0.542. 537 86 70

Bunları iyi tanıyın…

Kadıköylü Atabay'ın tecavüzden yargılanmasının yolunu açan ve mahkemece alınan hukuki kararı gizliyorlar, yandaş şoparlarıyla, “Kumpas çöktü” şeklinde yalan propoganda yaptırıyorlar. Aynaya hiç bakmaz mısınız be ar damarsız doğmuşlar.

2021-06-14

Didim cerahatini artık siyaset ve devlet kurumları iyiden iyiye kavramaya başladı. Sayın Adalet Bakanımız, müştekinin bayan olması hasebiyle büyük bir duyarlılık ve kanun adamlığı gösterdiğini, çağrılarımıza kayıtsız kalmadığını öğrendik.

Sayın Adalet Bakanımızın sadece teccavüz iddialarına ilişkin dosyaya değil, Didim Adliyesi'nde yaşananlara da özel önem verdiğinin, dikkatle takip ettiğinin bilinmesini isteriz.

Bilgilendirmelerimiz sonrası, Ankara kaynaklarımız Sayın Savunma Bakanımız Hulusi Akar'ın da harekete geçtiği bilgisini ulaştırdılar.

Didim'de devleti temsil noktasında eksik ve kusuru bulunanlar, makamı ve rütbesi ne olursa olsun tüm iddiaların inceleneği, gereğinin de yapılacağı konusunda halkımız müsterih olsun.

Aziz Türk Milleti...

Şimdi Didim'de devlet içerisinde devlet olduğu iddiasındaki bu yapılanmanın diğer isimlerinden bazıları ve yedikleri hurmalardan bir kaç örnekle kamuoyunu bilgilendirmeye devam edelim.

Bu hukuk-ahlak tanımaz kendini bilmezler bakın nasıl kazdıkları kuyuya düştü...

Tecavüz davası iddialarına ilişkin Savcılığın takipsizlik kararına itiraz, Söke'deki bir üst mahkemece, adeta hukuk dersi verircesine bozulmuş, Kadıköylü Atabay'ın Ağır Ceza mahkemesi'nde yargılanmasının yolu açılmıştı.

Bizler kararı öğrendiğimiz halde dosyada gizlilik kararı olması, adalete leke gelmemesi, adaletin etki altında bırakılmaması için sustuk.

Müşteki mağdure bayan da sustu, bizler de tek kelime etmedik.

Herşey adalet çizgisinde açığa çıksın diye süreci bekliyorduk.

Didim'deki gerçek rant çetesinin rahat durmayacağı da aşikardı.

Bizim de onları kurt kapanına sıkıştırmamız, kaçınılmazdı.

Takdir edersiniz gerçek rant çetesi üyeleri, siyaset-devlet katında üst makam ve mevkileri işgal etmişler, ellerindeki harami düzeni akarlarıyla da çok yeri bağlama kabiliyetine sahiplerdi.

Bu aklıevveller susup adaletin yerini bulmasını bekleyeceklerine, Didim Ales Otel’de medyayı topladılar.

Ales Otel konusuna da gireceğiz.

Ales Otel Özel İdare döneminde yapılan devlete ait, Didim Altınkum’da bir otel.

Didim'deki gerçek rant çetesinin kozmik odası burada.

Tüm toplantılar orada yapılıyor, sahipleri gerçek rant çetesinin bürokrasideki işlerinin sorunsuz yürümesi için kararlar burada alınıyor, faaliyetler buradan yürütülüyor.

Karşılığında Didim Belediyesi tarafından milyonlarca liralık fatura, mısır koçanı gibi kesiliyor.

İşte Didim'deki gerçek rant çetesinin kozmik odasının da bulunduğu Ales Otel'de, bir otel dolusu yandaş gazeteciyi topladılar.

Dilleri yalamaktan pelesenk, yüzleri ar damarı yoksunluğundan kösele gibi olmuş bu güruh yediler, içtiler, ceplerine harçlıkları kondu hem de tamamı kamu kaynaklarından.

Onlar da Kadıköylü Atabay'a bol bol övgüler düzdüler, bozulan takipsizlik kararını sanki son kararmış gibi, “Kumpas çöktü”, “Adalet cevabını verdi” gibi başlıklarla yayınladılar.

Hatta bazıları bizler aleyhine haber yaptı.

Belli ki bu cesaretlerini, yedikleri Venezüella peynirine borçlular.

Gördünüz dimi bu Didim'deki gerçek rant çetesinin yaptığını.

Kadıköylü Atabay'ın tecavüzden yargılanması için mahkemece alınan hukuki kararı gizliyorlar, yandaş şoparlarıyla, “Kumpas çöktü” şeklinde yalan propoganda yaptırıyorlar. Aynaya hiç bakmaz mısınız be ar damarsız doğmuşlar.

Hukukun aldığı gerçek kararları yok sayarsınız, gerçeği yansıtmayan haberlerinizle 2 çocuklu gariban bir kadına karşı ordu gibi saldırırsınız... Bir de adamız diye gezersiniz. Allah’ın da sopası olduğu için böyle kurt kapanına düşer, kıvrım kıvrım kıvranırsınız.

İki amaçla yaptılar bu işi.

Birincisi bozdurabilirlerse kararı bozduracaklar, bozduramazlarsa gizlenmesini sağlayacaklardı.

Mayın gibi ellerinde patladı.

Tüm ülkeye rezil oldular.

Didim'deki gerçek rant çetesi ortaya çıkmış oldu.

Hem de kendi eylemleriyle.

Sonrasında Didim Garnizon Komutanı Kıdemli Albay Çetin Gülseven ile beraber Didim Adliyesi’nde fosur fosur sigara içerken görüldüler.

Aydın'a gittiler, Cumhuriyet Başsavcılığı, Aydın Valiliği oradaki yakınlarını kapı kapı gezdiler.

Şu aşamada görevden alma kararı çıkacak mı, onu öğrenmek istiyorlar, onu kesmeye çalışıyorlardı.

Meraklanmayın o işler Valiliklerden değil, İçişleri Bakanlığından bitiyor.

İçişleri Bakanlığımıza da, Emniyet Genel Müdürlüğümüze de çağrılarımız olacak.

Çünkü Didim'deki gerçek rant çetesinin, oralardaki ayaklarını da ifşa edeceğiz.

“RANT ÇETESİ NASIL ÇALIŞIYOR..”

Ales Otel'de kozmik oda oluşturup her şeyi buradan yürüten Didim'deki gerçek rant çetesinin, sivil toplumda muhbir ve ayakları var.

Bunlardan biri Naci Şenses.

Adıyamanlı olur arkadaş.

Daha önce sıkı HDP’li idi.

Sonra AK Partili oldu, İlçe Başkanlığı ve Belediye Meclis Üyesi Adayı olmaya çalıştı.

Şimdi sıkı CHP'li.

Naci Şenses isimli bu şahıs, Kadıköylü Atabay ile bir zamanlar kanlı bıçaklı siyasi hasımdı. Atabay'ın kendisini tehdit ettiği, hakaretlerde bulunduğu ses ve görüntü kayıtlarını, sosyal medya hesabından yayınladı, medyada da yer aldı.

Sonra Atabay ile kanka oldular, onun dava çıkışlarında cansiperane sevgi ve destek görüntülerinde bulundu, sosyal medyadan övgüler yağdırdı.

Şimdi benim hakkımda ipe sapa gelmez bilgiler veriyormuş, Didim'deki gerçek rant çetesinin üyelerine.

Peki bunun karşılığında nasıl sebepleniyor?.

Naci Şenses isimli şahıs, Didim'deki Milli Emlak yani halka ve devlete ait arazilerin işgal edilip, alınıp satılması girişimlerine yönelik operasyonda gözaltına alınanlardan biriydi, hala yargılamaları devam ediyor.

İşte bu şahıs devletin-milletin malına çökmeye o kadar alışmış ki, son cüreti parmak ısırtıyor.

Milli Savunma Savunma Bakanlığı - Orman Bakanlığı ve Milli Emlak arazilerinin üzerinde yaklaşık beş dönümlük alanı işgal ediyor.

Üzerine yüzme havuzlu villa ile kendine ait iş yeri inşa ediyor.

Sonra sahte belgelerle Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü'ne müracaat edip, imar barışından faydalanmaya kalkıyor.

Yerin değeri 5 milyon TL diyorlar.

Bizler yaza yaza verdiği evrakların sahte olduğunu kamuoyu ve devlet kurumlarına aktardık.

En son Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü, Yapı Kayıt Belgesini iptal etmiş.

Yani yapı kaçak, alanı işgal edilen devlete ait araziler üzerinde yapılan kaçak yapıların yıkılması ve işgalci kişi hakkında suç duyururu yapılması gerekiyordu.

Peki bu durumda ilgili devlet kurumlarının ne yapması gerekiyordu?

Didim Belediyesi'nin 300 bin lira ceza kesip, yıkması yasal zorunluluktu.

Eeee şahıs Didim gerçek rant çetesinin üyesi, kollanması gerek.

Kese kese 20 bin lira ceza kestiler, yıkım da yapmadılar.

Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü'nden cevap bekliyoruz.

Bu yapı kayıt belgesini iptal ettiyseniz, Savcılık makamına suç duyurusu yaptınız mı? Yapmadıysanız, emin olun biz sizin hakkınızda suç duyurusu yapacağız.

Bu Naci Şenses, dümenini yürütmek için neler yapıyor?

Bir bakıyorsunuz AK Parti Vekili Mustafa Savaş ile poz verip, Didimli iş insanı hastahane yaptırıyor balonunu patlatıyor. İşgal ettiği ve o yüzden yargılandığı hazine arazilerine mi yapacakmış, bunu kimse sormuyor.

Sonra gidiyor ADÜ Rektörü ile beraber poz veriyor.

Rektör Hoca da MHP kontentajınından olduğu herkesçe bilindiği için, MHP’de arkamda mesajı verme gayretinde galiba vatandaş.

Aziz Türk Milleti...

Gördünüz dimi gerçek rant çetesi kim, kimlerle iş tutuyorlar, nasıl gayri yasal ve gayri ahlaki ne varsa o tür eylemler içindeler!..

“BİZ DEVLETİZ DİYORLAR”

Şimdi gelelim bu Didim'deki gerçek rant çetesinin diğer cüretlerine.

Belediyeyle işi olanları, bildiğiniz pırasa gibi doğruyorlar.

Yoksa işler uzatılıyor, çeşitli bahanelerle sürüncemede bırakılıyor.

İmara aykırı yapılara izin veriliyor.

Dairelerden 20 bin villardan 50 bin alınıyor.

Binlerce yapıyı hesaplayın, sadece bu alandan sağlanan rüşvet çarkının boyutuna siz karar verin.

Bunu yaparken risk de almak istemedikleri için rüşvet karşılığı imara aykırı yapılara ruhsat verilirken kendileri toptan izne çıkıyorlar, buldukları ve o da rüşvet karşılığı bu işlere gönüllü bir memura imzalatıyorlar.

Bu ben devletim demektir.

Çünkü devletleri devlet yapan esas kural, vergi toplama yetkisidir.

Bunlar şu an kendileri devlet olmuş, bildiğiniz vergi gibi rüşvet topluyorlar.

Bunları ispatlamak çok zor değil.

Bakın Atabay'ın hızla yükseltip Başkan Yardımcısı yaptığı Emine Öznür Gündoğdu'nun, düne kadar ekmeğe muhtaç ailesinde bir anda yaşanan mal varlığı patlamasına..

Didim Belediyesi İmar Müdürlüğü'nden sorumlu Başkan Yardımcısı Emine Öznur Gündoğdu'nun ailesi üzerindeki mal varlığı dudak uçuklatıyor.

Gündoğdu'nun ev hanımı annesi üzerinde Konya'da 3 adet, İzmir Buca'da 1 ve Didim'de 2 taşınmaz, emekli babasının üzerinde Konya'da 9 adet, Didim'de 2 adet taşınmaz olduğu ortaya çıktı.

Atabay'ın göreve getirilmesinin ardından 5 yılda Gündoğdu'nun mal varlığındaki dikkat çeken artış nedeniyle CİMER'e suç duyurusunda bulunuldu. (İlgili haberin linki... https://www.yeniasir.com.tr/ege/aydin/2020/05/21/intikam-yikiminda-rant-oyunu)

Bu mal varlığında son dönemde yaşanan artış, banka hesap hareketleri dahil değil.

Aziz Türk Milleti.

Gördüğünüz gibi Didim'in gerçek rant çetesi nasıl çalışıyor, bu gayri ahlakilikler özel yaşamlarıyla da perçinleniyor, zoraki rüşvetler ve gayri yasallıklardan elde ettikleri muazzam servetler yakınlarının üzerinden nasıl aklanıyor?

Ondan sonra kalkıp garibanların gözüne bant çekip, rant çetesi yaygarası ile, aslında kendi yaptıkları ne varsa onu ifşa ediyorlar.

Şuna emin olun Kadıköylü Atabay devri bitmiştir. Onunla beraber olanların da.

Gün gelecek Didim Altınkum sahillerinde tıpkı kendi yaptıkları gibi hepsinin gözlerine bant çekili posterleri, Didimliler tarafından asılacak.

DEVLET YETKİSİNİ NASIL FÜTURSUZ KULLANIYORLAR

Aziz Türk milleti.

Ben bu satırları kaleme alırken, Kadıköylü Atabay ve Didim'deki gerçek rant çetesinin intikam operasyonu hayata geçirildi.

Yazılarımızın ardında Ahmet Orak olduğunu zanneden zavallılar, gidip adamın oteline mühür vurmaya kalktılar.

Didim'in gerçek rant çetesi Kadıköylü Atabay ile başlayan bu rüşvet-zulüm-baskı dönemi nasıl başladı, onu kamu oyuna tüm gerçekliğiyle aktaralım.

Ahmet Orak, Mardinli bir iş insanı. Yine yurt dışında yaşayan, Mardin kökenli Süryani ortakları vardı. Adamlar dünya çapında etkin konumdalar fakat anavatanımız dedikleri Türkiye'ye yatırım yapmak istiyorlardı.

CHP'li Didim Belediye Başkanı Mümin Kamacı zamanına Didim Belediye Meclisince Ahmet Orak ve ortaklarının yapacağı otel yatırımı, belediye meclisinden geçip kabul edildi.

CHP Kamacı'yı aday göstermeyip Atabay'ı getirince, Kadıköylü seçimi çok az bir farkla kazandı.

Sonra başladı Kamacı'ya destek veren kim varsa, ezmeye.

Önce Ahmet Orak ve ortaklarından o günün rayiciyle 700 bin lira rüşvet istediler.

Vermeyince Orak ve ortaklarının daha önce belediye meclisince onaylanan projelerini iptal ettiler.

Halbuki bir belediye meclsisi tarafından alınan karar, anca yine yeni gelen belediye meclisi tarafından iptal edilir, eski dönem hakkında suç duyurusu yapılır.

Bunlar belediye yetkisiyle iptal ettiler.

Sonra mahkemeler başladı, tabii ki Ahmet Orak haklı çıkıyor, her nasılsa aynı davaların olduğu yerde Atabay ve gerçek rant çetesi turlar atıyor, kararlar bozuluyordu.

Hatta Kadıköylü Atabay'ın yanlış icraatları ve yıkımları yüzünden Ahmet Orak'a bir buçuk milyon belediye tarafından tazminat ödenmesi kararı çıktı.

Sizlerin de tahmin edeceği üzere devlet-siyaset-medya-iş dünyası arasında oluşturulan Didim'in gerçek rant çetesi, muazzam miktarlarda rüşvet ve ihalelerden elde ettikleri haramlar ile, ulaştıkları yerlerde çok kararı geciktirdiler. Adli ve İdari soruşturmaları sekteye uğrattılar, çoğu raflı dosyalarda bekliyordu.

Bu işin içinde olanlar da, Kadıköylü Atabay sayesinde küçüklü büyüklü servetler edindiler.

Bu sırada Ahmet Orak, mülkü kendilerine ait arsa üzerine inşaata başladı. İlk plandaki gibi yaptı. Son iki kat içinse, imar barışından faydalandı.

Şu yukarıda yazdığım, Didim gerçek rant çetesinin muhbiri, milli emlak arazilerinin işgali operasyonuyla hala yargılanmakta olan, Milli Savunma - Orman Bakanlığı ve Milli Emlak'a yani Türk Milletine ait 5 dönüm araziyi gasp edip üzerine havuzlu villa yapan, 300 bin lira ceza kesilip, Didim Belediyesi tarafından yıkılması ve hakkında suç duyurusunda bulunulması gereken Naci Şenses isimli şahsı 20 bin lira ile kurtarmaya çalışan Atabay, sadece ve sadece Ahmet Orak'ın imar barışından faydalandığı iki katı yıkmak için tek kişilik ihaleye çıktı.

Burasını iyi dinleyin, bu haramilerin nasıl yasa-hukuk tanımadığını, “devlet biziz” dediklerini iyi görün.

Didim'de yıkımı gerekleşmesi gereken toplam 1680 kaçak yapı var.

Tabii ki Kadıköylü Atabay, yıllardır bu işleri sallıyor.

Çünkü pek çoğuna zaten imar kanununa aykırı kendileri göz yumdular ve yukarıda belirttiğimiz gibi daire başı 20 bin, villa başı 50 bin liraya hepsine yol verdiler.

Bir belediye yıkım kararını nasıl alır?

Yıkımı gereken yapılar için topluca ihaleye çıkılır, yıkım işlemi hepsi için toplu gerçekleştirilir.

Fakat Kadıköylü Atabay ne yapıyor biliyor musunuz?

Sadece Ahmet Orak'ın Otelini yıkmak için, tek kişiye özel ihaleye çıkıyor.

Külliyen yasalara aykırı, temelinden devlet yetkilerinin gaspı ve kötüye kullanılması, devlet biziz denmesi.

Ahmet Orak yıllardır ruhsat başvurusu yaptığı halde keyfen hakkını vermiyorlar, tek kişilik yıkım kararı alıyorlar.

Bu devlet yetkisinin, şahsi husumet aracı olarak kullanılmasıdır ve yasalarda karşılığı Atabay'ın görevden alınmasıddır.

Diğer 1680 binayı yıkmamak için hangi dümeni çeviriyorlar.

“Efendim biz ihalaye çıkıyoruz, giren olmuyor...”

Gördünüz mü Didim’in gerçek rant ve devlet biziz diyen, kendi derebeyliklerini ilan eden çetesini.

Bunlar neye yol açtı biliyor musunuz Aziz Türk Milletinin güzel insanları.

Ahmet Orak'ın ortakları, 300 milyon euroluk dev yatırımlarından vaz geçtiler. Kadıköylü Atabay ve çetesinden illahlah edip, gidip İspanya ve Yunanistan’a yatırım yaptılar. Hepsi de oralarda kahraman muamelesi gördüler.

EZİLECEKSİNİZ...

Biz bu yazıları kaleme alırken harami düzeninin Didim'deki yalakaları, bizler için “kaybedeceksiniz” yazmışlar. Hakkımızda Atabay'ın yaptığı suç duyurusunu paylaşmışlar.

Yarabbi bizim istediğimiz bir göz Allah verdi iki göz.

Daha iyi ya... Ekmeğimize yağ sürdünüz...

Şimdi o Kadiköylü Atabay'ın kasetlerini, yasa dışı imar, ihale, rüşver aklınıza ne geliyorsa tüm deli dumrul icraatlarını, Öznur Gündoğdu'nun aile servetini, ben Savcılık kanalıyla istetmez miyim?

Tecavüz iddiası suç duruyusunda Atabay'dan istenen ve savcılığın kokain kullanımının tespitine yönelik talep etmesi gerekirken etmediği kan ve saç testlerini talep etmez miyim?

Hışştt Kadıköylü Atabay...

Sen korkudan berberde değil, evinde saç tıraşı olup, aman saçım kimsenin eline geçmesin diye afaki önlemler alırken, benim suç duryuruna karşı yapacağım savunmayı ve taleplerimi hesap etmedin mi?

Nasılsa bunların hepsi yasal kayıtlarda ve medyada mevcut...

Şimdi gelelim, Didim'de yıllarca kollanan Kadıköylü Atabay için savcılığın saç ve saç testi yaptırması gerekirken, neden yaptırmadığına.

Müşteki bayan tecavüzlerin olduğu dönemde sanıkların kokain kullandıklarını, kendisine de içirerek olayları öyle gerçekleştirdiklerini beyan etmişti.

Savcılık iddianın doğru olup olmadığını anlamak için, şikâyet zaptında adı olan herkesten kan ve saç örneği almalıydı.

Eğer bozulan takipsizlik kararını veren savcı şikâyet listesindekilerin tamamına bu testleri yaptırsaydı müşteki bayanın doğru söyleyip söylemediği anlaşılacaktı.

Burada vatandaşlarımızı bir konuda aydınlatalım.

Sağlıkçılar madde bağımlılığı, alkol bağımlılığı, kumar bağımlılığı gibi hastalık türlerini ahlâki değil, sağlık sorunu kabul ederler. Zaten madde bağımlılığı toplumu çökerten bir zehir oldupu için, özellikle satışına yönelik büyük terör tipi cezalar uygulanır.

Peki Kadıköylü Atabay ve diğerlerine test uygulansa ve de sonuçları pozitif çıksa ne olacaktı? Atabay ve diğerlerinin, o kamu görevlerini ifa etmelerine izin verilmeyecek, özellikle Atabay o koltuktan gidecekti.

Yaaa yaaa yaaaa... Kadıköylü gördün mü başına gelecekleri...

Yaptığın suç duyurusu bizim için nimettir, diğerlerini bekliyoruz. İş bu nedenle Kadıköylü için kendierini paralayı bizlere, “Kaybedeceksiniz” diyenleri uyarıyorum.

Biz kaybetmeyeceğiz, sizler ezileceksiniz...

Gerçekler gün yüzüne çıktıkça hem kamu vicdanı hem hukuk karşısında e-zi-le-cek-si-niz...

Sözümüzün sonunda Kadıköylü yancısı, Didimli Gazeteci Ergün Korkmaz'a bir selam verelim.

Saf değiştirdiğin süreçte sana verilen yüklü ihale dosyasındaki ihaleye fesat belgeleri elimde canım kardeşim.

Seni de konuk figüran olarak alacağız önümüzdeki süreçte.

Yakındaki süreçte Didim'deki gerçek rant çetesinin Valilik ve Emniyet Genel Müdürlüğü içerisindeki hamilerini de, tıpkı Sayın Adalet Bakanımız ve Milli Savunma Bakanımızın görüşlerine sunduğumuz gibi, İçişlerinin de görüşlerine sunacağız...

Müsterih olun Aziz Türk Milleti...

Adalet yerini bulacak...

Sizler de bu yazdıklarımızdakileri iyi tanıyın...

Bunlar toplum ve devlet içinde bir cerahattır, bizler de cerahati temizleyen cerrah...

Sepetim