeni.

Ne üretmiş acaba?

Bize gelen istibaratlara göre bunlar görünen yüzü.

Çok olayın perde önünde başka isimler görünmesine rağmen, perde gerisinde bu şahıs organize ediyor işleri. Haliyle haksız kazanç denilen bildiğiniz kirli paraya fatura kesecek halleri yok ya...

Nizamettin Bulut çözüldüğünde, üst yargıya varana değin Adli - Mülki ve Emniyet mekanizmasını saran ahtapotun kolları deşifre olacak.

Bu şahıs aynı zamanda Rıfat Serdaroğlu'nun kurduğu Doğru Parti’de, Hukuk İşlerinden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı. Şahıs üst düzey idari yargıdan ayrılıp, avukatlık bürosu açıyor. Aynı zamanda Adalet Bakanlığı ile anlaşmalı Hakim - Savcı adaylarına staj olanağı sağladığı beyan ediliyor. Yani Adalet Bakanlığı’nda ve sadece alt değil üst yargıda uzanamayacağı kimse yok.

Sıkı durun, Kadıköylünün tecavüz dosyası dahil pek çok kapatma olayında adı geçen adli görevlilerden bazılarının, Nizamettin Bulut yanında staj gördükleri öne sürülüyor. HTS kayıtlarından çıkar zaten.

İşte bu şahıs avukat olduğu halde o gece apar topar Ankara'ya kaçırıldı.

Kaçırma operasyonunu da, Kadıköylünün adeta polislerin elinden alınmasını, hakkındaki delillerin karartılmasını, gözaltına alınıp tutuklanmalarına gerekçe olacak isyan girişimlerine, kamu binalarını basmasına rağmen polislerden uzak tutulmasını sağlayan başrol oyuncusu, Emniyet Genel Müdür Yardımcısı Erhan Gülveren.

Bakın polislerin elindeki ham görüntüleri olay anından itibaren talep ettik, “delil karartılacak” dedik, dediklerimiz çıktı. Servis edilen görüntüler hep kırpılmış ve Kadıköylüyü kurtaracak cinsten. Ve Avukat Nizamettin Bulut'u mümkün olduğunca sıyırıp, onun devleti üst düzey yargı organlarına kadar saran ahtapotun kollarının açığa çıkmasını engellemeye yönelik çalışmalar.

Bu Nizamettin Bulut bayağı önemli bir kilit taşı...

Rejim çatışmasından kaynaklı olarak uzun yıllar özellikle paralı sahil yöreleri kimde? CHP... Peki CHP’nin pek çok belediye başkanı tek kuruş haram yemeden hizmet verirken, gırtlağına kadar yolsuluk ve usulsüzlüğe batmış belediyelerine niye tek operasyon yok?

Neden Kadıköylü gibi bir şahıs ve benzerlerinin aleni suçları, tüm delillere rağmen sürüncemede ve davaları sonuçlanmıyor?

Hepsinin ardından Nizamettin Bulut ve Emniyet içindeki Erhan Gülveren'in de dahil olduğu yapı çıkıyor.

Sistem şöyle işliyor.

Nizamettin Bulut, yerel ve üst düzey yargıda bildiğniz bu işleri menfaat karşılığı bağlayan isim. Namuslu savcı ve Hakimler dosyaları bir sonuca ulaştıracağı zaman, tayinleri çıkartılıyor. Hoopp yeni gelen Savcı ve Hakimler dosyaları zorunlu yeniden incelemek zorunda. Süreç uzadıkça uzuyor.

Dosyalar bazı adli ve mülki işbirlikçiler tarafından sürekli sümenaltı ediliyor.

Tekrar soruyorum!..

CHP’ye çökmüş bu yapı sayesinde yolsuzluk ve usulsüzlükleri ayyuka çıkmış hangi belediye başkanı ceza aldı veya açığa alındı?

Bizzat CHP üst yönetimindeki bazı isimler tarafından bana ulaştırılan teyitli bilgidir. Kadıköylünün adaylığı sırasında Kemal Kılıçdaroğlu'na Erhan Gülveren tarafından “Atabay devletin güvenilir elemanıdır” mealinde telkinlerde bulunuluyor. Fark etmediniz mi?

Bu Kadıköylü kendi evinde seks kasedi çekip itiraf ettiği halde Kılıçdaroğlu ha bre sahip çıkmak zorunda bırakılıyor?

Bu devlet hangi devlet acaba?

Bizim devletimiz şehit kanlarıyla şeref, ahlâk ve fazilet üzerine kurulmuş devlettir. Vatan sevgisini, imanını, izanını kaybetmişler elinde meze değildir.

Şu anda devletin şerefini, milletimizin bekasını ve menfaatlerini, adaletin onurunu koruyan Aydın Şafak ekibi olarak bizleriz.

Bunlar ise şahsi menfaatleri için devleti çürütüp çökerten, milletimizi felakete sürükleyen, gözleri de bir türlü yolsuzluğa, sapkınlığa, zulme doymayan kanserli hücrelerdir. O devlet elbiseleri ve makamlar, ellerinden ne kadar çabuk alındı, devletimiz, milletimiz için o kadar hayırlıdır.

Bu Nizamettin Bulut ve içinde olduğu yapıyı yabana atmayın.

D-Marine olayında Danıştay’ın hem de iki dairesinin ortak kararıyla D-Marine sahipleri haklı çıkmış, Kadıköylünün perde gerisinde Nizamettin Bulut üzerinden girişimleri sonrası o karar bile bozdurulmuştu.

Yerel mahkemelerde dönen dolaplara daha girmedik.

Bu arada Akif Hamzaçebi'nin de eli kolu vardı üst yargıda. Yalçın Yıldırım tarafından deşifre edilmiş, sonra koltuğunu kaybetmişti.

İşte Devleti ahtapot gibi saran bu çeteleşmiş yapının üyeleri ve örgütlenmesi, işleyişi açığa çıkmasın diye Avukat Nizamettin Bulut ile Kadıköylü oradan oraya kaçırıldı. Deliller Erhan Gülveren'in talimatları, Didim ilçe Emniyet Müdürü'nün girişimleriyle yok edilmeye, Kaymakam ve polisler şikâyetlerinden vaz geçirilmeye çalışıldı.

Bakın Aziz Türk Milletinin güzel insanları,

Kutlu Türk Devletinin namuslu ve şerefli vatan evlatları.

Bu çeteleşmiş yapı, ülkeye ileride daha güçlü çökecek olan ikinci tecavüz dalgasının kalfalık dönemindeki guguk kuşlarıdır.

Yarın iktidar değişiminde kınadığımız ne varsa, aynısını yapacak olan güruhtur.

Yaptıkları ortadayken yapacaklarını siz düşünün.

Bunlara karşı mücadele, devlet ve millet adına herkesin asli görevidir.

Böyle yapılar, kadınları kızılderililerin elinden kurtarıp kendileri tecavüz eden kovboylar misali her daim pusudadır.

Köklerini kazımazsanız, ellerindeki makam ve yetkilerini alıp hak ettikleri idari ve adli cezalara çarptırmazsanız iktidarlar değişir, bunlar baki kalır. Ülkemiz ve devletimiz de böyleleri yüzünden her tehdide açık hale gelir.

Düşünsenize!..

Hangi güç kendi evinde yaptığı ahlâk dışılıkları kendisi itiraf eden, hakkındaki toplu tecavüz iddiaları, ölüme kasten sebebiyetler, kendi su paralarını sildirtme, vergi kaçakçılığı devlet kurumlarınca tespitli Kadıköylü gibi bir şahsı her sıkıştığında Kemal Kılıçdaroğlu'nun korumasına verebilir.

Emin olun milyonlarca CHP’li bu durum nedeniyle çok tepkili ve kahroluyor.

Bu yapı gelmekte olan CHP'ye sızmış ve çökmüş, devletin adli ve mülki en üst düzey katmanlarına kadar sirayet etmiş bir büyük tehdittir.

Bundan sonraki yazımızda bu kirli yapının hareket kabiliyetinin ne kadar geniş olduğunu gözler önüne sermek için Kadıköylü hakkındaki 24 sabit delilli suç dosyasının nasıl sümemaltı edildiğini, delillerin karartılmaya çalışıldığını ortaya koyacağız.

Pes diyeceksiniz bu kadarına pes...

Bu arada tarafımıza adli makamlar üzerinden kurulmaya çalışılan kumpası da deşifre edeceğiz.

Zekeriya Öz denen vatan haini altında Mercedes ile gezer iken ona teslim olmamışız, bu küçük girişimlere hiç teslim olmayız.

Bunların yargı ayaklarını da hem kamuoyuna deşifre edeceğiz, hem de doğrudan Adalet Bakanlığı ve HSK’ya yazılı olarak bildireceğiz.

Herkes adli kurumların Cumhur İttifakı kontrolünde olduğunu falan sanıyor ya, hepiniz yanıldığınızı anlayacaksınız. Asıl paralı CHP’li belediyelere çöken bu ahtapotvari yapının gücünün nerelere uzandığını göreceksiniz.

Biz ya musalla ya mapus demişiz, tek geri adım atmayız.

Sonuçta devletimiz milletimiz bir avuç yolunu şaşmışa teslim edilecek kadar ucuz değil ve namuslu vatan evlatları hala çoğunlukta. Zaten geliyor gelmekte olan...

Sepetim