0.542. 537 86 70

Deştikçe pislik akıyor..

Kadıköylü ve şurekası... “Montaj - kürtaj - kumpas - rant çetesi yalanlarınız” sökmüyor artık. Takke düştü kel göründü.. Bundan sonra sırasıyla siyaset ve hukuk alanlarında sinek ikili gibi masaya yapıştıracağız hepinizi. Dondurma gibi eriyecek, kendi devletinizi ilân etmenin, ihanet odaklarıyla iş tutup milletinize yaptığınız köle muamelesinin bedelini emin olun ödeyeceksiniz.

2021-06-24

Didim Belediye Başkanı etiketli eşkıya çetesi başının, boyaları çabuk döküldü. Daha bir hafta öncesine kadar “Tanrı Kral” gibi geziyordu, “Devlet benim” diyordu, şimdi kuzu oldu.

Siyaset - Devlet - Medya - İş Dünyası çarkında örgütlenmiş devasa bir rüşvet ve yolsuzluk yapılanmasının “Santral Memuru” oluyordu arkadaş. Rüşvet - yolsuzluk çarkından elde edilen devasa haram kaynakları toplayıp kontrol ediyor, ederine göre dağılımını sağlıyordu. O yüzden ne kadar yolsuzluk - usulsüzlük - sapkınlık olaylarına karışsa da korunuyor, çarkın işlemesi sağlanıyordu.

Düşünsenize; Sadece husumet güttüğü kişiye zarar vermek için yasa dışı şekilde ve hiç bir güvenlik önlemi almadan “kanun benim” deyip yıkıma yolladığı işçilerden Levent Bakay'ı ölüme yolladı, davası beş yılda zor açıldı. Hatta “biz verdik kendi giymemiş” diye garibin evine güvenlik malzemeleri fırlatıp kaçtılar.

Kendi evini kurşunlattı, mağdur ayağına yatıp “Rant Çetesi” diye yaftaladığı aile fertlerini tutuklattı. En son tetikçi mahkemede itirafçı oldu, o dava da hala sürüyor.

Aziz Türk Milleti!...

Gördüğünüz gibi taciz - tecavüz olaylarına karışıyor, yolsuzluk - usulsüzlükleri Sayıştay ve Mülkiyeciler tarafından tescilleniyor, gidiyor polislere sövüp darbedip, Kaymakamlık Konutu’nu basıyor, kimse bu eşkıya başına dokunamıyor.

Fırsat versek buradan da eşkıya iken evliya çıkacaktı.

İşte bunların tüm nedeni, yüzlerce milyonluk bir rüşvet ve yolsuzluk çarkının, toplayıp dağıtma görevi gören “santral memuru” olması.

Bu toplu tecavüzden yargılama yolu açılan çete başını koruyanlar da bu kez panikte.

 

Çünkü,

1- Harami sofrasından akarları kesilecek,

2- Her sırları feşifre olacak, başları fena halde yanacak.

Bu defa zor dostum zor… Kamu vicdanında zaten sizleri rezil ettik yerle yeksan oldunuz, “devlet biziz” deyip eşkıya gibi resmi konutları bastınız, hukuki ve siyasi bedelini de ödeyeceksiniz.

Aziz Türk Milleti…

Doğu - Güneydoğu’da bir Kaymakamlık konutu önünden geçerken çikolata kağıdı atsanız, herkes seferber olur, yaka paça alırlar adamı. Bunlar polislere sövdü - darp etti, Kaymakamlık Konutu bastı, şimdi hiç bir şey olmamış gibi davranmamızı bekliyorlar.

Bakın bu Atabay denen eşkıya başını kurtarmak için çabalayanlar Devletin her kademesine sızmışlar, özellikle Adliye içinde etkinlik sağlamışlar, Kadıköylü hakkında açılan soruşturmaları, süren davaları ve toplu tecavüz olayının üzerini örtmek için bir baskı unsuru oluşturmuşlardır.

O nedenle Kadıköylü Atabay hakkındaki soruşturmalar ve davalar sürüncemede bırakılmış, toplu tecavüz olayının da üzeri Didim Savcılığı’nın verdiği “takipsizlik” kararı ile karartılmaya çalışılmıştır. Ancak, Söke Sulh Ceza Hakimi bunu görmüş oyunu bozmuştur. Yani Atabay ve diğerleri hakkında Ağır Ceza’da yargılanmalarının yolu açılmıştır.

Kararı veren Soruşturma Savcısı boşuna şikâyet edilmedi HSK’ya Avukat Murat Sultansu tarafından...

İşte Atabay ve onun çevresinde siyaset - devlet - medya - iş dünyası çemberi halinde örgütlenmiş yapılar, bu eşkıya başını nasıl sırça bebek gibi korumaya ve gerçekleri gizlemeye çalışıyorlar.

Evinde seks kasedi çeker rant çetesi, rüşvet ister alamayınca ortalığı yıkar rant çetesi, ölüme sebebiyet verir rant çetesi, yolsuzluk yapar rant çetesi, usulsüzlük yapar rant çetesi, zabıtası kendi gibi eşkıyalaık yaparak pazarcı kadının saçlarını çeker, kadın da çıldırma pozisyonunda bıçak kullanır rant çetesi, kendi evini kurşunlatır rant çetesi, toplu tecavüz olayı patlak verir rant çetesi, altı ıslansa rant çetesi.

O rant çetesi yalan propagandaları ilk başlarda işe yarıyordu, ta ki bize çarpılana kadar.

1- Her ahlâksızlığın, rüşvet, yolsuzluk olaylarının ortaya çıkmasında hemen rant çetesi bahanesi ile gündem değişitirip pisliklerini gizliyorlardı.

2- Rüşvet vermek istemeyenlere de bu yolla gözdağı veriyorlardı.

İşte böyle böyle kendilerini devlet zannettiler, kendi yasalarını koydular, kendi vergilerini topladılar.

Şimdi bu güruha ne yapacağız Aziz Türk Milleti;

1- Tüm gerçekleri ortaya koyup ot yolduracağız, hiç biri gık bile diyemeyecek

2- İsimlerini toplu tecavüz çetesi koyacağız, ölene kadar öyle anılacaklar.

Hışt Kadıköylü olmaz mı sanıyorsun?

Ortada mahkeme kararı mı var ki herkesi “rant çetesi, eşkıya” olarak yaftalıyorsun.

Sana hak da bize uzak mı o işler...

KAYMAKAM KONUTU BASKINI

Eşkiya başı Atabay'ın devlete karşı isyanı ve kaymakamlık konutunu basması sırasında aracında yine iki kişi vardı. “Kahve içiyorduk” yalanları içki içtikleri belgelenince yıkılmıştı. “Avukatımla oturuyorum” yalanı da, “çoluk- çocuğum” dediği yalanı da Başkan Yardımcısı Emine Öznur Gündoğdu'nun orada olduğunun görüntülere yansımasıyla açığa çıkmıştı.

Devede doğru yer bulursunuz, bunlarda bulamazsınız.

Kaymakam Konutu baskınında, Jetgillerin Öznur ve çantacı Avukatı da orada çıktı iyi mi. Kadıköylü ve çetesinin ne olduğunu anlamanız için, Emine Öznur Gündoğdu'nun geçmişini de iyi anlamanız gerek.

Sıradan vatandaşlar olsa, yaptıkları, ettikleri bizi hiç ilgilendirmezdi.

Fakat bunlar örgütlü bir çete olarak kamu yönetimi başındalar.

İşte bu nedenle Emine Öznur Gündoğdu olayını açalım.

2007 yılında araçlarında karı - koca yaklaşık 80 gram esrar yakalatıyorlar. Söke Ağır Ceza’da epey bir yargılandılar. Kocası suçu üstlendi, okkanın altına gitti. Öznur da içici olduğunu söyleyip, tedavi olmak istediğini belirtince denetimli serbest bıkarıldı. 80 gram bu 80 gram. 80 gramlık içici nasıl olunuyorsa, siz düşünün artık.

Buradan nereye geliyoruz?

Bunların hepsi toplu tecavüz davasında kan ve saç testlerinden neden kaçıyorlar?

Soruşturma Savcısı ısrarla neden testleri yaptırmamış?

Hatta son yaşanan darp olayında bile kan ve saç testinden niye köşe bıçak kaçıyorlar?

Jetgillerin Öznur Akbük Belde Belediyesi’nde memur olarak işe başladı, şimdi nerelerde, jet gibi nasıl yükselmiş, ailesinin mal varlıkları nasıl bir anda on milyonlarca lira olmuş, bu soruların cevabını bulunca zaten olayı da çözersiniz.

GUGUK KUŞU PROJESİNİN EN STRATEJİK İSMİ

Geliyoruz bugün ki yazımızın finaline.

Yıl 2013... ABD Elçisi Riccardşone Kadıköylü Atabay'ın misafiri oluyor.

Nerden tanışıyorlarsa, samimiyete bakın.

Sonrası CHP Didim Belediye Başkanı Mümin Kamacı'nın adaylığı açıklanmışken "seks kaseti" baskısı ile geri çekilmesi, bu eşkıya başının aday gösterilmesi.

Yıl 2014... Riccardione yine Didim'de. Horizon Otel toplantısı.

Sadece özel koruması B. isimli polis ile geliyor. Aracının plâkaları da sökülü.

Yanında bir de Rahip Bronson var.

Horizon Otel, şu an Emniyet Genel Müdür Yardımcısı olan Didim Eski İlçe Emniyet Müdürü Erhan Gülveren'in vefat eden kayınpederine ait. Şu an eşi çalıştırıyormuş galiba.

İşte o toplantıda Atabay Hatay'a tayini çıkan asker yeğeni türünden bir yakını için ricada bulunuyor. Riccardione ASAL yani Askere Alma Dairesi'ni arıyor, oradaki Albay'a durumu iletiyor. Sömürge Valisi talimatı deyin siz ona.

O sırada Erhan Gülveren, Emniyet Teftiş Kurulu Başkan Yardımcısı.

Yani kızakta.

Atabay'a orada garanti veriliyor, teftişmiş, müfettişmiş, davaymış takma kafana, yürü yoluna deniliyor.

Bu da turşu suyu içmiş gibi kudurdu, başımıza kaldı.

Bu garantiyle devlet - siyaset - medya - iş dünyası çarkında devasa bir yolsuzluk ve rüşvet çarkı kurdular, bildiğiniz sömürge kolonisi gibi memlekette “devlet biziz” demeye kalktılar. Neyse... O görüşme sadece Kadıköylü’ye yaramıyor. Erhan Gülveren de kızak görev sayılan Teftiş Kurulundan, Gaziantep İl Emniyet Müdürlüğü'ne tayin oluyor.

Sonrası yürü ya kulum, Emniyet Genel Müdür Yardımcılığı.

Şimdi İstanbul Emniyet Müdürlüğü'ne oynuyormuş.

Tam bir Guguk Kuşu Projesi..

Erhan Gülveren, cerahati patlatmamız ardından haber saldı, Atabay ile hiç bir ilgisi - ilişkisi olmadığını söyledi. Gel gelelim hiç öyle çıkmadı. Bizlere de bunları Türk Halkı ve Devletine duyurmak kaldı.

Aslında Guguk Kuşları Projesi öncesi, Yalçın Yıldırım ile beraber, plânlayıcılarla çok karşı karşıya gelmiştik. Horizon Otel yapılırken çok tantanası olmuş, Yalçın Yıdırım haberlerini yapmıştı.

Şu papaz Bronson olayı deseniz, bambaşka bir hikâye. Hem de filmlere konu olacak cinsten. Aydın Belediyesi Eski Başkanı Hüseyin Aksu'nun koltukta oturduğu yıllarda, bir anda çocuk ve gençlerde din değiştirme şikâyetleri almaya başlamıştık. Ailelerden gazetemize yağmur gibi şikâyetler yağıyordu.

Hemen bir ekip kurduk. Saadet Partisi Aydın İl Başkanı Ali Söğüt ile bu konularda uzman Saadet Partisi’nden Nihat Hocamız da çalışmalarımıza katılmıştı. Hatta çalışmalarımız Rahmetli Necmettin Erbakan ve Recai Kutan tarafından Aydın ziyaretlerinde isimlerimiz zikredilerek okunmuş, 9 Eylül Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Çalıştayı’nda gündem maddesi haline gelmişti.

İşte o çalışmalar sırasında bir yandan gizli kilise evleri, çalışma yöntemlerini, örgütlenmelerini çözümlüyor, diğer yandan ekibi devlet katmanında da bütünleştiriyorduk.

Efeler Menderes Bulvarı'ndaki bir apartman dairesinde, İnnovent Danışmanlık adı altında bir firma faaliyet gösteriyordu.

Üç ortaktılar. Kevın-Stephan-Monty..

FBI eğitimi almış, Protestan mezhebindendiler.

İstihbarat - izleme - takip derken bunların tarihi eserlere de ilgisini keşfettik.

Hatta yeni yeni palazlanan internet cafelerde bunalımdaki çocuklara ulaşıyorlar, okullara yakın yerlerde çalışmalar yapıyorlardı.

Haberleri çaka çaka bunları psikiatristlik ettik. En son gittik mekânlarına oturduk, bu manyaklar da nerden çıktı dercesine şaşıp kaldılar.

Muhabbet sonunda Aydın'dan ve Türkiye'den gitmeye ikna oldular.

Bunlar gidince, yerlerini Papaz Bronson aldı.

Onun da yamağı, Manisa'dan İslam’dan dönme Papaz Hasan Yaman’dı. Şimdi cezaevinde.

Yine Millet - Devlet iş birliği, Yalçın Yıldırım - Hüseyin Doğan - Metin Can, çöktük boğazlarına.

Onlar ve yandaşları da psikologluk oldu. Tuttukları binaların önüne iri kıyım eleman koyuyor, sanki birileri boğazlarına çökecek gibi bir sağa, bir sola bakıyorlardı.

Çok gizli çekimlerini yaptık, ruhları duymadı.

İşin sonunda bunların yedek lastiği Papaz Hasan Yaman, bizim çocuklar tarafından dernek adı altındaki kilise binasında bildiğiniz esas duruşta.

Haber geldi koşturdum gittim.

Bunların gırtlağına çökenleri biliyorum, bildiğiniz maydanoz gibi doğrarlar. O sıralar rahip cinayetleri o bu, zaten ortalık toz duman.

Vardım olay mahalline, adamlar neredeyse son nefesini verecek.

Çocukları çıkarttım, kaldık baş başa. Kelime-i Şehadet kıvamına getirdik onu da.

Eeeee Kadıköylü ve şurekası.

Gördüğün gibi bu defa sana yol verenlere bile illallah dedirtenlerle baş başa kaldın.

“Montaj - kürtaj - kumpas - rant çetesi yalanların” sökmüyor artık. Takke düştü kel göründü, Didim'den sana fayda yok. CHP buraya yığınak yapsa, elden para dağıtsa, seni aklayamaz, paklayamaz, bir daha o koltukta tutamaz.

Sizin cenahla aramazıdaki ilk büyük meydan savaşını kaybettiniz.

Psikolojik harp savaşında, yerle yeksansınız.

Sizin düşman gösterdiklerinizin aslında halkı, mağdur ve mazlum, sizlerin ise bildiğiniz her sapkınlığın odağı olduğunuzu bırak Aydın'ı, Türkiye anladı, siyaset - devlet ve kamuoyu olarak.

Bundan sonra sırasıyla siyaset ve hukuk alanlarında sinek ikili gibi masaya yapıştıracağız hepinizi.

Dondurma gibi eriyecek, kendi devletinizi ilan etmenin, ihanet odaklarıyla iş tutup milletinize yaptığınız köle muamelesinin bedelini emin olun ödeyeceksiniz.

Sepetim